indi bindi 175tl

entry9 galeri0
    9.
  1. Binmeyin kardeşim. Allah! Allah! Silah zoruyla mı bindiriyorlar?
    1 ...
  2. 8.
  3. kim kime biniyor belli değildir. 175 lira ney lan ? bizim semtten örnek vereyim ; tüm gün samatya sgk veya cerrahpaşanın önünde beklesen o hastanelerden çıkıp yürüyemeyecek durumda olanları 1 km mesafe taşısan 175 lira alıyorsun. günde minimum 10 kişiyi taşısan, totalde maksimum 8-10 km yol yapıp 1750 lirayı cebine koyuyorsun. yaktığın mazot da maksimum 200-300 lira tutar ya da tutmaz. hem istanbul trafiğinde anan ağlamıyor hem ne kendini ne de aracını yıpratmıyorsun mis gibi. 10 kişi dediğim de minimum bak 20-25 kişi bile taşırsın bir günde çünkü o hastaneden çıkanların yarıya yakını yürüyemeyecek durumda olan ve araç sahibi çocuğu vs si olmayan yaşlı insanlar.

    bu işe bir çözüm bulunması şart. toplu ulaşıma da zam yapıldı çünkü "yapılmak zorunda" mazotun litresi 54 lira 88 kuruş. 1 litre mazot 54 lira 88 kuruş.. israil irana saldırmadan önce mazotun litresi 44 lira, benzinin litresi 42 lira civarındaydı. bak bunlar bile uçuk rakamlardı normalde olması gereken 30 lira civarları. "iran boğazı kapatacak" diye haberler çıktı mazotun litresi oldu sana ""56 lira"" o günlerde. iran boğazı kapatmadı savaş da 10 gün falan sürdü ama akaryakıt fiyatlarına gelen zamlar geri çekilmedi. bu bildiğin fırsatçılıktır hükümet + akaryakıtın patronları bildiğin fırsatçılık yaptılar ve geri adım atmıyorlar. ibb abb ismi her neyse umurumda değil ancak siz hükümet olarak hem bu zamların olmasına sebep olup hemde sonrasına ihaleyi belediyelerin + vatandaşın sırtına yıkmayacaksınız arkadaş. merkezi yönetim sizsiniz ülkede ekonomiyi belirleyen sizsiniz dün bütün yandaş medyada istanbulda yapılan zamlar konuşuluyor ama bir allahın kulu da çıkıp akaryakıt fiyatları neden sürekli artıyor diye sormuyor. bu arabalar bor ile su ile çalışmıyorlar yapılan zamlar midemi bulandırıyor ancak işin bir de bu boyutu var. hem hükümet hem patronlar düşün lan artık yakamızdan vallahi de bıktık billahi da bıktık sizin siyasetinizden..
    3 ...
  4. 7.
  5. Bence ulaşım sadece devlet ve belediyelerin kontrolünde olmalı.

    Taksi dahil.

    Hem müthiş bir kazanç elde edilir hem de böyle haksız kazanç elde edilemez.
    0 ...
  6. 6.
  7. acil bir evrak işi oldu.
    şirkette ne araba ne şoför var, hepsi dışarıda.
    hadi canım, arabaya atlayım ben gideyim desem kuryelik yapacağız.
    park yeri sorunu, park yeri otopark ile gideceğim yer arası, telefon ve mail için sağa çek vs uzun hikaye.
    tabi ki çalıştığımız taksi durağına "alo" dendi araba istendi. gelen şoför biraz hırt (kıro, çomar, apaçi karışımlı) tipli, durak şoförleri böyle tip değildi. belli ki durağa ya yeni gelmiş ya da durakta araba yok başka araba yollamışlar. kadın olsanız tipine konuşma hitap şekline bakıp arabasına binmezsiniz.

    neyse, diktiret diyerek anadolu ve avrupa yakası arasında git-gel yapılacak, birkaç yere uğranılacak olup extra bekleme gidilme de olabilir dendi.
    şoföre durum anlatıldı, şoförün gözleri parladı. saat 11 civarı olup akşam 5-6'ya kadar en geç bitecek bir koşuşturmaca eşek değiliz ya yemek falan ısmarlama, sigarasını alma da yapmışlığımız vardır.
    zaten durakta şoförler kendi aralarında konuştuğu için şirket işine gelmek için yarışır durumdalar.
    arabanın arkasına oturdum, şoföre "fiş yazacaksın" dedim. bu sırada yola çıktık. 20 metre falan gittik. şoför "abi bende fiş yok, unutmuşum, şirkete getiririm güvenliğe teslim ederim" falan dedi.
    sadece "sağa çek" dedim.
    anladı, sağa çekip durdu. yoldan geçen bir taksiye el attı taksi durdu, ben de bu sırada taksiden indim. yoldan geçen taksiden bizim taksici fiş istedi.
    taksici yaşlı biriydi, belli ki feleğin çemberinden geçmiş.
    bir bana, bir bizim hırt taksiciye baktı, adeta "bu vicdanı itler yesin" surat ifadesi ile neyse ekmeğinden olmasın diye torpido gözüne uzandığında yanına gidip "gerek yok fiş verme" dedim.
    bizim hırt taksiciye dönüp "bindiğim ücreti durağa getiririm, ya da şirkete fişle gel muhasebeden alırsın" dedim ve bizim taksicinin çevirdiği taksiye bindim.

    bindiğim taksici tam kalender çıktı. beyefendi bir insandı. taksici neler anlattı bu hırtlar hakkında...
    saat 17:30 gibi şirkete geldik. o gün taksiciyle yemek yedik, çay içtik, sigarasını aldım ve beklemeleri vb hizmeti için de bahşiş babında fazla ücret ödedim (şirket hesabından) taksicinin telefonunu aldım.
    bazen şirket işinde part-time şoförlere ihtiyaç duyuluyor.
    her meslek-iş kolunda iyi insan da vardır kötü insan da vardır.
    toplumsal ve kurumsal erozyon ile iyi kötü dengesi iyiliğin aleyhine döndü ve çürümede en belirgin göze batan da hizmet sektöründe iş ve insan ilişkileri.
    1 ...
  8. 5.
  9. taksiciler vergilendirmede basit usulden çıkartıldılar. yani her kestiği fiş başına 20% kesinti olacak artık. madem bunların meslek odası bu ücreti takdir etmiş, siz de her seyahatiniz için fiş isteyin, bulundurmak zorundalar zaten yok derse vergi kaçırmış olacak o ücret için çekin videoya verin sosyal medyaya oraya buraya. ister istemez bu keyfiyetlerinin bir bedeli olacak çünkü.
    1 ...
  10. 4.
  11. beni ilgilendirmez. istanbulluların kendi seçimleri.
    1 ...
  12. 3.
  13. 2 bira parası bence uygun. Taksiciler taş mı yesin.
    3 ...
  14. 2.
  15. istanbul'da 2025 başında açılış ücreti 42 TL. km başı 28 TL idi. yolcu bir km yol gidecek totalde 70 TL para verecek. yani taksi 70 TL kısa mesafe olunca işine gelmiyor o parayı az buluyor o yüzden indi bindi tarifesi getirip yolcudan daha fazlasını istiyor ve yolcuya kısaca diyorki taksi zengin işi kardeşim, fakirin parası az zenginin fazla, para zenginden kazanılır, fakirsen paran yoksa taksiye binme. ee, senin de acelen var, binmek ve yetişmek zorundasın, napcan? mecbur binicen, taksici de bu krizi fırsata çevirmiş oldu. zorlama var mı? yok. git kardeşim dolmuşa bin otobüse bin, banane, acelesi olan sensin, bu ticari taksi. bu işin Türkçesi bu. kast sistemi uyguluyor yani. kapitalist sistemin getirisi bu, biz ise olayı esnaf mantığı ile değerlendiriyoruz halbuki o değer yargıları bu sistemle beraber değişti kalmadı bitti yok oldu. tıpkı insanlığımızı yok ettikleri gibi hayatın içindeki değer yargılarımızı da değer sistemlerimizi de alt üst ettiler. biz zannediyoruz ki hak hukuk eşitlik adalet herkes için aynı. değil işte öyle, sınıfsal fark var ve üst sınıf alt sınıfı öteliyor kabul etmiyor dışlıyor. bu statü farkının en büyük göstergesi ise para. yani para insandan ve insanlıktan daha önemli. insana itibar yok, itibar paraya güce. bu eskiden de böyleydi aslında hiç değişmedi. Nasrettin hocanın ye kürküm ye hikayesinde olduğu gibi. evet..
    4 ...
  16. 1.
  17. Taksi bize biniyor herhalde. Zam yapmış kansızlar.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük