ordell: benim 500.000 dolarımı sen mi aldın?
max: evet
ordell: paramı niye aldın?
max: sana yardımcı olmak için aldım?
ordell: ne yani benim para mı bana yardımcı olmak için mi aldın?
max: evet
ordell:bak gerizekalı herif, benim kıçım muşmulaya benziyor olabilir, ama ben muşmula beyinli bir herif değilim.
-aptal hayaller peşinde koşmayan bir kalp gösterin ben de size mutlu bir insan göstereyim.
-insanlar sadece hayaller peşinde özgür olur. her zaman böyleydi her zaman böyle olacak.
l.a. confidential
bu olay l.a'in imajını zedeler
-evet teğmen jennings'i temizleyelim. ölen dudley'i kahraman yapalım...
-jennings niye gülüyorsun...
jennings:bu olay o kadar büyük ki şok kahraman lazım...
verbal:onu kimse bulamaz yok olur...
polis :sen inanıyor musun kayser soze diye birinin olduğuna?
varbal: keaton şöyle derdi... tanrının olduğuna inanmıyorum ama ondan korkuyorum... bense tanrının olduğuna inanıyorum ama korktuğum tek şey kayser soze...
- ben gökdelen camındaki parmak iziyim. mendil köşesindeki eski islemeyim. denizde dolasan bir bok parçasıyım.
- baksana söylediğin şeyler ne kadar da güzeldi. ben bunları asla yazamam.
- ben de yazamam. bunlar bukowski'dendi.
insanlar bu çekimi gördüklerinde "aman tanrım, bu korkunç" diyecekler ve aksam yemeklerini yemeye devam edecekler, hepsi bu! ( paul'un soykırım görüntülerini çektiği için uluslararası ajans kameramanı jack'e teşekkür etmesinden sonra jack'in cevabi)
dünyanın bütün meşhurları bununla tras oluyor... ingiltere krali, rahmetli başkan kenedi, taçsız kral pele, bakenbauer, kaleci miyer, nadya komanacci, biricit bardo, fenerbahceli cemil... hepsi şöhretlerini bu bıçağa borçludurlar! evet denemesi bedava hem de hiç para vermeden
-kadınlar tecavüze uğradıklarında ''imdat'' diye bağırmamalılar ''yangın'' diye bağırmalılar.''imdat'' diye bağırırlarsa kimse gitmez ama ''yangın'' diye bağırırlarsa herkes gider.
mathilda: rahat uyudun mu?
leon: hiçbir zaman gerçekten uyumam.her zaman bir gözüm açıktır.
mathilda: bir gözü açık birinin ilk defa bu kadar horladığını gördüm
mia: bundan nefret etmiyor musun?
vincent vega: neden?
mia: bu hüzürsüz edici suskunluktan.sence neden kendimizi rahatsız etmek için sürekli zırvalamak zorundayız?.
vincent vega: bilmiyorum.gerçekten güzel bir soru.
mia: bunu özel biriyle birlikte olduğunda hissediyorsun.oysa kahrolasıca çeneni 1 dakika kapatıp sessizliği paylaşabilirsin.
- daha önce kalmanı istedim kurallar gereği bunu yapmam gerekliydi
- hıhı
- ama benim fikrimi sorucak olursan seni hiç sevmedim.neden mi sevmedim.küfür etmiyorsun.küfür etmeyen erkeğe güvenemem.erkekler sayıp söver.
insanlarla hayvanları ayıran tek şey akılları değildir,aynı zamanda ahlaklarıdır da.iyi ile kötü arasındaki farkı bilmeleridir.hepiniz hayvanlar gibi davrandınız.ve bu ahlaki değil.
hayat futbola fena halde benzer.futbol sahsi beceri gerektirir ama aslinda ayakla oynanan bir spordur.ayni zamanda toplu halde oynanan bir oyundur. dört dogru pas, %90 goldur.hayat da oyle degil mi?
cennetin krallığı filminde selehattin üyyübinin kudüs e doğru 200.000 kişilik bir ordu ile yola çıktıgını duyan kralın adamının söylediği laf:
-selahaddin will not show the mesty... demesi. (selahattin merhamet göstermeyecek...)