bugün
- gecenin şarkısı9
- üstteki yazarın yaşını tahmin etmek13
- taktik verin10
- maca sekiz10
- muharrem ince'nin diyanet kapatılsın mı anketi10
- tc'yi atatürk değil ingiliz ve yahudiler kurmuştur26
- türklerin ingilizce konuşamama nedenleri32
- her türk vatandaşına türkiye gezisi12
- mühendis erkeklerin genel özellikleri16
- en obez özelliğiniz19
- türklerin çok kolay devlet kurması17
- avrupanın zenginliğini hırsızlığa borçlu olması15
- sizi cuma saflarında göremedim sözlük10
- akp chp yakınlaşması15
- çocuğunuzu özel okulda okutur musunuz18
- risale i nur21
- burda senin paran gecmez diyen delikanli kiz11
- en çok yaşamak istenilen şehir10
- beni özlediniz mi10
- selahattin demirtaş13
- temiz oje sürmek8
- icardi190518
- arda güler11
- iki adım atınca kan ter içinde kalmak10
- allaha küfür etmek10
- türklerden adam çıkmaması17
- bir müslüman olarak filistin benim meselem değil36
- bir gün önce tanışılan kızın yazlığa davet etmesi14
- ruh varsa neden görünmüyor13
- anın görüntüsü10
- sevdiğiniz sözlük yazarları17
- uludağsözlük'ün ölmesi ve gömmeyi unutmaları10
- selahattin demirtaş'ın 42 yıl hapis cezası alması12
- okula bikiniyle gelen kız9
- sözlükteki erkek nüfusu9
- filistin'in türklere ihanetleri sıralı tam liste24
- üstteki yazarla nereye gitmek isterdin8
- mesajın altlarda kalmış kusura bakma diyen kadın10
- arkadaşlar bu alınır mı8
- buluşunca sürekli derslerden konuşan erkek8
- bu başlıkta konya'yı övüyoruz16
- yemek yemeyi sevmeyen insan8
- ileride evleneceğiniz kişi şuan ne yapıyor9
- nişanlı kalmanın saçma olması12
- tayyip erdoğan'ın israil anadolu'ya girecek demesi21
- 15 mayıs 2024 türkiye japonya voleybol maçı13
- karşı cinse giyim önerileri16
- iyi bir insan olmak için ne yapmam lazım15
- mauro icardi'nin karısı8
- larisalisa'nın parayla şukulatması8
Anthony Hopkins Edward Norton Ralph Fiennes Harvey Keitel Emily Watson Philip Seymour Hoffman ....
böyle inanılmaz bir kadronun bulunduğu 2002 yapımı korku gerilim filmi.Anthony Hopkins yine hannibal lecter karakteriyle karşımızda.
böyle inanılmaz bir kadronun bulunduğu 2002 yapımı korku gerilim filmi.Anthony Hopkins yine hannibal lecter karakteriyle karşımızda.
serinin en son çekilen fakat konu itibari ile ilk filmi..
gercekten geriyor bu film.Hele sonunda evlerinde bişeyler oluyordu.Cocuk odada yalnız mıydı neydi..Guzel film.
thomas harris'in kitabı.. ve tabi uyarlanan filmin adı..
izlemeye gittiğimde film boyunca uyumuştum, pek bişey hatırlamıyorum şahsen film hakkında. ama hastaydım yani, film güzelmiştir belki..
izlemeye gittiğimde film boyunca uyumuştum, pek bişey hatırlamıyorum şahsen film hakkında. ama hastaydım yani, film güzelmiştir belki..
Anthony Hopkins'i anlatmaya gerek yok, Edward Norton'un sağlam oyunculuk sergilediği, kurgusu sağlam izlenilmesi keyifli bir film.
gazetecinin dilini yeme sahnesinde oha yok artık dediğim son sahne de ise çocuğa ne olduğunu çok merak ettiğim izlerken gerçekten insanı geren gerilim filmi..
(bkz: ralph fiennes)
1986'da michael mann tarafından manhunter adıyla çekilen bir ilk versiyonu da mevcuttur.
' o losyonun altından korkunun kokusunu alıyorum. çok korkuyorsun will ama korkak değilsin. benden korkuyorsun. yine de buraya geldin. bu utangaç çocuktan korkuyorsun ama onun peşine düşüyorsun.
anlamıyor musun will? beni yakaladın çünkü birbirimize benziyoruz. hayal gücümüz olmasa diğer aptal sürüsünden bir farkımız kalmazdı. korku, yeteneğimizin bedeli. ama onu yenmene yardım edebilirim.'
hannibal'ın filmin 35. dakikasındaki hapishane sahnesinde, kendisini yakalamış olan ve yeni bir seri katilin peşinde olduğu için kendisinden yardım istemeye gelen polis will ile arasında geçen konuşmada beni koparan monoloğudur. özellikle 'korku yeteneğimizin bedelidir' kısmında ağzımdan bir ıslık sesi çıkmıştır kendiliğinden. (bkz: oha falan olmak)
anlamıyor musun will? beni yakaladın çünkü birbirimize benziyoruz. hayal gücümüz olmasa diğer aptal sürüsünden bir farkımız kalmazdı. korku, yeteneğimizin bedeli. ama onu yenmene yardım edebilirim.'
hannibal'ın filmin 35. dakikasındaki hapishane sahnesinde, kendisini yakalamış olan ve yeni bir seri katilin peşinde olduğu için kendisinden yardım istemeye gelen polis will ile arasında geçen konuşmada beni koparan monoloğudur. özellikle 'korku yeteneğimizin bedelidir' kısmında ağzımdan bir ıslık sesi çıkmıştır kendiliğinden. (bkz: oha falan olmak)
izledikten sonra hayatımın çizgisini değiştiren film ötesi.
serinin kesinlikle en zayif halkasi.cogu olay gercek anlamda aydinlatilmadan film bitiyor.bu ebeveyn baskisi psycho,carrie ve daha onlarca korku filmine konu oldugu icin farkli bir sekilde sunulmayinca artik sikmaya basliyor.edward norton in oyunculugu oldukca vasat.anthony hopkins ise sadece gozlerle nasil inanilmaz oyunculuk sergilenir ders veriyor.filmin en etkileyici sahnelerini ise;gazeteci ile ejder arasindaki sahneler ve tablo yeme sahnesi olarak gosterebilirim.katilin yapili oldugunu nasil tahmin ettiklerini,hannibal in hucresinden yaptigi telefon gorusmelerinin nasil olur da dinlenmedigini ya da dinleniyorsa emekli polisin adresini istemesini niye normal karsiladiklarini anlamak mumkun degil.muzikler son derece alisilmis duzeyde.hicbir ozellikleri yok.ama son sahnede gulumsetmiyor da degil.
"Yara izlerimiz bize geçmişin gerçek olduğunu hatırlatan bir güçtür, en iyisini kimin verdiğini sakın unutma" der Dr. Hannibal Lecter filmin sonunda. Bir yara izi edindikten sonra artık geçmiş hep seninledir, her yere taşırsın kendinle birlike. Belki içerdeki yaralar daha derindir ama onlarla istemediğin müddetçe yüzleşmeme özgürlüğün vardır. Fakat bedenindeki, tenindeki bu yeni oluşum unutmak istediğin, kaçtığın kalbindeki yaralarla seni buluşturur, her daim oradadır artık, somuttur, çünkü o artık sensindir. Zaman geçip de o izi, yeni seni sevmeye çalışırken, yani bir nevi geçmişle barışmaya çalışırken düşünmeden edemezsin.. Vicdan da günün birinde kişinin karşısına geçip kendinden hesap soracak kadar somut bir varlığa dönüşüyor mu, o sen, sen o oluyor mu?..
the silence of the lambs'den daha kötü, hannibal'dan daha iyi; serinin en son çekilen ama konu olarak ilk filmidir. ayrıca bu filme kadar ralph fiennes'in bu kadar çekici ve yakışıklı bir erkek olduğunun farkına varmamıştım.**
Etkileyici filmdir.Kuzuların Sessizliği'nin aksine katilin peşindeki polis Hannibal'ın gölgesinde kalmamıştır.Film bittiğinde Will Graham'a ayrı, Edward Norton'a ayrı saygı duyulur.Son sahneleri de bitirici vuruşu çok iyi gerçekleştirir.
Ayrıca film ile ilgili bir ayrıntı vermem gerekirse yönetmen; yazarın, Hannibal'ın ağzından vurguladığı Hannibal ile Graham'ın benzerliğini bir-iki sahnede vermeye çalışmıştır.
Hücrenin camına yansayan belirsiz Hannibal görüntüsü ile Graham'ın yan yana duruşu:
görsel
Aynada kendisine bakan Hannibal ile arkadaki belirsiz Graham silüeti
görsel
Ayrıca film ile ilgili bir ayrıntı vermem gerekirse yönetmen; yazarın, Hannibal'ın ağzından vurguladığı Hannibal ile Graham'ın benzerliğini bir-iki sahnede vermeye çalışmıştır.
Hücrenin camına yansayan belirsiz Hannibal görüntüsü ile Graham'ın yan yana duruşu:
görsel
Aynada kendisine bakan Hannibal ile arkadaki belirsiz Graham silüeti
görsel
izmir'de sevgi yolu çıkışında bulunan bir çin lokantası.
zamanında, lisede okurken, japon kültürü meraklısı arkadaşlarım vardı. benim de onlardan aşağı kalır yanım yoktu, o ayrı. anime izliyoruz, japonca öğrenmeye çalışıyoruz, kanjiyi sökmeye çalışıyoruz falan derken japon yemeklerinden de yemeye karar verdik. acaba çin lokantasında japon yemekleri de var mıdır diye bir merak içerisindeyiz tabi. zira çevremizde japon lokantası diye bir yer yok. mecburen buraya gelicez. ilginç diyaloglar yaşanıyor bu arada ama.
-gidelim soralım bence. sushi var mı sizde diyelim
+japonlarla çinliler sevmez lan birbirlerini. sushi yoktur orda
-lan soralım diyorum işte
*kung-fu biliyodur abi onlar
-yani?
*biz japon muyuz lan diyip dalmasınlar bize
derken, korku içinde gittik sorduk sushi var mı diye. olmaz mı yeğenim burası çin lokantası diyen bir amcayla karşılaştık ciddi ciddi. o an ısındım buraya. masalara geçtik direk. birer tabak köpek balığı yüzgeci çorbası, en ucuzundan olmak üzere sushi, ortaya da karides cipsi diye bir şey söyledik. çubukları tutma olayına daha önceden çalıştığımız için sorun yaşamadık. gerçi çatal kaşık da koymuşlar ama, çin lokantasına gelmişiz, çubuk kullanmamak ayıp olur diye düşündük. her neyse, köpek balığı yüzgeci çorbası tam anlamıyla iğrençti. belki güzeldi, bilmiyorum ama, köpek balığı lan. yenir mi amk? sushi geldi arkasından. tabi ki wasabi ile birlikte. sushi beklentilerimin üstünde çıkmıştı. wasabi de öyle. o ne acıdır yarabbi? burnumdan duman çıktığını, burun kılcallarımın hepsinin teker teker yandığını, dilimin zaten ortadan kaybolduğunu hissettim. allah'tan etkisi uzun sürmüyor. recep ivedik'teki gibi saatlerce koşturtacak bir durum yok yani ortada. yakıyor ama yemeği zehir etmiyor. sushi'yle birlikte ortaya söylediğimiz karides cipsini de bitirdik.
neler yemiştik tekrar edelim. bir çorba, 6 parçadan oluşan sushi, ortaya da karides cipsi. kişi başı 60'ar lira ödeyip kalktık. aç kalktık hem de. ordan çıkıp cebimizde kalan son 10 lirayla burger king'e girdik. haftanın kalanını da parasız geçirdik. çok maldık biz lisedeyken.
zamanında, lisede okurken, japon kültürü meraklısı arkadaşlarım vardı. benim de onlardan aşağı kalır yanım yoktu, o ayrı. anime izliyoruz, japonca öğrenmeye çalışıyoruz, kanjiyi sökmeye çalışıyoruz falan derken japon yemeklerinden de yemeye karar verdik. acaba çin lokantasında japon yemekleri de var mıdır diye bir merak içerisindeyiz tabi. zira çevremizde japon lokantası diye bir yer yok. mecburen buraya gelicez. ilginç diyaloglar yaşanıyor bu arada ama.
-gidelim soralım bence. sushi var mı sizde diyelim
+japonlarla çinliler sevmez lan birbirlerini. sushi yoktur orda
-lan soralım diyorum işte
*kung-fu biliyodur abi onlar
-yani?
*biz japon muyuz lan diyip dalmasınlar bize
derken, korku içinde gittik sorduk sushi var mı diye. olmaz mı yeğenim burası çin lokantası diyen bir amcayla karşılaştık ciddi ciddi. o an ısındım buraya. masalara geçtik direk. birer tabak köpek balığı yüzgeci çorbası, en ucuzundan olmak üzere sushi, ortaya da karides cipsi diye bir şey söyledik. çubukları tutma olayına daha önceden çalıştığımız için sorun yaşamadık. gerçi çatal kaşık da koymuşlar ama, çin lokantasına gelmişiz, çubuk kullanmamak ayıp olur diye düşündük. her neyse, köpek balığı yüzgeci çorbası tam anlamıyla iğrençti. belki güzeldi, bilmiyorum ama, köpek balığı lan. yenir mi amk? sushi geldi arkasından. tabi ki wasabi ile birlikte. sushi beklentilerimin üstünde çıkmıştı. wasabi de öyle. o ne acıdır yarabbi? burnumdan duman çıktığını, burun kılcallarımın hepsinin teker teker yandığını, dilimin zaten ortadan kaybolduğunu hissettim. allah'tan etkisi uzun sürmüyor. recep ivedik'teki gibi saatlerce koşturtacak bir durum yok yani ortada. yakıyor ama yemeği zehir etmiyor. sushi'yle birlikte ortaya söylediğimiz karides cipsini de bitirdik.
neler yemiştik tekrar edelim. bir çorba, 6 parçadan oluşan sushi, ortaya da karides cipsi. kişi başı 60'ar lira ödeyip kalktık. aç kalktık hem de. ordan çıkıp cebimizde kalan son 10 lirayla burger king'e girdik. haftanın kalanını da parasız geçirdik. çok maldık biz lisedeyken.
thomas harris' in ince eleyip sık dokuduğu, ana karakter will graham' ı da kendisinden kaynak alarak ürettiği eser.
--spoiler--
'' uzaktan eve baktığımda onu denizin ortasındaki bir tekne gibi görürdüm. ''
--spoiler--
roman ve dizi arasında farklılıklar bulunmaktadır. dizidekinin aksine romanda will graham, hannibal lecter' in hastası değildir. yukarıdaki cümleyi will graham, hannibal lecter' e dizide, içini dökerken telafuz etmiştir.
--spoiler--
'' uzaktan eve baktığımda onu denizin ortasındaki bir tekne gibi görürdüm. ''
--spoiler--
roman ve dizi arasında farklılıklar bulunmaktadır. dizidekinin aksine romanda will graham, hannibal lecter' in hastası değildir. yukarıdaki cümleyi will graham, hannibal lecter' e dizide, içini dökerken telafuz etmiştir.
mr. d.'nin kadınları neye göre seçtiğini, babaannesinden gördüğü psikolojik şiddetin nasıl tablo olayına geçtiğini falan bir türlü kavrayamadığım film. ayrıca filmin en akılda kalıcı yanı edward norton'ın berbat sarı saçları.
hannibal dizisinin baz aldığı kitap ve film.
ülkemizde çeşitli şubeleri bulunan bir uzakdoğu restoranıdır.
ralph fiennes' in tüyler ürpertici seri katil diş perisi' ni başarıyla canlandırdığı polisiye gerilim filmi. thomas harris' in aynı adlı eserinden sinemaya uyarlanmıştır.
güncel Önemli Başlıklar