jane austen yazarının aşk macerasını anlatma girişiminde bulunan film, gösterime girdi girecek.

anne hathaway austen olacak imiş, esas oğlan da mr. darcy nin ilham kaynağı olacağından iyi bir filme benziyor diyebiliriz.

http://www.imdb.com/title/tt0416508/
Enfes bir filmdir. Şiddetle gidilmesi tavsiye edilir. Etkisinden kurtalmak zaman alabilir. Ardından bir komedi filmi izlemek çözüm olabilir.
(bkz: kendimden biliyorum)
pride and prejudice tarzında, ama çok daha fazla acıklı hatta ve hatta ağlatan bir film olmuştur. filmi izledikten sonra jane austen için hüzünlenmemek elde değil. etkisinden kurtulmak için iki romantik komedi hatta sadece komedi filmi izlense insan kendini biraz iyi hissedebilir belki.
Jane Austen ile hiç alakası olmayan Anne Hathaway in başrolünü oynadığı, Antalya'da vizyona girmesine çok az kalan film. ikisinin de omuzları yok ama.
sonunda insanın içine derin acılar veren, o aşkı ve ayrılığı kendin yaşamışsın gibi hissettiren film. hikayenin gerçek olması daha da bir etkiliyor insanı.
gece gece izlediğim ve gerçekten çok etkilendiğim jane austen nın hayatını konu alan film. hep erteliyordum izlemeyi. kolay değildi benim için izlemek. birinin hayranıysanız hatta kendinizi tanımlarken, bazı şeyleri anlatırken, bazı değerleri savunurken referansınız hep o kişi oluyorsa onunla ilgili küçücük bir detay bile çok anlam taşır. ben de uzun süre bu filmi izlemeyi göze alamadım bu yüzden. hayal kırıklığına uğramaktan korktum verilmiş hatalı bir bilgi varsa düzeltememenin verdiği üzüntüyü yaşamak istemedim sanırım.. tam tanımlayamıyorum. ama en sonunda dün akşam aniden karar verip geçtim karşısına filmin. söyleyebileceğim çok şey var ama ilk söyleyeceğim şey korktuklarım başıma gelmedi. ki bu benim için en önemlisi. genel olarak duyguyu izleyiciye geçirmeyi başarmışlar ama oyuncu seçimi daha iyi olabilirdi. mesela tom lefroy rolüne o oyuncuyu yakıştıramadım ki aslında anne hathawayden çok daha iyi bir oyunculuk çıkarmış kendisi.

--spoiler--
tom un kızıyla birlikte geldiği sahne nasıl bir sahnedir öyle. jane austen o durumda ağlamamayı nasıl başarmış bilmiyorum ama ben başaramadım. aşklarına ağladım, kavuşamamalarına ağladım, hep eksik kalmalarına ağladım ama en çok da tom un jane nin romanını kızına okuduktan sonraki jane e bakışına ağladım.
--spoiler--

sonra jane austen nın hayatını düşündüm. o boyutlarda bir aşk yaşayıp dünya edebiyatına müthiş eserler kazandırdıktan sonra 41 yaşında biten bir hayat. bizim bir hayattan beklentimiz ne . uzun bir ömür mü ?? benim değil hiç değil. çok uzun yaşamanın hiç bir anlamı yok anlamlı olan nasıl yaşadığın..çoğu hayranı jane austen nın hayatını çok trajik bulur evet ölümü çok beklenmedik bir şekilde ve erken olmuştur. ama pek çok insana göre de doludolu bir hayat yaşamıştır bence. saçmalama diye düşünüyorsanız biraz daha geniş düşünün. yalnız bir nokta var. içinde anlatmak istediği şeyler kaldıysa ve onlarla birlikte gittiyse bu hayattan, asıl trajik olan bu olur bence. söylenmemişlik en kötüsü çünkü. ama genel kanım bence yazmak istedikleirni yazmıştı.
çok güzel bir filmdir.
anlatılan aşkın büyüklüğü ve tutkusu tom'un kızının ismini öğrenmemizle bir kat daha artar. aşka daha bir saygı duymamızı sağlar ve... ağlatır...
muhteşem bir aşk hikayesi,zamanının şartlarına boyun eymeyen bir kadın,talihsiz iki kız kardeş...tom lefroy ve jane austen'in dans ettiği sahne çok etkileyicidir,birbirlerine bakışı,konuşmadan anlaşmaları.jane austen sevgimi perçinlemiştir.
türkçesi aşkın kitabı diye çevrilen, jane austen'in pride and prejudice * adlı kitabını yazma serüveninin ve bununla orantılı olarak kendi hayatının ve aşk maceralarının acıklı bir tarzda anlatıldığı,sürükleyici bir film.film baştan sona tutku dolu fakat özellikle son sahneler izlemeye değer.
bir kaç saniye sonra farkedildikten sonra edit: (bkz: günün ilk entrysi)**
pride and prejudice filmini izledikten sonra bu filmle birlikte böyle filmleri sevmeye başlarsınız, özellikle sonu oldukça vurucudur, tom lefroy* karakteri oldukça sempatiktir, hele bir dans sahnesi vardır ki izlenmeye değer.
(bkz: becoming insane)
güzel filmdir, sonunda ağlatmıştır. şimdi spoiler.

--spoiler--
ya kardeşim sen nasıl bir kadınsın bulmuşsun öylesine tatlı bi adamı, gözlerinin içi gülen, seni seven, gayet tutkulu ama sen kıçı kırık bi mektubu gör aman allahım kaç kardeşin var, biz nasıl yaparız da bu işi kotarırız, olmaz bu iş, sürünürüz, ne hakkımız var gibisinden gereksiz bir edebiyat yap, adamcağızı bırak git. e noldu ama sonunda, takmış boyu kadar kızını gelmiş, çok da iyi durumda. sen hala acı çek. salak. o kadar kızdım ki bir aşk anca bu kadar kolay ziyan edilebilirdi.
--spoiler--
jane austen'ın gençliğini ve yazar olma hikayesini anlatan, böyle ilginç bir konusu olması hasebiyle ilginç bir film.
--spoiler--
tom karakterinin kızına "jane" diye seslendiğinde jane'in yüzünde olulan ifadeyle bitiren filmdir.
--spoiler--
izledikten sonra uzun süre etkisini üzerinde barındıran film. Özellikle Jane Austen filmlerinin çoğunu izlemişseniz, bu filmden sonra kendinizi yazara daha yakın hissetmeye başlarsınız. Kitaplarını neden mutlu sonlarla bitirdiğini idrak edersiniz. Anne Hathaway dan pek haz etmesem de bu role çok yakıştığını itiraf etmeliyim, James McAvoy ise bence Tom Lefroy için biçilmiş kaftan olmuş.
Etkisi uzun süre süren , Sonunda ağlatan bir film.jane austen in hayatı ile bize aşkı anlatan bir film. oyuncular da gayet iyi bir seçim olmuş. o dans sahnesi ise müzik ise gerçekten tekrar tekrar izlenmeye değer . her sahnede ayrı bir tat ve güzellik var . izlemenizi önerir , burada bitiririm.
aşkın tam tadında bırakıldığı bütün hüznü mutluluğu adeta içimde yaşatan tadından ardarda ızlenen fılm.merdıvende parmaklarına dokunmaları kadar guzel bır sey yok bence
böyle bir aşk yaşayan bir kadının hep mutlu sonlarla biten hikayelerinin nedenini anladığımız filmdir. o da mutlu sonların sadece kitaplarda olacağı konusunda benimle hemfikirdir.
aşkın, hüznün, romantizmin, mutluluğun; bütün duyguların tadında bırakıldığı, hiç sıkılmadan izlenebilecek dokunaklı bir film. hatta son zamanlarda izlediğim en iyilerden biri, geç kaldığımı hissettirdi. su gibi akıp gidiyor ve film bittikten sonra bile ekrana bön bön baktırıyor adama yaşlı gözlerle.. anne hathaway hanım kızımızın filmdeki jane austen halleri ilk bakışta amelie poulain havası verdi bana. diyeceğim o ki oyuncuları başarılı, aynı zamanda güzel insanlar; piyano ayrı bir hava katıyor, hüzün güzel yansıtılmış.. daha ne olsun efendim.
aşkı hissettirebilen jane austen tarafından yazılmış duygusal, ağlabilitesi yüksek olan film. alt yazılı izlemiş biri olarak adab ı muaşeret olarak çevrilmiş kelimeyi günlük yaşamda kullanmayı bana farz kılmıştır.

jane nin bilgisizliğini adab ı muaşerete bağlayıp

--spoiler--
adabı muaşeret beni bilgisizliğe mahkum ediyor
--spoiler--

cümlesi filmde aklımda kalacak tek cümledir.
aşkın insan üzerinde bıraktığı umutsuzluğu ve çaresizliği çok iyi yansıtmış konusunu ana kahramanı jane austen'ın hayatından alan film. mutluluğu, pişmanlığı, aldatılmayı öyle iyi yansıtmışlar ki bu yüzden oyuncuları tebrik etmek gerek. film üzerinde düşünülmesi gereken çok konu var ve bu kişiler de farklı sonuçlar uyandırabilir.

her şeye rağmen oldukça güzel bir filmdi. sonunun kötü, üzücü bitiyor olması bence filmin etkileyiciliğini arttırıyor.
şuan bitirdim ve ağlamaktan başıma ağrılar girmesine sebep oldu. bütün günümü moral bozukluğuyla geçireceğim galiba. çok güzel ve oldukça etkileyici bir film.
görsel
Jane austen'ın biyografik filmi.
James mcavoy'un böylesi bir dönem filminde ne işi var diye düşünmedim değil.
COLD MOUNTAiN iLE BiRLiKTE DÜNYA ÜZERiNDE GELMiŞ GEÇMiŞ EN GÜZEL AŞK FiLMiDiR...