aslında (bkz: ne zaman öleceğini bilememek) başlığına yazacaktım, 2 dakikalık bir düşünme seansından sonra buraya yazmaya karar verdim.
ölümden sonra halk arasındaki öykünün son buluşuna doğru ilerleyelim mi?
öncelikle ÖLECEĞiN GÜN iÇiN TELAŞLANMa
Onca değer verdiğin bedeninin başına neler
gelecek diye kaygılanma.
Ne olacak, nasıl olacak diye hiç üzülme!
Çünkü Müslüman kardeşlerin senin için
gerekenleri yapacaklar :
1- Elbiselerini bedeninden çıkaracaklar.
2- Bedenini yıkayıp gusledecekler.
3- Yeni elbisen olan kefeni bedenine
giydirecekler.
4- Evinden dışarı çıkaracaklar.
5- Ve yeni evine, kabre götürecekler.
6- Cenaze merasimin için birçokları işlerini
bırakıp gelecekler.
7- Özel eşyalarını toplayacaklar.
Elbiselerin, çanta ve ayakkabıların, ne varsa
hepsini seçip ayıracaklar;
Muvaffak olurlarsa onları sadaka olarak
fakirlere dağıtacaklar...
Emin ol, sen öldükten sonra kimse işini
gücünü bırakıp senin hasretini çekmeyecek.
işler ve ticaret kaldığı yerden devam edecek.
Senin görevin bir başkasına devredilecek.
Malın ve servetin bölüşülecek, mirasçıların
hepsini sahiplenecek.
Sen ise kazandığın o malların hepsinden tek
tek hesaba çekileceksin.
Öldükten sonra senden
Alınacak ilk şey adındır.
O nedenle öldüğünde sana
“cenaze” derler; kimse seni isminle
çağırmaz.
Sana namaz kılmak için geldiklerinde, adını
sormaz,
“Cenaze nerede?” diye sorarlar.
Omuzlarında taşıdıklarında ve defnettikleri
zamanda da adını söylemez,
Cenazeyi tutun derler...
O hâlde, dikkatli ol;
soy, nesep, milliyet, para ve makam seni
aldatmasın...
Bu dünya ne kadar değersiz,
karşılaşacaklarımız ise ne kadar da büyük
ve
Korkunç!
Öldükten sonra senin için üç tür üzüntü olur:
1- Seni biraz tanıyanlar,"Yazık !" derler.
2- Seni daha fazla tanıyan dost ve
arkadaşların birkaç saat veya en fazla birkaç
gün üzülür, sonra da
Şakalarına ve gülüşlerine devam ederler.
3- Yokluğunu ve ayrılık acısını derinden
hisseden ailen ise birkaç hafta, birkaç ay
veya en fazla bir yıl üzüntünü yaşarlar,
Sonra da seni kendi hatıralar arşivine
atarlar.
işte bu şekilde senin halk arasındaki öykün
son bulur.
Güzelliğin, sağlığın, çocukların, evin, eşin, malın ve mülkün ne varsa hepsi elinden çıkar ve gerçek öykün başlar. Yani ahiret hayatın... Peki, ölüm için, kabir için, ahiret içi ne kadar hazırız. ? Bu, üzerinde durmamız ve çokça düşünmemiz gereken bir gerçektir.
kıymetini bilmek için birkaç yüzyıl yaşamanın yeteceğine inandığım güzel şey.
"ohoo yapacak şey biter mi, yüz yıl şunu yapar, ikiyüz yıl şunu yerim" demek kolay ama vakit geldiğinde onları yapmak isteyecek yaşama sevinci kalır mı insanda bakalım?
ha, belki bu da bir avuntudur. iki kuruşluk ömrümüz var diyip ağlamak yerine bundan mutlu olmaya çalışıyorumdur belki. bilemem.
Şu gideni çevirsem tutupta eteğinden. Soruversem: haberin var mı öleceğinden?
Minarede "Ölü var!" diye bir acı sala
Er kişi niyetine saf saf namaz.. Ne âlâ
Böyledir de Ölüme kimse inanmaz hala
Ne tabutu taşıyan, ne de toprağı kazan..
şu dünyada sağlıktan önemli tek şey yok.
bundan iğrenç hiçbir şey yok.
mekanın cennet olsun anneannem.
yemin ederim nefes alamıyorum, millete destek olmak için kendim üzülemiyorum.
allah'ım nolur şaka olsun.
bugüne dek en korktuğum şey buydu ve bu yaşıma dek sevdiklerim hep yanımda diye şükrediyordum.
evet koskoca adamın bunları demesi saçma gelebilir.
ama yok abi yapamıyorum.
2.
anneannem senede bir gördüğüm, sevdiğim bir rol değildi.
sürekli yanıbaşımda olan, anneme rağmen bile yanımda olabilen, dünyalar tatlısı ve kafa dengim bir insandı.
sevdiği vefat eden herkesin allah yardımcısı olsun, başı sağolsun.
başa gelmeden anlatılacak bir şey değil.
bre artık kimle birlikte türkü dinleyeceğim?
hastaneye yatmadan önce bana türkü listesi hazırla demiştin, dayın benim sevdiğim türküleri bilmiyor bunlar güzel diyerek. yapamadım.
dayımla bir tablo için tartışmıştın. bizde görüp imrenerek.
iyileşip evine dönünce sana o tablodan hediye edecektim daha..
3. bre kimseye bir şey diyemiyorum.
utanmak değil, değil ama.. bilmiyorum. koca adam oldum belki ama çocuk gibi ağlamak istiyorum. istemiyorum ama çocuk gibi ağlayasım var ve zor dayaniyorum yer yer yenilerek.. yemin ederim.
Öyle sıkılmış, yorulmuşum ki hayattan,biri yolda yüzüme bi silah dogrultsa, kenara çekilir miyim bilmiyorum. Ölümü bilmiyorum ama yaşamın beni çeken hiç yanı yok.
harbiden yalan dünya. 01.11.2021 tarihi öğlen saatlerinde 16-17 yaşlarında bir arkadaşımız kötü bir sonla öldü. ben uzakta olduğum için yarın cenazeye katılamayacağım. gençliğinin başında uçup gitti.
https://galeri.uludagsozluk.com/r/2190006/+
Yalan dünya. Bir abimizin oğlunun cenazesindeyiz. Çocuk daha 18 yaşındaydı. Allah sabır versin. Allah düşmanıma evlat acısı göstermesin.