Makyaj temizleme yağım bitti. Makyajımı az biraz bebek yağı döktüğüm pamukla siliyorum. Yüz yıkama jelim de bitmişti ona da alternatif olarak dove klasikle yüzümü yıkıyorum. Arkadaşım soruyor ne kullanıyorsun diye söylüyorum, diyor ki Claudia sen ticaret bakanlığında iş mi bulsan *
Bugün iş yerine yeni müdür geldi. 30'lu yaşlarda, evli bir adam.
iş yeri çok soğukmuş, enerjisi düşükmüş, eve gitmiş erkenden uyumuş bu yüzden. iş yerinde samimi bir ortam olmalıymış.
Dedim ki: "ben buraya para kazanmaya, ayaklarımın üzerinde durmaya geldim. Ortamın soğukluğu beni ilgilendirmez"; Oda dedi ki: "Haklısın hepimiz para kazanmak için buradayız"
Eee amk! O zaman enseye şaplak, göte parmak olmanın anlamı yok! Samimiyetin olduğu iş yerinde bence iş olmaz. Kimseyle kanlı bıçaklı olmak istemem ama samimi olmaya da gerek yok.
geçen tramvay'a bindim kürdüm ulan kürdüm 5000 yıllık tarihim var var mı bir diyeceğiniz dedim ve ondan sonra bir takım adamlar beni dövdü yapmayın dedim biri daha tekme attı. bu tırkolar çok acımasız. evet...
Sizlere de oluyor mu bilmiyorum ama bende 12-13 yaşlarından beri olan veya benim o zaman farkettiğim (öncesinde daha küçük çaplı oluyordu) bir psikolojik sorunum var ve %90 hayatımı yöneten durum bu oluyor.
Şimdi hepimizin irili ufaklı hayalleri oluyor tabii ki benim de var ama içlerinden bazılarına aşırı saplantılı şekilde bağlanıyorum. Hayal değil de daha çok plan gibi ama iş güç aşk değil. Onlar basit.
En son 17 yaşımda kendime bi hayat planlamıştım mesela ve aşırı saplantılıydım. Şu evde oturacağım şu işi yapacağım şunu giyeceğim tarzında bi planlama değil, daha farklı bir şey.
Çok da yaklaşmıştım istediğim şeyi almaya ama darbe öyle bi yerden geldi ki tüm domino taşları yıkıldı. Sistem çöktü.
Karakter olarak asla yenilgiyi kabul edemeyen hırslı biriyim zaten ama bu o kadar zor bir şey ki.
Bi noktada asla olmayacağını anlarsam ki bu tahmini 3-4 sene falan; intihar ederim herhalde.
Sanırım cv bitti ortaklık bozuldu veya atıldıktan uzun saatler sonra dahi pek incelenmeye değer görülmedi. Yardıma ihtiyacım da yoktu ama sen istedin diye belirttiğin formatı en güzel şekilde hazırlayabilmek için tekleyen bilgisayarda gece 3e kadar wordden uğraştım. Cv benim umurumda değil işe veya en iyi yerlere girmeyi de eskisi kadar dert etmiyorum. Sadece bir emek gösterdin bu emeğe biraz olsun yakışabilmek için yeterince çabaladığımı düşünüyorum, 2 sene 3 sene önce çabaladığım gibi. Umursanmayacaksa en azından her seferinde dost eli uzatılıyormuş gibi yapılmasın lütfen. Çünkü biliyorum ki o el çok yüksekte ve uzakta. Aslında el de bahane, eli uzatanı bir vesileyle tekrardan görebilmenin derdindeydim. Ama hata etmişim, bir daha rahatsızlık vermeyeceğim.
iletişimsizliği hakettiğimi düşünmüyorum. insan tahammül edemediği birine bile mecburiyetten cevaplar. iyiyim demek, müsait olamayacağını söylemek veya başka planlarım var demek bu kadar zor olmamalıydı. O zaman zaten daha fazla üstelemez, rahatsızlık vermezdim. 1 kere görünüp çok kere görmezden gelme davranışları bizim olgunluğumuzdaki insanlar için eskide kaldı.
Yalnızlığın derin olduğu zamanda sözleştiklerinin-görmek istediklerinin o anki yokluğu veya bazı şeylerin süresiz ertelenişi haliyle insanın gücüne gidiyor. O zaman niye dostluk eli uzatıldı diyorum kendime.
Yaklaşık sekiz yıl önce hayatım henüz çok affedersiniz sikilmemişken analog makineyle çekilmiş bir fotoğrafım ulaştı elime. O günden bu zamana hayatımda değişmeyen tek şey fotoğrafı çeken kişi ve giydiğim bluz. insanlar karısına kocasına bu kadar sadakat göstermiyor sen napıyorsun be kızım be.
Ofisteyim.
Kahve içiyorum yalnız başıma.
işi düşünüyorum.
Uzun zamandır planladığım her şey bir bir yerine geliyor.
Ritim gitgide artıyor.
Fakat bu beni neden korkutuyor?
Bunu anlamıyorum.
Hayalim buydu; büyümek.
Şimdi böylesine hisler neden..
bana vakit kalmayacak diye mi?
Ya da müziğe ve sanata olan ilgimi azaltmak zorunda kalacağım diye mi?
Bilmiyorum.
Ama korkuyorum işte.
Dün iş yerine bir kız geldi, benimle aynı pozisyonda çalışacak o yüzden diğer kızlara eğitim verdiğim gibi bu kızı da eğitim verme görevini bana verdiler.
Kız; 22 yaşında, dudakları dolgulu, aşko kuşko, siyah ve uzun saçlı ama lise mezunu. Normalde bu iş için en az ön lisans mezunu şartı koyarlar ama hepsi yeni gelen müdürün işi, neyse.
Kız, bi' heyecanlı bi' heyecanlı! Onu izlerken güldüm! Tam bir aşko kuşko! En son işte, giderken hepimize "bay bay" dedi, orada kahkaha attım! Bu kız işe alınırsa -bence alınsın- bizim enerjiyi epey yükseltecek. *
Hayat öyle ya da böyle devam ediyor. Hayatımı seviyorum. insan kendisiyle barışık olmalı. Her şey insanın elinde değil. Artık her derdimi herkese anlatmamaya karar verdim. instagram'da görmüştüm, bir ünlü annesine bile her şeyini anlatmıyormuş yanlış hatırlamıyorsam. Artık psikoloğa gitmeyi gerekli görmüyorum kendim için çünkü iyi hissediyorum ve psikologlar her şeyi çözmüyor ama psikiyatriye ilaç yazdırmaya gidiyoruz birkaç ayda bir.