başka bir şey anlatmaya çalışmış ama anlatamamış gibi.
eskiden milli eğitimin denetleyemediği, okul müdürünün kafasına göre yönettiği yamyam kurumlar vardı. kafalarına göre aidat toplayan, ödeyemeyenleri ifşa eden, babasının mesleğine göre öğrencilere muamele eden öğretmenler. dayak falan gırla giderdi.
şimdi de okulların durumu pek parlak sayılmaz gerçi.
Bugünkü seviyede yoktu evet. Daha üstün bi şekilde vardı. Bugün " omuriliksoğanı" na omuriliksarımsağı diyen doktorlar var, bizim zamanımızda 4. Sınıfta çakardın, öyle bişey söyleseydin...
Bisürü prof da öyle diyo, geçmişin lisesi bugünün üniversitesinden daha üstündü, al bak benim annem 70'lerin lise mezunu, getir buraya yazar yap, buradaki pek çoğuna kök söktürtür, ne kadar bilgili bir kadın, dedirtir...
O zamanın ilkokulu bugünkünden çok daha iyiydi...Lan bugün çarpım tablosunu bilmeyen 16-17 yaşında gençler var. Çarpım tablosunu bilmeden bizim zamanımızda ilkokul 1' i geçemezdin, ben 7 yaşında öğrendim çarpım tablosunu...
istanbulun göbeğinde katırlarla 15 km uzaklıktaki derme çatma kerpiç binada geçti ilkokul yıllarımız. sene 87-91 arası işte. cehapeliler ellerinde mızraklar ile bizi kovalarlardı eğitim alamayalım diye..
neden katırlarla gidiyorduk peki ? çünkü sadece ilkokul değil araba ve yol yoktu yol. allahtan reyis geldi de önce "yol yabdı" sonra ilkokulları yaptı. biz göremedik ama en azından 2002 den sonra ilkokula giden kardeşlerimiz duble yollarda neşe içerisinde okullarına gidip düzgün bir eğitim aldılar. allah razı ossun. bakanımız buzdolabı mevzusunu da unutmuş akp den önce buzdolabı da yoktu malum. biz yiyeceklerimizi ipe bağlar denize salar orada soğuk tutardık. ev sahile yakın uzakta olanlar kimbilir ne yapıyorlardı 2002 den önce...
Tabi canım; zaten AKP öncesinde herkes, bahçedeki kulübelerin içinde sıkış tepiş ders yapıyordu. AKP'nin milli eğitim bakanı Tekinsiz Yusuf'tan bir palavra daha. Yusuf Tekin, dürüstse Adnan Menderes tarafından 1954'te kapatılan Köy Ensitütüleri'ni söylesin ama maçası yemez. Kendisi hangi ilkokulu okumuş peki?
Tabi la ben 2002’de başladım o zaman okul yoktu hababam sınıfı gibi bahçede ders işliyorduk sonra o kış reyiz geldi 2003’te hemen okul binası yabdılar.
Adam doğru (!) demiş: Devletin ülkesi olmaz, diye. Zati Amerikan Devleti Tunus'tadır, ingiliz Devleti Uruguay'da... Bizimkisi neden Anayasa'da olsun? Anayasa toprak mı? Anayasa ülke mi? Anayasa'ya bu gavatların poposu sığmaz. Zati popolarını koymaya yer arayıp, en sonunda Anayasa'ya koymaya çalışıyorlar. Popolarını tabiki, yanlış anlaşılmasın :-).
ilkokulu, liseyi ve eğitim sistemini keşfeden Tayyip'ten Allah razı olsun. 20 yıl önce insanlar duvarlara geyik kovalayan, ellerinde mızraklar olan çöp adam resimleri çizerek duygularını düşüncelerini ifade ediyorlardı. taş tabletlere yazı yazıyorlardı. Şimdi her çocuğun elinde bir tablet ve bilgisayar var. Teknolojiyi geliştirdiği için de ayrıca teşekkür ediyorum.
sn. bakan doğru diyor.
eğer akp iktidar olmadan önce ilkokul olsaydı meclis başkanı ilkokul eğitimi almış olup en hafif tabirle bu komik olan "Anayasada yer alan 'Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür' tabiri değiştirilmelidir." maddesi hakkında bazılarına göre saçmalama, bana göre komik ve bilgisizlik olan bu sözü etmezdi.
aslında anayasal suç olan bu söylem, eylem suçu ikrar anlamına gelir. anayasal haklar (seçme, seçilme, idare vb) edinilen imtiyazlar, temsil edilen makamlar size anayasal suç işleme özgürlüğü ve hakkı vermez.
aynı şekilde bu haklar size anayasayı ilga veya ihlal etme hakkı hiç vermez.
anayasayı ilga veya ihlal etme durumunda...
Anayasayı ihlal suçu tek faille işlenebilen bir suçtur. Ancak uygulamada
çoğunlukla bu suçun, sağladığı kolaylıktan ötürü örgütlü olarak işlendiği görülmektedir.
Ayrıca bu suç kamu gücünü, zor kullanma yetkisini elinde bulunduranlar,
bir başka deyişle idare edenler tarafından işlenebileceği gibi idare edilen ve
devletin cebir gücünü elinde bulundurmayanlar tarafından da işlenebilir.
Devletin cebri gücünü elinde bulundurmayan kimselerin Anayasayı ihlal
suçunu işlemeleri bu suçun özelliği gereği elverişli hareket bakımından
değerlendirildiğinde, çoğunlukla manevi cebirden ziyade maddi cebirle
mümkün olmaktadır.
Diğer yandan görevleri gereği devletin kamu gücünü elinde bulunduran
kimselerin, ör. Cumhurbaşkanının, Başbakan ve Bakanlar Kurulunun,
milletvekillerinin, askerlerin ve güvenlik güçlerinin maddi ya da manevi
cebirle söz konusu suçları işlemeleri halinde, sahip oldukları kamusal gücün
suçların işlenmesinde kolaylık sağlayacağı aşikârdır.
Siyasi gücü elinde bulunduran kimselerin kalkışma suçlarını işlemeleri için çoğu kez manevi cebir yeterli olmaktadır.
tüm bunlara bakarak yapılan konuşmalar, tartışmalar tamamen devlet varlığı, tanımı, kuruluş ve işleyiş ilkeleri yanında anayasa tanımıyla anayasanın varlığına ve anayasal hakların ihlali ve ilgası kapsamındadır.
unutmayınız ki kanunlarımızda olan örn; 765 sayılı Kanunun 146/2. fıkrasında ifade olunan; “…gerek yalnızca gerek bir kaç kişi ile birlikte kavli veya tahriri veya fiili fesat çıkararak veya meydan ve sokaklarda ve nasın toplandığı mahallerde nutuk
irat veyahut yafta talik veya neşriyat icra ederek bu cürümleri işlemeğe teşvik edenler hakkında, yapılan fesat teşebbüs derecesinde kalsa dahi ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezası hükmolunur.
Birinci fıkrada yazılı suça ikinci fıkrada gösterilenden gayri surette
iştirak eden fer’i şerikler hakkında beş seneden onbeş seneye kadar ağır hapis
ve amme hizmetlerinden müebbeden memnuiyet cezası hükmolunur” kanunlar vardır.
hiçbir yapı, kurum, kuruluş, kişi ve inanç, kimlik, din, ırk anayasadan, anayasanın amir hükümlerinden üzeri bir konumda değildir. aynı zamanda devletin sahibi de değildir.
devletin ve milletin bölünmez bütünlüğü derken...
kendini türk olarak gören biri kendini kürt olarak görenden üstün değildir.
kendini müslüman olarak tanımlayan bir kişi kendini hristiyan veya ateist inancı olan birinden üstün göremez.
başka ülkede doğmuş olup başka bir anadili olan (din, dil, ırk, kültür, renk olarak farklı ols bile) başka bir kültüre sahip biri türkiye'de doğmuş birinden vatandaşlık yurttaşlık bağlamında daha aşağıda değildir.
rengi, dili, dini, ismi farklı biri olsa ve pazartesi günü vatandaş olup vatandaşlığının 2. günü salı günü devletin nezdinde yüzlerce yıldır bu topraklarda yaşayan biri ile aynı hukuka hakka tanıma sahiptir.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in "20 yıl önce ilkokul bile yoktu, şimdi lise var; hem de kaloriferli” açıklamasına sosyal medyada vatandaşlar tepki gösterdi.