Bir nefes kadar yakın. Nerede ne zaman bizi bulur bilinmez belki yarın belki yarından da yakın. Ölümden sonrası sonsuzluk ve bu benim zihnime sığmıyor sonsuzsun. Sonsuzluk asla zihnimin almayacağı şey. Ucu bucağı yok
Neylersin ölüm herkesin başında,
Uyudun , uyanamadin olacak
Kimbilir Nerde , ne zaman, kaç yaşında ?
Bir namazlık saltanatın olacak
Taht misali o musalla taşında.
Alır canları, ayırır sevdiği bedenden,
Gelince takat bırakmaz, ne gelir elden,
Çeşm-i nurun kararır, sararır gülün birden,
Var ol sen güzel Ezrail, adaletin yekten.
"hepimizinki günübirlik hayatlar. hatırlayanın, hatırlanandan farkı yok. hepsi geçici. hem anılar, hem de onların nesnesi. her şeyi unutmuş olacağın günler kapıda, her şeyin seni unutacağı günler yakın. bil ki çok geçmeden hiç kimse ve hiçbir yerde olacaksın."
40 küsür senelik hayatım boyunca en çok merak ettiğim şeydir. ölmeyi herkes gibi ben de "hayatta kalma içgüdüsü" sebebi ile istemiyorum elbette. en basitinden nereye gideceğin belli değil *
hani bizim gibi inananlar için belli değil cennet mi cehennem mi ? inanmayanlar içinde belli değil işin en tuhaf kısmı burası zaten. her şey tamamen bitiyor mu yoksa başka bir yaşam formu ( ruh vs ) olarak başka bir boyutta devam mı ediyorsun. gidip de dönen kimse de yok ki lan şansımıza soralım ne vardı orada diye. rahmetli kemal sunalın kibar feyzo filmindeki gibi "aha şöyle bir delik" mi var ne var ulan ne ne ne..