kısa zamanda kaba etlere tekme yemeye neden olacak girişimdir.
ne yazık ki hepimizin başına gelebilecek bir çağ hastalığıdır. bir arkadaş buldum zannedersin, hesap kitap yapmazsın ya da iyi niyetinden farkedemezsin ama bir gün çok ufacık bir şey , belki çok çok ufacık bir şey yapar ve o an gerçekten amacının senin statünü ya da eşyalarını ya da malını paylaşmak olduğunu anlarsın. aniden bir aydınlanma yaşarsın ve daha dikkatli gözlemlemeye çalışırsın , kimisi senin kuruntun çıkar kimi daha başka açıklar verir en sonunda yakalanır. kimseye güvenmeden yaşamak azaptır, şizofrenik bir tutsaklıktır, insanız ve güvenmek zorundayız, insanlara gene de o şansı veririz. bu amaçlı biri eninde sonunda kendini belli eder, siz gerçek yüzünü görmüşseniz zaten uzaklaşırsınız daha mutlu olursunuz, ama o zamanla yeni kurbanlar bulamaz hale gelince zararlı çıkan taraf olur.
bazı insanlar için varolan tek arkadaşlık biçimidir. yazıktır.
bunu genelde tek çocuklar yapar. küçüklüğünden beri yalnızlığa alışkın olduğundan, çıkara dayanmayan arkadaşlık ilişkisini, daha sosyal, kardeşli bir ortamda büyümüş birine göre daha gereksiz görür. paylaşımın olmadığı, kazanmak ve menfaat üzerine kurulu bir arkadaşlık ilişkisi, içinde bulunmaya değer olacaktır. bu nedenle asla çok yakın arkadaşı olamaz. insanlarla olan tüm ilişkisi yüzeyseldir. bir de egosu varsa, değmeyin keyfine.

bunlardan biriyle, liseden sonra tekrar aynı ortamda bulunmak zorunda kaldım. lisedeyken de insanların sırf aynı ortamda bulunmaktan dolayı konuştuğu, sevilmediğini hissettirdiği, itici bulunan biriydi. geçen zaman içinde tüm arkadaşlık ilişkilerinde bu durumu fark edip, bu duruma direnç gösterecek şekilde evrimleşen şahıs, üniversite ortamında ustalığa ulaştı. en paylaşımcı insanı bile, bireyci, ben merkezci düşünmeye iten bu ortam, altyapısı hazır birinde nasıl bir etki yapar, siz düşünün. ev arkadaşları bir bir kaçtılar. en sonunda tek başına kalmaya başladı. ortak okul projelerinde, partner bulmaya bile zorlanır hale geldi. bir sevgilisi oldu sanırım. o andan itibaren, tüm arkadaşlık ilişkileri gereksizleşmiş olmalı. bu kanıya, sevgilisiyle, günün 10 saati süren msn mesaisinden fırsat bulup da halı sahaya bile gidemediğini öğrendiğimde ulaştım. belki de bu insanlar için en hayırlısı, hiç ayrılmamalarıdır. ancak, sevgili de insan olduğundan, bu maalesef gerçekleşemiyor.

aga sigaran var mı, aga bozuk var mı 1 lira, aga çayları ödeyiver, aga ben şunu aldım da para kalmadı, sen öder misin playstationu, aga cüzdanı evde unutmuşum, aga para bekliyodum da gelmedi, aga arabayla gelsene, aga sen de şu var mıydı, aga ben de içeyim mi, aga bi parça koparsana be, aga şuraya gidelim mi(parası yok), aga ateşi veriver.

lan her şey tamam da ben en çok ateşe sinirleniyorum. 10 kuruş biriktir de kibrit al bari demi? o da yok. işin bir de garip tarafı neresi biliyor musunuz? hayır cevapları almaya başlayınca, tavrınızda olan değişimi görünce bile pes etmemeleri. insancıl duygularla, 'madem paran yok, siktir git yaşama, anan mıyım, baban mıyım, orospu çocuğu?' denmiyor diye midir bilinmez, ısrarlarıyla evete sevk etmeye çalışıyorlar. tekme tokat dövülmeyi, ana avrat sövülmeyi mi göze alıyorsun bir sigara için demi? insan hayret ediyor.

bu insanlar öyle insanlardır ki, bu entry'yi okuyunca bizzat kendilerinden bahsedildiğini anlasalar bile, yarın bir tane sigara almak için okumamış gibi yapacak potansiyelleri bile vardır. karaktersizlik mi, menfaatçilik mi, bu kadarı ne olur meçhul. mesaj adrese teslim.
Sirf sigara iciyor diye yapilan arkadasliklara ornektir.
tek kardeş olarak yetişenler genelde böyle olur. birde öyle çıkarcı olurlar ki başka bir kişiye yaranmak için sizi anında satabilirler. her şeyden köprüden geçinceye kadardır. ve sürekli ondan bundan otlanırlar, köpek gibidirler diyelim bi kaç kere bişey ısmarladınız bir kaç sigara verdiniz yanınızdan ayrılmazlar. böyle adamlarla derhal muhattaplık kesilmelidir.
belki de çoğumuzun farkına varmadan yaptığı şeydir.

genelde insanlar ortak çıkar, ortak paydada buluştuğu insanlarla arkadaş olurlar. okulda bulunma amacın belli, çıkar ortak olunca çıkarlarına yardımcı olması için ordan bi arkadaş ediniyorsun. çalıştığın yerde çıkar ortak aynı işlemi burda da gerçekleştiriyorsun kulağıma belki işime yarayacak bi şey ilişir diye. (mekan ve zaman değişiklik gösterebilir)

çıkar amaçlı ilişki kurmak değildir sıkıntı olan. karşı tarafın çıkarından ne denli etkileneceğindir. yani bu kötü bi çıkar olmayıp ikinizin de işine yarayabilir belki, ama orda bile yine çıkar söz konusudur.

yani demem o ki, elbette ilişkiler çok küçük de olsa bi çıkar üzerine kurulur. tabi devamında da, arkadaşlığın/ilişkinin yürümesi için çıkar faktörü şarttır.
karşılıklı çıkar ilişkisi içinse üniversite en aşikar örneğidir.
siktir çektiğim şeydir.

birçok kez maruz kalıyorsunuz da sanki maruz bırakmıyorsunuz.

lan bir düşün otur da. gerçekten birisiyle çıkar ilişkin yoksa ben de bir şey bilmiyorum. en ufağından anana babana minnet duyuyorsun.

her ilişki çıkar ilişkisidir. kimisi uzun vadeli kimisi kısa vadeli. yani burda böğürmeye gerek yok kullanıldım diye.

bir arkadaştan çıkar ummuyorum derken bile onun da aynı şeyi söylemesi içindir bunu demeniz. malınızı esirgemediğinizde onun da sizden malını esirgemeyeceğinizi gizli olarak düşünürsünüz.

malı geçtim sevgi ummayan bi maşuk var mı? (ferhat sever miydi şirini, mevlana allah'ı)

bi düşün derim sadece bin konuşmadan önce.

t: tüm çağların temel ilişki kökenine bağlı arkadaşlık etme biçimidir.

edit: ayrıca çıkarlar maddi ve manevi olarak da ayrılırlar.
genelde sınav dönemleri not isteme çıkarlı yapılan arkadaşlık ilişkileridir.
picliktir net.
zamanında benim de maalesef yaptığım olay.

üniversitede durumu çok kötü olan yakın bir arkadaşım vardı fakat çok güzeldi. ben her gün okula gitmeden onu yurdundan alır okul dönüşü bırakırdım bazen yemek ısmarlardım gibi gibi... ona karşı duygusal olarak hiçbir beklentim yoktu tamamen fiziksel bir çekiciliği vardı. tüm bunları yapmama sebep olan şey onunla yatma içgüdüsüydü.

bir gün bana neden ona karşı bu kadar iyi olduğumu sordu. zaten hali hazırda bir sevgilim olduğu için ona karşı duygusal bir şey hissetmediğimden de emindi. bana yıllarca biriken borcunu daha doğrusu iyiliği nasıl ödeyeceğini sordu. ve ben de ona her şeyi açıklamak zorunda kaldım çünkü onu istiyordum.

ona ne kadar güzel bir vücudu olduğunu yıllardır ne kadar arzuladıgımı anlattım, hiçbişey demedi benimle eve gelmek istediğini söyledi. gözleri yaşlıydı. eve girdikten sonra ağlayarak benim odama yöneldi bir yandan hıçkırarak ağlıyor bir yandan da gömleğinin düğmelerini çözüyordu. o anda onu durdurup sarılmak ve yurduna götürmek isteyecektim ki gömleğinin içine sutyen giymediğini farkettim, soğuktan(doğal gaz kombisi bozuk olduğundan) kaskatı kesilmiş pembe iri meme uçları bana bakıyordu, gözünden akan yaşlar meme uçlarında son buluyordu. bi an kendime gelip ne yapmaya çalıştığını sordum ve vicdanımı sızlatan bir cevap geldi, '' sana olan borcumu ödüyorum amacına ulaştın al işte al! '' diyerek o iri memelerini suratıma çarptı. vicdan azabıyla birlikte inanılmaz bir uyarılma da hissetmiştim o anda. gözyaşları içinde zikimi sıvazlıyordum.

ben de o anda üstümü çıkarıp pantolonumu soyup onun üzerine çullandım. vahşice eteğini çıkartıp kenara attım, yıkanmaktan sapsarı olan o eskimiş donun altındaki vajinasına parmağımla bi giriş yaptım bakire değildi ses çıkarmamıştı. bi anda malafatı içine daldırdım ikimiz de bi yandan ağlıyor bi yandan zevkle inliyorduk. aslında bu ilişki vicdan azabı altında kamufle olmuş yıllar süren çok büyük bir seks oyunuydu. yaklaşık 9 buçuk dakikalık bir git gelin ardından - ki bu sürede fakir arkadaşım iki kez orgazm oldu - büyük final beni bekliyordu.

önce göz yaşlarımı sildim, sonra benim aleti ait olduğu yerden çıkarıp yüzüne doğru boşaldım, herşey resmen ağır çekimde oluyordu, tüm yüzü spremimle kaplanmıştı. borcunu ödemişti, ağlıyordu.

daha sonra ona iki peçete elime aldım, birini sen al dedim biriyle gözyaşlarını sil, diğeriyle de ben ağzına yüzüne bulaşan borçlarını sildim...
samimiyetin kalmadığı dünya da samimi arkadaşlığın da olmamasının doğal olduğu durumdur.
(bkz: sosyopat)
Kız arkadaş ortamı var diye kurulan dostluktur, günümüzde çıkar için arkadaşlık yapmıyorum diyebilecek çok az kişi vardır
5 yıldan başlayan suç.
(bkz: fuckbuddy)
Hepimiz suçluyuz, sonuçta hepimiz insanız ve hata yapmamız doğal. KarŞımızdakini suçlamayı bırakmalıyız; hatayı kendimizde bulmalıyız.
Hepimiz insanız , hepimiz hata yaparız ama önemli olan bilinçli yapmamak. Hatayı kendimizde aramamız işe yaramaz , bizi yıpratır. Kimseye gereğinden fazla değer verme ve kimseye ayrılamıyacağın kadar bağlanma.
Günümüz dünyasında arkadaşlık ilişkilerinin bir çoğunun temelidir. Şahsen yeni edindiğim 10 arkadaştan en az 7 si çıkar amaçlı arkadaşlık yapıyor benle. Genelde dostum dediğim arkadaşlarım en az 10 senelik insanlar. Bakıyorum da eskide kalmış o arkadaşın için bir şeyler yapmak karşılık beklemeden. Şimdilerde her şey de bir karşılık aranıyor. Öylesi olacaksa kalsın. Allah öylesinden korusun.
hayatım boyunca 1 kere bile yapmadığım durumdur. ben arkadaş edineceksem gerçekten edinirim çıkar için değil
yavşaklıktır.
Hiçbir çıkarın olmadığı bir arkadaşlık mümkün mü.hiç sanmıyorum şöyle etraflıca düşünün ve dürüst olun.mutlaka bir çıkarınız vardır.yoksada sizde problem vardır.siz numunesiniz gelin sizi müzeye koyalım.
suçtur.

götürürler merkeze öptürürler herkese.