bugün
- piknikçi grubun varoş olduğunu anlama yolları15
- 13 yaşındaki kıza tecavüz eden 28 kişi8
- erkekler seks yapamayacağı kadınla arkadaş olmaz11
- icardi190510
- evlilik yaşı kaç olmalıdır13
- anın görüntüsü19
- doğum gününde hatırlanmamak14
- kızların mesajlara geç cevap vermesi16
- icardi1905'in sözlüğü bozması18
- bik bik için diktiğim şort17
- ismet gurbuz 202413
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı10
- anneler günü16
- elinin değdiği anı unutamıyorum 5 posta attım16
- en dindar özelliğiniz25
- serdar ortaç renault megane benzerliği8
- zall beceremiyorsan bırak git12
- ayetullah hamaney'in mini etekli torunu11
- ali koç9
- yorgun mermi10
- şizofreni11
- düşün ki o bunu okuyor9
- sözlükteki feyk hesap sahipleri tespit edilecek11
- bacağa kramp girmesi10
- 2024 eurovision şarkı yarışması13
- erkeklerin sadakatsiz olması20
- türkiye den soğuma sebepleri11
- erkekler götünüze değil yaptığınız pastaya bakar15
- arkadaşlar sizce bu yüzük nasıl15
- eloande ile evlenip sözlüğü huzura kavuşturmak8
- uludağ sözlükte yazmanın hiçbir anlamı olmaması23
- fazla mastürbasyon yapan erkek9
- kimsenin okumadığı sözlükte yazar olmak11
- uludağ sözlük kapatılacak11
- 45 yaş üstü kadınların muşmulaya dönmesi10
- cami tuvaletinin paralı olması14
entry'ler (719)
böyle büyük bir liderin neden böyle şikeci bir takımı desteklediğini anlamış değilim. bir beşiktaşlı olarak umarım başbakanımız da bir an önce doğru tercihini yapar ve kara kartalımızı destekler. kendilerini aramızda görmekten mutluluk duyacağız.
parmaklarını bulunduğu küçük kaygan delikten çıkartıp farklı işlevler için de kullanabileceğini fark etmiştir belki de...
iyilik yapıp vatanı korumaya çalışmaları en büyük neden kanımca. zira güzel ülkemde vatanına sahip çıkana ihanet etmek taş atmak moda olmuş !!
recep tayyip erdoğan tabii ki de.
ilki terorizm destekçisi, ikincisi ise direkt teröristtir.
Kadınını anal seks yaparak uyandıran erkek kadar sevgi dolu değildir.
eğer başını açtıp günaha girmeyi göze almışsa, kim bilir daha neleri, daha hangi günahlara girmeyi göze alıp yaşamını sürdürüyodur. hergün farklı bir insanla birlikte olup, hergün başka bir erkeğin organını ağzına alıp, o ağızla evlatlarını da öpüyodur bu dinsiz mahlukat.
kendini ateizmin neferi zanneden, arada saçmalamaktan başkta sözlüğe bi faydası olmayan yazar gibi görünen engelli bi vatandaş.
hayatta en hakiki mürşit ilimdir.
zamanında benim de maalesef yaptığım olay.
üniversitede durumu çok kötü olan yakın bir arkadaşım vardı fakat çok güzeldi. ben her gün okula gitmeden onu yurdundan alır okul dönüşü bırakırdım bazen yemek ısmarlardım gibi gibi... ona karşı duygusal olarak hiçbir beklentim yoktu tamamen fiziksel bir çekiciliği vardı. tüm bunları yapmama sebep olan şey onunla yatma içgüdüsüydü.
bir gün bana neden ona karşı bu kadar iyi olduğumu sordu. zaten hali hazırda bir sevgilim olduğu için ona karşı duygusal bir şey hissetmediğimden de emindi. bana yıllarca biriken borcunu daha doğrusu iyiliği nasıl ödeyeceğini sordu. ve ben de ona her şeyi açıklamak zorunda kaldım çünkü onu istiyordum.
ona ne kadar güzel bir vücudu olduğunu yıllardır ne kadar arzuladıgımı anlattım, hiçbişey demedi benimle eve gelmek istediğini söyledi. gözleri yaşlıydı. eve girdikten sonra ağlayarak benim odama yöneldi bir yandan hıçkırarak ağlıyor bir yandan da gömleğinin düğmelerini çözüyordu. o anda onu durdurup sarılmak ve yurduna götürmek isteyecektim ki gömleğinin içine sutyen giymediğini farkettim, soğuktan(doğal gaz kombisi bozuk olduğundan) kaskatı kesilmiş pembe iri meme uçları bana bakıyordu, gözünden akan yaşlar meme uçlarında son buluyordu. bi an kendime gelip ne yapmaya çalıştığını sordum ve vicdanımı sızlatan bir cevap geldi, '' sana olan borcumu ödüyorum amacına ulaştın al işte al! '' diyerek o iri memelerini suratıma çarptı. vicdan azabıyla birlikte inanılmaz bir uyarılma da hissetmiştim o anda. gözyaşları içinde zikimi sıvazlıyordum.
ben de o anda üstümü çıkarıp pantolonumu soyup onun üzerine çullandım. vahşice eteğini çıkartıp kenara attım, yıkanmaktan sapsarı olan o eskimiş donun altındaki vajinasına parmağımla bi giriş yaptım bakire değildi ses çıkarmamıştı. bi anda malafatı içine daldırdım ikimiz de bi yandan ağlıyor bi yandan zevkle inliyorduk. aslında bu ilişki vicdan azabı altında kamufle olmuş yıllar süren çok büyük bir seks oyunuydu. yaklaşık 9 buçuk dakikalık bir git gelin ardından - ki bu sürede fakir arkadaşım iki kez orgazm oldu - büyük final beni bekliyordu.
önce göz yaşlarımı sildim, sonra benim aleti ait olduğu yerden çıkarıp yüzüne doğru boşaldım, herşey resmen ağır çekimde oluyordu, tüm yüzü spremimle kaplanmıştı. borcunu ödemişti, ağlıyordu.
daha sonra ona iki peçete elime aldım, birini sen al dedim biriyle gözyaşlarını sil, diğeriyle de ben ağzına yüzüne bulaşan borçlarını sildim...
üniversitede durumu çok kötü olan yakın bir arkadaşım vardı fakat çok güzeldi. ben her gün okula gitmeden onu yurdundan alır okul dönüşü bırakırdım bazen yemek ısmarlardım gibi gibi... ona karşı duygusal olarak hiçbir beklentim yoktu tamamen fiziksel bir çekiciliği vardı. tüm bunları yapmama sebep olan şey onunla yatma içgüdüsüydü.
bir gün bana neden ona karşı bu kadar iyi olduğumu sordu. zaten hali hazırda bir sevgilim olduğu için ona karşı duygusal bir şey hissetmediğimden de emindi. bana yıllarca biriken borcunu daha doğrusu iyiliği nasıl ödeyeceğini sordu. ve ben de ona her şeyi açıklamak zorunda kaldım çünkü onu istiyordum.
ona ne kadar güzel bir vücudu olduğunu yıllardır ne kadar arzuladıgımı anlattım, hiçbişey demedi benimle eve gelmek istediğini söyledi. gözleri yaşlıydı. eve girdikten sonra ağlayarak benim odama yöneldi bir yandan hıçkırarak ağlıyor bir yandan da gömleğinin düğmelerini çözüyordu. o anda onu durdurup sarılmak ve yurduna götürmek isteyecektim ki gömleğinin içine sutyen giymediğini farkettim, soğuktan(doğal gaz kombisi bozuk olduğundan) kaskatı kesilmiş pembe iri meme uçları bana bakıyordu, gözünden akan yaşlar meme uçlarında son buluyordu. bi an kendime gelip ne yapmaya çalıştığını sordum ve vicdanımı sızlatan bir cevap geldi, '' sana olan borcumu ödüyorum amacına ulaştın al işte al! '' diyerek o iri memelerini suratıma çarptı. vicdan azabıyla birlikte inanılmaz bir uyarılma da hissetmiştim o anda. gözyaşları içinde zikimi sıvazlıyordum.
ben de o anda üstümü çıkarıp pantolonumu soyup onun üzerine çullandım. vahşice eteğini çıkartıp kenara attım, yıkanmaktan sapsarı olan o eskimiş donun altındaki vajinasına parmağımla bi giriş yaptım bakire değildi ses çıkarmamıştı. bi anda malafatı içine daldırdım ikimiz de bi yandan ağlıyor bi yandan zevkle inliyorduk. aslında bu ilişki vicdan azabı altında kamufle olmuş yıllar süren çok büyük bir seks oyunuydu. yaklaşık 9 buçuk dakikalık bir git gelin ardından - ki bu sürede fakir arkadaşım iki kez orgazm oldu - büyük final beni bekliyordu.
önce göz yaşlarımı sildim, sonra benim aleti ait olduğu yerden çıkarıp yüzüne doğru boşaldım, herşey resmen ağır çekimde oluyordu, tüm yüzü spremimle kaplanmıştı. borcunu ödemişti, ağlıyordu.
daha sonra ona iki peçete elime aldım, birini sen al dedim biriyle gözyaşlarını sil, diğeriyle de ben ağzına yüzüne bulaşan borçlarını sildim...
(bkz: sigara içen kız çekiciliği) böyle de bişey var ama.
'' eğer tanrı varsa ona inanmam için ayağıma kapanıp af dilemek zorunda '' auschwitz nazi kampında bir duvar yazısı.
bok gibi ağır kokan, fakir ötesi insanların boş midelerini şişirmek için yediği gaz deposu yiyecektir.
ilber ortaylı ve hülyalı geceler.
avcılardan geçmeyen metrobüsler biraz tiksinçtir diye muthiş bir espri yapmama sebep olan sezen aksu şarkıcısının abartılan parçası.
can aksoy'un hayatı sokakta gezen gereksiz pis bir canlı yüzünden kararmak üzeredir. bence sözlük olarak can aksoy'a destek çıkılmalı ve bir şekilde bu nefret ve kin söylemleri durdurulmalıdır.
sonuçta girdiği evde namaz dahi kılınamayan bir hayvan'ın öyle ya da böyle ölmesi dışında büyütülecek bir hadise meydana gelmemiştir. sokaklar kedi dolu olduğundan zoruna giden vatandaş bi tanesini evine alıp vicdan azabını dindirebilir.
sonuçta girdiği evde namaz dahi kılınamayan bir hayvan'ın öyle ya da böyle ölmesi dışında büyütülecek bir hadise meydana gelmemiştir. sokaklar kedi dolu olduğundan zoruna giden vatandaş bi tanesini evine alıp vicdan azabını dindirebilir.
çoban dediğimiz insan hayvanlarla gezip hayvanlarla tabiri caizse çiftleşmektedir onlarla yatıp onlarla kalkmaktadır. hayatının içi dışı her şeyi hayvandır. bu insanlarla benim oyumun eş değer olması bir yana, böyle insanlar oy dahi kullanmamalıdır. eğitim almamış olması ya da eğitim alamayacak bir konumda olması biz elit kesimi ilgilendirmez. cahil bir insanın oy vererek geleceğimizin seyrini değiştirmesine izin verilmemelidir.