bugün

said nursi'nin kulliyatina verilen isim. anlasilmasi guc neredeyse imkansizdir. turkce'yle karisik, arapca ve farsca agirlikli yazmistir turkce'sinin yetersiz olmasi nedeniyle. itikad konularindan ziyade ustunde onemle durdugu iman konusu agirliktadir. allah'in varligini bilimsel esaslara dayandirarak ispatlar ve ona ibadet etmenin onemini yine orneklerle anlatmaya calisir. nurcular kuran'dan daha cok okur bunu, halbuki said bunu kuran'a dayanarak yazmistir. bu nasil celiski hocam?
kullanıldığı bazı tarikatlarda, kuran'ı boşverecek derecede ehemmiyet gösterilmesi nedeniyle eleştirilen uygulamalarda rol oynayan eserlerdir.
namazla ilgili açıklamalarını çok beğendiğim fakat kadınlar hakkındaki yazıları
çelişkiye yol açan eser.
kimileri tarafından kuranın acıklaması denen kitaplar...
http://www.risale-inur.org/
(bkz: sözler)
(bkz: lemalar)
(bkz: mektubat)
(bkz: asa yı musa)
(bkz: tarihçe-i hayat)
(bkz: şualar)
(bkz: işarat ul icaz)
(bkz: mesnevi i nuriye)
(bkz: kastamonu lahikası)
(bkz: emirdağ lahikası)
(bkz: barla lahikası)
(bkz: muhakemat)
(bkz: sikke-i tasdik-i gaybi)
zannımca önyargılı bakılmamalıdır... ki aslında dili ağır olsa da pek edebi ve ince espriler içeren; iyi bir edebiyat yapıtında bulunabilecek popüler okuma zevkinin rahatlıkla alınabileceği yapıtlardır...
tam anlamıyla bir tefekkür kaynağıdır. okuyan kendi seviyesince bir şeyler alır, seviyesince istifade eder. sözler, risale i nurun geniş özetidir. sözlerin özeti ise birinci sözdür. birinci söz nedir? birinci söz risale i nur bakışının özü niteliğindedir. (bkz: bismillah her hayrın başıdır)
müellifinin tabiri ile ^kur-an'ın elmas kılıncı^
kur'an-ı kerimin asrımıza en uygun (yani; kalbin yanında aklı, mantığı ve bilimum hissiyatı tatmin eden) tefsiri.

ayrıca çağımızın hastalıklarına devalar sunacak şekilde tasarlanmıştır.
örneğin;
hz.yunus* ve hz.eyyub*'un kıssalarında ilk duyulduğunda "vah vaah, peygamber oldukları halde ne dertler çekmişler" dedirtirken-ki bu acıma insana pek bir şey kazandırmaz; risale i nurdaki yorumlarda* bizim onlardan daha vahim durumda olduğumuza çünkü onların dertlerinin dünya hayatıyla kayıtlı olmasına rağmen bizimkinin manevi boyutta olması hasebiyle ebedi hayatımızı tehlikeye atan türden olduğuna değinilerek o esnada o peygamberlerin yapmış olduğu ve kuran'da da geçen dua ifadeleriyle derdimize derman olacak çareyi sunar.

http://www.risaleara.com/icindekiler.asp?kid=3
içinde bulunduğumuz yüzyılda dünyayı şekillendirecek kaynak kitaplar.. devamlı okunacak başucu kitabı...
--spoiler--
http://www.sorularlarisale-inur.com/
--spoiler--
--spoiler--
http://www.nurpenceresi.com/
--spoiler--
ağır dili nedeniyle nur talebelerinin anlamadığını düşündüğüm kitap. *
Said-i NURSi'nin bir eseridir.Tamamı 36 ciltten oluşmaktadır.islam'ı en bilimsel be net bir şekilde açıklamasından dolayı kafalarda islam adına bütün soruları silecek ve aklınıza takılan her dini sorunun cevabını bulabileceğiniz bir külliyat.Bu Risale Nur'ların esas doğduğu yer Isparta Barla'dır.Said-i Nursi, bu yazdıkları nedeniyle zamanın din düşmanları yüzünden çok çileler çekmiştir.Ancak onca mahkemede yargılanmasına rağmen tek bir tane suç teşkil etmemiştir bu külliyatı.

gENellikle 'Yeni Asya'cılar olarak bilinen topluluk esas olarak 'NUrCULAR' olarak adlandırılmaktadır.Tabi bu 'NurCULAR'A 'Meşferet cemaati'de girmektedir.Bu 'NURCULAR' OLARAK ADLANDIRILAN topluluğa Fetullah Gülen'in başını çektiği 'Hocaefendi' cemaati girmemektedir.Çünkü o cemaatte Risale-i Nur'lar Hocaefendi'nin kitaplarından daha az okunmaktadır.Ama onlarda kendilerini 'Nurcular' olarak nitelendirmektedirler.
deli saçmasıdır.

said i kürdi denilen kişi istanbul'a ilk geldiğinde elektrik ile ve dolayısı ile ampul ile tanışır: gözlerini ampulden alıkoyamaz, öylece ampulun etrafında dolanır, inanamaz, hayran olur. ampulun içindeki ışıktan etkilenerek yazdığı ve kutsal kitap yerine koyduğu abuk subukluklara da sonradan risale i nur adını uydurur. tıpkı bediüzzaman, garibüzzaman ve ibnüzzaman sıfatlarını kendine uygun gördüğü gibi.

radyoyu ilk gördüğünde anlamlandıramaz, ki sesi meleklerin taşıdığını iddia eder. kürt said bu kapasitede biridir işte. bilgisi, görgüsü, ilimi, bilimi velhasıl çapı budur.

bu yetersiz ve cahil haliyle kendince kuran ı kerim'i, incil'i ve tevrat'ı yorumlamaya kalkmış, eline yüzüne bulaştırmış, hz muhammed'i şeytan yerine koymuş, islam dinine faydalı olayım derken aslında çok büyük zararı dokunmuştur.

"Hem Türkçe Yuhanna incilinin On Dördüncü Bab ve otuzuncu âyeti şudur: 'Artık sizinle çok söyleşmem. Zira bu Âlemin Reisi geliyor. Ve bende onun nesnesi asla yoktur.' işte, Âlemin Reisi tabiri, Fahr-i Âlem demektir. Fahr-i Âlem ünvanı ise, Muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâmın en meşhur ünvanıdır."
http://www.risaleara.com/....asp?id=873&a=Yuhanna

yuhanna incili'nin 14. bölüm 30. ayetinde, "alemin reisi" ya da "dünyanın egemeni" derken kastedilen "şeytan kaynaklı günah ve kötülük"tür. hristiyanlık felsefesinden ve incil'den bihaber olan bizim yarım hoca "bu alemin Reisi geliyor" ifadesini görünce "işte hz muhammed'in peygamberliğini müjdeleyen incil ayeti" zannederek üstüne atlamış, doğrusunu bilip öğrenme zahmetine girmeden uydurup uydurup yazmıştır. güya islamiyeti yücelteyim demiş ama aslında islam peygamberini şeytani kötülük ile eşdeğer tutmuştur.

not: bilgisiz yoksul halkımın kanını emen ve fethullahçı/nurcu olarak geçinen sömürgenlerin nispeten eğitim almışlarının bir kısmı bilir bu yanlış yorumlamaları. fark etmişlerdir ancak susarlar. çünkü o takdirde ortada ne fethullahçılık kalır, ne de nurculuk. dolayısı ile sömürü düzeni de bozulur.

bu yazdıklarımın aksine tek kelime edemezler. kürt sait'in günahına ortaklık eder dururlar. hem de ölene dek!

*** edit: "yuhanna incil'inin mevzu bahis ayetinde bahsedilenin, şeytan kaynaklı kötülük olduğu"nun nerden belli olduğu sorularak, tezimi biraz daha güçlü argümanlarla anlatmam rica edildiğinden devam ediyorum:

yuhanna incili'nin 14. bölüm 30. ayetinde geçen ve said nursi tarafından hz muhammed olarak yorumlanan "alemin reisi" ya da "dünyanın egemeni" ifadeleri, aynı incilin iki değişik ayetinde daha geçmektedir:

12. bölüm 31. ayet: "bu dünya şimdi yargılanıyor. bu (alemin reisi) dünyanın egemeni şimdi dışarı atılacak.
16. bölüm 11. ayet: "yargı konusunda - çünkü bu (alemin reisi) dünyanın egemeni yargılanmış bulunuyor."

kaynak: http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=yuhanna

şimdi yuhanna incil'inde üç defa geçen "alemin reisi" ifadesinden, peygamber anlamını çıkarmanın mümkün olmadığını, ondan ziyade bu sıfatlar ile söylenmeye çalışılanın şeytani kötülük olduğunu daha kolayca öne sürebiliyorum. çünkü "peygamber (hz muhammed) yargılanmaz, ki alemin efendisi bir peygamber dışarı da atılmaz."
stv reklamlarından sıkça duyduğum şey.

"risale-i nur külliyatından müthiş bir eser daha... diye devam eder genelde *
sözlükte bu kadar iyi yorumlanmasına şaşırdığım içeriği ile herkese bişiler verebilecek zamana göre en güzel şekilde yorumlanmış dışardan bakıldığında bişey anlaşılmadığı halde ehli kişiler tarafından sohbet kıvamında toplantılarla dahada açığa kavuşabilen herkesin bi şekilde gözden geçirmesi gereken asrın kitabı olma özelliği taşıyan kurandan önce geldiğini düşünenlerin yanıldığı külliyat.
yazılan değil "yazdırılan" kitaptır. hangi gizli güç yazdırmış? onu bende bilmiyorum.

(bkz: gizli güçler)
şizofrenik sayıklamaların kağıtlara dökülmüş halidir.

edit: herkesin okuması gerkiyormuş!!! ben okudum da ne oldu; ne halt olduğunu anladıktan sonra giden 4 güzide yılımın tortusu kaldı beynimde. marifet sadece okumaksa okunur!
ingiliz gizli servisi tarafından hazreti said i kürdi'ye yazması tebliğ edilmiş abuk subukluktur. emperyalizmin yeni bir açılımıdır.

said i kürdi'nin nebisinin athenagoras olduğu düşünülürse risale i nur denen şizofrenik anlamsızlıkların kim tarafından yazdırıldığı da kendiliğinden ortaya çıkar.
cia kuklalarının başucu kitabı.
(bkz: risale i nur un turkcelestirilmesi)
kuran ın tefsiri olarak geçer, öyle söyler nurcular. kuran zaten başka kitaplar çıkarılsın diye gönderilmiştir. kuran değil de ahanda bu risal i nur çıksın bu daha fazla okunsun diye gönderilmiştir. böyle garip böyle enterese bir kitaptır, kitaplardır.

acaba diyorum kuran da yazılanların bazılarını alıp aslen böyle, bu denilmek istenmiş gibi laflar söylenerek sonra da yücelterek ne yapılmaya çalışılmakta anlamakta zorlanıyorum. kitabı değil bu kitabı bu kadar yücelten ve göklere sığdıramayan cici mi cici insanlara. beyin bu kadar basit bir olgu olarak anlatılmadı ya da bu şekilde öğrenmedim ben. ne kadar çok çabuk kabullenip, kandırılıyormuş olum beyin. yazık.

ayrıca ''okuyupta anlamamışsın olum sen'' gibi bir şeyle gelmeyin. okuyanları da görüyoruz.[okudum, merak etme]
Bediüzzamanın külliyatının ismidir.Bediüzzaman Said Nurs i külliyatındaki eserlerini Yüce kitabmız Kuran'dan ilham alarak yazmıştır.Dili biraz agır olmakla birlikte okundukca anlasılan bir özelliğe sahiptir.
Kesinlikle okunulması gerektigine inandıgım kitaplar arasındadır...