bugün
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı27
- doğum gününde hatırlanmamak19
- düşün ki o bunu okuyor11
- anın görüntüsü20
- en taşaklı kızların bizim sözlükte bulunması16
- en havalı erkek meslekleri16
- yaz aşkı varda kış aşkı neden yok10
- jose mourinho23
- her erkeğin unutamadığı bir kadın vardır10
- burçlara inanmak9
- kezo dili ve edebiyatı8
- zall beceremiyorsan bırak git24
- sözlüğe yeni gelen masum erkek12
- 13 yaşındaki kıza tecavüz eden 28 kişi26
- bugün hangi kadın yazara ne diksem15
- hayatınızda kaç kere reddedildiniz19
- en dindar özelliğiniz31
- kahverengi gözlü olmanın hiç bir işe yaramaması14
- sözlük erkeklerini evire çevire pataklamak8
- hangi sözlük yazarı ile uyumak isterdin11
- şort diken müzisyen motorcu uzun boylu yazar11
- icardi1905 ile jakuziye girmek10
- kimsenin okumadığı sözlükte yazar olmak17
- ali koç9
- günahların takımı galatasaray13
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri9
- ayetullah hamaney'in mini etekli torunu20
- bir erkekle kız arkadaş olabilir mi sorunsalı8
- anneler günü18
- erkekler seks yapamayacağı kadınla arkadaş olmaz15
- bik bik için diktiğim şort21
- toplu taşımalardaki müzisyen sorunsalı8
- üstteki yazar gözünde nasıl canlanıyor13
- icardi19058
- piknikçi grubun varoş olduğunu anlama yolları15
- kızların mesajlara geç cevap vermesi16
- elinin değdiği anı unutamıyorum 5 posta attım16
- serdar ortaç renault megane benzerliği8
- şizofreni11
- bacağa kramp girmesi10
- arkadaşlar sizce bu yüzük nasıl14
risale i nur'dan bir kitap.
Sürekli 10. lema yani şefkat tokadı diye bir kavramın geçtiği ve beni çıldırttığı kitaptır. Yalnız hiç okuma fırsatım olmadı.
ey insan! fâtır-ı hakîmin senin mahiyetine koyduğu en garip bir hâlet şudur ki:
bazen dünyaya yerleşemiyorsun, zindanda boğazı sıkılmış adam gibi "of, of" deyip dünyadan daha geniş bir yer istediğin halde; bir zerrecik, bir iş, bir hatıra, bir dakika içine girip yerleşiyorsun. koca dünyaya yerleşemeyen kalb ve fikrin o zerrecikte yerleşir. en şiddetli hissiyatınla o dakikacık, o hatıracıkta dolaşıyorsun.
hem senin mahiyetine öyle mânevî cihazat ve lâtifeler vermiş ki, bazıları dünyayı yutsa tok olmaz; bazıları bir zerreyi kendinde yerleştiremiyor. baş bir batman taşı kaldırdığı halde, göz bir saçı kaldıramadığı gibi; o lâtife, bir saç kadar bir sıkleti, yani, gaflet ve dalâletten gelen küçük bir hâlete dayanamıyor. hattâ bazen söner ve ölür.
madem öyledir, hazer et, dikkatle bas, batmaktan kork. bir lokma, bir kelime, bir dane, bir lem'a, bir işarette, bir öpmekte batma. dünyayı yutan büyük letâiflerini onda batırma. çünkü çok küçük şeyler var, çok büyükleri bir cihette yutar. nasıl küçük bir cam parçasında gök, yıldızlarıyla beraber içine girip gark oluyor. hardal gibi küçük kuvve-i hafızanda, senin sahife-i a'mâlin ekseri ve sahaif-i ömrün ağlebi içine girdiği gibi, çok cüz'î küçük şeyler var, öyle büyük eşyayı bir cihette yutar, istiab eder.
*
bazen dünyaya yerleşemiyorsun, zindanda boğazı sıkılmış adam gibi "of, of" deyip dünyadan daha geniş bir yer istediğin halde; bir zerrecik, bir iş, bir hatıra, bir dakika içine girip yerleşiyorsun. koca dünyaya yerleşemeyen kalb ve fikrin o zerrecikte yerleşir. en şiddetli hissiyatınla o dakikacık, o hatıracıkta dolaşıyorsun.
hem senin mahiyetine öyle mânevî cihazat ve lâtifeler vermiş ki, bazıları dünyayı yutsa tok olmaz; bazıları bir zerreyi kendinde yerleştiremiyor. baş bir batman taşı kaldırdığı halde, göz bir saçı kaldıramadığı gibi; o lâtife, bir saç kadar bir sıkleti, yani, gaflet ve dalâletten gelen küçük bir hâlete dayanamıyor. hattâ bazen söner ve ölür.
madem öyledir, hazer et, dikkatle bas, batmaktan kork. bir lokma, bir kelime, bir dane, bir lem'a, bir işarette, bir öpmekte batma. dünyayı yutan büyük letâiflerini onda batırma. çünkü çok küçük şeyler var, çok büyükleri bir cihette yutar. nasıl küçük bir cam parçasında gök, yıldızlarıyla beraber içine girip gark oluyor. hardal gibi küçük kuvve-i hafızanda, senin sahife-i a'mâlin ekseri ve sahaif-i ömrün ağlebi içine girdiği gibi, çok cüz'î küçük şeyler var, öyle büyük eşyayı bir cihette yutar, istiab eder.
*
sadeleştirilmiş şekli çıkmıştır, bu şekilde daha kolay anlaşılmaktadır; fakat eski haliyle kalsaymış daha iyiymiş.
yıllardır kitaplığımda duran, hiç açıp bakmadığım ciltli bir kitap. şimdiye kadar adını lamalar sanıyordum. yeni öğrendim, risale-i nur eseriymiş. lem'a parıltı demekmiş. kısa zamanda kurcalayacağım sayfalarını.
sadeleştirilmemiş haliyle okumak özüne daha sadık olması açısından daha iyidir elbette, ancak basit bir kelime dağarcığına sahip insanlar olarak sadeleştirilmiş hali de bizim faydamızadır.
şimdi meseleye girelim. 3.lem'aları biraz daha önemli buluyorum.
ya baki entel baki virdine dikkat kesilmek daha doğru geliyor.
bir vird; ya baki entel baki ya baki entel baki'den oluşur.
1.sidinde baki-i hakiki yalnız sensin. fani olan elbette baki bir muhabbete ve ezeli ve ebedi bir aşka ve ebed için yaratılan bir kalbin alakasına medar olamaz.
2.sinde ise; madem sen bakisin, yeter. her şeye bedelsin. madem sen varsın. her şey var.
ilkinde fani hayattan masivadan çekilişi, ikincisinde ise bu cerihalardan kurtulmaya olan istidadı sağlamanın anahtarıdır.
şimdi meseleye girelim. 3.lem'aları biraz daha önemli buluyorum.
ya baki entel baki virdine dikkat kesilmek daha doğru geliyor.
bir vird; ya baki entel baki ya baki entel baki'den oluşur.
1.sidinde baki-i hakiki yalnız sensin. fani olan elbette baki bir muhabbete ve ezeli ve ebedi bir aşka ve ebed için yaratılan bir kalbin alakasına medar olamaz.
2.sinde ise; madem sen bakisin, yeter. her şeye bedelsin. madem sen varsın. her şey var.
ilkinde fani hayattan masivadan çekilişi, ikincisinde ise bu cerihalardan kurtulmaya olan istidadı sağlamanın anahtarıdır.
görsel
Ey insan! Fâtır-ı Hakîm'in senin mahiyetine koyduğu en garib bir halet şudur ki: Bazan dünyaya yerleşemiyorsun. Zindanda boğazı sıkılmış adam gibi "of, of" deyip dünyadan daha geniş bir yer istediğin halde, bir zerrecik bir iş, bir hatıra, bir dakika içine girip yerleşiyorsun. Koca dünyaya yerleşemeyen kalb ve fikrin, o zerrecikte yerleşir. En şiddetli hissiyatınla o dakikacık, o hatıracıkta dolaşıyorsun.
Hem senin mahiyetine öyle manevî cihazat ve latîfeler vermiş ki; bazıları dünyayı yutsa tok olmaz. Bazıları bir zerreyi kendinde yerleştiremiyor. Baş, bir batman taşı kaldırdığı halde; göz, bir saçı kaldıramadığı gibi; o latîfe, bir saç kadar bir sıkleti, yani gaflet ve dalaletten gelen küçük bir halete dayanamıyor. Hattâ bazan söner ve ölür.
Madem öyledir; hazer et, dikkatle bas, batmaktan kork. Bir lokma, bir kelime, bir dane, bir lem'a, bir işarette, bir öpmekte batma! Dünyayı yutan büyük letaiflerini onda batırma. Çünki çok küçük şeyler var, çok büyükleri bir cihette yutar. Nasıl küçük bir cam parçasında; gök, yıldızlarıyla beraber içine girip garkoluyor. Hardal gibi küçük kuvve-i hâfızanda, senin sahife-i a'malin ekseri ve sahaif-i ömrün ağlebi içine girdiği gibi; çok cüz'î küçük şeyler var, öyle büyük eşyayı bir cihette yutar, istiab eder.
-Lem'alar, RNK | Mariusz Lewandowski, MELANCHOLY II
Ey insan! Fâtır-ı Hakîm'in senin mahiyetine koyduğu en garib bir halet şudur ki: Bazan dünyaya yerleşemiyorsun. Zindanda boğazı sıkılmış adam gibi "of, of" deyip dünyadan daha geniş bir yer istediğin halde, bir zerrecik bir iş, bir hatıra, bir dakika içine girip yerleşiyorsun. Koca dünyaya yerleşemeyen kalb ve fikrin, o zerrecikte yerleşir. En şiddetli hissiyatınla o dakikacık, o hatıracıkta dolaşıyorsun.
Hem senin mahiyetine öyle manevî cihazat ve latîfeler vermiş ki; bazıları dünyayı yutsa tok olmaz. Bazıları bir zerreyi kendinde yerleştiremiyor. Baş, bir batman taşı kaldırdığı halde; göz, bir saçı kaldıramadığı gibi; o latîfe, bir saç kadar bir sıkleti, yani gaflet ve dalaletten gelen küçük bir halete dayanamıyor. Hattâ bazan söner ve ölür.
Madem öyledir; hazer et, dikkatle bas, batmaktan kork. Bir lokma, bir kelime, bir dane, bir lem'a, bir işarette, bir öpmekte batma! Dünyayı yutan büyük letaiflerini onda batırma. Çünki çok küçük şeyler var, çok büyükleri bir cihette yutar. Nasıl küçük bir cam parçasında; gök, yıldızlarıyla beraber içine girip garkoluyor. Hardal gibi küçük kuvve-i hâfızanda, senin sahife-i a'malin ekseri ve sahaif-i ömrün ağlebi içine girdiği gibi; çok cüz'î küçük şeyler var, öyle büyük eşyayı bir cihette yutar, istiab eder.
-Lem'alar, RNK | Mariusz Lewandowski, MELANCHOLY II
Biz gidiyoruz, aldanmakta faide yok. Gözümüzü kapamakla bizi burada durdurmazlar; sevkiyat var.
Asıl musibet ve muzır musibet, dine gelen musibettir.
Evet, Allah’ı tanımayanın, dünya dolusu belâ başında vardır.
Allah’ı tanıyanın dünyası nurla ve mânevî sürurla
doludur; derecesine göre, iman kuvvetiyle hisseder.
Bu imandan gelen mânevî sürur ve şifa ve lezzet altında, cüz’î maddî hastalıkların elemi erir, ezilir.
-Lem'alar.
Allah’ı tanıyanın dünyası nurla ve mânevî sürurla
doludur; derecesine göre, iman kuvvetiyle hisseder.
Bu imandan gelen mânevî sürur ve şifa ve lezzet altında, cüz’î maddî hastalıkların elemi erir, ezilir.
-Lem'alar.
Kürt sait'in sayıklamaları.
görsel
“insan küçük bir âlem olduğu gibi âlem dahi büyük bir insandır. Bu küçük insan, o büyük insanın bir fihristesi ve hülâsasıdır.”
(Lem'alar,
“insan küçük bir âlem olduğu gibi âlem dahi büyük bir insandır. Bu küçük insan, o büyük insanın bir fihristesi ve hülâsasıdır.”
(Lem'alar,
Bir deryadır Lem'alar
Anlamayla doludur detaylar şemalar
Ruhuna vurur ÜSTAD dan temalar
Bırakmaz üzerimizde şüpheler amalar
iman dolu her kalbe düşer nema'lar .
görsel
Anlamayla doludur detaylar şemalar
Ruhuna vurur ÜSTAD dan temalar
Bırakmaz üzerimizde şüpheler amalar
iman dolu her kalbe düşer nema'lar .
görsel
güncel Önemli Başlıklar