bugün
- aşkta yaş farkı önemli midir16
- hemşire kızlar nasıl oluyor19
- iğrenç bir his tarif et39
- az önce arabamdan inen tatlış kız12
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren erkek18
- kocaeli de fabrikada yaşanan cinsel grup seks10
- atatürk'ün hiç seçime girmeden ülkeyi yönetmesi22
- içip içip entry girmek8
- insanlar melek mi şeytan mı8
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi17
- kediye kediş köpeğe köpüş diyen kız13
- numan kurtuluş dem parti görüşmesi26
- arkadaşlar falıma bi bakar mısınız8
- en yaşlı özelliğiniz17
- anın görüntüsü14
- bik bik bu sözlüğün divasıdır19
- sözlük kızlarına yürüyen vizyonsuz8
- emar15
- uludağ sözlüğe nasıl düştünüz43
- sözlük yazarlarının abileri10
- 170 boyunda 70 kilo erkek9
- yakışıklı ama zengin erkek12
- çift maaş alan akpli bürokratların ücretlerine zam14
- icardi190522
- özgür özel10
- suriyeliler suriye'ye dönsün16
- fake hesabım için nick önerileri9
- kruvasan ile kahvaltı yapmak8
- karınıza kaşarlı poğaça yapar mısınız12
- emmanuel emenike17
- vücutçu aptal erkek vs gösterişsiz felsefi erkek15
- insana kendini kötü hissettiren şeyler18
- yazarların ruh hali9
- düz dünyacıların güneş tutulmasına bakışı12
- köpekler arasından seri katil çıkmaması8
- köpekleri aklamak için sırtlana iftira atmak10
- bik bik'i ağdacıya götürmek11
- aykolik'in boyu yaşı kilosu mesleği8
- bik bik'in yaşı boyu kilosu8
- sel felaketinin nedeni cehapedir9
- türkiye de 120000 atatürk heykeli olması15
- mustafa sandal'ın 1 mayıs paylaşımı13
- sözlüğün en götü güzel kızı21
- 1 mayıs8
- ahirette sorulacak ilk soru8
- oksijensizsu9
- 1 mayıs 2024 borussia dortmund psg maçı9
- uludağ sözlüğün bitmiş olması14
- sözlük kızlarını kategorize eden utanmazlar18
- kocamsunun hazırladığı sürpriz13
toplu bir ulaşım aracı. şehirler arası seyahatlerdeki en zevkli araçtır. hele bi de gece yolculuğu yapılıyosa tadından yenmez. (bkz: bakış açısı)
eger belediyeyeye aitse emanet gittiğimiz arac
Arkasından koşarken, normal seferinden daha hızlı giden toplu taşımacılık aracı.
(bkz: ikarus)
bir grup türk'ün yunanistan'a gitmesini anlatan film.ceplerinde para olmayan ve yunanca bilmeyen bu şahsiyetler otobüste yaşamaya başlar ve araca giren fare ve böcekleri yemeye mecbur kalırlar.
(bkz: çok oturgaçlı götürgeç)
(bkz: otobus sendromu)
zehirlerarası yolculuk inhibitörü.
uluslararası festivallerde 7 ödül kazanmış, müziklerinde zülfü livaneli imzası bulunan film. sinema tarihimizin en başarılı eserlerinden biri olarak kabul edilir.
şehir içi ve dışında yolcuları bir yerden biyere götüren eziyet arabası.
tunc okan'in bol odullu, zamanında yasaklanmıs, fakat herseye ragmen vasat filmi.
Bu Tunç Okan filminde bir grup Anadolu insanının Almanya diye kandırılıp isveç'in göbeğine bir otobüste bırakılmalarını ve orada yaşadıkları tüm bocalamaları yutkunarak izleriz.
Sanki durum bugün farklı mıdır ?! insan ticareti karada ve denizde hızla sürmektedir..
Sanki durum bugün farklı mıdır ?! insan ticareti karada ve denizde hızla sürmektedir..
kısa süreli durulan bir çeşit nezarethane.
yasaklı bir filmdi. 90lı yılların başlarında özel tv'lerin kurulmasıyla gösterim özgürlüğüne kavuşmuştur. türklüğe hakaretle suçlanmış bir filmdir. hakaret söz konusu olmadığı gibi esas eleştiri avrupa hoşgörüsüdür. ders verici bir filmdir. tunç okan'ın en iyi filmidir. belki de türk sinemasının yüz akıdır.
Bir tunç Okan filmi olmanın ötesinde türk sinemasının yüzakı olan, realist sinema anlayışının en güzel filmlerinden biri. Filmin genel karakteristiğini analiz etmeden bu filme dair yapılan tüm yorumlar, sadece yazmak için yazmak klişesinden öteye geçemeyecektir. Bu filmin genel karakteristiğini incelediğimizde feodalizm ile modern batı toplumu arasındaki temel farklılıkların ortak insanımsal yaşanımlar üzerinden çok keskin bir dil ve olabilecek en yalın dil ile ortaya konulduğu görülür. Bu film bir çatışma filmidir, daha net bir ifade ile söylersek medeniyetler çatışması dediğimiz postülanın paradigmasının özünü oluşturan ''içselleşmiş yabancılaşma'' dürtüsünün en yalın şekilde ortaya konulduğu filmdir.
Yeni bir hayat kurabilmek umuduyla topraklarını terkedip gurbet ellerinde çalışmaya gitmek için bir serüvene atılan insanların, isveçe geldiklerinde ''insanlık''kavramından soyutlanıp, insancıklar kavramının altına indirgenildikleri apaçık bir şekilde görülür, batı toplumunun sevdayı,aşkı,birlikteliği,eğlenceyi tüketme tarzları ile feodalizmin hüküm sürdüğü topraklardan gelen insancıkların tarzları arasındaki jilet gibi kesen farklılıklar karşısında insancıkların farkındalıklarında ortaya çıkan travmanın dillendirişili muazzam bir şekilde yansıtılmıştır. Bir fare deliği olarak betimlenebilecek otobüsün içinde yaşayan insancıkların geceleri peynir bulabilmek için delikten teker teker çıkmaya başladıkları o anları her gördüğünüzde, birazdan yeni bir yozlaşma edimiyle karşılaşacağınızı anlarsınız, delikten çıktıkları anda artık her yer onlar için bir fare kapanı ambiansına bürünmektedir, bu bir sanrı olmanın ötesinde bir gerçekliktir, uğruna terkedilen toprakların mı,yoksa terkedilmek uğruna gelinen toprakların mı bir gerçeklik olup olmadığı bir metafordur artık, varolan tüm terminolojiler birleşse bile bu metafor devam eder. insancıklardan birinin telefon kulubesinde şehvetle şevişen isveçli çifti gördüğünde, köyünde tarlada çalışırken öpmeye bile kıyamadığı yavuklusunu gözünün ününe getirmesi anında sürüklenmiş olduğu başıboş boşluk o kadar derindir ki, o derinlik diğer insancığın nehire düşmesi esnasında oradan geçen isveçlinin suya bakıp ''pislik'' dedikten sonra yürümeye devam etmesi sahnesini gördüğümüz anda bizide nefessiz bırakır, o buz gibi suyun içinde debelenen ''o kişi yada o insancık''değildir, tüm bir insanlıktır.
Yeni bir hayat kurabilmek umuduyla topraklarını terkedip gurbet ellerinde çalışmaya gitmek için bir serüvene atılan insanların, isveçe geldiklerinde ''insanlık''kavramından soyutlanıp, insancıklar kavramının altına indirgenildikleri apaçık bir şekilde görülür, batı toplumunun sevdayı,aşkı,birlikteliği,eğlenceyi tüketme tarzları ile feodalizmin hüküm sürdüğü topraklardan gelen insancıkların tarzları arasındaki jilet gibi kesen farklılıklar karşısında insancıkların farkındalıklarında ortaya çıkan travmanın dillendirişili muazzam bir şekilde yansıtılmıştır. Bir fare deliği olarak betimlenebilecek otobüsün içinde yaşayan insancıkların geceleri peynir bulabilmek için delikten teker teker çıkmaya başladıkları o anları her gördüğünüzde, birazdan yeni bir yozlaşma edimiyle karşılaşacağınızı anlarsınız, delikten çıktıkları anda artık her yer onlar için bir fare kapanı ambiansına bürünmektedir, bu bir sanrı olmanın ötesinde bir gerçekliktir, uğruna terkedilen toprakların mı,yoksa terkedilmek uğruna gelinen toprakların mı bir gerçeklik olup olmadığı bir metafordur artık, varolan tüm terminolojiler birleşse bile bu metafor devam eder. insancıklardan birinin telefon kulubesinde şehvetle şevişen isveçli çifti gördüğünde, köyünde tarlada çalışırken öpmeye bile kıyamadığı yavuklusunu gözünün ününe getirmesi anında sürüklenmiş olduğu başıboş boşluk o kadar derindir ki, o derinlik diğer insancığın nehire düşmesi esnasında oradan geçen isveçlinin suya bakıp ''pislik'' dedikten sonra yürümeye devam etmesi sahnesini gördüğümüz anda bizide nefessiz bırakır, o buz gibi suyun içinde debelenen ''o kişi yada o insancık''değildir, tüm bir insanlıktır.
milyonlarcamızın yıllar boyu dile getiremekte zorlandığı gerçekleri 30 yıl önce görüntüye yansıtarak, popülist türkleri aşağılama modasından faydalanmadan, her türk insanının kaldıramayacağı bir üslupla ele alan, kimi zaman gerçekçiliğinde üstüne çıkan, hafif kara mizah soslu zehir zemberek bir film.
otobüsün çekildikten sonra, iki isveç polisinin aracın içerisine girdiklerinde karşılarında gördükleri kaçak işçilerin yüz ifadeleri, çaresizliğin ortaya çıkardığı acziyetin kare kare görüntüsüdür. sessizlik orada çaresizliği ifade eder. otobüsten indirilmeye çalışılan kaçakların polise direnmesi, adeta bütünleştikleri sığınakları otobüsten ayrılmak istememeleri oldukça hazin bir sondur. hüzünlendirir.
kandırılan masum köylüler yine kendi ülkelerinin vatandaşı tarafından dolandırılmışlardır. zira, türkün türkten başka dostu yoktur düsturu bir bakıma yalanlanarak, kendimize en fazla zarar verenin yine bizler olduğu kanıtlanmıştır.
düşünüyorum da, eğer polisler gelip onları otobüsten çıkarmamış olsaydı, sonsuza dek orada kalacaklar mıydı?
otobüsün çekildikten sonra, iki isveç polisinin aracın içerisine girdiklerinde karşılarında gördükleri kaçak işçilerin yüz ifadeleri, çaresizliğin ortaya çıkardığı acziyetin kare kare görüntüsüdür. sessizlik orada çaresizliği ifade eder. otobüsten indirilmeye çalışılan kaçakların polise direnmesi, adeta bütünleştikleri sığınakları otobüsten ayrılmak istememeleri oldukça hazin bir sondur. hüzünlendirir.
kandırılan masum köylüler yine kendi ülkelerinin vatandaşı tarafından dolandırılmışlardır. zira, türkün türkten başka dostu yoktur düsturu bir bakıma yalanlanarak, kendimize en fazla zarar verenin yine bizler olduğu kanıtlanmıştır.
düşünüyorum da, eğer polisler gelip onları otobüsten çıkarmamış olsaydı, sonsuza dek orada kalacaklar mıydı?
cahillik ve medeniyetin iki aşırı uç kısmını gözler önüne seren bir başyapıt. filmin çekildiği sene 1976, isveç şu anda nerede biz neredeyiz? filmi ilk kez çok küçük yaşlarda çocukken izlemiştim ve inanamamıştım böyle şeyler olduğuna, ancak filmi az önce yeniden izledim ve bu olayların olmasına sebep bizim cahilliğimiz değil, o insanları o durumlara sokanlarındır diyebilirim, yani kısacası eğitim sistemimizde...
Toplu ulaşma-ulaşamama aracı.
Arka koltuktaki adamın (genellikle erkekler yapıyor) ayaklarını ön koltuğa tamda belinizin hizasına dayaması ve sizin bunu hissetmenizi sağlayacak hareketlerde bulunması sonucu cinnet geçirdiğiniz yer.
Acaba nasıl bir duygu diye denemek istedim ayaklarımı ön koltuğa,tamda öndeki kurbanın beline doğru uzatıp hareketler yapayım dedim ama bacaklarım yetişmedi.Nasıl bir beceriymiş be hakkaten yetenek gerektiriyormuş.
Yalnız bi gün bu yüzden cinayet işlenir ben burayada yazıyorum.
(bkz: kahinlik)
Arka koltuktaki adamın (genellikle erkekler yapıyor) ayaklarını ön koltuğa tamda belinizin hizasına dayaması ve sizin bunu hissetmenizi sağlayacak hareketlerde bulunması sonucu cinnet geçirdiğiniz yer.
Acaba nasıl bir duygu diye denemek istedim ayaklarımı ön koltuğa,tamda öndeki kurbanın beline doğru uzatıp hareketler yapayım dedim ama bacaklarım yetişmedi.Nasıl bir beceriymiş be hakkaten yetenek gerektiriyormuş.
Yalnız bi gün bu yüzden cinayet işlenir ben burayada yazıyorum.
(bkz: kahinlik)
1975' ten bu yana bazi seylerin hic mi hic degismedigini, sadece sekil degistirdigini hatirlatan, hissettiren, gosterime girdiginde tu kaka edilip yasaklanmis bir tunc okan filmi. basarili yonetmen oyuncu olarak ta filmde yer almistir.
ayak kokusu, limon kolonyası, ağlayan çocuk, tekerlek üstü, aradan esen kapı yanı, omuzda horlayarak uyuyan salyalı zoraki komşu, mola yerindeki zift gibi çay ve bağırtılar, gece ansızın ölümcül koku ile uyanıp hava almak zürafa gibi boynunu uzatmak. en kötüsüde uykulu beyinle kaptanın uykusunu düşünmek.
kimi zaman formula 1 aracı muamelesi gören toplu taşıma aracı.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar