Kara toprakla buluşma ile kalanların kendisini yemek sofrasında bulmasının arasında tahminen iki saatlik süre vardır. Dolayısıyla pek de mühim olmayan her vazgeçilmezin ulaşacağı mertebe.
Aşırı rahatlatıcı bi olay. Bir gün son nefesimizi vereceğiz ve zamanında çektiğimiz tüm sıkıntılar, tüm ağlamalar sona erecek. Mutluluk, zaten bir sorun yaratmıyor, gülüyoruz, 2 güne geçiyor yaşadığımız o güzel anlar. Sonra yeniden dertler, sıkıntılar, sorumluluklar devam ediyor. Önemli olan hüzünlerimiz, korkularımız, hayal kırıklığımız. Bu sıkıntılardan nasıl çıkacağız, nasıl daha mutlu yaşamaya çalışacağız.
Düşünsene. Her şey bitmiş. Bir sıkıntın kalmayacak, bi şey düşünmeyeceksin artık.
etrafımızda dolanıp duruyor, her gün birisini alıyor. ama biz gene rahatız. ölüm eğer gizemli bir yaratık olsaydı her gün birisini aramızdan alıp yeseydi, korkudan ölürdük. mesela bir seri katil şehrimizde dolaşsaydı ayda bir kişiyi öldürseydi geceleri rahat uyuyamazdık. ama ayda bin kişi de ölse umursamıyoruz. çünkü sıra bize gelmez nasıl olsa diyoruz. "son durak" filmindeki gibi ölümün bir sırası var zannediyoruz. ama giden aniden gidiyor işte.
kaçınılmaz mutlak son dur ölüm. mesele ölmekten çok nasıl öleceğimizdir.
insan nasıl yaşarsa öyle ölür, nasıl ölürse öyle dirilir.
mütefekkir salih mirzabeyoğlu ''marifetname adlı eserinde üstad'tan naklen;
''ölüm olmadan, yaşamak olmaz; sende aşağı bir şey ölmekle, mutlaka ondan daha yüksek bir şey peyda olur.
mesela çocukluk ölür, onun yerine gençlik; cehalet ölür ve ilim peyda olur…
yaşamak ölmekte ve varlık yokluktadır; bu kanun her şeye şâmil ve hakimdir…''der.
Sonrasını bilseydik eminim hic birimiz korkmazdık. Korku ve merak birlikte olan duygular değildir, birlikte yaşansaydı herkes meraktan ölürdü. Korktuğumuz için merak edemiyoruz. Ki ben çok merak ediyorum ölümün sonrasını.
Bu gün çok enteresan bir instagram postuna denk geldim bir trafik kazasını hayal etmeniz isteniyor ve ölümünüz simule ediliyor. Garip bir şekilde sayfadaki hemen herkes çok büyük huzur duyduklarını yazmış ki bunlardan biri de benim. Ne olduğunu tam bilmesek de işin ucunda sonsuz bir huzur olacağına inancım tam. Bu duygumu bu gün bir başka olay pekiştirdi kamyon arkası lift ten dikkatsizlik sonucu çok sağlam bir şekilde yere uçtum sol omuz ve bel hizasından yere çarpıp bir miktar baygınlık geçirdim yanıma gelenler oldu onları duydum ama hiç birine cevap vermek istemedim o yağmur suyu birikmiş asfalt zemin bana o an en güzel yataktan bile daha güzel huzur verdi hiç kalkmak istemedim. Şu an her yerim haşat olmuş olsa da değişik bir biçimde o anı kötü hatırlayamıyorum. Umarım delirmiş değilimdir... Ama yaşam gözümde hiç değerli değil artık. Hele de zor bir hayatı olan biri için...