gerek milliyetçilik yüzünden, gerekse aptal neoosmanlıcılık akımı yüzünden dile getirelemeyen realite. gerek insan kalitesi bakımından, gerek eğitim sistemi ve seviyesi bakımından, gerek sanayileşme bakımından gerekse ekonomik ve diplomatik alanda türkiye gayet az gelişmiş, sadece afrika ülkeleriyle yarışabilecek bir üçüncü dünya ülkesidir.
yerinde bir tespit. nedense bunu unutup, türkiye gibi geri kalmış bir ülkenin liderini dünya lideri, ülkeyi de süper güç sanan insanlar var. o insanlar için üzülmemek elde değil.
türkiye afrika ülkerinden sadece bir adım öndedir. pardon sizin yolunuz var değil mi? size yol yaptılar. yolunuzu sikeyim hahaha.
neyse bu ülkenin yapabildiği tek şey inşaattır. yat, araba, jet yapmayı hayal edemeyip, inşaat yapıp, bunu da övünerek reklamını yapan insanların zengin olduğu bir ülkenin gelişmiş olması beklenemezdi zaten.
burada düzgün kurumlar yok. ne bileyim güzel okullar, sosyalleşme alanları, müzeler yok. devletin militan ürettiği ideolojik kurumlar ve çeteler var. batı'daki emperyalistlerin devlet içindeki gericilerle birlikte yaydığı nazi-tipi anlatıları sorgulanmıyor: ''türk, müslümandır.'', ''türk, savaşçıdır.'', ''türk, ailecidir.'', ''türk, gelenekseldir.'' vb.
ikinci dünya savaşı sonrası batı entelijansiyası bu saçma totaliter sosyal anlatıları parçaladı. tarihteki tüm otoriter ve faşist yönetimler, ulusa yönelik propagandalarını güç, geleneksellik ve kolektivizm üzerine kurmuştur. öyle bir ülke düşünün ki hem militarist hem de islam gibi dini kolektivist köklere sahip. öyle bir ülke düşünün ki gayrimüslimlere hakaret etmek norm. her türlü cinsel fanteziyi kapalı kapılar ardında yaparken cinselliği kamusal olarak tartışmak ''tuhaf''. anti-entelektüelizm din gibi. diğer yandan biraz daha okuyup araştıran, iyi yönde dönüşümler için mücadele veren herkes ''kemalist elit'', ''batıcı sapkın'' vb. etiketlerle hedef alınıyor - bu bana psikolojik harp gibi geliyor.
böyle toksik bir kültürün panzehri sosyal liberalizmdir. hümanist eğitimdir. gerekirse buna 'batılılaşmak' densin. batılılaşmak türkiye için iyidir, hatta zorunludur.
Bir ülke de sürekli geçmişe dair yaşantılar hakimse o ülkeden bir halt olmaz z bütün Ortadoğu ülkeleri hep böyledir şaşmaz. Aptal insan sürülerini böyle yönetmek çok kolaydır , vatan millet , din Allah kitap ile .
doğru/yanlış ya da iyi/kötü ''türk, müslümandır.'', ''türk, savaşçıdır.'', ''türk, ailecidir.'', ''türk, gelenekseldir.'' vb. Empozesi yapılmak zorundadır veya ''türk, müslümandır.'', ''türk, savaşçıdır.'', ''türk, ailecidir.'', ''türk, gelenekseldir.'' vb. Empozesi yapılmak zorunda değildir.
küçücük ve henüz evrimini tamamlamamış beyninizle böyle büyük kavramları tartışmayın. hele ki ideolojiyi, felsefeyi, kimliği, dini, toplum mühendisliğini temel alıp hiç tartışmayın. hiç olmazsa birilerine akıllı ve zeki görünür, saçmalamayı aşıp aptallık mertebesine erişmiş görüntüsü sergilemez.
ne denmek istendiğini zekanız ve aklınızın algılayacağı kapasitede bilal'e anlatır gibi anlatalım da zekası ve aklı yetersiz olduğu için her tanımı, eleştiri ve durum tasvirini "hakaret" olarak algılayan anlama özürlülerle uğraşmayalım da entry çöp olmasın.
türk müslüman'dır: bunu insanlara, topluma empoze etmeyi gerekli veya gereksiz bulmayı değil de hangi müslümanlık diye (veya başka bir inanç-din ya da inançsızlık-dinsizliği) tartışmanız gerek.
burada müslüman, hristiyan, yahudi vb inanç veya inançsızlığı-ateist politikaları uygulayıp-savunup bireylerin yanı sıra toplum ve devletlerin yaptığı tecavüz, cinayet, yolsuzluk, çıkar, menfaat vb insanlık suçlarına yüzlerce bakınız vermeye gerek yok. din inancım var ya da yok diye her türlü insan olma erdemini ortaya çıkaran olguları yok sayan bir kişiye bakıp sorun inanç denilebilir mi?
türk savaşçıdır: hangi savaştan bahsediliyor? desteklediğiniz veya karşı çıktığınız savaş nedir? mücadele etme azmi, direnme gücü, savaşma yeteneği bireylere, topluma ve insanların bir araya gelerek oluşturduğu sosyal yapı olan devlet denen olguda bu savaş denen yok olsun ya da var olsun diye altını doldurmadan yapılan soyut tartışma aptallıktır.
aptallıktır diyorum, bireysel olarak sahip olma-koruma duygusu açısından yaklaşalım; siz ailenizle sahilde güneşlenip denize girerken biri gelip ailenizden birine tecavüz etmeye kalktığında yaptığınız karşı çıkış, savunma, ailenizi koruma sizi katil zorba barbar, tecavüzcü ise insan olarak fizyolojik ihtiyaçlarını gidermek için savaşan biri olur. hangi savaştan bahsediyorsunuz?
türk ailecidir: hangi aile değerlerini savunuyor veya karşı çıkıyorsunuz? gündüz kuşağında yayınlanan programlara bakın. basın yayında haberlere, mahkemelerde dava konularına bakın. burada insan profillerini, yaşadığı çevre-toplum tabakasını inceleyin. ben yaparsam flört, sen yaparsan orospuluk anlayışında önüme gelenle yatayım ama evlendiğim kız bakire olsun diyerek benimle yatarsa yengeniz olur ama başkasıyla yatarsa orospu olur bakış açısında sadece üreme ve sex yanında toplum baskısıyla, ekonomik gerekçelerle kurulan aile yapıları mı?
türk gelenekçidir: gelenek derken genetik hafızamızda olan talan, yağma, akın, göçer vb kabile kültürü içinde - asya-bozkır kültürü mü kast ediliyor?
bir fatura ödeme, bilet alma, hastane kuyruğu, toplu taşımaya iniş-binişte, halkın toplu kullanım yaşam alanlarında, kamu malını talan yağmasında, çarpık kentleşmede gecekondulaşmada, haklıdan değil de güçlüden yana olmakta, bana dokunmayan yılan bin yaşasın tepkisizliği içinde yemeyenin malını yerler duygusuzluğu içinde olmak mı?
yanınızda eşiniz sevgilinizle giderken - bir mahalleden geçerken ya da bir etkinlikte yanınızda olan kadına kadına laf atana tekme tokat daldığınızda laf atanın akrabaları hemşerileri bizim adam diye laf atanı tutup sizi linç etmesi mi?
hangi gelenekten bahsediyorsunuz?
eve gelen misafirin çocuğu ile oynayan çocuğunuz "baba ize dondurma ver" dediğinde-istediğinde buzlukta olan ve 1 tane kalan magnum dondurma akla gelip "dondurma yok" demek, misafir çocuk gittikten sonra dondurmayı çocuğunuza vermek yerine; kalan 1 tane dondurmayı çocuklar arasında paylaştırmayıp dondurmayı misafir çocuğa verip vazgeçme, fedakarlık, liderlik, sorumluluk üzerine çocuğa anlayacağı seviyede öğüt vermek, ileride aile olup sorumluluk aldığında ne demek istendiğini anlayacak insan yetiştirmek mi gelenekçilik?
hangi geleneği onaylıyor veya ret ediyorsunuz?
unutmayınız... insan denen canlı bir hayvan veya bitki değildir. insanın davranışı, yaratılışı-var oluşu yaşamı genetik olarak belirlenmiş-kodlanmış değildir, ihtiyaçları ve gereklilikleri yanında değer yargılarıyla kutsalları, düşünceleri, varoluş amacı zamana mekana şartlara göre değişir.
bu değişkenlikler onun değer yargılarını biçimlendirir şekillendirir.
bir kuş veya balık ya da kedi köpek yetiştirdiğinizde ona göre şartlar yaşam alanı yaratırsınız. balığı kafeste kuşu akvaryumda yetiştirmezsiniz ama insanı her ortam ve şartlarda yetiştirir organize eder ona yaşam alanı yaratırsınız.
Türkiye aslında çok gelişmiş bir ülke ve toplumdur. sadece son 30 yılda bilinçli olarak trollenmekteydi. Gelir dağılımının düzelmesi ilk yapılması gereken şey. dünyanın her yerinde milyar dolarlık mega zenginlerin ve sistemi manipule eden soytarı grubunun tıraşlanması lazım. onun haricinde sadece işci işsiz olarak değil, her insanın kayıtsız şartsız temel gelir hakkı olması lazım. O yüzden şimdiden örnek vermek gerekirse güncel asgari ücret 100k'dan aşağı olmamalı. Temel gelir hakkı da yani işci veya değil, bunun yarısı kadar olması lazım. Sadece Türkiye'de değil, dünyanın her yerinde bu sistem uygulanmalı. Ki bu sistemin uygulandığı yerler var. insana değer verilmeyen yer ve toplumlar gelişmemiştir. yani yolda biri düşse umursamadan yürünen yerler. Her ne kadar 30 yıldır trollenmiş olsa da Türkiye'de insan insana değer veriyor. O saygıyı en azından gösteriyor. Sosyal medya ve televizyonlardan yaratılan yapay realite, sizlerin realitesini etkilemesin.
Türkiye içinde yaşayanlara göre az gelişmiş bir ülke. Bizim teleplerimizi karşılamıyor. Ama gerçek az gelişmiş ülkelere göre biz uzay çağını yaşıyoruz özellikle devlet bürokrasisi özelinde.
Üniversite gibi önemli kurumlar da ikna odaları kurup türban ile mücadele etmek yerine bilim insanı yetiştirip Türkiyenin ilerlemesine katkı sağlasalardı.
sizin normlarınızı anlıyamıyorum ve de anlamak istemiyorum. Size göre islam düşmanlığı en büyük medeniyet göstergesi. Sizin için Bir ülkenin ortadoğuda olması bile az gelişmiş olması için yeterli. Sizin normlarınıza göre inançlarına ve geleneklerine belki de bizden daha fazla bağlı olan japonya nasıl çok gelişmiş bir ülke oluyor onu da izah edin. Bu gün Türkiyenin bu halde olmasının tek sebebi CHP ve onun yönetiminde geçen zulüm yıllardır
Türkiye az gelişmiş bir ülke değildir. batılı ülkelerce özellikle gelişimine izin verilmemiş, engellenmiş, kösteklenmiş, baltalanmış bir ülkedir. batı Türkiye'nin gelişmesini asla istemez. bunu bir kere kabul etmeniz gerekir. bi defa Türkiye'deki PKK terörünü kuran ABD, Amerikayla birlikte aynı şekilde kullanan destekleyen körükleyen finanse eden yöneten de Avrupa..
ondan sonra, gelelim Batı'nın gelişimine: batıyı geliştiren esas neden 1- sanayi devrimi 2- sömürgecilik yoluyla Afrika'nın Ortadoğu'nun ve Asya'nın kaynaklarını sömürmesi 3- ticaret anlaşmaları yoluyla ab entegrasyonu ortak para birimi ve ilkeli birlikte hareket etme kabiliyeti..
yoksa salt rönesans ertesi kültür devrimi değil. Avrupa zaman içerisinde endülüsün ilmi değerlerini geliştirip kendi bilgi birikimiyle imalata yatırıma argeye ve ticarete dökmesi. elbetteki burda kiliseyi ve onu tahakkümcü hakimiyetini kırıp kapitalist sermayeye kucak açması ve sömürgecilikle sanayisini bugüne kadar ayakta tutması, kendi standartlarını oluşturup bunlardan asla taviz vermemesi. yoksa sadece sanatsal kültürel sosyal gelişim denilen olguların ayağı yere basmazdı. onların hepsi de tamamlayıcı unsurlar. Avrupa ilme ve bilgiye dayalı kapalı sistemini hiçbir zaman tam anlamıyla dışarıya açmayarak bunu muhafaza etti. elbetteki 20. yüzyıldan sonra ve özellikle 1980 lerden sonra gelişen bilgisayar teknolojisi ile amerika batıyı geçti. zaten soğuk savaş dönemi olduğu gibi beyin göçü Amerika'ya doğru aktı. taa ki çin faktörü ortaya çıkana kadar . şimdi dünyanın yeni lideri çin. Ortadoğu'nun elektronik yapay zeka ve çip merkezi üssü başlangıçta fason olarak başladığı imalat sanayinde şimdi üretici ve lider konumda. her türlü ARGE devlet desteği ve dünya üzerinde yer alan tüm önemli kritik ve stratejik madenlere ve bunların gerek yerinde imalat gerekse liman ticaret sevk ve ticaret yollarını kontrol eder vaziyette. yani Avrupa yakın tarihte bitti bitiyor..Avrupa uzatmalarda..
Avrupa son demlerini oynuyor. Amerika da öyle. yakın tarihte Hem Avrupa Birliği hemde Amerika paramparça olacak. çünkü yeni teknolojilerde çin den çok çok gerideler. çok az bir vakitleri kaldı. o yüzden şiddet sarmalını körüklüyorlar. batının uyguladığı siyonist kapitalist faiz ekonomisi eninde sonunda çökecek ve bitecek. dünya değişecek..
meseleyi endülüs e indirgemek saçma, aynı silsileyi takip edersek endülüs tüm ilmini abbasilerden, abbasiler sümer, akad, antik grek coğrafyasıyla ıraklı ve suriyeli mısırlı kıptiler ve nasturilerden aldı, nasturiler uzak doğu ve güney asyaya yolculuk eden tüccar ve seyyahlardan, onlar da bildiği her şeyi hindistan ve çin de öğrenmişti.
avrupalı ve orta doğulu halkları yok saysanız dahi,
bu medeni gelişim süreci,
durmadan devam edecekti.
fakat batılılar on beş bin, yirmi yıllık yazılı insanlık tarihine latin alfabesi ve ingilizce, fransızca, italyanca temelinde en çok yazılı eser,
bilimsel, felsefi, dini makale kazandırmış medeniyettir.
aslında sanayi devrimini bile onları diğer milletlerden ayıran bu farka borçlular. daha iyi gemiler yapabildikleri için afrika ve güney asyaya açılabildiler, hastalıkla mücadele edebildikleri için, uzak coğrarfyalarda telef olmaktan kurtuldular. çeliği işleyip ona tornayla şekil veren, fiziği, mekaniği, termodinamiği geliştirip elektrik santrallerini, televizyonu, ampülü üreten tek kıta ulusu avrupa dan çıktı.