geriye dönüp şöyle ilk okul çağlarımı düşündüğümde ne kadar da çarpık ve hastalığı olduğunu düşündüğüm eğitim sistemi.
mesela resim derslerine getirmeye bazen malzemem olmazdı malum 2000 başında bir çoğumuzun alım gücü çok da iyi değildi. boyalarım olmadığında sınıf öğretmeni, tahta dolabından kalmış eski, kırık dökük boyalardan verirdi boş boş oturmıyim diye. boyalar o kadar çok kullanılmış ki amk hiç biri kendi renginde boyamıyo mnskiym. mesela sarıyı alıyorsun siyah boyuyo, kırmızıyı alıyorsun mavi boyuyor falan.
daha ilk okul çağında soyut düşünme yeteneği bile tam gelişmemiş çocukken, salvador gibi, Van gogh gibi post modernizmin, sürrüalizmin doruklarında resimler yapardım aq ahaha. yeşil kafalı adamlar, kahverengi güneş, mor ağaçlar...
güneşi hiç sarı çizemedim ben ya da gökyüzünü mavi..
sıkıntı bu değildi elbet sıkıntı, olanaksızdan bile olsa gelişen bu yaratıcılığı, ilk okul öğretmeni olcak insanın - bak hala insan diyorum- dar kalıplarına sığdıramayışı. sıkıntı, sırf bu yüzden, pedagoji nedir bihaber bi kaltak yüzünden sınıf ortasında dayak yemen. neymiş efendim neden diğer arkadaşlarım gibi boyamıyomuşum. lan boyayabilsek boyucaz amk. ya işte böyle nice genç cevherler eğitim uğruna heba oluyo kim bilir.
herkesin elestirdigi ama kimsenin degistirmek için bir şey yapmadigidir.konusmakla olmuyor.
eminim simdi ogretmen vs. olanlar da bir zamanlar bu sistemi elestiriyorladi,muhtemelen rahatlığı görünce bana dokunmayan yılan bin yasanın moduna girdiler.
Sürekli değişikliklere maruz kalmış bir sistemdir. Benim şimdi eğitim sistemi böyle eğitim sistemi şöyle vs. gibi sözler söylemem boşunadır. Sonuçta bir eğitimci değilim fakat bende bir zamanlar bu eğitim sistemi içinde öğretim görmüş bir öğrenciydim. Bizlere çocuk yaştan itibaren sınav sistemine dayalı eğitim verildi. Evet lise, üniversite, kpss... gibi sınavlar hayatımızı etkileyen önemli sınavlardır. Fakat bu sınavlardan dahada önemlisi hayatımızın şifresi olan insanlık üzerine eğitimin daha yoğun olması şarttır.
"insanlık" bedensel olarak insanız peki ruhsal açıdan insan mıyız ? Hepimizin insanlık üzerine yeni şeyler öğrenmeye ihtiyacı var. Bununda anahtarı olan eğitim sisteminden geçiyor. Türk eğitim sistemine ne yazık ki Atatürk'ün devrimleri tam olarak oturamamıştır..
(bkz: yok ki)
Ben ilkokuldan, üniversiteye kadar bütün sıralardan geçtim ama hala bir sistem göremedim.
3 ayda bir sistem değişiyor sanki bilgisayara format atıyor deyyuslar.
sistemimiz yok. zaten adamlar zamanında söylemişler
bir ülkeyi yok etmek istiyorsanız önce diliyle oynacaksınız sonra eğitim sistemiyle. bugün bakın bakalım dilimize yozlaşmaya başladı eğitim sistemimiz deseniz o da aynı şekilde her değişen milli eğitim bakanı birbirinin getirdiği sistemi eleştiriyor bu gelen insanlar ise bilinçli olarak oralara getiriliyor.
Türkiyedeki nice aynştaynlarin, cahit arf'larin, ilber ortaylilarin harcandigi bi sistemsidir bu. Zeki türk milleti, devşirmelerin elinde harab ve zebil olmakta, denek olarak her yil sikimsonik bi uygulamayla karsilasmaktadir. Sinif ogretmenligi gibi cok cok onemli olan bi meslegi atanamayan felsefecisi de, atanamayan din ögretmeni de yapabilmektedir. Oyle ki varin siz dusunun cocuklari yillarca egitecek olan bu insanin ne derece donanimli ve bilim sahibi oldugunu. Türkiyede ne zaman, sinif ogretmenligi alimi icin yuksek lisans, doktora, yeterligin ust duzeyde oldugunu belli eden bi düzen getirilerek ögretmen alimi yapilacak, iste türk egitim sistemi o gün cığir acacak, çag kapatip, cag acacaktir. Durum da gostermektedir ki, bu dedigimin olmasina 50 yil ve uzeri bi sure vardir günümüz;perişan türkiyesinde.
Bir eğitim sistemi düşünün ki bu sistem öğrencilerine ücretsiz kitap dağıtıyor. Hem Öğrencilerin ailesine kolaylık olsun hem de oy toplayalım diye. Ama bir de bakıyorsun ki çıkardığı kitaplar öğrenciler için hiçbir işe yaramıyor. içinde öğrenci ve öğretmen için hiçbir ise yaramayan anlatım tarzıyla yazılmış metinlerle dolu bir kitap. Tabi bu kitap ki 1 sene boyunca kullanılmayacak ve ağaçlar boşuna kesilmiş olacak. Madem kitap basıyorsun adam akıllı kitaplar bas boşuna kaynak kitap için millet para dökmesin kitapçılara. Zaten milli egitimle yayıncıların ortak iş yaptığını düşünmüyor değilim.
işin en trajikomik kısmı da durumu kötü olan öğrencilere sıkıntı(!) yaratmaması için verilen bursluluk paraları. Hayır çok iyi bir şey bu benim buna itirazım yok. Benim itirazım bu paraların söylendiği tarihte yatmaması(1 ay gecikmeli). Bu parayla servis parasını, yemekhane ve kaynak kitap parasını karşılayan öğrenciler var. e bu zeki, çalışkan öğrenciler burslulukları tam zamanında yatmadığında hangi parayla ödeyecek bu gereksinimlerini.
işte böyle bir sistem. Seçmeli derslerde seçmeli dersleri işlemeyip bu derslerde matematik öğretilen bir sistem. Yine bunu istemeyerek yapıyor öğretmenler çünkü YGS ve lys ye yetişmesi gereken konular var...