ben depresyona girince yapıyorum bunu ama sonucu hep tekrar açmak oluyor. aslında bunu yapmamın sebebi türkiye gündemi. gündem o kadar leş ki insanın içine karartıyor. biz ortadoğu ülkesiyiz arkadaşlar. hassas birisi için bu bile kapatmaya yeter.
manası derin: dükkanı, tezgahı kapattım. soranlara balayında dersiniz. ha alayına gideyim diyrsanız başka. her yerde hücuma devam. nereden ne çıkacağı belli olmaz.
biliyorum çoğumuz için bir kıyamet bunu yapmak. ama ben yapmak istiyorum. siz de var mısınız? gelin tüm dünyadan uzak burada sözlüğümüzde kendi Distopyamızı oluşturalım.
Geçenlerde ilk defa instagram açmıştım. Sanırım bir defa girdim. Sonra tekrar gireyim dedim hesap daha sonra girmediğim için kapatılmış. Ya da benim gerçek kişi olduğumu anlamak için askıya alınmış. Bir daha da girmedim zaten.
Sosyal medya kullanan kişilerin kişisel davranışlarında kendini yönlendirme yapılır. Mutlu olmadıkları, mutlu olanlarınhayatının daha başka olduğu anlatılır.
Oysa ki o mutluluk resmi çizenler bir kare fotoğraf için bir kuble video için yaşamaya başlıyor hayatlarını.
Bir insanın sürekli mutlu olması başlı başına bir mutsuzluk kaynağıdır. insanoğlu hiç olmadığı anda bile ağlar bazen, ağlamalıdır da. Hüzün çökmeli. Bir destek aramalı kendine. En güzel tarafı da şu; o desteği hissetmeli.
Biz program değiliz. Mutsuzluğu katmer katmer pompalayan sosyal medyanın esiri olamam. Her zaman üzgün olamam. Her zaman mutlu olamam. Her zaman arzulanan halde olamam. Hayatımı yönetmek elimden alınırsa bir kuklaya dönüşürüm.
Burada yazmak, gerçek kişilerin anlık duygu değişimlerini, fikirleri okumak, fikir beyan etmek, haz almak, haz vermek beni mutlu ediyor.
Biraz toprakla oynayın dostlar. Su ile oynayın. Ağaçların arasına gidin. Koklayın havayı. güzel bir iyileşme yoludur.
Benim 2 yıl önce yaptığımdır.
instagram, Facebook, linkedln vs hepsini kapattım.
Önemli bir proje üzerinde çalışıyorum. Tek sosyal medya hesabım burası.
Uludağ sözlük ailem gibi oldu. Reelde kimselere anlatamayacağım şeyleri burada rahatça paylaşıyorum.
instagram'da olduğu gibi maskeli hayatlar yok burada.
Herkes doğal. Yüzünü bile görmeden kanımın ısındığı insanlar var.
birkaç yıldır uyguladığım eylem, zaten bir facebook ve instagram hesabım var, hesaplarım kapalı değil ama açıp bakmıyorum bile yıllardır...
sosyal medya, her hokkabazın kolayca yapabildiği ama inanılmaz bir şekilde insanların çoğunu hala etkileyebilen bir ilüzyon numarasından başka birşey değil.
- hayatında toplasan 10 arkadaşı olmayan insanların binlerce arkadaşı olur.
- çekilen fotolar ameliyathane hepalarından geçirilircesine filtrelenir, photoshoplanır ve facebook, instagram vs. meşrebine göre herhangi bir panayırda yada herbirinde teker teker beğenilere sunulur
- hayatında eline kitap almamış insanlar bir elinde mocha, bir elinde dönemin popüler kitabı ile starbucksta fotoğraf çekinip bu resimleri aynı panayırda halka arz ederek aslında ne kadar kültürlü olduklarını gösterir, ayda yılda 1 spor yapan kişiler, spor salonuna gider gitmez kısa bir ağırlık kaldırma videosu çekinip bu videoyu halka arz ederek aslında ne kadar sportif kişiler olduklarını gösterir. kısacası insanların hayatında eksik gördüğü ne varsa sosyal medya ile bunu makyajlayarak kitlelere kendini o şekilde sunar, o şekilde satar.
- evlilikler, nişanlar, tatiller, arkadaşlarla içmelere gitmeler, konserler... herkes, her daim mutludur. hayata dair hiçbir kaygı güdülmeksizin herkes pişmiş kelle gibi sırıtır....
- dünya prensimizin yada prensesimizin etrafında dönüyormuşcasına her yapılan bok paylaşılır, sanki insanların çok da umrundaymış gibi...
daha şu abuk subuk "fenomen" mevzularına, prim için karakter satma mevzularına girmiyorum bile. "sosyal medya aptallıktır, günümüz insanının hayatında oluşan en büyük kara deliktir." sadece belli bir süre kapayıp farkı görün, etrafınıza bir bakın. ailenizle vakit geçirin, hani anneniz babanız var ya, sosyal medyada takip etmekten utandığınız, onlarla işte. birazcık kendinize saygınız olsun, kendiniz gibi olun, o panayırda size dayatılan hayatları kovalamaktan vazgeçin...