" kıroyum ama güç bende!" diyebilme imkanı bulan cahil kesimin o gücü kaybetmemek için yaptığı beyin mastürbasyonlarından sadece biri...bu kıroluk, bu öküzlükle hiçbi zaman bu kadar yukarılara çıkamamışlardı, bi daha da çıkamayacaklar, şimdi tepedeler, eğitimden turizm ' e herşeyin içine sıçtılar, ama güçlü kıro olabilmeye devam etmek için kayıtsız şartsız hükümetin arkasında durmak zorundalar, başka çareleri yok.
Çünkü bi indiler mi, bi daha çıkamazlar, zaten bu devrin sıçıp sıvamalarını bu millet asla unutmaz.
akp öncesi iktidarı sevmeyen anne babalarınız da bu ülkeyi terk etmediler burda kalıp sevmedikleri iktidarın ülkesinde ekmek yediler, hatırlatayım dedim bebeler.
bu ülkeyi sevmediği halde bu ülkeden o kadar çok ekmek yiyen varki bu memlekette. RTE yi sevmeyenlerin onların yanında esamesi bile okunmaz. cömert memleket be, herkese ekmek veriyor mübarek. ayrım yapmıyor, baba gibi. evet..
Burası Türkiye Cumhuriyeti ve bu ülke sadece ama sadece Türkiye halkınındır. sonsuza kadar da hep böyle kalacak. Neyse ki Arap aşığı azınlıkların akılsız askerleri olan, kemik yalayıcı ergen trollerin de sayılı günleri kaldı.
" Türkler" yazıyorum sonra kendim de üzülüyorum. Öyle yazmamam lazım, bir kısım Türkler, demem lazım...
Bir kısım Türkler de " iktidar yalakalığı" mevcuttur, hep öyle olmuştur, maalesef...
Bu grup hep değişir, ideolojik duruma göre. Ama " yalakalık" hiç değişmez.
Kenan Evren, emekli olduktan sonra, ressamlığa merak sardı, mesela. Yaptığı tablolara milyon dolar ödeyen çıktı !! Kenan Evren, bugün bile tablolarına en çok para ödenen türk ressamıdır !! Süleyman demirel bazı toplantılara şapkasını gönderirdi, şapka, 7 Euro'luk fötr şapka, neredeyse secde edilirdi. Hiçbi devlet titri olmamasına rağmen semra Özal ' ın ellerine şarkılar, şiirler yazılmıştır.
Böyle bir huy, iktidar dalkavukluğu, Türklerde hep vardır.
Uefa ligi şampiyonu oldu, diye fatih terim ' e imparator dediler...4 kere şl şampiyonu olan bayern münchen eski başkanı uli hoenness, 4 yıl hapis cezası yedi, 2,5 yıl da bizzat yattı almanya ' da...
Şimdi de rte dalkavukluğu var.
Türk milletinin en azından bir kısmında böyle bir huy maalesef var.
okullarda vatandaşlık, yurttaşlık, milli güvenlik bilgisi, felsefe, sosyoloji, mantık, psikoloji dersleri sayısal, sözel, meslek okulu vs ayrımıyla ya kaldırıldı ya da içeriği muhteviyatı boşaltıldı.
oysa istisnasız ilköğretimden itibaren özellikle yurttaşlık, vatandaşlık, milli güvenlik dersleri, orta ve lise eğitiminde çocuklara ek olarak da felsefe, sosyoloji, mantık, psikoloji istisnasız her eğitim çağında çocuklara verilmeli.
hatırlayın...
milli güvenlik dersleri kaldırılmasını bazıları aptalca "üniformalı askerler derslere neden giriyor, eğitimin özgürleşmesi, eğitimin sivilleşmesi, militarist bir eğitim olur mu, şovenist ve emperyalist, dikta rejimlerde olacak ders, vesayet sistemi gençlere çocuklara dikte ediliyor vb." diye eleştiri yapmış, özellikle sol ve dinci, kürtçü etnik faşist kesim milli güvenlik derslerinin kaldırılmasını "nihayet milli güvenlik dersleri kalktı" diye sevinerek kutlamıştı.
oysa adı üzerinde "eğitim" ve "öğretim" açısından ele alırsak gayet normal ve olması gerekendi.
demokrasilerden dikta rejimlere, monarşilerden şer'i (islam veya hristiyan ya da yahudi) rejimlere hepsinde olan gayet normal bir durumdu askerin derslere girmesi.
uzun uzun örnek vermeye gerek ama okullarda çocukların gençlerin eğitim ve öğrenimlerinde gelecek nesilleri tehlikelere-suçlara karşı uyarmak için (savaş, terör, uyuşturucu, tecavüz, taciz, istenmeyen gebelik, doğum kontrolü, yasadışı işler-eylemlere) polisinden askerine, kriminal uzmanlarından doğum uzmanlarına, suçlu psikolojisi üzerine uzmanlardan araştırmacı, analistlere kendi alanında uzman insanlar ya derslere yardımcı öğretmen, katılımcı-gözlemci, danışman olarak bulunduğu birimlerin yönlendirmesi, eğitim kurumunun isteğiyle derslere girerler.
eğitimde bireysel olarak gençlere verilen bu uzman kişilerin katkıları yasa kanun rejim sistem ve toplum sağlığı amaç edilir.
bir de felsefe, sosyoloji, mantık, psikoloji derslerini dinsizlik veya hain yetiştirme, çocukların aklını çelme, bulandırma gören dinci ve etnik faşist gruplar eğitime hakim olunca ortaya çıkan sonuç facia oldu.
okuduğunu anlamayan nesil, ezbere dayalı bilgi, sorgulamayan ve düşünmeyen, akıl yürütemeyen, muhakeme yeteneğinden yoksun milyonlarca cahil, diplomalı, eğitimsiz, üretim ve gelişmeden atıl insan topluma kazandırıldı.
mariana çukurunda güneş ışığı görmeden yaşayan balığa siz everest zirvelerini nasıl anlatacaksınız, o canlı yaşadığı ortamın gerekliliğine adapte olmuş ve bu yaşamı everest dağının zirvesini algılayacak bilgi ve algıyı sağlayabilecek mi?
Otobüsle otobüs şoförünü, devlet ' le hükümeti ayırt edemeyen yalaka akgötlerin açtığı aptalca bir başlık... karaktersiz, şahsiyetsiz yalakalar... Türkler genellikle böyledir, insanlık yetileri gelişmemiştir çoğunun... güce taparlar ;;))... O yüzden yükselemez, alçalırlar çoğu...