düşünüyorum da...
sorumluluğunu hissettiğim aile çevresi hariç insanlara bir parça değer vermeyen ve yaşanan tüm insanlık dramlarına bir parça üzüntü bile hissetmeyen - umursamayan, insanları önemsemeyen, değer vermeyen ben...
insan yaşamında ayrıntılara odaklanmayla ortaya çıkan gerçeği görüp (realite) insanın doğuştan gelen bilgi edinme yetisini kullanmayı (rasyonalite) ret eden ve cehaletin bir hak, bir erdem gibi savunulmasına neden olmuş toplumlarda hiç kimsenin masum olamayacağına kanaat getirerek; insan-toplum-devlet (sosyal yapıda) kendini merkeze koyup artık tamamen çıkarına ve beklentisine göre hareket ederek (egosantrik ve materyalist) bir tutumda yaşananlara duyulan kızgınlığın artık insanlara duyulan nefrete dönmesi...
tüm bunlar ışığında halen whitechapel murderer (jack the ripper - karındeşen jack) olmadıysak psikolojimiz şimdilik bozuk sayılmaz.
bugün - şimdilik içimizde olan nefretle ve gösterilen tepkilerimizle "vatan haini, dış mihrak, ülkenin büyümesini ve gelişmesini istemeyen, din düşmanı vb ya da ırkçı, faşist, yobaz vs ile son pkk ve apo affı isteyen milliyetçilerin dediği-yaftaladığı gibi "savaş ve terör taraftarı" görünüyoruz, şimdilik...
yarın ne olacağını bilemem ve nereye kadar da dayanırım? onu da bilemiyorum.
bu aralar şahsım yazarıdır. sadece bu aralar değil aslında uzun zamandır şahsımın psikolojisi, adeta önden kazalı bir aracın rot ayarı gibi düzen tutmamaktadır.
hangi arkadaş ortamına girsem "bir sevişsen geçer" gibi aslı astarı olmadığına dair şüphelerimin bulunduğu bir tavsiye ile karşılaşsam da bir hayırsever de al kardeşim, ilacın bu hanım kız, geçmiş olsun demek suretiyle şahsıma yardım elini uzatmamaktadır. anca konuşsunlar.