insanları, asla kendi başınıza başladığınıza inandıramayacağınız ibadet. eğer namaza başladıysanız size önce neden başladın diye sorulacaktır. ardından da nurcu musun, şeriatçı mısın vb. sorular gelecektir. hadi bunları cevapladınız diyelim, bu sefer de kimden etkilendin sorusu sorulacaktır. sözün özü kimse kendi başınıza, kendi kararınızla başladığınıza inanmayacaktır.
diyelim ki bir konsere gittiniz bu sefer de ''hani sen namaz kılıyordun ne işin var barda?'' diye sorular olacaktır. bu sorular herhangi bir siyasi düşünceyi övmek ya da eleştirmek için değil cidden meraktan* sorulacaktır ve bunları soranlar ise genelde arkadaşım dediğiniz insanlar olacaktır.
yaşamı bir bina inşaa etmek olarak düşünürsek yaptıgımız bütün ameller bu binanın bi parçası olarak görebiliriz.işte namaz da bu binanın kolonları oluyor. şimdi herkesin binası kendisinindir(leküm dinikum veliyedin). yani inananlar binasını yapmaya başlar fakat inanmayanların da arsası boş bi şekilde kalır. yaşarken beşer olmanın gereğidir ki günaha da giriyoruz ve binamızı çirkinleştiriyoruz,çarpıklaştırıyoruz fakat en sonun da öyle veya böyle bu binayı bitiriyoruz. ama nasıl ki kolonsuz bina ayakta kalamaz işte namaz olmayınca bizim binamızda çöküyor. namazın dinin temeli olması böyle birşey işte.
dini gerekliliği manevi katkısı dışında romatizmaya iyi geldiği için insan bedenine de faydası dokunan ibadettir. bunu yabancı bilim adamları da dile getirmişlerdir.
ayrıca dinin direği olarak nitelendirilmiş, kur'an da en çok yer alan ibadettir. farz olanları 5 vakittir.
namaz islamın şartlarında biri olduğu halde kılmayanlar hakkında önyargılı davranılmaması güzel bir olay. fakat islamın şartlarından biri olmadığı halde türban konusundaki acımasız tutum, namaz kılmayanlara gösterilen hoşgörünün yarısı kadar olsaydı ülkedeki bu çatışmaların olması düşünülemezdi.
sonuç olarak;
(bkz: türban siyasi bir simgedir)
yanlış algılanan bir ibadettir. görevden ziyade bir hediye olarak tanımlanmıştır. yapmaya üşeniyorum ama allah'ın hediyesini geri çevirdiğim için akıbetimden şüpheliyim.
insan secdede nasıl bir rahmetin kapsamına girdiğinin farkında olsaydı, asla başını secdeden kaldırmazdı.
yaşar nuri hocaya göre salat kelimesini tam karşılamayan dilimize girmiş farsça kelime. yine yaşar nuri öztürk e göre bu farsça kelimeyle anlamı daraltmak yanlıstır. zira 10 küsür çeşit salat vardır.
lütfen dikkat; az sonra gireceğim entariye bol miktarda eksi oy gelecektir, olası kaşınıza gözünüze sıçramalardan sakınmak için lütfen dikkatli olunuz :
huzur veren ,insanı Allah'a yakınlaştığını hissettiren ahirette ilk sorulacak ibadet. kılmaya başlaması zor ama başladı mı bırakmak istemeyeceğimiz ibadet. ayrıca 5 vakit kaçırmadan kılabilene de ne mutlu.
şaka bir yana 154 adet entry de eğer başlık içinde arat kısmından 5 sonra da beş aratırsanız toplam 37 başlıkta yani nerdeyse dörtte birinde müslümanlarca 5 vakit farz olduğuna inanılan ibadet. aslında geri kalan entylerden sadece bir tanesinde 5 vakit farz olmadığı yazılmış. yani başlıkta bulunan 153 adet entry namazın 5 vakit farz olduğunu sanan müslümanlarca dolu. ülkenin %99'u müslüman ama aynı oran inanıyor oldukları kitabı hiç okumamış olmak konusunda da geçerli. zaten şunun şurasında 5 farklı ibadetiniz var onun da hepsini yanlış biliyorsunuz. çünkü kendiniz okumadınız, size öyle anlattılar.
tanım : 5 vakit farz olmayan ibadet. kuran'da 3 vakit farzdır. geri kalan 2 vakit; öğle ve ikindi muhammedin can sıkıntısıdır. sünnettir. kılmak şart değildir.
peki kendi dinini bir insan neden bilmez. kendi dilinde olmadığı için. ilk kelimesi oku olan bir dini okumayı bilmediğiniz ve anlamadığınız bir dilde anlamaya çalışmak allahın yüce kanunlarına karşı gelmek değil mi? bu kadar basit bir şeyi bile bilmeyip her gün 5 vakit farz diye dolanan tüm müslümanlar günah işliyor ve tek sebebi kuran'ı kendilerinin hiç okumamış/okuyamamış olmaları. bunun da sebebi kendi dillerinde ibadetin islam lordlarınca tu kaka edilmesi. çünkü adam okursa ışığa gider. düşünür. islam lordu bunu istemez.