gecenin şiiri

entry13354 galeri929 ses19
    13354.
  1. boynumuz yiğit boynu, bükerse sevda büker.
    0 ...
  2. 13353.
  3. "zeynep beni bekle gece ağaçlarına
    yağmur çiseliyorum cam tozu su beyazı
    yalnızlığını mutlaka değiştireceğim
    bir yaprak halinde süzülüp saçlarına
    eski teşrinlerden kederli kırmızı
    zeynep beni bekle mutlaka döneceğim
    söyle kim önleyebilir buluşmamızı"

    attila ilhan

    aptal sözlük noktalama işareti istiyor. ibrahim şinasi olsa severdi ama attila ilhan kullanmıyor. zorla mı?
    0 ...
  4. 13352.
  5. ibrahim içimdeki putları devir
    elindeki baltayla!
    1 ...
  6. 13351.
  7. Düşlüyor Ölümünü Ruhi Bey

    Niye ölmemeli öyleyse
    Yaşamak mutlu bir devinimse.

    Ölüsünü bekliyor Ruhi Bey
    Bir yanda Ruhi Bey bir yanda ölü
    Ve görmemek ister gibi ölüyü
    Oturmuş bir iskemleye.

    Ben ki bir ölüyü beklemekle geçirdim geceyi
    Bir ölüyü ve ölünün bütün inceliklerini.

    Getirdiler beni sayrılar evine bir sabah
    Asansörle yukarı çıkardılar
    Tertemiz bir yatağa yatırdılar - ben böyle istedim böyle oldu -
    Oda numaran 283\'dü aklımda doğru kaldıysa
    Pencereden tepeler görünüyordu, bulutlar ve birtakım kuşlarla devinen tepeler
    Yakınımdan geçiyordu bazı kuşlar da
    Beyaz bir saat asılıydı duvarda. Duvarın her yerinden
    Bembeyaz saatler asılıydı
    Ve her şey o kadar beyazdı ki, ayrıntılar
    Yılların eklem yerlerini gösteriyordu sanki
    Ve bütün eklem yerlerinde koskocaman bir ölü
    Ruhi Beyin ölüsü
    Hepsi de ur gibi beni
    Sarmıştı ur gibi Ruhi Beyi
    O gün sigara içtim akşama kadar
    - ikinci gün aldılar sigaramı -
    Ve saatler biraz sarardı
    Sarardı bütün ayrıntılar.

    Ve otuz sekizin altına düşmedi ateşim
    Yataktan kalkamadım
    O gece uyuyamadım sabaha kadar
    Koridorlarda ayak sesleri, bağrışmalar
    Kapı gıcırtıları ve acayip sesler

    Bilmem böylece kaça çıktı beklediğim ölüler.

    Üçüncü gün kan şişeleri, tüpler, serumlar
    Doktorlar, hastabakıcılar
    Aralıksız girip çıkmalar
    Gidip gelmeler
    Tepelerden pencereye akan kuşlar
    Pencereye sıvanan kuşlar
    Ve benim mutluluğumun altında
    Kararıp yitti bütün ayrıntılar
    Bir daha görünmedi
    Ve artık hiç görünmeyen
    Şişeler, tüpler, serumlar.

    Ve o gün ilk defa ölüsünü gördü Ruhi Bey
    Soğumuşgövdesini gördü
    Donuk gözlerini, durmuş kalbini
    Gördü neye benzerse bir ölü.

    - Ben Ruhi Bey nasılım
    - Mutlusunuz Ruhi Bey.

    Yarın gazetelerde çıkacak ilanlarım
    Ruhi Bey öldü
    Bu ölüm töreninde mutlaka bulunacağım
    Bir daha görmek için ölümü
    Çelenkler yığılacak avluya
    Ki benim sayısız ölülerime
    Yaldızlı yapraklarını kıpırdatarak bakacaklar
    Sevgiyle
    Ve babam elinde gümüş kırbacıyla
    Bir başına bir ölü
    Annem bir limon görüntüsünün önünde giyinmiş ölümlüğünü
    Ölüler halinde duracak onlar da
    Dışımdaki ölüler, içimdeki ölüler
    Bir alaşım halinde, donuk güneşin altında
    Ve benim mutluluğumun altında
    Akıp gidecek bütün kötülükler
    Ölümün armaları gibi
    Akıp gidecekler en sonunda

    Niye ölmemeli öyleyse
    Yaşamak mutlu bir devinimse.

    KORO

    (Çiçek sergicisi, meyhane garsonu, meyhane patronu, kürk tamircisi Yorgo,
    Hayrünnisa, genelev kadını, otel katibi, cenaze kaldırıcısı Adem, akordeoncu
    kadın, emekli postacı, vb.)

    Çelenklerimizle geldik, yoktunuz
    Ara sokaklarda, pasajlarda aradık, yoktunuz
    Meyhanelere baktık, otellere sorduk, yoktunuz
    Nerdesiniz, Ruhi Bey?

    RUHi BEY

    O kadar bekledim ki, geliyorum
    Ölümümü bekledim, geliyorum
    Bir ölüyü ve ölünün bütün inceliklerini
    Bekledim geliyorum.

    Ben Ruhi Bey, mutlu olan Ruhi Bey
    Ölümü gömdüm, geliyorum
    Bir sonbahar günüydü, geliyorum
    Güneşler buz gibiydi, geliyorum
    Ve bütün kötülükler
    Ölümün armaları gibiydi
    Size anlatırım, geliyorum.

    Hepsini, hepsini gömdüm, geliyorum
    Havuzun kırık taşlarını - siz bilmezsiniz -
    Limonluğu ve kırmızı konağı - siz bilmezsiniz -
    Aynalarda kendini seven Ruhi Beyi - siz bilmezsiniz -
    Ve bildiğiniz Ruhi Beyi -ya da pek bilmediğiniz -
    Gömdüm ben, geliyorum.
    (...)

    edip cansever
    1 ...
  8. 13350.
  9. ibrahim
    içimdeki putları devir
    elindeki baltayla
    kırılan putların yerine
    yenilerini koyan kim?

    Güneş buzdan evimi yıktı
    koca buzlar düştü
    putların boyunları kırıldı
    ibrahim
    güneşi evime sokan kim?

    asma bahçelerinde dolaşan güzelleri
    buhtunnasır put yaptı
    ben ki zamansız bahçeleri kucakladım
    güzeller bende kaldı
    ibrahim
    gönlümü put sanıp kıran kim?
    0 ...
  10. 13349.
  11. "hep bir mucizenin alt katında yaşıyorsun.
    Keşke yağmura biraz daha yakın dursan
    kedilerin gıdılarına dokunsan
    Keşke biraz illegal olsan ayla abla
    Hayatıma kakül kessem cinayetler işlesem
    bana yakışır mı ayla abla?"

    Didem madak
    0 ...
  12. 13348.
  13. kalpsizin sermayesi yalandır
    İhanetin yüreğimi yakandır
    ben ağladım sen güldün
    Anladım ki seven yalnız kalandır.
    1 ...
  14. 13347.
  15. pazartesi

    benim adımı bağışla

    “sabah uyandırıldığında pazartesiydi
    bunu iyice bildi, ağzı çirişli
    yersiz, ürkek, yeni yaratılmış gibi
    coşkun bir göke uyumsuz ama kararlı
    durmaya, direnmeye, aşk olmaya sanki
    elleri ve beyni hemen çalışkan kesildi
    sonra bir den bir ışık bir ışık bir ışık

    hazır bir biçimlenmeyi aldı geldi
    çünkü -anlar gibiydim- biraz yenildi
    hemen bir coşkuya gidiverir alışkanlığı
    oturur tıraş olur, ekmek kızartıp yer
    kolunda sonsuz bir güç, elinde hüner
    olağan sanıverir doyumsuz karanlığı
    inanırım böyle başlar bütün pazartesiler

    yenilmenin tohumunu taşır her pazartesi
    çünkü yoktur dağların ve yaratılışın öncesi
    insan uzatır ellerini bir perdeyi çeker

    ve pazarsızlık kişiyi şaşkın eder
    siner buğular gibi düşüncemize
    her şeyin en haklısı en incesi

    beklemek bir tepenin mutluluğunu
    bir acının yakıp geçmesini beklemek..”

    karanlık!
    aldım kocaman yaprakları yatağıma getirdim
    bir çeşit zina gibi yaratılışla
    ki ben kocaman balıklar tuttum, sonra bıraktım
    akşamlara işi bıraktığım sorumsuzluk adına

    benim adımı bağışla,
    beni iklimler coğrafyasının ta kendisi
    sanırım suyum başkalarınca ısıtılır
    pazartesi.

    kendimi bir yılların içine kapadım
    kendimi koyverdim bir sulara
    çok öldüm çok dirildim anlamadım
    kendimi kendi akrostişime adadım
    kendimi gerekçesiz oralara buralara

    karanlığı düşündüm, kimler yapardı onu
    karanlık bir simge değildir, bir yaşama
    durmadan bağırırım ona, bağırırım
    ölümü ve gömülmeyi ayırt etmem ama.
    aldım pazartesi akşamı bir okka sucuk
    öncesiz ve beceriksiz geldim odama

    seni en sona sakladım alçakgönüllü ışık
    hızını hiç kesmeden avadanlıklarımı bileyen
    geliyorum. bana hazırlanan her şeye hazırım
    ki bu hazırlığına katıldığım suların en güzelcesi

    çaldım kapıyı açtılar. odama
    kravatımı çıkardım
    gökleri yadırgamadım
    güleryüzlü ama yeni
    çünkü ortada ben vardım."
    *
    0 ...
  16. 13346.
  17. “Susarak anlattım bütün gizliyi
    Sakladım duygumu ben konuşarak
    Bir acı tarlası sessiz yüzünde
    Aşkı yürürlüğe koyma savaşı
    içimde bir düzen kaynaşmaktadır
    Büyük ve çekingen bakışlarından
    En iyi anlatış artık susmaktır
    Anladım bunu ben seni bilince
    Gel denize yaslan yalnız denize
    Sırrını denizler taşır insanın..,,
    0 ...
  18. 13345.
  19. "Sevmek kimi zaman rezilce korkudur
    insan bir akşam üstü ansızın yorulur
    Tutsak ustura ağzında yaşamaktan
    Kimi zaman ellerini kırar tutkusu
    Birkaç hayat çıkarır yaşamasından
    Hangi kapıyı çalsa kimi zaman
    Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu"
    *
    3 ...
  20. 13344.
  21. "Bulanık çıkmış fotoğraflar gibiydim, görünümsüz
    Yalnızdım, karışıktım
    Beni tanıyan kimseler yoktu
    Hiç yoktu
    içime kapanıktım
    Büyük ağaçların altında
    Havuzun kırık taşları arasında
    Bilmezdim mutluluk nedir
    Bilemezdim
    Alıp başımı gitmek isterdim
    isterdim ama, kalırdım."
    7 ...
  22. 13343.
  23. "sen mavi bir tilkiydin binmiştin mavi ata
    ben belki dün ölmüştüm belki de geçen hafta."
    0 ...
  24. 13342.
  25. kendi göklerimden indim
    kendi duvarlarıma
    konduğum duvarlar yıkılsın
    bahtiyâaar

    havuzlarımda birkaç damla su içip
    ağaçlarımın çiçekli dallarına uçtum
    konduğum dallar kurusun
    bahtiyâaar

    seni bahçelerimde uyuttum
    seni duvarlarımda sakladım
    havuzlarıma güneşler vurduğu zaman
    gözlerini açıp bana gülerdin
    bahtiyâaar

    yazık sana verdiğim emeklere *
    0 ...
  26. 13341.
  27. Sevda gibi bir gizli emel ruhuna sinmiş;
    Bir haz ki hayalden bile üstün ve derinmiş.
    Gökten gelerek gönlüne rüzgar gibi inmiş,
    Bir sır ki bu, ölsen bile açamazsın...
    0 ...
  28. 13340.
  29. "(...)
    Şiirler yazdım, kitaplar okudum
    Elime bir bardak aldım, onu yeniden oydum
    Derinlerde kaldım böyle bir zaman
    Kim bulmuş ki yerini, kim ne anlamış sanki mutluluktan
    Ey yağmur sonraları, loş bahçeler, akşam sefaları
    Söylesin benimle biraz bir kere gelmiş bulundum."
    *
    1 ...
  30. 13339.
  31. Anlatılır her köyde, her dağda senin adın,
    Mazluma umut, zalime korkudur bakışların.
    Eğilmez başın, yüreğin ateşten bir dağ,
    Daima önde sen, karanlığa karşı bir bayrak.
    inancı tam, davası hak olan bir nefer,
    Milletin yüreğinde ölümsüz bir eser.
    2 ...
  32. 13338.
  33. baret
    Beyaz baret
    Beyin beyaz baret
    olmuş sende ahmetim
    diğeri de 20 santim
    Çok şekersiniz
    sikersiniz sözlüğü
    Milim milim.
    2 ...
  34. 13337.
  35. Sözlük bahçesinde bir gül olsam,
    Yazın açsam kışın olsam,
    Gelir beni yoklar mısınız?
    Ara sıra koklar mısınız?
    2 ...
  36. 13336.
  37. sana şiirler yazdım
    sana doğru şiirler
    sen şiirsin.
    şiirim
    0 ...
  38. 13335.
  39. Gözlerinde yumuşak bir bahar
    içinde kaybolmuş eski bir yar
    Unutur kendini, unutur zamanı
    Bir yudum ayranla sarar zamanı
    Üstüne tatlı niyetine helva yerse.
    2 ...
  40. 13334.
  41. Açılır kalbinin kapısı
    Hapsolmuş duygularından sıyrılır
    Memnun olur sebepsizce
    Emellerine kavuşmuşça
    Tavuklu pilav yerse.
    1 ...
  42. 13333.
  43. Zafer ekin karabay içindir

    "(...)
    işte! ben dolaylarında hayatını kaybeden eşim
    önce aşk, sonra ara sokağında taş taşıyan şüphe yani
    bilinsin ve süssüz siyah bilinsin istiyorum;
    yok kimseye –makilerin orda- anlatacağım bir şey

    demişken diyelim ve öyledir,
    hala şüphe taşıyor her taş
    süslü cami avlularında yalın ellere tapıyorum
    öldüğünü bilmeyen iplerden
    hala süslü siyah mektuplar alıyorum
    günlerdir –makilerin ordan- yazıyorum;
    sigara ve kahveyi saymazsak evde yalnızım
    günlerdir söylüyorum;
    sigara ve kahveyi saysak da evde yalnızım

    aslında günlerdir çok ileri gittiğim de söyleniyor
    ısrarla yüzündeki kışa benzediğim ya da
    kış dediğim aynamızın önünde elek
    günlerdir hoh taşıyorum
    taş topluyorum deliklerine
    yani ısrarla kuyuları güldürüyorum kendime

    işte! ben dolaylarında hayatını kaybeden hayat
    önce aşk, sonra ara sokağında taş taşıyan şüphe yani
    bilinsin ve süssüz siyah bilinsin istiyorum;
    yok kimseye –makilerin orda- anlatacağım bir şey
    *
    1 ...
  44. 13332.
  45. Okunmaya değer şiirlerdir. Şiir yazmakta bir yetenektir.
    0 ...
  46. 13331.
  47. 13330.
  48. seni yaşamak

    o güzel bakışlarına ölürüm yarim
    beni gel götür kalbine
    orada uyur kalırım
    hiç çıtım çıkmaz

    kalbime saplasan bıçak
    buyur derim
    yüreğimi söküp alsan
    eyvallah derim

    seni özlemek bambaşka
    uykumda seni görmek vardı şimdi
    keşke sensiz zaman geçmese
    tek dileğim seni yaşamak.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük