Yanında rahat rahat içki ve sigara içebildiğim, bacak bacak üstüne atabildiğim, istediğim konuyu konuşabildiğim, bana her zaman maddi ve manevi destek olan çok sevdiğim kişidir.
Ben bu yaşa geldim ama babamı hala anlayamıyorum… yapabildiğim tek çıkarım şu, sanırım o baba olmayı hiç istemiyordu.
Aramızda hiç normal bir baba-kız ilişkisi olamadı ve bu beni hala etkiliyor, biliyorum… çocukken ihtiyacım olan sevgiyi, ilgiyi görmemeyi geçtim çünkü belki o zaman hayatla daha büyük savaşları vardı, geçim sıkıntısı vs işte. Ama şu an öyle bir derdi olmamasına rağmen hala aynı… belki de artık ihtiyacımız olmadığını düşünüyor… ben mesela babamı şimdi arasam telefonu açmaz, görse de dönmez sonra dhdh. Ne bileyim ya evet yetişkin bir insanım ama iş için ara sıra bilmediğim şehirlere tek başıma gidiyorum, o zaman dahi merak etmez; vardım mı, iyi miyim, nerede kalıyorum, bunları bilmez… ben tabi belli bir yaşa kadar babamı normal sanıyordum da sonra arkadaşlarım anlattıkça anladım başka türlü babalar olduğunu.*
Keşke farklı olabilseydik… ona kızacak sayfalarca şey bulabilirim ama yine de onu çok seviyorum… o bu yaştan sonra değişmeyecek bunu kabullendim tabiki, ben de sadece neden diye sorgulamaktan vazgeçmeyi umuyorum bir gün…
Bir dağ gibidir benim için. Ne zaman uzakta olsam kardeşlerim ve benim için yaptıklarını, katlandığı şeyleri düşünür duygulanırım gözlerim dolar. Umarım şu kalan ömründe onun verdiği emeklerin bir nebze olsun karşılığını verebilirim. iyi ki varsın baba, baş üstündesin.
Gidişinin beşinci yılı bugün. insan hiç geçmeyecek sanıyor. Geçti diyemem üzüntü stabil bir şey değil çünkü. Son zamanlarda yaşadığım olaylardan, karşılaştığım çirkin, hadsiz insanlardan sonra iyice fark ediyorum ki çok büyük şükür sebebi bende bıraktığı bütün izler.
Sevilmek, düşünülmek neye benzer senden öğrendim. Bazen pencerenin kenarına minik bir civciv getirilmesi bazen bavuluna tıkıştırılmış ceviz içi... seni anmak seni hatırlamak en az seninle uzun bir yolda yürümek kadar güzel. Önce bir fatiha sonra veda busesi. Ruhuna rahmet olsun babişko.
Kız çocukları için inanılmaz önemli bi rol modeldir.
Misal bu gece babamla yorgunluk birası içiyoduk, ben bi ara odaya geldim telefonla konuşacaktım, o da bu arada yatmak istemiş masada ne varsa toplamış. Ama getirip tezgaha atmak değil; dolaba atılacakları dolaba, çöpleri çöpe, bulaşıkları makinaya. Şimdi ben nasıl başka türlü bir erkeği kabul edeyim ve seveyim?
Eksikliğini en çok hissettiğim insanlardan biri. Diğeri de annem.
Hayatım boyunca vardı fakat hep uzaktaydı. Bizleyken bile sözleri, bakışları hep başkalarınaydı. Artık hiç yok.
Deli gibi özlüyorum ama neyi ve kimi tan olarak bilmiyorum.
Yanlışları da oldu doğruları da en azından bugünlere geldik. Babamla öyle çok konuşulmaz en fazla 5 dk öyle görmüş öyle büyümüş. Ama çok ilginç her zaman destekler anlam veremediğim bir şekilde.
Annem, babamın iki günde bir rakı içtiğini sanıyor. O ise her gün içiyor. O günler Rakıyı annem uyuduktan sonra gizlice içiyor. An itibarı ile alt balkonda içiyor mesela. Sigara içmeye inince görüyorum. Bu aramızda bir sır. Asla anneme söylemem. *
- varlığı insanın içine güç ve sıcaklık dolduran asil çınar,
- iskelelerde halatın bağlandığı yuvarlak çıkıntı,
- zonguldak' ın ereğli ilçesi yakınlarındaki bir burnun adı.
tanıdığım en cesur insandı. o yanımdayken tamamen güvendeydim.
o zamanlar bu önemliydi işte.
ancak fazla ukala birileri tutup babanı "baba" olmaktan çıkaran yorumlar yapana kadar.
senin için kardeş vb olabilir ama benim için babaydı.
ve babamın istediği de buydu zaten.
tek başına uyumakta zorlanan insanın, evine geldikten sonra, yaydığı sıcaklık ve güvenden ötürü, uyanmak bilmediği, çoğu insanın aksine sevgi ve şefkatin anlamını bilen ve vurgulayan güzel insan. Allah başımızdan eksik etmesin.
yengeç burcu.. her kararı duygusal, her kararı travmatik. annesini ve babasını yıllarca kafasına takmış, bir türlü onlardan kopamayan, çalışıp para kazanan ama asla para yönetmesini bilmeyen, hedonist bir adam.
Kıbrıs gazisiydi. Çok iyi araba sürerdi. Çok iyi yemek yapardı. Herşeyi çok iyi yapardı.
Uzun yol tır şoförüydü. Bi gider aylarca gelemezdi. Bi gün gitti hiç gelemedi.
Özlüyorum bazen, eski fotoğraflarına bakıyorum, Foça komando okulunda omuzunda mg-3’le olan fotoğrafını zihnime kazıdım.
Yaşasaydı ona güzel yemekler yapmak isterdim, araba sürerken yanımda olsun isterdim, ben de en az onun kadar iyi araba sürerim ama sırf babalığın gururunu yaşasın diye mahsustan devirsiz vites filan değiştirirdim.
Torunlarını görsün isterdim onlarla gurur duysun.
Sarılmak isterdim. Doya doya sarılmak hem de.
Yaşayan bir babanız varsa benim yerime de sarılın.
beni ben küçükken terk eden biri de baba. şu an evliymiş. annemle imam nikahlıymış. babam yanımda olsaydı ne güzel olurdu. baba sevgisi görmedim hayatımda ama dayı sevgisi gördüm. sadece küçükken baba sevgisi görmüş olabilirim.