insanlık tarihi boyunca kötü olan, insana mutsuzluk, eziyet, çile veren, savaşla yıkımı ve ölümü getiren, insanları açlığa yokluğa yoksulluğa iten bir tane bile ne rejim ne sistem ne irade ne yönetim ne de ideoloji ve din kötülüğü yoktur.
komünizm'den faşizm'e ordan nazizim'e (bilmezsiniz ama yine de söyleyeyim; faşizm ile nazizim aynı anlam manada kullanılmaz. hitler ile mussolini aynı ideolojiyi paylaşmıyordu) demokrasiden monarşiye, diktatörlükten krallığa vs. sistem ve rejim olarak hepsi mükemmeldi; islam, hristiyan, yahudilik, budizm vb dinler inançlar hepsi kutsal ve insanlığa barış huzur kardeşlik getirip cennetin yolunu gösteriyordu.
hepsi dün de bugün de zamanın mekanın insanın gerekliliğiydi-gerekliliğidir.
tüm bunlar iyiyse ve mükemmel ise yaşanan acılar, ölümler, savaşlar ve yokluklarla zorbalıklar neden?
cevabı insan.
kötü olan olgular yukarıda olan değerler değil de kötü olan insandır.
örn: ormanlarımız yanıyor. insanlar cahilce orman alanlarının korunması için yeni yasalar kanunlar cezalardan bahsediyor. oysa mevcut yasalarımız ve kanunlarımız gayet yeterli olup dünya ölçeğinde ele alırsak yasalarımız ve kanunlarımız mükemmel.
yasaları uygulayanla yasalara tabi olan insanlar buna uymaz ve yasayı kanunu uygulamazsa hangi yasayı kanunu çıkarırsanız çıkarın orman yangınlarını engelleyemezsiniz, ormanlarımızı koruyamazsınız.
sahillere - deniz kenarlarına diye genelleyeceğimiz bir alana gidin.
normal ortalama bir aile olun, çocuklar deniz görsün, ayağına deniz suyu değsin hem yeşillik içinde piknik yaparız deyin.
başınıza hemen biri dikilir.
"burada öyle sofra bezi açıp piknik yapamazsınız, dışarıdan yiyecek içecek getiremezsiniz, şezlong kiralayacaksınız, giriş ücreti vereceksiniz, menüden şu kadar bir tutarda sipariş verip para harcayacaksınız vs" diye başınıza dikilir.
ya da "burası özel mülk, benim cafem, benim işletmem, benim yalım-konutum, benim sahilim, benim plajım, benim otelim, benim dinlenme tesisim" diye seni sahile almazlar.
istanbul'da milyonlarca genç çocuk kadın vb insanın vücuduna deniz suyu değmemiş. toplu taşımada yolu düşerse denizi anca otobüs camından görüyor.
üç tarafı denizlerle çevrili ülkede insanlar yüzme bilmiyor.
denizi olmayan slovakya, macaristan, avusturya ile türkiye'yi karşılaştırma yapın; nüfusa göre yüzme bilme oranlarını yüzdeleyin, inanın bu denizi olmayan ülkenin insanları bizden daha çok yüzme biliyor.
bu durumu düzeltmek için yasa kanun mu çıkaralım da insanlarımız sahillere denize erişme imkanı olsun?
hayır!
siz sahilde plajdayken biri size gelip "burada oturamazsın, denize giremezsin, piknik yapamazsın, buraya giremezsin, şu kadar ödemen lazım, bunları yemen içmen lazım, burası benim, özel mülk vb" dediğinde bu kişi anayasal suç işlemiş ve sizin anayasal hakkınıza tecavüz etmiş oluyor.
anayasa zaten sahilleri kişisel tapulu mal, kişisel özel işletmeye verilmesine izin vermiyor. anayasa kıyıların bir kamu malı olduğunu ve özel mülkiyete konu olamayacağını, herkesin eşit ve serbestçe yararlanmasına açık olması gerektiğini anayasal düzeyde güvence altına alır.
o kişiye oranın tapusunu veren, o kişiye orayı kiralayan, o kişiye işletme ve iskan izni veren kim hangi yapı hangi makam olursa olsun anayasal suça ortak olmuş oluyor.
bu anayasal hakkınızın elinizden alınmasına direnme hakkınız sizde saklı kalmak kaydıyla buna uymayın.
uymayın da sizi koruyacak, anayasal hakkınızı savunacak devleti idare eden nerede?
bunun için...
kötü veya eksik olan rejim, sistem, ideoloji, yasa, kanun, din, ırk vs yoktur.
kötü olan insandır.
“Türkiye 100 yıldır ayakta” diyorsunuz ya… O 100 yılın yarısı darbe, yasak, baskı, işkenceyle geçti. Petrol yoktu ama tarımı, sanayiyi de siz yok ettiniz. Milli birlik diyorsunuz ama Kürt’ü, Alevi’yi dışlayarak birlik olmaz.
Atatürk devrimleri başarılı olsaydı, bugün hâlâ 5816 gibi koruma yasalarıyla uğraşmazdık. Başarısız olduklarının en büyük kanıtı: 100 yıldır hâlâ ‘biz başarılıyız’ diye kendinizi kandırma ihtiyacı duymanızdır.
#Müslüman milleti gavur kanunlarıyla yönetmek hataydı. Yahu sene 2025 şapka kanunu hala yürürlükte. Böyle saçmalık olurmu.#
Hakikaten bazı başarısız olduğu konular var. Moruğun birine "mu" ayrı yazmayı ve soru işaretini öğretememiş; fakat adam kayırma ve kollama ile torpilin dibine dibine yol verdirmiştir. Bu kuzeyliler kadar saçmalayan kimse çıkmadı. Bi' kurtulamadık gitti. Sanırsın Atatürk bunları üst üste koyup gondiklemiş. Öyle bir düşmanlar öz milletlerine ve ulusal kahramanlarına. iki yüzlülükte de çağ atlamışlardır: 550 sene önce 6 aylık kardeşini katlettiren adama dua eder, öleli 100 yıl dahi geçmemiş Ata'ya demediklerini bırakmazlar. "Gâvur kanunu" diye Amerika'yı yeniden mi keşfedecektik? Doğru neyse onu yaparsın. Madem öyle halin var, ne fok yemeye Yahudi Cesaret Madalyalı BOP Eşbaşkanı yalıyorsunuz onca senedir? O bile Pan Okçu Oğlunu gâvur ellerine Harvard'a yollamış. Suyu mu çıkmıştı Türk okullarının? iki yüzlüsünüz işte, ötesi değil.
Atatürk zamanında kıt kaynaklar ister istemez verimli kullanılıyordu. Şimdilerde savurganlık çok. Şatafat, kadrolaşma, liyakatsizlik...
Bir de Türkiye devletçi politikalardan liberal politikara geçmeyi beceremedi. Kapitalizm ayağına yolsuzluğa ranta lobilere kapı araladılar. Bunları görüp düzeltmeye atamın ömrü yetmedi ki.
Bizi PKK’lı diye yaftalayan asıl bölücüdür. Çünkü milleti damgalarla parçalayan sizsiniz.”
“Laiklik diyorsunuz ama Alevi’nin cemevini hâlâ ibadethane saymıyorsunuz. Bu mu eşitlik?”
“Kürtler Alevi düşmanı diyorsunuz; peki Dersim’de on binlerce Alevi’yi kim bombaladı?”
“Bölücülük, eşitlik isteyenlere yafta basmak değil midir? Asıl bölücü tek tipçi kafadır.”
Düşün bu ülkenin yakasındanda halkta ülkede rahat nefes alsın.
tepeden inme olduğu için başarısız olmuştur. halkın yüzyılardır süregelen geleneklerini bir gecede ortadan kaldırdıklarını düşündüler ama olmadı.
evet batılılaşmak güzel. onların adetlerini benimsemek güzel. ama onlar bunu bir gecede başarmadılar. aşama aşama gerçekleşti her şey. ben dedim oldu zihniyeti batılılığa ters. ortadoğu toplumlarında ve totaliter yönetimlerde olur o.
mesela harf devrimi. daha modern bir alfabeye geçmek gerekli miydi? evet gerekliydi. ama bunu bir geçiş süreci yerine tek seferde kökten değiştirmek mantıklı mıydı? eski alfabeyle yazılmış bütün eserler yasaklandı, böylece türkiye toplumu tüm akademik ve edebi birikimiyle vedalaşmak zorunda kaldı. bir gecede cahil kaldık geyiğinin çıkış noktası aslında budur.
devletin halkın fikrini dikkate almayıp halk adına düşünmesi olumlu sonuçlardan çok olumsuz sonuçlara yol açıyor. "bundan sonra böyle olacak, çünkü sizin için en iyisinin bu olduğuna karar verdik" kafası o tepeden inme dayatmaları başarılı kılmak bir yana, ona gelecekte yönelecek etki-tepkiyi palazlandırıyor.
pkkcılardan cumhuriyete ve kemalizme övgü ve destek beklenemez.
askerimizi polisimizi öğretmeninimizi bil umum yurttaşımızı düşmanlarla işbirliği yaparak katledecek kadar yurttaşlardan ve cumhuriyetten nefret eden şahısların fikrini olumlu beklemek saflık olur.
sırf oy seçim menfaat için apoyu meclise davet edenler kemalizme laf söylese nolur.
Elimizdeki imkanlar alınmasında isterse memleket yansın diyen asıl bölücüler inanmak ahmaklıktır. Yobazlıllarının sonuna geldiler panik halinde herkese yafta yapıştırmalarından belli.
Bütün tabularınız eleştirilecek.
Vatan millet bla bla yemiyor kimse.
Allah kelamı değil her şey tartışılacak.
aptal bir ergen edasıyla yapılıp istenmediği oyuncak alınmayınca rezil rüsva edip tehdit etmek amacıyla körleştiği -kendisinin o derece alçaldığını düşünmez- o beyniyle i.i adlı fino köpeğine emir verirse olacağı bu...
aslan'ın olmadığı yerde maymunun kendini kral sanma hadisesi...
sözlükteki yarım akıllı muhafazakarlık taslamayı cihâd zanneden fesli klavye delikanlıları, buradan size ekmek çıkmaz.. duvara bile yazı yazmayla rejim değişmiyor... silinip umursanmayacak entrylere-başlıklarla hücum ve polemiğe girmeye gerek yok.
gidin okulunuzu okuyun, masterınızı yapın. ümmet-i muhammed şuurunda okul okumasanız dâhi büyüyecek ve ardınızdan filizler salacak işlere imzâ atın.. havlayan köpek ıssırmaz mücerretliğini unutmayın.
aynı mevzuyu tikko'lu kokuşmuş ve küf böceği misali fikir ve zikirlere sahip mücerretsiz, kökünün mesnedi noel ağacı misâli fikir pezevenkleri de söylüyor...