yahu kitaplara çok takılma,
bi kitapta da Meryem’in mucizevi hamileliği anlatılıyor. (Meryem 19:16-22) ya da 13.8 milyar yılda oluşan Evrenin Altı günde yaratıldığı bilgisi falan var. (A’raf 7:54)
Puahah. Hocam senin üslubuna saygı duyuyorum. Ama böyle yapma. Bi tartışma bu usulde yürümez. Sen de biliyosun. Şampanya o değil cahiller falan dedin yazılan şeyi attım işte. Buna cevap veremem diyorsan o başlığı aç oraya geçelim.
-“Ma era rabbeke illa yüsariu hevake” (Bkz. Buhari, e’s-Sahih, Kitabu’t-Tefsir/33/7,Kitabu’n-Nikah/29;Diyanet yayınlarından Tecrid, hadis no:1721;Müslim, e’s-Sahih, Kitabu’r-Rıda/49,hadis no:1464;ibn Mace Sünen, Kitabu’No:-Nikah/57, hadis No: 200; Ahmed ibn Hanbel,6/134,158)
Nedir bu sözün Türkçesi?
“Vallahi Rabbinin, senin arzunu hemen yerine getirdiğini görüyorum.” (Ahmed Davudoğlu, Sahih-i Müslim Terceme ve Şerhi. 7/402)
Aişe’nin sözü dilimize şöyle de çevrilebilir:
“Bakıyorum da, senin Efendi Tanrın , yalnızca senin şeyinin keyfini (hevanı) yerine getirmek için koşuyor.”
Hadiste, efendi tanrının yalnızca Muhammed’in hevası için koştuğu açıkça belirtiliyor.
Heva: insanın arzusu, isteği. Ama buradaki herhangi bir arzu, istek değil; cinsel istektir söz konusu olan. Çünkü buradaki konu, cinsel isteğin üzerinde durulduğu bir konu. Ayrıca “heva” söylendiğinde ilkin bu kavramda kullanılır. Rağıp da, heva için : “Meylun’nefsi ile’eş-şehveti” (Bkz. Müfredat, Heva) diyor. Yani “nefsin şehvete eğilimi.”
Rağıp, aynı yerde, hevanın “şehvete eğilimli olan nefsin kendisi için de söylenebileceği”ni belirtiyor.
Aişe neden böyle diyor?
Muhammed’in çok karısı var. Yaşlanmış olan Sevde Bint Zema’nın dışında hepsi genç, hepsi güzel. Ve hepsi de cinsel istekli. Adalet olsun diye, Muhammed’in bunlarla cinsel birleşmesi sıraya konmuştur. Sevde’nin dışında kimse, sırasını başkasına kaptırmak istemiyor. işte bu böyleyken, “ayet” geliyor; durumu değiştiriyor:
Muhammed’in “heva”sı, “adalet”in önüne geçiyor:
Muhammed’in kadın seçimi, cinsel alandaki isteği, hadisteki sözcüğü ile hevası, adalete baskın geliyor ve sıra Muhammed’in isteği doğrultusunda, ayetle bozuluyor. Ahzap suresinin 51. Ayeti şu sözlerle başlıyor:
-“(Ey Muhammed!) Onlardan (yani karılarından) dilediğini geriye bırakır, dilediğini öne alabilirsin…”
Ne demek bu?
Hadis ve yorumlara göre şu demek:
-“Ey Muhammed! Artık nöbet, sıra zorunlu değil senin için. Nöbeti, sırası gelse bile, dilediğin karınla cinsel birleşmeyi erteleyebilir, ondan önce dilediğin karınla yatabilirsin.”
Sözün özü: Kuran’ın tanrısı, Muhammed’in, karılarıyla olan cinsel ilişki düzenindeki işini kolaylaştırıyor. ilişkiyi sıraya koyma zorunluğunu kaldırıyor. “Hangi karınla ne zaman yatmak istersen özgürsün” diyor.
işte bunun üzerine Aişe dayanamayıp o sözü söylüyor:
-“Görüyorum ki senin Efendi Tanrı’n, senin şeyinin keyfini …”
Aişe, bu durumu daha sonra, Ahzap’ın 51. Ayeti gelince anladığını; 50. Ayet geldiğindeyse bunu pek anlayamadığını ve o nedenle, 50.ayette, Peygambere kendini (hem de mehirsiz olarak) verebilecek kadından söz edilince şu tepkiyi gösterdiğini belirtiyor:
-“Olacak şey mi? Bir kadın utanmaz mı ki, kendini bir erkeğe armağan etsin?” (Tecrid, hadis no:1721)
ya bu, Atatürk 'e sallama yarışının arkasındaki motivasyon ne?!...lozan ' ı kötülemeler filan...padişahçılık mı?!...e padişah sevr anlaşmasını imzalamadı mı?!...ingiliz zırhlısıyla malta ' ya kaçmadı mı?!...
Kurtuluş savaşı Atatürk sevr ' i yırtıp attığı için verilmedi mi, Lausanne, sevr ' in yerine anadolu da elde edilen askeri başarıya binaen imzalanmadı mı?!...
Siz şekerim neyin peşindesiniz, sevr hükümleri uygulansın,ın mı peşindesiniz?!...
E şekerim gereğini yapın o zaman. Çankırı, yozgat, ankara, amasya bölgesine çekilin, orduyu terhis edin, anadolu ' nun bütün diğer bölgelerini, yunan ' a, ingiliz' e, italyan ' a, bugünkü şartlarda amerika ' ya terkedin !! Sykes picott anlaşması gereğince güneydoğu ve doğu anadolu ' yu Fransız ve ermenilere bırakın.
Bunu yapın, ondan sonra oturup Atatürk ' ün içirdiği birayı tartışırız, ama tahminimce Türkçe tartışamayız, ingilizce ya da Fransızca tartışırız.
Di mi madem bişeyin peşindesiniz, peşinde olduğunuz şeyin gereğini de yapıcaksınız... haşmetli padişahın adına damadı imzaladı sevr ' i. Büyük ve yüce padişahına saygı duyup, onun imzaladığı anlaşmanın gereğini yerine getirmen gerekmez mi?!..
--spoiler--
dümbük aktrollerin utanmadan ulu önderimiz atatürk'e attığı iftiralardan birisidir. atatürk, hiçbir zaman bböyle bir şey yapmadı.
--spoiler--
Kadının yazdığı anıların büyük kısmının kurgu olduğunu iddia edenleri de araştırmıştır sanırım başlığı açan arkadaş.
Hadi kurgu olmasın gerçek olsun ne çıkar. Bundan. Tanıdığımız küçük çocuklara goygoyuna ufak da olsa biradır viskidir vermiyor muyuz? Benim içtiğim kolaya koymuşlardı mesela.
Kadının yazdığı kitabı tamamen referans alan arkadaş, turan dursunun kitaplarına da inansın, hadi onlara inanmıyor, 6 yaşındaki çocuğu becermeye çalışan bir adamın varlığına da inansın o zaman.
Mustafa Kemal Atatürk’ün 5 yaşındaki manevi kızı Ülkü Adatepe’ye bira içirdiği iddiası fasılalar halinde paylaşılsa da, Atatürk’ün Ülkü Adatepe’ye bira içirdiği iddiası sanıldığı gibi değil. Atatürk, 5 yaşındaki manevi kızı Ülkü Adatepe’ye hepimizin bildiği % 5 civarı alkol oranına sahip biradan değil; çocuk birası olarak bilinen, besleyici özelliği bulunan alkolsüz Şark Malt Hülasası içirmiştir.
Hayatına ve fikirlerine baktığınızda Atatürk’ten beklenmeyecek bir hareket değil. nesine şaşırdınız anlamadım. bunlar harbi okullarda öğretilenlerin ötesine geçememişler. kutsadıkları kişiyi daha tanımıyorlar bile.