bir gün, bir balık bir kuşa aşık oluyor. ölüyor aşkından. kuş bu tabi herkese ve herşeye tepeden bakıyor. diyor ki balığa ; ben de seni severim sevmesine de yuvamız nerede olacak? nerede yaşayacağız aşkımızı? ben suda yaşayamam. balık da diyor ki; ben havada da karada da seni istiyorum. ölüyorum aşkından. çıkıyor sudan, tabii saniyeler içinde can veriyor.. aşk için..
balık ölüme aşık olacak kadar kör, kuş sevenin kıymetini bilemeyecek kadar nankör.
balık sevdiğinin canına can verecek kadar fedakâr, kuş sevenin canını alacak kadar gaddar.
aşık ölüme aşık, maşuk ise ölümün ta kendisi...
emile ajar ın ask tanımı sudur ki benim icin yapılmıs en guzel tanımdır:
-sen bir hayal kurarsın. o da bir hayal kural. hayalleriniz kesisirse ortaya inanılmaz guzellikte bir aşk cıkar.
bir kıs gunu camdan lapa lapa kar yagarken kollarında uyuklamak gibi,
bir sahil kasabasında deniz kıyısında oturup bira patates yapmak gibi,
gecenin ucunde "icim sıkıldı" dememle senin pijamalınla beni evden cıkarıp birkac saat istanbul sokaklarında arabayla yan yana muzigimiz soguk kahvelerimiz turalamalarımız gibi -hayatım boyunca bunu tek basıma yaptım. senin de gecenin korunde canın sıkıldıgına gore artık iki kisi yapabilirz. cok kalp-
saatlerce derin konulardan konusup kafa acmak, goygoy yapıp kahkaha atmak.
Sternberg’in üçgen aşk teorisine göre yakınlık, tutku ve bağlılığın hepsiyle, hiçbiriyle veya değişik varyasyonlarıyla ilişkilendirebilecek duygular bütünü.
Aşksızlık: Yakınlık, tutku ve bağlılık ögelerinden üçünün de bulunmadığı ilişkidir. Ailemiz, akrabalarımız, arkadaşlarımız gibi aşk üzerine kurulu olmayan ilişkileri içerir.
Hoşlanma: Arkadaşlığın bir tık ötesine geçen ilişki seviyesidir. Çiftler arasında yakınlık vardır ancak bağlılık ve tutku mevcut değildir.
Delice Aşk: Başka bir deyişle kara sevda, sadece fiziksel çekimin ve hormonların etkisi altında kalınan ilişki şeklidir. Yakınlık ve bağlılık yoktur ama oldukça yoğun bir tutku yoktur. ilk bakışta aşk kavramı ile karıştırılabilecek bu ilişki tipi ilişkilerin başlama sürecinde oldukça sık görülür. Bağlılık ve tutku ögeleri ise ilişkinin devam edip etmeyeceğini belirler.
Boş Aşk: Sadece bağlılığın olduğu ilişki türüdür. Tutku ve yakınlık zamanla tükenmiştir. Çok uzun sürmüş yıpratıcı evliliklerde ve mantık temelli ilişkilerde sıkça görülür. ilişki bir süre sonra sadece alışkanlık haline gelmiştir.
Romantik Aşk: Bu ilişki türünde ise tutku ve yakınlık vardır, bağlılık yoktur. Geçici bir süre duyguların ve hormonların tavan yapması durumunda sıkça görülen ilişkidir. Sonunun ayrılık olduğunu bildiğiniz yaz aşkınız ve lisedeki sevgilinizle kurduğunuz bağ bu gruptadır.
Dostça Aşk: Tutkunun bulunmadığı ancak bağlılık ve yakınlık ögelerinin etkili bir şekilde ilişkinin sürmesini sağladığı tiptir. Bağlılık olduğu için arkadaşlıklardan farklıdır. Uzun ilişkilerde ve evliliklerden eski heyecanın kalmaması, tutkunun bitmesi ile ortaya çıkar.
Aptalca Aşk: ilişki bittiğinde kalbinizin kırılma ihtimalinin en yüksek olduğu ilişki türüdür. Tutku ve yakınlık vardır lakin bağlılık yoktur. Bağlılık dolayısıyla mantık olmadığı için sonunda bolca gözyaşı barındırır.
Mükemmel Aşk: Yakınlık, bağlılık ve tutkunun eşit derecede bulunduğu ilişki türüdür. Herkesin arzu ettiği, hayalini kurduğu aşk olarak tanımlanabilir. Romantik komedi filmlerinde sıkça ancak gerçek dünyada nadiren karşımıza çıkan aşktır. Sternberg’e göre mükemmel aşka ulaşmış çiftler, ilişkilerinin üzeriden ne kadar zaman geçerse geçsin kendilerini başka biriyle daha mutlu hissedebilecekleri ihtimalini göz önünde bulundurmazlar. Birbirlerine karşı hissettikleri tutku, bağlılık ve yakınlık hep dengeli şekilde ilerler ve süreklidir. ilişkide bu boyuta ulaşabilmek çoğu kişi için mümkündür ancak önemli olan, gelinen bu boyutta uzun süreli ve kalıcı bir beraberlik sağlamaktır.
Bünyeye bir kere girdiğinde ve sonu ayrılık ile bittiğinde hayatın boyunca peşinde koşacağın ya da bekleyeceğin şey. Hiç aşık olmayanlar ya çok şanslılar ya da çok şey kaybetmişlerdir. Bunun ortası yok.
"Tuhaf biri olduğumu, beni kuşkusuz bu yüzden sevdiğini ama belki günün birinde, yine aynı sebepten nefret edebileceğini mırıldandı."