Artik eskisi gibi yuksek muzige tahammul kalmiyor, daha sakin ve sessiz mekanlarda oturup icmeye baslaniyor.
arkadaslarla sohbetler eski randimaninda gitmiyor. yorgun, herkes yorgun. goygoyu cevirecek mecal bile bulunmuyor.
6 gun calis bir gun yat aksama kadar.
yillar once "gelsin de konserine gideyim" dedigin grubun afisini yolda duvarda gorunce, goz cevirip yerdeki kaldirimlarin cizgilerine basarak yuruyorsun. eskiden basmadigin kaldirimin cizgilerine. obsesiflik de yoruyor cunku.
hic tanimadigin bir ulkeye geliyorsun. ait oldugun yerin neresi oldugunu unutuyorsun.
eskiden zamani elinde tuttugunu sanirdin, simdi kagitlara tarih atarken halen 2020 yaziyorsun. anlamamissin giden zamani.
Herkes herşeyi kendine göre yorumlar, çoğu insan esas sorunun nerede olduğunu anlayamadan bu dünyayı terkeder.
insanı şekillendiren en zayıf halka, kendisidir. Kendisi dışında çevresi ve ailesi tarafından şekillenir insan. Ailesini kendisi seçmez, ama ailesinden çok uzak bir çevreyi seçemeyeceği için aslında çevresini de kendisi seçmez.
Senin anadilin Türkçe, insanın anadilinin insana verdiği bir format vardır, çünkü sen " düşünürken bile" bu dili kullanırsın ( bu konu fonetik biliminin konusudur)...
Türkçeyi sen icat etmedin, senden önce de vardı, senden sonra da var olacak.
E bu durumda " sen" çoğunlukla kendinden başka şeylerin eserisin.
30 yaşından sonra hayatın yükünün omuzlara iyice bindiği gerçeği. bunlar yine iyi, halbuki neleri var, kimisine 15 ten itibaren binmiştir o yük. evet..
Çıkarcı insanları daha da iyi bir şekilde tanıyorsunuz. Dostunuz arkadaşınız sizi siz için değilde kendimi nasıl üstüne basarak yukarı çıkarım diye seviyor. Yani bu hayatta kendi kendinizin yareni olacaksınız.
30 yaşının içinde biri olarak hep bi 30 yaş kalıbı vardı aklımda çevremde beni baskılayan, farklı olması gerektiğini hissettiren vs.
Ama 29 yaşında hissettiğim 30 yaş hissini 30 a girince attım üstümden.
Olabilir dedim ya 30 yaşındasın diye neye kime niye kendini sınırlandıracak ya da olması gereken şeyler sanki kuralmış da bende olmuyormuş gibi kendimi kasıyorum.
iş anlamında da arkadaşlık anlamında da daha rahat bir kafadayım. Mükemmelliyetçi kalıptan çıktım biraz daha. Bu bana çok iyi geldi.
Ve Mesela bazen düşünüyorum şuanki ilişkimdeki bazı dinamikleri. Abi ergen miyiz hissi geliyor bazı anlarda hala daha. sonra diyorum ne alaka her yaşta her his hissedilebilir, her şey yaşanabilir kim bunu dayatan. Ve bu düşüncelerden arınmak cidden beni çok rahatlattı. iyi hissettiğim bir yaş 30. Sonrasını zamanla göreceğiz.
-aslında mükemmel olmak zorunda olmadığım gerçeği.
-sadelik, az insan çok huzur.
-olduğun kişiyi kabul etmeye başlamak, ve
aile dışında hiç kimsenin hiç bir şeye değmediği
Aşkım, aga, kanka işleri yalan dolan. Bu hayatta herkes kendi g*tünü kurtarmaya çalışıyor.
Hiç bir arkadaşlık ve aşk ölene kadar devam etmiyor. Her şey mevsimlik...