Kardesim cok ozledim seni. 7 aydir yanimizda degilsin ve hala inanasim gelmiyor. Icimdeki volkan hic sonmuyor. O son gun yemek masasinda kavga edisimiz geliyor aklima. Sonra da aksamina gozlerini hic acmamacasina kapatisin. Son kez sesini duyamadik, son kez birbirimize bakamadik, helallesemedik. Ben hep yanindaydim, hep elini tuttum, hep seninle konustum acaba duymus musundur beni? Benim hic buyumeyen kardesimdin. Her gece odana gelip televizyonunu kapatip ustunu acmis misim diye bakardim. Ablalar hic kizmazlar ki kardeslerine. Ben sana hic kizmadim. Seni solunum cihazindan aldiklarinda kendi cabanla nefes almaya basladiginda bir umut doldu icimize. Ruyamda gormustum komadan cikiyordun, gozlerini aciyordun. Ama fazla dayanamadin. En cokta küs bir sekilde ayrilmis olmamiz koyuyor. Pismanliklarim var cok fazla. Bilsen zamani geri cevirmek icin neler vermezdim.
Ruyalarimda da goremiyorum fazla. Ruyada gorunce insan ruyasindan uyanmak istemiyor. Uyandigimda hala hayattasin saniyorum. Bir an kalkip odana gidiyorum. Bombos odada sadece aglayabiliyorum. Hep bir ruyam aklima geliyor. Hastane odan ana baba gunu gibi herkes cok neseli. Odaya giriyorum komadan cikmis, gulumsuyor bana bakiyorsun. Yanina gidiyorum hemen, ellerini tutuyorum. Ilk dilimden dokulen cumle seni cok ozledim oluyor. 3 ay oldu, bak sonbahar geldi, yapraklar dokuluyor, bir daha sakin bu kadar uzun sure bir yere gitme diyorum. Gitmem diyorsun gulumseyerek. Seni kucakliyorum, sicaciksin. Basini gogsume yaslayip saclarini opuyorum kokluyorum. Sonra hersey karariyor ve uyaniyorum. Hissettigim sadece aci. Hala bir harabeden farksizim.
Hic bu kadar ayri kalmamistik. Gulen komur karasi gozlerini, nese dolu o sesini ozledim. Cok ozledim...
Insani kendisinden baska iyi kimse anlayamiyor bazen. Kardesimi kaybedisimin uzerinden nerdeyse 4 ay gecti. Tam o anda karsima benden uzun zamandir hoslandigini itiraf eden birisi cikti. Duygularim zaten alt ust olmusken, icim hepten corbaya donustu. Fakat bunyemin kaldiramayacagini anladim. Zaten ruhsal olarak cok iyi durumda olsaydim psikologa gitmeme gerek kalmazdi. Acini anliyorum, seni anliyorum diyen adamin aslinda beni zerre anlamadiginin farkina vardim. Bu hafta bu is yurumeyecek deyince, beni bu kadar sure niye oyaladin peki'lere geldi laf. Sanki her hafta birinden hoslaniyor musum, her hafta birisine asik oluyor musum gibi. Hayatimda birinin olmasi durumuna alismam zaman alacakti. Bilsem en basindan su an bir iliski icersinde olmak istemiyorum derdim zaten. Bilseydim eger. Fakat bilemedim. Bu ve bunun gibi bir suru suclamalar. Ve bu daha gercek anlamda iliskimiz olmadigi halde. Daha tanima surecinde.
Seni anliyorum diyenden korkacakmissin, hatta ondan kose bucak kacacakmissin. En icime oturanda tam olarak kendimi ifade edemeyisim, laflarin agzimdan cikamayisi. Hakliyken haksiz duruma dusmem. Belki hoslansaydim, belki icimde bir sicaklik olussaydi boyle olmazdi. Zamanla bir insana alisir misin, onu sever misin, yoksa ilk gorusmelerde icine dogan hisse mi guvenmelisin, bilemedim. Kaldim bir dilemanin icinde. Fakat sevemedigin insanla beraberlik insana eziyet gibi. Ayaklarin cekmiyor, elin telefona gitmiyor. Devam edemezdi. Bunun gec farkina vardim. Belki o da kendine gore haklidir. Aman bilemiyorum zaten arapsaciyim. Dogrusu umrumda da degil artik. Kardesimin acisi bana yetiyor. Yarin ilk mahkeme gunu. Allah kimselere kardes acisi yasatmasin...
Filmi simdiye kadar 2 sefer sinemada izledim. Bununla yetinmeyip ilk filmi 2 sefer izledim ve LOTR serisini de bitirdim. Orta dunyaya doydum mu tabiki de hayir. Pek akillica olmadi belki ama youtube'dan filmin yapim asamasina dair bir ton video izledim. Sonra bu da kafi gelmedi, oyuncu kadrosundan hepsinin film hakkinda röportajlarini izledim. Yetmedi, fan made hobbit lotr videolarina sardim. Ordan eski LOTR videolarina takildim. Baktim o da olmuyor internette yazili röportajlari okumaya basladim. Bu deliligin sonu nereye varacak bilmiyorum. Bildigin orta dunyayla yatip kalkiyorum. Yakin zamanda hobbit kitabini temin etmeyi dusunuyorum, son filme de daha bir suru zaman var be peh!
--spoiler--
bu arada arastirirken ucuncu filmin sonunu da ogrenmis oldum. En delisi oldugum uclu, thorin, kili, ve fili ölüyorlarmis :/ Bes ordular muharebesinde amcalarini kurtarayim derken ölüyorlarmis. Thorin agir yarali kurtuluyormus de yine ölüyormus. Ölürken anladigim kadariyla bilbo yaninda oluyor ve bilbo ile barisik bir sekilde ölüyor. Arken tasi gögsüne konuluyor o sekil gömülüyor. simdi ben bunu okudum dunyam az bucuk yikildi. Kili hele, sen orklarin zehirli okundan kurtul, sonra gel öl. E be peter jackson demek istiyorum, madem kili ölecekti ne diye cocugu taurel'e asik ettin? iste bunlarin hepsi dram.
muhtemelen duygusal acidan baya icimizi sisirecek bir kapanis filmi olacak. simdiden internette kampanya baslatalim kili, fili ve thorin ölmesin diyenler turemis. bunlari da anlamiyorum. kitapta yazilan neyse o iste. zaten son film, ha ölmüsler ha yasamislar. taurel girdi diye ortaligi ayaga kaldiranlar, bu uclu olmazsa dunyayi yikarlar benden soylemesi. bence ölmeliler. eminim ki gorsel acidan zengin bir sahne olacak.
Filmi gecen hafta carsamba sinemaya girdigi ilk gün izledim. Biletimi zaten haftalar once ayirtmistim sonucta sabirsizlikla bekledigim filmler arasindaydi. LOTR sinemada izledigim ilk film uclemesiydi. Orta dunyayla ilk tanistigim ucleme. O zamandan beri bu filmlerin yeri ayri benim icin. Bir anlami var. 10 uzerinden 1 verilse de sinemada izlenecek bu filmler o kadar. Efennim Arkadaslarla gitmek yerine tek basima gitmeyi tercih ettim film sonrasi ise tam olarak yerin dibine nasil girilir cinsinden bir olay yasadim ama bu konu baska bir basligin konusu neyse. Filme dönersek, film benim beklentilerimi fazlasiyla karsiladi. Kitabi okumus olsaydim muhtemelen cogunluk gibi agiz burun kiviracaktim ama okumadigim icin gordugumle yetindim ve gayette memnun kaldim. Hatta okumadigima sevindim desem yalan olmaz. Okumus olsam eminim ki beklentilerim karsilanmayacakti. Bu hissiyati cok iyi biliyorum cunku okudugum bircok kitabin film veya dizisinde feci hayalkirikligina ugramisligim var.
--spoiler--
Oncelikle bu film ilkinden cok daha iyi onu once bir kabul edelim. Daha cok aksiyon daha cok macera var bu ikincisinde. Bilbo karakteri sagolsun baya guldurdu. Hikaye ilk bolumunde biraz yavas ilerlese de ikinci yarisinda baya hizlaniyor. Cucelerin ficilarla kacis sahnesi mukemmeldi mesela. Baya tum sinemada oturanlar soluksuz izledik. IMAX olarak izleyince kafama kafama gelen oklar yuzunden kafami egisim ve yanda oturanlarin bu duruma katila katila gulmesi gibi sebeklikler de yasamis oldum. Legolas'i gormek eski bir dostu gormek gibiydi. Tabiki o LOTR serisindeki genc deluganli orlando bloom yoktu karsimizda ama yine de olmustu. Sadece lenslerinde bir sorun vardi sanki. Asiri bir mavilik vardi boyle ara ara beyaza kacan. Bunun disinda yasina bakisin adam gayet formundaydi. Hakkini yemeyelim. Evangeline Lilly tauriel rolunde cokta siritmamisti bana gore. Bir cuceye yildirim askiyla vurulmasi olayi zorlama olmus olabilir ama oyle cok goze batmadi. Ben sevdim kili tauriel ikilisini. Hatta orc'lar saldirdiginda yetis tauriel kurtar kili'yi diye diken ustunde oturdum bir ara. Oyle cok yakinildigi gibi acayip sulu bir askta yasanmadi bu ikili arasinda.
Smaug ile bilbo sahnesinde kahkalarla gulduk dersem yalan olmaz. Smaug ile bilbo'nun arasindaki konusmalar, kacislar, kovalamacalar tam yerindeydi. Onun oncesinde bilbo'yu asagiya yollarken cucelerin arkenstone'u bulacaksin isin kolay canim demeleri ve bilbo'nun altin ve mucevherlerle dolu sonsuz buyuklukteki alana bakmasi ve pekala demesi tam komediydi.
Filmin sonu sacma bitmis olabilir ama nerere bitirseler bize sacma gelecekti. Ki yani biz kitabi okumadik. Film orda bitmemis olsaydi zaten ucuncu filmi gerek kalmazdi. Bu baglamda 'ne bicim bir yerde bitti lan bu film' serzenislerini anlamiyorum. Olmadi alip kitabi okuyacaksin merakina son vereceksin. Bence tam da yerinde bitti.
Lost disizinden sonra Evangeline Lilly'i tekrar gormek guzeldi, elf olmak yakismisti da. Fakat biraz aksan kasar gibiydi, ilkin alisamadim aksanina. Filmin genelinde hakim olan ingiliz aksanina uyum saglamak istedi belkide bilemiyorum. Kitabi okumadigim icin sevmis olabilirim kendisini. Okumus olsam nefret edebilirdim bilemiyorum.
Richard Armitage olayi yine goturuyor ilk filmde oldugu gibi. Thorin rolunde cok ama cok basarili. Zaten o ses tonuyla sabaha kadar konussa oturup dinlerdik tum salondakiler. Thorin'in agirligini, karizmasini ve zaman zaman bencilligini cok iyi yansitiyor Richard Armitage. Film sadece kendisi icin bile izlenir.
Benedict Cumberbatch'ta masallah smaug'a sesini vererek harikalar yaratmis. Smaug'un buyuklugunu,, ihtisamini birebir yasatiyor size.
Bu filmi kesinlikle IMAX 3d olarak izlemelisiniz. Normaliyle hicbir fark yok diyenler ne tur bir imax 3d olarak bu filmi izlediler bilmiyorum ama ben sanki orta dunyanin icindeydim 3 saat boyunca. Kaliteli bir imax 3d'de izleyin filmi ama gidip bok atmayin, yapmayin.
Son olarak film bitince hemen kalkip gitmeyin, credits akarken ed sheen'den I see fire sarkisini dinleyin. cok guzel bir sarki zaten kulak kabartin, acmayin hemen o gozleri. kalin biraz daha orta dunyada. Seneye son film ve orta dunya tamamen bitmis olacak. Tadina varin abi bu filmlerin, elestirin tabi ama kiymetini de bilin.
Once upon a time dizisinin spin-off'ı once upon a time in wonderland dizisinde jafar rölünde karsimiza cikacak olan oyuncu. lost dizisinden sonra law & order svu gibi dizilerde tek bolumluk rollerde oynadi hep. simdi jafar rolunde kendisini tekrar izlemek icin sabirsizlaniyorum. lost'tan sonra gercekten özlemistik kendisini.
gecenlerde ruyama girmis dizi. Bu aralar bir ruya furyasidir gidiyor ben de. Person of interest derken supernatural. Bilincaltimin neler karistirdigini anlamis degilim ama bana boyle ruyalarla gelebilir hic sorun degil fakat sonunu begenmedim! Efennim sam ve dean'i misafir niyetine agirliyorum evde. Cay kahve hey masallah. Sanirsin is gorusmesindeyiz resmiyetin dibine vurmusuz. Dean lan dean. 8 yildir ayila bayila seyrettigin adam karsinda ve sen odun gibi otur karsisinda. Neyse sohbetin sonuna geliyoruz. Adettendir kapi konusmasina daliyoruz. Sam gulucukler saciyor hep beraber guluyoruz. Sonra ne yapiyoruz? El sıkışıp ayriliyoruz. nasil yani?! Lan odun adam bir sarilir. Sonra bir daha sarilir. Bu adamlari kac sefer gorucen ruyanda? bilincaltima s*cayim!
sabahleyin saat 6.15 te uyandim, ama nasil uyanmak. ise gec kaldim diye haril haril giyiniyorum bir yandan da kendime kufrediyorum az daha erken yatsaydin diye. sonra yahu ortalik amma da karanlik diye disari bakiyorum. duvar saatine bakmak hic aklima gelmiyor. merdivenden yukari kosturuyorum duvar saatine bakiyorum ki saat 6 bucuga geliyor. Ve aslinda kalkmama daha 1 saat var. Ne mi yaptim. Gittim koltukta uyudum 1 saat daha ne erken gidicem.
ayni anda erkek ve kizkardesleriniz varsa farkli algilayabileceginiz durum. kizkardeslerimle aramizda 1er yas fark olmasindan dolayi hep birlikte buyuduk. Sanki ayni yastaydik. Abla kardes iliskimiz olmadi pek. Belirli bir yasa kadar diyeyim. Sonra sonra farkediyorsun abla oldugunu, buyuk oldugunu. Ama buyukluk taslama anlaminda degil, kardesini koruma gozetme anlaminda. Mesela ayni okula baslayacaksiniz farkli siniflarda ama, anne kizkardesini sana emanet eder. Teneffuslerde yanina git, ezdirme kardesini diye tembihler. abla olmak sahiplenmektir, benimsemektir, gozunden sakinmaktir. Kardesine kalkan ellere kalkan olmaktir, onun yerine tokat yemektir. uzuntusune nesesine ortak olmaktir. cogu zaman kendini derdini unutmaktir. en derin sirlarina ortak olmaktir. fakat erkek kardesimle aramda 5 yas olmasindan dolayi kendisinin dogumundan sunnetine her bir haltini cok iyi hatirliyorum. erkek cocugu olunca daha zahmetli, daha simarik buyudugu bir gercek. fakat ayri seversin erkek kardesini. buyume sureci daha bir sancilidir. sevgilisi olacaksa o kiz olmaz, asla yaninda gormeyecegim diye annelige evrilirsin bir sure sonra. gelir senden para ister gizli gizli. seni kerata deyip kiramayip verirsin. kazik kadar olmus olsa da, yani 20li yaslardan bahsediyorum, hala odasina gidip gece ustunu ortersin. bazen cok kizarsin, öldüresiye kizarsin ama birkac saat sonra gecer sinirin. iyiligini istersin hep. o habire burnunu belalara soksa da, babanin karsisinda kendisi icin siper olursun.
abla olmak kolay bir meziyet degil. belki bu surecte cok yipranirsin fakat ablalik karsilik beklenerek yapilmaz zaten. sen anlamadan bakmissin anne yarisi gibi birsey olmussun. ellerinde buyumusse hele, dedigim gibi kazik kadar olsa da senin gozunde asla buyumez o kardes. hep cocuktur, cocuk kalacaktir. oyle bakar, ozur diler, eseklik ettim der ya. gel buraya hergele der sarilirsin. ablaysan affedersin.
Cumartesi gunu gece 11 seansina gittik. Heryerde cok guzeldi, bu sefer olmus gibi yorumlar okuyunca e o beklenti biraz yukseliyor tabiki. Fakat yine de herseye hazirlikli olmak gerekliydi. Toplam 4 kisiydik. 2'si izlerken uyuyakaldi. Benimde gözler kapanirken ikinci yari film hareketlendi sukur. Bana gore musallat'tan cok guzel bir film olmamistir. Zirve benim icin hala musallat. Onda gerildigim gibi gerilmedim ve de sasirmadim. Musallat ile karsilastirmak belki yanlistir ama dabbe'nin bu son serisine verebilecegim not 10 uzerinden ancak 6 olur. Hele o handycam cekimler. Tam anlamiyla mide bulandirici. Fakat eklemem gerekir ki Faruk hoca rolundeki elemana cok kanim isindi, cok sevdim. Rolunu cok iyi yapiyordu.
--spoiler--
Filmin ilk yarisi dedigim gibi asiri sıkıcıydı. Zaten ilk yarida birsey oldugu da yok. Bircok konu askida kaliyor. Film ancak faruk ile bilim de bilim diye tutturan ebru kizimizin kübra ve ailesinin yanina gitmesiyle ivme kazaniyor. Kameralari yerlestirmeler felan. Film ilk basladiginda bu handycam olayini abartmamislardir diye umarken, butun bir film maalesef sallantilarla geciyor. Tablolar dusuyor, kamera ters duz oluyor. Handycam olayindan baska bir de bitmek bilmeyen gurultulu ses efektleri insanin basini agritiyor. Hayir insanin korkacagi varsa da korkmuyor cunku asiri derece de uzun suruyor. Ancak sinir bozuyor. Faruk'un aynalarla olan ayini esnasinda yere tuzu döktügü sahnede, aklima supernatural dizisini getirdi ve gülümsetti. efennim sonra sonra tuvalet buyusu fazli var. Faruk kaziyor da kaziyor. Bobrek dalak karaciger, inek kafasi, bok püsür adam kasap acsa yeriydi yani. Hayir oldu olacak butun bir inek gömselermis diyorsun. Daha sonra Faruk ile ebru kibledere koyune gidiyorlar, cin ile evli elemanla konusuyorlar. gerci ben adami cin sanmistim ama karisi cinmis. bir de cocuklari vardi besikte. faruk ortuyu kaldiriyor tabi muzik arkadan bangir bangir. bu sahne mi korkutacak yani simdi? paldir kuldur geri donuyorlar. fakat telefon gelince faruk koye geri donuyor, ebru'yu geride birakiyor. hayir adam virane bir evde yasiyor ne telefonu lan? o an diyorsun aha faruk sazan gibi atladi gitti. tabi o ana kadar pakize'lerden suphelenmiyorsun. ebru sütyeninde buyuyu bulunca jeton dusuyor tabi ebru'da da ama cok gec. Benim anlamadigim hangi ara sütyenin icine o buyunun girdigi. Faruk'ta diger tarafta tuzaga düsüyor. Fakat bakiyorsun adam kamerayi cani gibi sahiplenmis. ölcek olsa o kamera elden düsmüyor. Ulan benim pesime takilacaklar öyle, kamerayi atar firlatirim. Oyle bir kosarim ki usain bolt bile yanimda yavas kalir. zaten amerikan filmlerinin bu durumuna cok kil oluyordum, salak bu amerikalilar diyordum. Bakiyorsun burda da ayni mesele.
Faruk'un kuyuya düsüsü üzdü beni evet. Fakat kamera hala kayitta, bildigin saglam kameraymis o kadar tas kaya geldi üzerine. ebru bilim de bilim derken sanirim son sahnede ebesinin örekesini görmüstür. Merak ettigim refika'nin kizinin bir kizi vardi. Son gün babaannesine biraktim dedi. O kucuk kizin akibeti ne oldu acep? Anasinin, anneannesinin garip hallerinden hic mi tirsmadi nedir? Neyse öyle böyle film bitti. Film suresince arkada kahkahalar atarak gulen, uyarima ragmen konusmaya devam eden iri ergen bozmalarina bildigim butun kufurleri tekrardan gonderiyorum.
Film cok uzun suruyor. beni ilk yari hep saatime baktirdi. ne zaman bitecekten cok, boyle mi devam edecek diye kafamda sorular olustu durdu. insanlarin bu denli basarili bulmalarini pek anlamamakla birlikte, herkesin bir zevki vardir diyorum. faruk rolundeki arkadas baska bir film cekerse izleyebilirim, yok boyle sakinlik abi. ki tek faruk izlettiriyor filmi. evet saglam sahneler vardi ama ben bekledigimi pek bulamadim. ve yemin ettim. bir daha asla ama asla el kamerasiyla cekilmis bir film izlemicem. butun bir gece bas agrisi cektim. film benden bir 6 alir ama daha yuksek bir puani bence haketmiyor.
King amcanin 24 eylulde cikacak olan ve de gumbur gumbur gelen yeni romani. kitap the shining'den tanidigimiz bahtsiz cocuk danny torrance'in 40 yasindaki halini anlatacak bizlere.
Peki Danny ne yapacakti? Stephen King onu bir hospice'te calistirmaya karar verdi cunku bu sekilde bu sekilde kendi gucunu kullanabilecek, ölüm dösegindeki hastalara yardimci olabilecek ve onlarin yasam ile ölüm arasindaki yolu gecmelerine yardimci olabilecekti. Kendisine doctor sleep diyorlar.
Doctor Sleep'in hastalarindan birisi de 12 yasindaki abra Stone'dur. Abra stone'nun pesinde kucuk cocuklara ölümüne iskence yapan ve bu sekilde onlarin ışıklarıyla beslenen paranormal kana susamis bir cete vardir.
Evet kitap icin anlatilanlar bu sekilde. ciktigi gun alacagim ama yogunluktan muhtemelen ancak kışa dogru okuyabilecegim. hic onemli degil zaten bence king kitaplarinin en guzel okundugu mevsim kış mevsimi. en azindan benim icin öyle. kasvetli, soguk ve karanlik. okudugum diger king kitaplarina bakarsam, hepsini sonbahar kış gibi okudum. bu kitaplarin tadi ancak bu sekil cikar.
Nette tesadufen hikayesine denk gelip oylesine okumaya baslamistim. Cok acayip birsey ama uzun zamandir boyle hevesli hevesli okudugumu bilmem. Kitap okusam boyle hararetli okumazdim. Yani sacma diyorsun, yok be olm amma abartmissin diyorsun ama okumaya devam ediyorsun. Yok boyle sacma ve anlamsiz birsey. Hani isim de koyamiyorum ama gece gunduz okudum harbi harbi. Okuduk okuduk baktik sonu yok. Sonradan hikayeyi satti, filmi yapilacak diye haberler cikti. Meger dogruymus. Fragmani izlerken atakan arkadasin uc bucuk atislarini gormek guzel. Fakat keske kitaba dokseydi bu isi. Kesinlikle alir okurdum, cunku o derece saran bir hikayeydi. Filminin bu derece tutacagini sanmiyorum. Sonucta efendim hikayeden uyarlanan filmler ayni tadi vermiyor öhöm! Fakat sonunu cok merak ettigimden muhtemelen filmini izleyecegim.
Vucut direnci hep yerinde olan ve ayda yilda bir kere hastalanan bir insan evladi olarak sonunda beni ilacini almaya mahkum etmis eksiklik. kabul etmek istemesem de durum boyle. Bas agrilarimin migren ile birlikte ayyuka cikmasi, kilo kaybi ki bir ayda 6 kilodan bahsediyorum, istahsizlik, dikkatsizlik, bazi bazi halsizlik ve geceleri asiri terleme derken son birkac ayda canimdan bezer duruma geldim. Doktorluk bir is oldugunu hic dusunmemistim ta geceleyin asiri terlemenin her turlu hastaligin baslangici olabilecegini okuyana kadar. Yani dusunun gece uyuyorsunuz, ter su icinde uyaniyorsunuz birden. Kalk üst bas degistir derken uykuya dal tekrar. Sonra bir daha uyan. Tekrar kalk. Sabah kaskati kesilmis bir boyun ile uyan. Kas agrilari cabasi. Uyudunuz mu uyumadiniz mi belli degil. Ve daha gununuz baslamak zorunda! Artik gercekten bir kan testi yaptirmak sart olmustu. Sonuc kandaki demir oraninin yerlerde surunmesi. Demir eksikligini hic ciddi bir eksiklik olarak gormemistim simdiye kadar. Fakat aslinda cok onemli imis. Resmen kilo isi terletiyor bu meredin kanimda yeterince olmayisi. Okudugum kadariyla herkeste farkli bir sekilde gosterirmis kendini. Insan gercekten dikkat etmeli. Simdi ilac aliyorum. Her ne kadar ilac icmekten nefret eden bir insan olsam da kullaniyorum mecbur.
Az cok belirtisini goruyorsaniz kendinizde yaptirin bir kan testi. Denildigi gibi asiri sac dokulmesine de sebep oluyor. Ilaclarin etkili olup olmadigi 1.5 ay sonra anlasilacak. tez vakitten duzelse cok iyi olur cunku kendimi the walking dead'de ki zombilerden farksiz hissediyorum.
Orta halli bir ailenin cocugu olarak benim ilk pastel boyamdi. Neden zenginlerle bu kadar ozdeslestirildigini o yuzden anlamadim. Babam aldiginda cok sevinmistim. Ben de 12lik kutusu vardi. Kokusuna ayri, renklerine ayri bayilirdim. Birkac yazarinda yazdigi gibi, altin sarisi rengini ayri severdim. Fakat hardal sarisina da uvey evlat muamelesi yapmazdim. Cok kullanisli boyalardi ama bana hep tez bitiyorlar gibi gelirdi. Belli basli renkler hele hemen tukenirdi kirmizi gibi, sari gibi. Onlar bittikce ben üzülüyordum, hatta bazi dönemler bitmesinler diye kullanmadigimi hatirliyorum. Bir de gozum gibi bakardim. Hepsini yerinden cikarir, kutuyu temizlerdim bir guzel. Simdi buyuduk ama aklimdan cikmis degil monami. Gecenlerde Yegenime hediye olarak almak icin aradim fakat bulamadim. Acaba dedim artik satilmiyor mu? Nette bir göz gezdirdim. Sanirim bazi avrupa ülkerinde satilmiyor. Gordugum kadariyla türkiye'de hala satilmakta. Ilk seferde stoklayip getirecegim.
Hollywood remake'lerle kafayi bozmus abicim. Adamlardan orjinal senaryo cikmiyor. Hadi bir bakayim dedim fragmana. 30 saniye izleyip biraktim. Sonunu getiremedim resmen. Zaten adamlar butun bir filmi fragmana koymuslar ki filmi izlemene gerek yok. öncelikle robocop bizim cocuklugumuzun filmi. Robocop'a peter weller hayat vermisti. Ondan gayrisi de o rolde cok siritir ki zaten siritmis. Birakin birsey de eski kalsin, guzel kalsin. Samuel L Jackson faktoru bile bana bu filmi izlettiremez uzgunum.
Demem o dur ki, bu filme gitmeyin paraniz cebinizde kalsin. Illa izleyecekseniz de acin 1987 yapimi filmi izleyin.
Defalarca dizisini ve de kitabini okumus birisi olarak, yeni cekilecek versiyonu hicbir sekilde kabullenmeyecegim dizidir benim icin. Az once tanitim fragmanina denk geldim, keske gelmez olaydim. Hayatimda boyle bos, boyle ruhsuz, boyle uyumsuz ve de uyuz bir cift daha gormedim. Hem fahriye evcen hem de burak ozcivit cok ama cok yapmacik durmuslar. Boyle yapaylik yok. Fahriye evcen'e giydirmisler alice harikalar diyarinda elbisesi zaten o baska bir olay. Arkaya esin engin'in muzigini dayamakla olmuyor efendiler. Gül gibi kenan kalav'li aydan sener'li dizisi dururken ne halta yenisini cekmeye kalkiyorlar anlamis degilim. Kitabini okumamis, dizisini izlememis yeni nesil ergenlere yuttururlar yedirirler bir sekilde de, benim neslim dönüpte bakmaz bu diziye.
Hele bir sadri alisik var ki. Mumkun degil ki yeri doldurulabilsin. Umarim reytingleri tutmaz ve yayindan kaldirilir.
haftasonu tv de the triangle diye bir diziye denk geldim. Bermuda seytan ucgeni felan tam benlik konular, dedim netten bir arastirayim ne bicim bir diziymis. Bunu arastirirken the triangle'nin the'sini unutunca karsima bu filmin tanitimi cikti youtube da. Neye niyet kime kismet diyerek tanitimini izledim tabiki bir halt anlamadim. yorumlari okumamaya da calistim spoiler olmasin bana diye ama adam daha basligina inek kadar inception gibi film, purgetory felan yazinca bana spoiler'in alasi oldu neyse. Filmi indirmeme de gerek kalmadi, tamamini sevabina yuklemisler youtube'a. Film 1 saat 36 dakika kadar felan suruyor. Izlerken sıkılmadim, olaylar zaten hizli gelisiyor. Ortalarinda mindfuck olayiyla zirvelere oynuyor. Bana gore dusuk butcesine ragmen, taninmamis oyuncularina ragmen cok iyi kotarilmis. ha mantik hatalari var elbette, bu tur filmlerde kacinilmaz oluyor fakat favorilerimin arasina girmis bulunmakta kendisi. Taninmamis dedim de liam hemsworth'u ayri tutuyorum elbette. Herkes taninmamis oyuncular diye tutturunca ben ama bu tanidik lan ya da cok benziyor liam hemsworth'a dedim durdum. De zaten kendisiymis.
--spoiler--
filmi izlerken dikkatli izlemeye calistim. dakika bir gol bir ani benim gemiden kacan jess'in kendi evinin ziline bastigi andi. o an dedim o zile kesin aslinda sen bastin ve filmin sonunda hakli ciktim. arabaya o koca bavulu yerlestirirken lan onun icinde ceset mi var dedim orda da hakli ciktim. oncelikle hersey bir loop icinde degil. dikkat edilirse filmin basindaki jess'in rihtim sahnesiyle sonraki rihtim sahnesindeki konusmalar farkli. bu olaylarin degiskenlik gosterdigine isaret. fakat benim anlamadigim bir durum var ki, belki cok sacma da gelebilir ama jess neden herkesi öldürmek zorunda ki arkadas? amac oglunu tekrar gormekse, ne bilim gemiye biner binmez at kendini asagiya. sonucta bir kisirdöngü icinde de degilsin, olaylar farkli gelisebilir. jess bunu diger elemanlar kendi benzerlerini gormesinler diye mi yapiyor merak ediyorum. gercekten kafa karistirici. ben filmin ortalarinda jess gercekten kurtulacak ve ogluna kavusacak sanmistim fakat ters kose oldum. maalesef jess ogluna hic kavusamiyor. filmin sonu yeni yeni soru isaretleri doguruyor insanin kafasinda. jess ilk defa arabayla kaza yaptiginda ogluyla beraber ölüyor. anlamadigim uzerindeki kiyafetler neden baska ki? ilk defa ordan kalkip taksiye yuruse neden uzerinde beyaz t-shirtu ve kisa pantolonu var ki? kendisini öldürüyor bagaja atiyor. Yani oyle saniyor. tekneye biniyor, ruyasinda aslinda kendisini goruyor. olaylar olaylar. derken sahile vuruyor. o uzerindeki beyaz t-shirtin rengi siyaha donusuyor. hirkasini da gemide birakiyor. ben tam diyorum e bunlari sonra nasil giyecek bir daha diye. tam evden cikarken bakiyorsun t-shirt yine bembeyaz ve uzerinde ayni hirka. taksici maksici demisler abi kadin orda zaten ölü ne polisinden ne sahitliginden bahsediyorsun ki?
benim icimi en cok yakan sahne, kötü jess'in ogluna attigi tokat aldi. aklimda o tokat sahnesi kaldi resmen. uzuldum cocuga. uzun lafin kisasi, hala cevaplayamadim bircok soru var. youtube da filmseverin teki aciklayici bir video yapmis fakat devamini getirmemis. kesinlikle izlemekte fayda var.
Filmi yillar once o zamanlar 12 13 yaslarinda olan erkek kardesimle beraber izlemistim. Ben ikinci sefer izledigim icin gayet rahattim. Kardesim ilk hic istekli gozukmese de sonradan baya baya sarmisti film. Filmin bitimine dogru yasadigi şoku ise hala unutumam keratanin. hala dalgami gecerim aklima geldikce. öyle bir travma yasadi ki haftalarca dilinden kurtulamadim. Hayir sanki filmin sonunu ben yazdim oyle. NAsil kaptirmissa kendini, izleyip izleyecegine pisman oldu *
--spoiler-- Kardesim: Ne oldu simdi, ne oldu ya! kizi mi öldürdü?! Kiz öldü mü :/ Ben: Hiiii galiba. KArdesim: Hadi be! ölmemeliydi. Niye öldü, mystic neden ya ölmek zorunda miydi? Burda mi bitiyor film? Ben: Lan sonu böyleymis iste, uzatmasan artik, senaryo icabi öldü iste. Dur lan. sen harbiden üzüldün mü? Ne zaman bu kadar duygusallastin he bebeye bak sen. Aglayacaksin ya dokunsam.
(Oysa ben de sonuna lanet yagdiriyorum icimden ama hic belli etmiyorum guya.) KArdesim: Dalga gecmesene sen. Sadece ehh beklemiyordum boyle bir sonu. Bu film aramizda kaliyor ha, halimden baskasina bahsedersen kulahlari degisiriz. Ben:Iyi be oglum, merak etme sesimizi cikarmayiz. Film izledik, borclu ciktik ha iyi mi.
Bunun haricinde, bence cok saglam filmdir. Ki kardesimin tepkileri ilk sefere gore cok yerindeydi zira ben de ilk izlerken sonundaki o ölüm sahnesiyle bögrüme bir öküz oturmustu. Benim defalarca izleyip bikmayacagim, hugh jackman'a olan hayranligimin tescillendigini filmdir kendisi. Hala sonu icimi acitir tekrar izledigimde. Fakat muzikleriyle olsun, kasvetli havasiyla olsun bana gore mukemmel bir film.
--spoiler--
Bu arada duydum ki tom cruise yapimciligini ustlenmis filmi yeniden cekmeyi planliyormus. Kendisi de van helsing olacakmis. Kusura bakma tom cruise'cugum ama senden van helsing olmaz. Hugh jackman'in ardindan kim o rolu ustlenirse ustlensin asla ilk film gibi olmaz. Daha iyi teknikler, bilmem neler kullanacagin dogrudur ama hersey bununla bitmiyor maalesef. hugh jackman van helsing'le butunlesmis bir karakter tipki wolverine karakteri gibi. Ben baska bir van helsing'e isinabilecegimi hic sanmiyorum. tabiki denemesi bedava ama ben almayayim.
Tom Hanks'ten ne kadar robert langdon olmussa, kendisinden o kadar batman olur dedigim vasat oyuncu. Yanlis anlasilmasin ileri derecede tom hanks hayranligimn vardir, cok sevdigim bir oyuncudur ama robert langdon karakterini canlandirmasi basli basina bir hataydi. bazen daha bakar bakmaz anlasiliyor oyuncunun karaktere uyup uymayacagi. Kalip bellidir, bazen istesen de o karaktere burunemezsin. ben affleck'ten zerre haz duymayan birisi olarak, muhtemelen yapicagi batman filmini de izlemeyecegim. Cunku asla bir christian bale olamayacak.
mesela gunlerdir bekledigin bir mesaj var. her gelen mesaji evet bu o mesaj diye aciyorsun ama hayalkirikligi. bu meret once sevindiriyor sonra uzuyor. olmuyor be boyle. ver sevindirici haberi artik wazzap, yeterince uzgunum zaten, daha da uzme lan.
baslik bana ayni zamanda eski bir animi hatirlatti. bize sık sık gelen bir tanidigimiz vardi zamaninda. yani yaka silkmisiz ama kadin hala geliyor. 2 tane torunu vardi kadinin ama acayip yaramazlardi bunlar. evin alti ustune gelirdi resmen. birgun yine bizdeler. bizim televizyonun oldugu masaya abanip duruyordu bir tanesi. cocuk abandikca televizyon dusecek gibi oluyordu. abim yapma dedikce cocuk daha bir gaza gelip daha bir abaniyordu. inadina olacak ya. bunu bir de siritarak yapiyordu ki tam dayaklik essoglusu. son abanmasinda televizyon gercekten dusecek gibi oldu ki hep beraber ayaklandik. abim, 10 yaslarinda idi o da, cocuga bir tokat gecirdi ki boyle bakakaldik. pek okkali tokadi cat diye yapistirdi cocugun yuzune. aslan abim benim. bu sefer bizler siritiyorduk. misafir teyze ile annem arasinda tartisma yasandi tabi. bakti annem abimin tarafinda. kalkti bir hisimla, aldi iki torununu, soylene soylene gitti. arkasindan bir borazan otturmedigimiz kalmisti. o gunu bayram gunu ilan etmistik. fakat o tokat halen aklimdadir, hic gitmez. abimle ne zaman konusu acilsa hala cok guleriz. inadina yapmayacaksin kardesim iste, yersin tokadi oyle.
eviniz merdivenli ise daha kotu azar bu esek sipalari. merdiven asagi merdiven yukari, merdiven asagi merdiven yukari. kafa bu da sonucta. bin bir dil dokersin cocuklar disari ciksaniza felan diye ki evin hemen onunde park vardir orali olmazlar. lan evin iki adim otesi, camdan baksam goruyorum ciksaniza disariya yok cikmiyorlar. ciksalar da ates almiscasina 5 dakikaya geri donuyorlar. ben cocukken annem beni eve zor sokardi aksamin kör vakti. bu cocuklari disari cikaramiyorsun ne istir! hepsi illa bilgisayarda oyun oynamak istiyor. cocuk iceri gelir gelmez hemen bilgisayar soruyor. lan sipa, gobegin laptop ustunde mi kesildi yerden yetme!
aslinda hatali cocuklar mi bizler mi bilmiyorum. cocuk azinca aileler cocuklarin ellerine laptoptu tabletti tutusturmasalar boyle olmaz belkide. bazilarinda yine ise yaramiyor ama ben evde boya kalemleri, cocuk kitaplari bulunduruyorum. iki dunya yaramazi yegenim var artik bize gelmislerse oturuyoruz boyama yapiyoruz. olmadi kitaptan alistirmalar yapiyoruz, topluyoruz cikariyoruz. birinden sıkılırlarsa digerine geciyoruz. valla kac zamandir cok rahatiz. citlari cikmiyor baya da seviniyorlar keratalar. biraz ilgilenmek lazim. ha her cocukta ise yarayacak diye bir kaide yok. yerinde oturamayan cocuklar icin baska yontemler kesfetmek gerekiyor o ayri. yine de cocuklari teknolojinin esiri yapmamak gerekiyor. deneyin bence ise yarayacaktir.
Hollanda'nin Den Haag kentinde carsamba gunu saat 18.00'de misir konsoloslugu önünde protesto eylemi gerceklestirilecek. bu kentin yakinlarinda yasayanlar katilabilirlerse ne ala. Ben insanlik adina orda olacagim. ölümlere tepkimi koymak icin! Detaylar asagidaki linkten okunabilir.
Gecen haftalarda katildigi teke tek programinin tekrari bu cuma saat 21.00 de yayinlacakmis. Kacirmis ya da bir sekilde izleyememis olanlar tekrarini izleyebilirler.
milletin last seen ozelligine neden bu kadar taktigini anlamiyorum bir turlu. nedir ki arkadas, elinde telefon butun gun sevgilin hangi saatte dakikada son online olmus, bunu mu gozetliyorsun? online ama bana yazmiyor diye niye trip atiyorsun? vay efendim gecenin bir yarisi online olmus. zaten kesin seni aldatiyordur. ne kadar da guveniyormussun sevdigin insana ya. whatsapp ne menem birsey ki tek basina iliskilerin canina okuyabiliyor. insanlarin gun icersinde isi gucu var. herkesin yogun oldugu zamanlar var. mesajini yolladiginda aniden sana cevap vermesini mi bekliyorsun karsindakinin? okumusta cevap vermiyor diye kiziyorsun da e dur bakalim okumustur da cevabini sonradan yazacaktir. n'apsin telefon eline yapisik halde mi yurusun? aklina o kisinin o an mesgul olabilecegi gelmiyor mu? whatsapp yuzunden biten iliskiye iliski mi denir lan? ne bos beles hayatiniz var yahu. ne bicim bir sevgili olma olayidir bu? de git o zaman hic sevgili yapma sen. whatsapp iliski bitirirmis. sevsinler sizin askinizi.
Sarkinin sozlerini google da aratirken van direkşın denen igrenc boyband'in sarkisinin sozleri cikiyor ust siralarda. Ben kendimi nerelerden asagiya atsam ki simdi? Bu bebeler kim, michael jackson kim? Ne günlere kaldik allah'im.
Bana alf gibi bir kil yumagini sesiyle sevdiren yegane insan. öldügü gün cocuklugumdan bir parca koptu gibi hissetmistim. Bizim icin alf demek müsfik kenter demekti. Bugun ölümümün 1.yil dönümü. Allah rahmet eylesin.
En son izledigim milli mac 3 haziran 2011'de oynanan belcika-turkiye maci idi. Ondan sonra ne tek bir mac izledim ne de haberlerini takip ettim. Zaten en basta bir emre belozoglu faktoru var. Maclardan sogumamda cok etkili oldu kendisi sagolsun. Simdi bakiyorum da, iyi ki hic izlememisim. Bosuna izleyipte sinirleri yipratmaya ne gerek var. Yani yil olmus 2013 bizim takim hala oldugu yerde saymakta. Aslinda abdullah avci teknik direktor oldugunda umutlanmistim. Belki bu kotu gidis sonlanir diye dusunmustum ama maalesef. Dunku maci da izlemedim ama anlasilan ikinci yari batirmisiz. Ben de milli mac dedin mi akan sular dururdu. O zamanlar bir heyecani vardi milli mac izlemenin. Fakat simdi kimse sallamaz duruma gelmis. Oyle ki koskoca stadyuma gele gele 106 kisi bilet almis. Herkes anlamis bu milli takimdan bir cacik olmayacagini. Takim ruhu yok. Ne kendilerini motive edebiliyorlar ne de seyirciyi maca bakmaya ikna edebiliyorlar. Millet oyle bosvermis ki adamin kufur edesi dahi gelmiyor.
Daha ne kadar dibe vurabilir ki bir takim? En tirt sayilabilecek takimlara karsi bile ustunluk saglayamiyorsun. Abdullah avci bu bize ders olsun demis. Adam basa gectiginden beri ders olsun diyor. Lan daha kac kere yenileceksin de ders olacak sana. Yahu 106 bilet satilmis daha neyin dersinden bahsediyorsun. simdi 2014 dunya kupasina katilamayacagimiza gore, bundan sonra sekillenecek kadro belki bir halta yarar.
zamaninda 2 gunlugune kisa bir tatil yapma sansim olmustu burda. Dogasina, duruluguna, guzelligine ve yesilligine hayran kalmistim. Yazin ortasi olmasina ragmen gunes hic yakmamisti. Sabah göl kenarinda kahvalti yapiyorsun, göle karsi da cayini yudumluyorsun, bir an gozlerini kapatiyorsun. Huzur ve mutluluk. Uzerinden 3 yil gecti. Hala orda sabah ictigim cayin tadi damagimda arkadas, oyle iyi demlenmis bir cay omru hayatimda daha icmedim. 2 gun cok az gelmisti yalniz. Birgun tekrar mutlaka gidecegim ama bu sefer soyle bir 4 gun felan kalmayi dusunuyorum. Zaten o gunden beri reklamini yapiyorum uzungöl'ün. Turkiye'ye tatile gitmek isteyen herkese tavsiye ediyorum. Ruhunu ve beynini dinlendirmek icin birebir burasi. Ayrica o essiz manzarasi da cabasi.
95-98 yillari arasinda ortaokulu burada okumustum. Tabi ondan once de gidip gelirdik zira teyzem ve kuzenlerim burda otururlardi. Cok guzel gunlerim gecti atakum'da. Cumhuriyet lisesi idi okulum. Hemen teknik lisenin yukarisinda. Teknik lisenin abazan erkek ogrencileri, bizim okulun kizlarina sarkarlardi. Tabi bu durumda iki okul arasinda kavga dovus eksik olmazdi. Ilkbaharin sonlari yaza dogru derslerden kaytarip arkadaslarla sahile atardik kendimizi. Teyzemlerde misafir oldugumuz zamanlar gece sahil seridinde yuruyuslere cikardik. Yazin kimse uyumazdi sanki. Kosu yapanlar, yuruyenler, cafelerde cay kahve icenler. sirin bir sahil kasabasindan farki yoktu. Her daim canliydi. Tasindik sonra. Yillar sonra tekrar geldigimde taniyamadim desem yeridir. Gecen sure icersinde cok degismis, cok gelismis atakum. ama cokta guzel olmus. Ilce olmayi da uzun zamandan beri hakediyordu bence. Yalniz eskiden daha az kalabalikti. simdilerde o kalabaliga alismak biraz zaman aliyor. Samsun'a gidilecekse gezilecek listesinin basinda yerini almalidir. Sirf o guzel manzarasi icin bile gidilip gorulmelidir.
Gercekten beni tum kalbinle seveceksen, beni bu yolda yalniz birakmayacaksan gel. Bazi sevgileri, aski unutali cok oldu. Hatirlat bana yeniden. Seni cok sevecegimi biliyorum, seni layikiyla sevecegimi biliyorum. Sen de beni cok sev, ne olur cok sev. Yabanciyim bu duyguya ben. Tam anlamiyla sevilmek nasil bir duygudur bilmiyorum. Tecrubesizim. Hissettir bana. Duygularimi tam olarak ifade etmekte zorlanabilirim, suskunum ben, icten severim, derinden severim. Cok konuskan da degilim ama sen saatlerce anlat, hep anlat. Ben hep seni dinlerim. Yanlis anlama beni sadece biraz zaman ver. Kendimi bulmam icin. kendimle yuzlesmem icin.