bilgehan
-356 (asgari ücretli)
ikinci nesil silik 10 takipçi 109.90 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    keşke biraz ölmesem

    2.
  1. "(tanrım) keşke biraz ölmesem"

    -ne güzel şiirler var.
    0 ...
  2. huyumdur hep ölürüm

    3.
  3. enver paşa

    218.
  4. bozkır kültür sanat

    1.
  5. Geçtiğimiz haftasonu Enver Paşa'nın vefat yıldönümü (4 ağustos 1922) vesilesi ile dört yazı yayımladık. istifadelerinize sunarız.

    http://bozkirkultursanat.wordpress.com/
    2 ...
  6. huzur

    210.
  7. keywords: huzur

    kelimelerle tarif etsem hayatı "yenilgi", "uzak" ve "huzur" olurdu sanırım geride kalanın özeti .. huzur üstüne saatlerce tarif yapmam da mümkün; lâkin ben sükûtu tercih ediyorum. Tanpınar'ın Mümtaz ve Nuran'ı ile huzur;

    mümtaz'a "neden ya hep mazî'desin yada istikbalde şuan da var" diyen Nuran tıpkı Lamia, Muazzez, Eylül, Monna, müjgan gibi bizi anlamadı. Biz kim miyiz? Yenilenler demiştim ya daha kaç defa tekerrür etmeliyim! Yenilenler.

    yenilenler birbirinden habersiz şöyle yaşıyor, "ne içindeyim zamanın, ne de büsbütün dışında" ... saatler, zaman, bursa, gidenler; nuran, nuranlar, müjganlar, eylül'ler, gidenler; ah o hep gidenler... yitip giden. yitik. ve bitmeyen sayıklamalar ...
    1 ...
  8. beni neden sevmedin

    13.
  9. yavuz:y
    eylül:e

    y:eylül?

    e:efendim,

    y:beni neden sevmedin ...

    (l&m 51.bölüm)

    eylül ... eylül!
    7 ...
  10. tebessüm provaları

    2.
  11. bir mustafa özçelik şiiri

    hepsini okumasan da olur

    tebessüm provaları yaparken
    ben seni meydanlardan kitaplara çağırdım
    antenler telefonlar zincirler biterken
    toplu sesler çıkardım içimden
    dağlar yankılandı
    meydanlar uğuldadı da
    sen duymadın
    sanki biz göçebeydik
    o insan bu insan
    hepsinin içinden geçtik
    duymadılar

    --spoiler--
    her sabah
    hayatın alışkanlıklarına karşı durarak
    en yakın ve en uzak mesafeleri
    birlikte tarayarak
    başlarız
    aşk ve ölüm iki yanımızda durur
    birlikte ve içiçe yürürler hayatın yokuşlarında
    biri sonsuza kadar alıngan
    diğeri cesur
    sen meydanlarda büyümüş çocuk
    caddelerde ve sokaklarda
    her söze açık
    bir yapraktın belki
    esen rüzgarlarca kımıldayan
    hava kararır ve gökyüzü
    bütün yükünü boşaltırken üstümüze
    unutulmuş bir zamandan
    sesler ve sözler hatırlatan ellerinle
    dikkatli ve tedirgin basıyorsun hayatın tuşlsrına
    sen hangi aşkları içinde taşıdın da
    şimdi ölümün
    yorgun tayını gözlüyorsun
    kalabalıklardaydın sen
    dudaklarınla başkaları için
    sana ait olmayan
    tebessüm provaları yaparken
    ben seni meydanlardan kitaplara çağırdım
    antenler telefonlar zincirler biterken
    toplu sesler çıkardım içimden
    dağlar yankılandı
    meydanlar uğuldadı da
    sen duymadın
    sanki biz göçebeydik
    o insan bu insan
    hepsinin içinden geçtik
    duymadılar
    şimdi bize sunulan yırtık resimler
    ve parçalanmış binlerce hayat
    çok alıngan oluyor gökyüzü
    dokunsan ağlayacak
    kadınların bir mendilde kalıyor göz yaşları
    sokaklar
    bizden daha özgür ve telaşlı
    bense
    herşeye
    rağmen
    ve herkese aykırı
    ellerimde bir demet karanfil
    yine sana geliyorum..
    --spoiler--
    0 ...
  12. yusuf un gömleği

    1.
  13. kalan ve gidenlerin ardından bir bekleyenin beyanı;

    "Kalbini ferah tut Yusuf.

    Kalbimizi ferah tut

    Yakın bir müjdedir şimdi beklediğimiz.

    Sabırla denenmişken yüreğimiz, şimdi şükürdür denenmeyi beklediğimiz.

    Bitmedi imtihanlar Yusuf. Bitmeyecek Zindanlar gidecek, saraylar gelecek. Darlıkların ardını bolluklar izleyecek.

    Onca imtihandan sonra, onca güzel, dik tavırlarından sonra, Yusuf'un ben nefsimi temize çıkarma sözleriyle gel Yusuf

    Peygamberin başı önünde istiğfarlı fethi ile gel

    Gel Yusuf

    Gel ki, gömleği önünden yırtılan dünyaya, arkadan yırtılan gömlekleri gösterebilelim. Gel ki, utancını kaybeden dünyaya, hayâsını yitiren insanlara, en güzel ahlak dersini verebilelim. Ve gel ki, yıllardır bitmeyen şu kuraklığa bir çare sunabilelim.

    Gel Yusuf"
    2 ...
  14. habbaytek bi sayf habbaytek bi şiti

    1.
  15. bir gezgin adam

    1.
  16. Bir adam belki de en çok bir rüzgardır şimdi
    Sisli yabancı gölge gibi gezgin bir rüzgar
    Şehri bir yabancı gibi dolaşıyor
    Şehrin mabetleri bir bir tükeniyor
    Başlıyor içinde sonsuz susuzluk
    Avuçlarının içi terliyor.

    Erdem Bayazıt

    -rüzgâr; korkuyu getirmişti ya hani, işte o, aynı rüzgâr!"Bir adam belki de en çok bir rüzgardır şimdi" ..
    0 ...
  17. hüzün zaman zaman deli dalgalarla gelir

    6.
  18. "Hüzün zaman zaman deli dalgalarla gelir" ... hiç gidiyor mu ki acaba?!
    1 ...
  19. gidenin ardından

    11.
  20. gidenin ardından söylenenler; "mutsuz olmanı istemem ama mutlu olman için de dua etmem" *
    ne dinlesem ne söylesem nafile, giden gittiği ile kalıyor da kalan napsın, nereye gitse beyhude...her nota, her ses, her renk, her bakış hatırlamak an meselesi.

    1 ...
  21. gidenin arkasında bıraktıkları

    28.
  22. kaçarcasına geride bırakmak isterdim her şeyi; şehri, hatırayı, anıları... ama biliyor-d-um ki insan nereye giderse gitsin kendini de yanında götürüyor. kendiyle başbaşalık hiç bırakmıyor. zihin dopdolu taruzu ile o kadar yoruyor ki ruhu, kimden, neyden kaçıyorsun ki?

    sonra başucu kitabım dediğin bir kitaba elin uzanır, içine sıkıştırılmış bir not-oysa ki kaybettim diye içten içe sevinilen bir nottur o ve bugüne kadar nasıl görülmemiştir bilinmez- ondan, giden'den kalma minik minik yazılmış bir not; "05.03.2009 kavacık" tarihli... biliyorum nereye gidersem gideyim kendimden kaçamayacağım da bu notlar, hiç gitmeyen heyulalı hatıralardan daha kanlı canlı, daha vurucu.

    -keşke yağmuru çağıracak kadar güzel olmasaydın!
    3 ...
  23. yenilgi

    12.
  24. büyülü bir kelime adeta ...

    "yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır" diyor şair, zafere takatim var mı benim!

    keywords: yenilgi.
    0 ...
  25. bencillik

    57.
  26. seven birinin asla hak etmediği bir itham. aşığın hükmü bencil olmak değil mağdur olmaktır; halbuki o mağduriyetinden de şekva etmiyordur sadece içindeki volkana söz geçiremiyordur... giden umarsızca giderken kalanın göz yaşları mı bencillik, yoksa gidenin mutlu mesut yeni hayatı ile "huzur"u araması mı bencillik? ne çok bencil var!

    "Kilitli durur yirmi yaşım
    Kuyulara bağırırım adını.
    Durup durup bir akşamı seyrederim"

    demek mi bencillik gidip başka mutlulular aramak mı?
    0 ...
  27. gidenin arkasında bıraktıkları

    2.
  28. "resım cektiirmek zevkli olmuyor kı sana yollamadıktan sonra"

    derkenar; (imla hataları giden'e aittir)
    4 ...
  29. naat

    9.
  30. (...)
    güneşin
    koskoca beldeye suskunluk yaygısını serdiği
    yazlar yok
    yok artık altında suskun yolları saklı tutan
    karla örtülmüş kırların kışı
    gitti giden yerine gelmedi başka biri ...

    -gitti giden yerine gelmeyecek başka biri!

    (bkz: şehir ve sen)
    1 ...
  31. haddimi bilemedim evleniriz gibi geldi bana

    2.
  32. evimiz, yuvamız olur, ışığımız yanar, fakir soframız kurulur gibi geldi.
    sahil bahçesinde gazoz içerekten, gizli gizli mal-ü hülya kurardık.
    sonrada çarşılara giderdik.
    eşya beğenirdik, elden düşme.

    -meğerse ne saf insanlarmışız .. küçük ama bağlılık dolu bir hayata razı olmayanın ardından sarfedilen haykırış. hayır hayır haykırış falan değil, bu bir sayıklama!
    4 ...
  33. gitmek

    192.
  34. (...)

    Gitmeni yalanlayan kuşlar bul

    Bir küflü yorgunluk
    Zamansız bir deniz kaldı
    Gecenin avuçlarında

    Hem varım sanki yokum

    .
    .
    .

    (gonca özmen -sanki yokum)
    1 ...
  35. vurgun yedim

    23.
  36. haram edip
    uykuları bölmeseydin
    ihaneti hoşgörürdüm bilmeseydin
    hain değil
    zalim değil, vicdansızsın
    taş yürekli olduğunu bilemedim
    vurgun yedim
    bu sevdadan vurgun yedim

    -daha ne desinler ki .."türkçe sözlü hafif batı müziği" ile dağılmak bu olsa gerek!
    1 ...
  37. şehir ve sen

    1.
  38. "düş sokağı sakinleri" nin unutulmaz parçası "seni tanımayan yok bu şehirde" de geçen, şarkının en acıtan kısmı. mekanın aklı, zaman ve zemin, şehir ve sen.. tüm kuşatıcılığı ile şarkıda.

    şehir ve sen... ne çok şey söylenir üstüne.

    (...)
    güneşin
    koskoca beldeye suskunluk yaygısını serdiği
    yazlar yok
    yok artık altında suskun yolları saklı tutan
    karla örtülmüş kırların kışı
    gitti giden yerine gelmedi başka biri ...

    -gitti giden yerine gelmeyecek başka biri!
    1 ...
  39. unutulmayan anılar

    5.
  40. ömrübillah dinlenmeyen bir şarkı sözü dahi olsa, "o" söylediği için unutulmaz, unutulmayandır; "ben sana baka baka çiçek açtım"
    1 ...
  41. yusuf ile züleyha

    28.
  42. (...)

    "yusuf, dedi, kelamım artık sende hükümsüz. ama kelamımın hükümsüz kaldığı bu yerde beni küçümseme. bil ki kelamdan da ötede sadece ah var, ah ki dünya onun üzerinde durur, gökkubbe onun hararetiyle döner.."

    -bir ekim yaşanmışlığı.

    ah! yitip giden ..
    1 ...
  43. otağtepe tema vehbi koç parkı

    2.
  44. http://ekonomi.haberturk....9120-bu-yesile-kiymayalim

    yıkılıp yerine "otoyol ve köprü bakım ve işletme kontrol şefliği" yapılacakmış. orası geçtiğimiz "aralık"ta yıkılmamış mıydı? yada ben mi öyle hatırlıyorum!
    0 ...
  45. ah müjgan ah

    53.
  46. (...)

    "ve de her ne hikmetse o da bana gönüllüydü.
    öyle bir sevdim ki müjganı, dünyamı şaşırdım,
    haddimi bilemedim, evleniriz gibi geldi bana.
    evimiz, yuvamız olur, ışığımız yanar"

    -bilemedim nerden bileyim ki!
    2 ...
  47. gitmek mi zor kalmak mı zor

    110.
  48. ilk okuduğumdan beri içimi acıtan bir "leyla ipekçi" yazısı. yıllar geçti, gidenler ve kalanlarla dah da manidar oldu... sahi gitmek mi zor yoksa kalmak mı? elbette umutsuzca beklemek zor!

    "kalanlar

    kalmanın hayatı kavramaya iten bir başka yanı daha vardır. sabretmek. ayrılık kalan kişi için iki kere zordur. gidenin hüznünü de paylaşır, özlemini de. öte yandan kalmanın sorumluluğu giderek terbiye eder kişiyi. zamana ve mekana bakışını kökünden dönüştürebilir bazen. gitmek evet hüzünlüdür. ama kalanın sabır eşiğinin genişlemesinde gidenin hüzün, özlem, kavuşma arzusu gibi tüm 'haller'ini üstlenmesinin rolü büyüktür. kalan, biraz da tüm zamanları kuşatandır aynı zamanda."
    0 ...
  49. yaşamak umrumdadır

    7.
  50. ismet bey kusura bakmayın, şiirin aksine "yaşamak umrumda değil" ..

    Sana bir karşılık vereceğim
    toprağı deşen boğuk sesimle
    sana bir karşılık vereceğim
    amansız kum fırtınası altında
    sana bir karşılık vereceğim
    birbiri üstüne yığılırken günler
    ey taşan suların imkânı
    ey taşan suların bekâreti sana
    bir karşılık vereceğim.
    2 ...
  51. bir yusuf masalı

    3.
  52. "beni üzüntünün koynunda beklet
    orada tohum serpecek kadar"

    ismet özel.
    1 ...
  53. hayatın tek karikatürlük özetleri

    1.
  54. tek şarkı, tek cümle, tek film, tek kitap ...ve saire. hayatı özetlemeye yarayan enstürmanlardan biri de karikatürler olacaksa benimkisi şu sert ve acıtan çizgiler olur. detay ve tespitleri ile kırıp geçen umut sarıkaya' nın burun kemiklerimi sızlatan karikatürü.

    bir de burdan yakın bakalım: (img:#238225)

    bir de şu var, alakalı mı bilemedim

    *

    nikah resimlerimizi de çektirdik.
    sonra karpuzcu raşit ağabeyinin kayınbiraderine borç ederekten nişan yüzüklerimizi de yaptırmıştık.
    ama müjgan takmadı bunu takamadı uçuverdi elimden.
    meğer gizlice altın bir kafes bulmuş kendine.
    müjganın gelinliğini hususi diktirmişler,
    benim gibi kiralık tel duvak almaya kalkışmamışlar.
    öyle sevindim ki. mesut ve bahtiyar olsun diye dualar ettim.
    müjgan gibi bende birbirimize ettiğimiz sözleri ettiğimiz yeminleri unuttum.
    bir daha mahalleye gelmedi müjgan, gelemedi.
    bizim dar ve eski sokaklara otomobili sığmıyormuş dediler.
    senede birkaç ay zaten avrupa'daymış dediler.
    zaman şifalı bir ilaçtır unutursun dediler,
    unuttum bende. hiç aklıma gelmedi.
    hatırlamıyorum bile müjganı. hatırlamıyorum

    *

    4 ...
  55. gün

    30.
  56. dakika'ya üç hayal/özlem düştüğü zaman dilimi.
    0 ...
  57. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2024 uludağ sözlük