yabancı dilde eğitim

entry41 galeri0
    16.
  1. bir nesil vatan evladını pozitif bilimlerden tiksindirten büyük eğitim yanlışlığı.

    şöyle ki sistem değiştirilmeden önce hatırlarsınız ki anadolu liselerine lisede değil ortaokulda girilirdi.
    yani henüz ilkokulu yeni bitirmiş gevrek bünyeler birden bambaşka bir dünyayla yani yabancı dille tanışırlar ve hazırlık denen sınıfta 24 saat yabancı dil(ingilizce) eğitimi almak üzere programlanırlar. halbuki daha oyun çağıdaydık bee yavv..
    neyse buraya kadar problem yok. yabancı dil öğrenmenin neresi kötü ki iyi ki de öğrendik. o kısmı güzeldi eğlenceliydi.
    ya sonrası hazırlık bitti ve işte ızdırap orda başladı.
    90' lı yılların başında anadolu lisesine başlayanlar bilir matematik ve fen bilgisi dersleri de ingilizce verilirdi o vakit.
    işte ırzımıza geçmeye o zaman başladılar. ilkokuldan getirdiğimiz sayısal bilgimizle; bize yabancı dille aktarılan kavramları öğrenmemizi anlamamızı beklediler bizden.
    nasıl büyük bir eğitim planlaması faciasıdır bu hala anlayabilmiş değilim.
    eğitim psikolojisi okumuşlar bilirler ki zaten o yaş grubuna dahil olan çocuklar henüz ergenliğin eşiğindedirler; soyut ve analitik düşünmeye henüz başlamaktadırlar.
    böyle bir ortamda sen de kalkıp bu çocuklara hala temel sayılabilecek eğitimi yabancı bir dille veriyorsun.
    hem de kimlerin elinden.
    kesinlikle bu işin ehli olmayan mevzubahis konuyu yabancı dille nasıl aktaracağını bilmeyen ama yine de bu konuda kasan sonradan çat pat öğrendiği yabancı diliyle bu işi kotarmaya çalışan yetersiz öğretmenlerle.
    bunun sonucunda maalesef o kayıp yıllarda sayısal temelini oluşturamamış zavallı bireyler yetiştiyorsun.**
    o yıllardaki fen bilgimden geriye kalan sadece şu: mitochondri is the powerhouse of cell membrain. iyi de kardeşim bu mitokondriyi sana sınavlarda ingilizce mi sordular hayır.
    ha noldu sonra öss' de topu topu üç tane fen sorusu çözdüm üçü de yanlış çıktı*
    bu olayda benim de mallığım var ama suçun büyüğü bize bunu reva görenlerde.
    1 ...
  2. 15.
  3. CHN 201 yani çince dersini hocanın turkce bilmemesınden dolayı ingilizce işlemek..
    (bkz: babalara gelmek)
    0 ...
  4. 14.
  5. bir dönem ingiltere sömürgesi durumundaki hindistan'da öğrencilere logaritma tablolarının ezberletilmesinden farksızdır. amacı bellidir, "düşünemeyen bir toplum yetiştirmek". ingilizler hindistan'da öğrencilerin logaritma tabloları ezberleyerek bilim yapmasını neredeyse imkansız hale getirmeyi amaçlamıştır, mantık çok basittir. bir kaşifin kıtaların koordinatlarını ezberlemesi gerekmez, onun işi keşif yapmaktır, gerektiğinde kitabı açıp ilgili yerin koordinatını öğrenebilir, aynı mantıkla eğer bilim yapacaksak bunu kendi dilimizde yaparız, daha sonra gerekirse ingilizce, almanca, vs. bilimum dillere çevirebiliriz. burada mesele tüm dünya ülkeleriyle bir konuyu tartışabilme değil hiçbir dünya ülkesi ile hiçbir konuyu tartışamamaktır. dil yalnızca yazarken ya da konuşurken kullanılmaz, aynı zamanda düşünürken de dili kullanırız, dilimizi ne kadar iyi bilirsek o kadar iyi düşünürüz çünkü düşünce kavramlar üzerinden yürür, kavramlarsa dilin zenginliğine bağlıdır. dolayısıyla ingilizce eğitim alırken aslında biz aldığımız bilgiyi önce türkçeye çevirir, sonra "türkçe" düşünür, cevaplar ve sonrasında tekrar ingilizceye çeviririz. ingilizce düşünüp cevap vermeyiz kısaca, burada ingilizce eğitim almak bizim bilim yapmamızı zorlaştırmaktan başka bir işe yaramaz. eğer bir ingilizce tartışacaksak ayrıca teknik ingilizce öğrenir, o konuyu da bu şekilde çözüme kavuştururuz ama dediğim gibi amaç bu değil, amaç bizim bilim yapamamamız, dünyanın hiçbir ülkesinde fen bilimleri anadil dışında verilmez, sömürge olmadığınız sürece.

    einstein şüphesiz ingilizce düşünmüyordu, ingilizce not tutmuyordu, almanca düşünüyor, almanca notlar alıyor, kuramlar geliştiriyor ve yine almanca o kuramları yazıyordu, bunların ingilizce ya da türkçe'ye çevrilip çevrilmemesi ise yaptığı araştırmalara bağlıydı, ingilizce bilip bilmemesine değil.

    benzer bir örnekle yazımı noktalayayım, efendim lisede bu fakir fizik dersini bir dönem ingilizce almıştı, sağolsun anadolu liselerimiz -ki bir dönemin fen liseleri ile en iyi eğitim veren kurumlarıydı- bu tip ilginçlikler yapıyordu. acceleration, displacement, velocity, distance, vs. derken hız problemlerini ingilizce çözüyorduk, bir ara türkçe sorularla karşılaştım, çok basit olmasına rağmen soruları çözemiyordum, delirecektim, ben formülleri kullanırken velocity gördüğüm değeri v yerine yazıyordum, soru türkçe olunca afedersiniz dut yemiş bülbüle dönüyordum, o zamanki küçücük aklımla buna anlam verememiştim, bu yabancı dilde eğitim pis kaka demiştim ama şimdi çok daha iyi anlıyorum ve hemen herkesin benimle aynı düşünmesine rağmen neden hala ingilizce eğitim alıyoruz anlamıyorum, üniversite dördüncü sınıftayım, hala boundary value problems görüyorum, ulan bölümün en kasış derslerinden, kısmı türevin alası var, hangi şerefsiz bunu ingilizce yaptı, yatacak yeri yok, söyleyeyim.

    küçük bir sömürge olduk haberimiz yok, başka bir açıklaması yok çünkü, hem öğrenciler, hem öğretim üyeleri, hem dil bilimciler aynısını söylüyor ve biz bunu yap(a)mıyorsak başka(!) şeyler var. ben kendime, ülkeme, geçmişime yakıştıramıyorum, ağrıma gidiyor, bilinsin.
    1 ...
  6. 13.
  7. matematigi,kimyayi zaten kendi dilinde cozemeyen yurdum insanina gecilecek en buyuk kiyak(!)..gerci artik bizden gecti ama gelecek nesile de zeval gelmesin
    1 ...
  8. 12.
  9. bir dönem anadolu liselerinde yapılmış fakat tutmamış eğitim şeklidir. anlamsızdır. tğrkçe gibi zengin bir dile sahipken, her şeyimizi ingilizce veya başka bir dilde öğrenemeye çalışmak acizlikten başka bir şey değildir. yabancı dil öğrenilmesi gereken fakat kulu kölesi olunmaması gereken bir şeydir. oktay sinanoğlu'nun bye bye türkçe isimli kitabında da konuya derinlemesine açıklık getirilmiştir.konunun daha iyi anlaşılması için, bu kitabın okunması tavsiye olunur.
    2 ...
  10. 11.
  11. ülkemiz öğrencilerinin genelde istemedikleri ve zorlandıkları eğitim şeklidir.
    1 ...
  12. 10.
  13. ileride yapacağın işi yabancı dilde öğrenmektir.bütün terimleriyle mesleğini yabancı dilde öğrenmek ileride işini yürütürken diğer insanlarla iletişimini zorlaştırır.insanın öğrencilik hayatında da meslek hayatında da gereksiz zorluklar yaşamasına sebebiyet veren bir durumdur.
    1 ...
  14. 9.
  15. bilgi tüketmek, teknolojiyi ve gelişmeleri takip etmek için yabancı dil bilmek şarttır ama bilgi üretebilmek için ana dilde eğitim görmek, ana dilde düşünmek gerekir. yabancı dil öğrenmenin tek yolu yabancı dilde eğitim görmek değildir.
    1 ...
  16. 8.
  17. okuldan mezun oldugunuzda iş basvurusunda bulunurken istenen en önemli sart olan yabancı dili artık hayatımızın taaam ortasına getiren okullar. türkçemizzzz elden gidiyorrrr.
    bide öğrenmek için deve yüküyle para verilen okullarda diyebiliriz...
    1 ...
  18. 7.
  19. üzerine çok şey söylenesi ama özetle örtük biçimde sömürge devleti olmanın diğer adıdır.
    2 ...
  20. 6.
  21. abece devrimini üç ayda yapmış atatürk'ün çocukları olduğumuzdan, terkedilmesi imkansız olmayan eğitim biçimi.
    2 ...
  22. 5.
  23. genel olarak sevimsiz ve hatta aşağılayıcı gibi gelsede,

    özellikle mühendislik bölümlerinde icraası bazen mecburiyet haline gelen durum.
    bilhassa bilgisayar mühendisliği gibi neredeyse 6 ayda bir güncellenen ve türkiye gibi neredeyse hiç birşey üretmeyen bir ülkede eğitimi nasıl sağlayacaksınız.
    bir kitabın alınıp türkçeye çevrilmesi,satılması,müfredata girmesi en azından 5 yıl almaktadır.
    türkçe eğitim yaptığınızda dünyayı teknolojik açıdan yıllar öncesinden takip etme durumunda kalırsınız..

    maalesef..
    ama yabancı dilde yaparsanız,şu anda ABDdeki bir öğrenci kullandığı kitabı ve uygulanan müfredatı kullanırsınız.

    acıdır,ama gerçektir...
    4 ...
  24. 4.
  25. bilim anadilde öğrenilmelidir. fakat;
    her yabancı dilde eğitim gören insana da "ülkesini sevmeyen, dilini korumayan insan" olarak bakmamak gerekir.
    önemli olan bu ülke için bir şeyler yapmaktır.
    bunun da sadece anadilde egitim görerek yapılacağının garantisini kimse veremez.
    5 ...
  26. 3.
  27. gorus acisi turkiyeden oteye gecemeyen insanlarin, neyi elestirdiklerini bilmeden elestirdiklerinin ismi olmustur yabanci dilde egitim. yabanci bir memlekete gidip orada okuyanlarin gozden kacirilmasindan bahsetmiyorum. elestirilmege calisilan sey, turkiye'deki egitim sistemi.. hatalari, eksikleri acikca gorup analiz etmektense bi isimle yaftalayip, sora vurun kahpeye tadinda gozleri kapali saldirmak ne kadar da kolay geliyor insanlara.

    efendim, egitim sadece ve illa ki bilimle alakli bir sey degildir bu bir. bilimin kendi dili vardir ve bunun uzerinde pek de oynayamazsiniz zaten. ve her dil bilim dili olamaz. bilim dili olmak yuzyillarin getirdigi kulturel ve arastimaci bir birikim sonucunda, mukemmellesmis bir dil ister. keza edebiyat dili diye bir sey de mevcuttur. her dilde edebiyat yapilmaz, yapilsa da belli bir kalite seviyesinin uzerine cikilamaz. vahiy dilleri de vardir bir de, vahiy her dilde inmez. belli bir seviyeye gelmis, belli bir dunya anlayisiyla yogrulmus dillerde gelir, ve o dilleri daha da mukemmellestirir. bir de konusma dilleri vardir ki, artik gunumuzde yazi ve yazmak her ne kadar ele ayaga dusmus de olsa, her yazilabilen dil yazi dili olamaz.

    neyse evet, simdi uc dort tip dilden bahsettik. bilim, edebiyat, vahiy, konusma gibi. bunlar salt dilleri tasnif etmek icin uretilmis degildir. ayni zamanda dillerin kendi icinde de acik bir sekilde katmanlar vardir ki, onlara da tekabul ederler. binaenaleyh, yabanci dilde egitim zorunlu ve kacinilmazdir.
    eger, mesela, turkce'de bilim egitimi yapmak istiyorsaniz, turkcenin konusma dilini kullanamazsiniz. bir bilim dili olusturmaniz gerekir, ve turkcede boyle bir mefhum cok yakin zamana kadar yoktu. peki, ne yapildi, anadilde egitim gibi bir mefhum ortaya cikarildi. ve bilim jargonu, terimleri ve anlayisi turkcelestirilmeye calisildi. ancak, boyle bir dilin oturmasi yuzyillar alir, ve buyuk adamlarin cikmasini gerektirir. sadece o degil, sosyal ve ekonomik sartlarin da, en azindan cevre kulturlerin de buna katkida bulunmasi gerekir. yoksa, hali hazirdaki egitim sisteminde oldugu gibi, turkce, egitimin kalitesini sinirlayan bir olgu olmaktan oteye gecemez. cunku zaten aslinda yabanci olan bir dil, yeni hicbir sey uretmeden, turkcenin sinirlari icerisine sigistirilmaya calisiliyor ve turkcenin yetersiz geldigi yerlerde bilim kisitlaniyor. keza diger bahsettigim dil cesitleri icin de bu gecerlidir.

    kabul edilmesi lazim artik, turkce iyi bir konusma dilidir, ve konusma dili olarak diger bircok dilin de otesine gecmistir. ama ne bir bilim dili, ne bir vahiy dilidir. edebiyat dili olarak da, arapca ve farsca'daki kokenlerine bagli kaldigi kadariyla basarilidir. ozturkcelesmis bir edebiyat, "yazin" olmaktan oteye gecememekte ve tadi tuzu olmayan bir nevi keciboynuzuna donmektedir.

    ayrica, turkce/(#128870).
    3 ...
  28. 2.
  29. çoğu insanın evrenkentten mezun olurken pek fazla bir şey öğrenememesine sebep olan, fakat mezun olduktan sonra * iyi para kazanmaya yardımcı olan şey.
    3 ...
  30. 1.
  31. aslında çok zor olan, bilim ana dilde olmalıdır mantığıyla çelişen bir sistemdir.
    ha başarılı olanlar yok mudur, elbette vardır.
    ülkemizde bilumum evrenkentimizde vardır bu eğitim.
    en yaygın diller ingilizce, almanca ve fransızcadır.
    oktay sinanoglu der ki:
    yabancı dil öğrenilmelidir elbette; fakat bilim ana dilde öğrenilmelidir.
    7 ...
© 2025 uludağ sözlük