bugün

bir atıf yılmaz filmi. kapitalizm yergisi, sosyalizm övgüsü.
Anlayana tam bir başyapıt film.

Filmde muhafazakar kesim itibarsizlastirilmaya falan calisilmiyor. Bir sahnede şapka takma zorunluluğuna bile giydirilmiş. Filmi götünüzle izlemeyin.
tamam insanların paraya değerinden fazla önem vermesini eşek üzerinden anlatarak gerçekleri komik bir dille anlatmış. fakat o hacı adamın sırf para uğruna yaptıkları dinini nasıl sattığı ve hacının türbanlı kızının tıpkı bir orospu gibi gösterilmesi tek tek ince ince işlenmiş. dizinin asıl gayesi kemalist sol kesimin sağ muhazakar kesmi itibarsızlaştırılmaya çalışılmasıdır. burdan şu sonuca çıkıyoruz kemalistlerin çoğusu kemal sunal da dahil müslüman değildir müslümanlıkla hiçbir ilgisi yoktur. bu din düşmanlarının dini itibarsızlaştırmasına karşın hükümet tarafından gerekli önelemler alınmalı.
eğer milli piyango sonucunda kazanmışsa parayı ticarete veya benzeri işlere yatırmadıkça o para yok olur.
klasik boş beleş kemal sunal solculuğu filmidir. sağ kesimle sözde alay eder şimdikilerde olduğu gibi. alay ettikleri kesim her seçim bunların da ellerine verir.
Sansürsüz versiyonunun maalesef paylaşılmadığı film.kemal Sunal un etliye sütlüye karışmadığı söyleniyor ama bu filmde oynaması bile bir duruştur.solcu sağcı diye ayırmadan.en sevdiğim sahneler evinin duvarına yazılan slogana kızıp daha sonraki sloganı kendisinin tamamlamasıdır.güzel mesajlar içeren zübükle beraber en güzel filmlerindendir.ibirilerinin işine gelmememiş,ezilen işçiyi güzel anlatmışlar. https://m.youtube.com/watch?v=ZJu_X-AUpJk
Yıllar sonra sansürsüz kısmını izleyebildim. Oldukça çarpıcı aslında son kısımları hele Kemal Sunal Yürürken söyledikleri. Bu filme komedi filmi demek hiç içimden gelmiyor. Çağının ötesinde bi film.
Açıdan çıkmıştır.
Tv'lerde yıllarca bize "bir eşeğin sıçma macerası" olarak gösterilmiş, Türk sinema tarihinin belki de en önemli siyasi taşlama filmidir.
Babasının malı mülkü çok olup ailenin tek çoçuğu olan adamdır net.
aşağıdaki videoda filmde görünmeyen kareleri görebilirsiniz;

https://www.youtube.com/watch?v=2CUYQ1ZzGho
Harika bir film. Toplumu iyi analiz etmiş bir senaryo ve usta oyunculuk.

Para uğruna eşeğe hürmet gösteren insanlar. Şimdikilerle ne farkı var.
siyasi içerikli bir komedidir döneminde sansüre uğramıştır 1 mayıs işçi emeklerin görüntüleri bazı çevreleri rahatsız etmiştir eşek etrafında dönen olaylar bize insanoğlunun çıkarı için yapmayacağı şey yoktur mesajı verir .
benim yaptığım "en iyi kemal sunal filmleri sıralaması" içinde birinci sırada yer alan kemal sunal filmidir. sansürlü veya sansürsüz olarak izleseniz de gereken mesajı alırsınız. ayrıca bir komedi filmi olmasında rağmen ben de garip bir hüzün yaratır her izlediğimde.

adem filmin ilk yarısında saf uyanamamış, kısa yoldan köşeyi dönme hayali olan mahallede hacının kızı olarak bilinen halkın tabiriyle "çarşaflı orospu" olarak görülen Şükran'ı sevmektedir. burada kemal Sunal'ın klasik şaban filmlerindeki saf ve masum halini görürüz. filmin gideceği yola dair izler adem'in gördüğü rüyalarda gizlidir. sür-realist bir tekniğin kullanıldığı bu rüya sahnelerinde adem'in bilinci apaçık ortaya konur. ayrıca o dönemin Yeşilçam'ında görülen seks furyasının izleri de gözükmektedir. Halil'in telkinlerine kulak asmayan adem aynı anda yaklaşan 1 mayıs eylemleri nedeniyle evinin duvarlarına yazılan yazıları da "yine kirletmişler" diyerek silmektedir. karakter oluşum sürecine bu şekilde girer. Adem odacılığını yaptığı şirkette yaptığı yanlışlık yüzünden kovulur. Bunun üzerinden Amerika'dan gelen miras haberi gelir. Adem bir anda itibar görür ve ona evler arabalar verilir. Fakat gelen mirastan eşek çıkması üzerine tekrar dışlanır. Eşeği doktora gösterten adem eşeğin boş olduğunu ve boynunda eski yazıyla "eşeğin ona gerçeği göstereceği" yazdığını öğrenir.

Karakter filmin bu bölümünde bilinçlenmeye başlar. Bir gazetecinin yardımıyla eşeğin karnında elmas yalanını uydurur. Herkese eşeğin karnında elmas var yalanına inanır. Şirket yöneticileri tarafından üst mevkiye getirilir. Eşekte şirkette bir makam sahibi olur. Bu sıralarda Adem Şükran'ın onu sevmediğini anlayınca karakter gelişimini tamamlamaya başlar. Yine filmin ilerleyişine dair sürreal ögeler gördüğümüz rüyadan uyandığı bir sabah 1 Mayıs eylemleri nedeniyle yazılan yarım kalan bir yazıyı sabahında kendisi tamamlar böylelikle aslında karakter oluşum sürecini tamamlar. Eşeğin karnındaki elmasın bok nöbetiyle çıkmasını teklif eden adem, Bu noktadan sonra şirket yöneticilerin ve hacının neredeyse insanlıktan çıktığı 30 nisan gecesine kadar onlardan bir nevi intikam alır ve gerçeği keşfeder. Halil'in tavsiyesine uyar ve fabrikada işçi yazılmaya karar verir. 1 mayıs sabahı uykusunda 1 mayıs şarkısını mırıldanırken uyanır. bu sırada eşek sıçar ve karnında elmas olmadığı anlaşılır. eşeğin bokunu bekleyenler onun bokunu elleriyle karıştırmakta, insan olanın yapamayacağı şeyler yapmaktadır.

adem sokağa çıkarak "şimdi ne yapacağım. hiç mi adam yok, neye inanacağız neye güveneceğiz?" diyerek yürür. uzun zamandır biriktirdiği otomobil, ev, kamyon kuponlarını yırtıp atar. umutsuzluk içindeyken 1 mayıs işçi bayramı yürüyüşü onu içine alır, adeta kucaklar. sloganlar ve 1 mayış şarkısı ile film biter.

Amerika'nın dayattığı her boku yememiz ve zengin ile fakirin durumuna, sömürü düzenine dikkat çeken bir filmdir köşeyi dönen adam. genel olarak filmin sansürsüz halinin izlenmesi tavsiye edilir. paralı olduktan sonra bir eşeğin bile itibar görebileceği açık olarak anlatır. ayrıca reklam, şirket, kapitalist ögelerin ve günümüzün modern insanın daha iyi anlaşılabileceğini düşünüyorum. kemal Sunal'ın mükemmel oyunculuğu ile benim için basit bir film olmaktan çıkmış, iyi, sağlam ve hüzünlü bir insani eleştiri haline gelmiştir.
sansürlü halini izlediğiniz de b.k gibi film diyorsunuz çünkü kese kese geriye bir şey kalmamış oluyor.
Herkesin hayalini kurup çok az kişinin başarabilmesine rağmen her zaman hayal dünyamızda önemli yer işgal eder .
sansürlü halleri sebebiyle çok az insanın bildiği, çok kritik ve dönemine göre cesur bir mesaj veren filmdir:

--spoiler--
http://alkislarlayasiyoru...final-1-mayis-goruntuleri

özetlemek gerekirse gördüğünüz ve yaşadığınız her şey illuzyondur, asıl kurtuluş sosyalizmdir... der film.

--spoiler--

öte yandan filmde mennan'ın mütedeyyin kesme koyduğu kapaklar bugünü bile görecek kadar klas ve klasiktir.
"amerikan osuruğu" deyimini lügatımıza sokmuş yeşilçam filmi. başrollerinde kemal sunal ve ali şen gibi iki büyük üstadın oynadığı filmin özellikle eşeğin karnındaki elmasın çıkması için beklenen bok nöbeti ile güldürmektedir.

filmde geçen şu replik ise unutulmazdır;

elinde satırla eşeği kesmeye çalışan hacıyı, adem (kemal sunal) yakalar;

- hacı; dıraş oluyom oğlum dıraş oluyom *
insanların para uğruna ne kadar alçalabileceklerini gözler önüne seren filmdir. rahmetli kemal abi ne güzel ders verir gibi eserlerde rol alıyordun.. mekanın cennet olsun..
ben bu filmi, çoğu 80 sonrası doğmuş olanlar gibi ezbere bilirim. ama ezbere bildiğim şekli 90'Lı yıllarda tv'lerde yayınlanan sansürlü şeklidir. biz bu filmi basit bir türk komedi filmi sanırdık ta ki internetten sansürsüz şeklini izleyene kadar.

bir kere bu film buram buram 70'li yıllar kokar. Kıbrıs barış hakeratından sonra var olan Amerikan ambargosu, o yılların siyasetine damga vurmuş iki isim (Süleyman demirel, Bülent Ecevit), yükselişe geçen işçi ve emekçi kesim, yine yükselişe geçen sol hareket ve yine yükselişe geçen emperyalizm. bu filmde hepsinden birer parça bulursunuz.

filmin en ilgi çeken sahnelerinden biri de kemal Sunal'ın evsiz barksız parklarda sabahladığı bir gün simitle karnını doyurması ve ve tam o an bina duvarlarındaki devasa reklamlardır. zengin ile fakir arasındaki uçurum bu sahneyle çok güzel anlatılmıştır.

filmde ara sıra duyduğumuz 1 mayıs marşı ve filmin sansürlü son sahnelerini içeren 1 mayıs yürüşü sinema tarihinin en güzel siyasi filmlerinden birinin ortaya çıkmasını sağlamıştır.

çoğu insanın bildiği gibi bu film salt bir eşeğin sıçması üzerine kurulu değildir. komedi ile birlikte harmanlanan siyasi göndermeler bu filmi değerli kılar. umur bugay, Müjdat gezen ve atıf yılmaz kamera arkasından filmi mükemmel şekillendirmişken, kemal sunal da o karışık dönemlerde bu filmde rol alarak siyasi kimliğini belli etmekten çekinmemiştir.
az önce kanal 7de izledim ve hiç sansür yoktu şaşırdım.sonunda 1 mayıs yürüyüşüne filan katılıyor falan.kemal sunal filmlerinin alışılmışın dışında çok siyasi mesaj veriyor.
müthiş bir filmdir, biraz komedi, biraz hüzün güzel bir karışımdır.
sansür sayesinde daha çarpıcı bir finali olan filmdir.
gülmelerin bitiminde o biçim ders de alınan baş yapıt bir filmdir.

--spoiler--
patronunca bazı kurnazlıklara alet edilen saf bir işçidir. hile hurda bilmediğinden patronla uyuşmaz, kovulur. kovulmuş ve ayak takımı bir adam olduğundan ve dolaysıyla kendisine kız verilmediğinden genç kızı arkadaşın gazıyla kaçırmak ister. hem de halıya yanlışlıkla annesini koyup kaçırarak... ve daha da önemlisi niye ve nereye kaçırdığını bilmeden... kendini ele verir başaramaz. tam bu pozisyonda boş boş dolanırken amerikan konsolosluğundan gelen bir araba bu gencin amerika'daki akrabasından kendisine bir miras kaldığını haber verir. kendisini sırtlamaya gelenler sokağı bayram yerine çevirir. artık o el üstündedir. ve etrafındaki tüm kalleş adamlar bu adamın iti köpeği olur. ancak bir ordu kadar insan mirasını teslim almaya gittiğinde
mirasın sadece bir eşek olduğunun görür. burda gence sövmeler mi tükürmeler mi dersin artık... velhasıl eşeğiyle yalnız kalır. ama midesinde en azından elmas filan gizlendiğini düşünüp eşeğin filmini çeker fekat eşeğin sadece gazının olduğu anlaşılır. ama o elmas bulunmuş gibi davranarak tüm insanları karşısında eşeğe çevirmeye başlar... etrafında paraya tapan herkesi maymuna döndürür... şöyle: eşeğin altına teşti koydurtup her kakasını yapışında içinden çıkacak elması nöbetle kontrol etsin diye sevdiği kızın babasını, patronu ortaklarını filan iyice yerin dibine sokup intikamını alır...

ve işte tüm bu olanların ardından yine boş boş sokaklarda dolanırken "e, şimdi neyapacam?" cümlesi vardır ki filmin en hoşuma giden yeriydi diyebilirim.. adam intikamı almış.. ama "e, şimdi ne yapacam?" diyor ya... güle misin ağlaya mısın? böyle tuhaf bir ruh halinin üzerine 1 mayıs işçi yürüyüşünü farkedip hemen aralarına karışıp sloganlarına eşlik eder...

--spoiler--

izleyen çoktur; ama izlemeyen varsa gidip mutlaka bir baksın.
türk televizyonlarında en ilginç sansür hareketine maruz kalmış filmdir. şöyle ki;

--spoiler--
filmde iki aşamalı bir sansür vardır. ilk aşamasında filmin içinde yer alan 1 mayıs ile ilgili tüm sahneler kesilmiş (duvar yazıları gibi), ikincisi, filmin sonunda kemal sunal' ın oynadığı karakterin 1 mayıs göstericilerinin arasına katıldığı son bölüm toptan kesilmiştir. bu yüzden bu film uzun süre şöyle bir replikle bitmiştir;
kemal sunal- bok nöbeti sırası kimde?
meral orhansoy- (kahkaha atar)

son!
--spoiler--