bugün

"senin teleskopla baktığın günlere, ben mikroskopla baktım. senin hatırlayamadıklarını, ben unutamayacağım."

(bkz: emrah serbes)
(bkz: deliduman)
En tehlikeli kelime nedir olric ?
-Ama’dır efendim bana göre…
-Neden olric ?
-Önceden söylenen her söylemi veya kelimeyi öldürür! Mesela, seni seviyorum ama… gibi."
— Oğuz Atay, Tutunamayanlar
görsel
herkes mi yalnız olur? ne zor işmiş bu arada kalan nesil olmak... çocukken bizimkileri izleyerek büyümüş bir nesiliz biz ama nip tuck'a da yetiştik. çocukken saklambaç oynamış nesiliz biz ama warcraft'a da yetiştik. çocukken ev telefonu kullanmış nesiliz biz ama cep telefonuna da yetiştik. insanlarla kafelerde buluşup sosyalleşen nesiliz ama facebook'a da yetiştik. ve bu bizim lanetimiz oldu. bizden önceki nesil bizimkileri'i izledi sadece, okullarını bitirdi evlendi, çocuk yaptı. bizden sonraki nesil bizimkiler'i hiç izlemedi. aile kurmayı düşünmüyor. mutlular; internetleri, stüdyo evleri ve modern hayatlarıyla. peki ya biz neyiz ? biz ne yapacağız ?

barış efendioğlu - neden evlenmedim
’‘Senin bu kadar mutlu olmana, ancak senden bir şey almaya hazırlandıkları zaman izin verirler.“
Uçurtma avcısı.
'Bir aralar yanımda şehirden şehre bir kafatası gezdirirdim; onu eski bir kilisede bulmuştum. Kilisedekiler mezar kazarken yüz yıllık iskeletlere rastlamışlar. Onların isimlerini ve doğum tarihlerini tespit ederek kafataslarının üstüne yazmışlar. Yanak kemiklerinin üzerlerine de gül ve unutma beni çiçekleri çizmişler. Yıllarca yanımda taşıdığım o caput mortuum 1811 yılında yirmi iki yaşında ölen bir kıza aitti. Bu yüz otuz üç yaşındaki kıza çılgınlar gibi aşıktım ve ondan ayrılmaya kesinlikle dayanamayacak bir haldeydim...

Yanımdaki bu yaşayan kafa bana o ölünün kafasını hatırlatıyor. Bu kıza baktığımda içimden resim yapasım, yanak çukurlarına çiçekler çizesim geliyor.'
‘’Sonu gelmeyen an, ulaşılmayan zaman yoktur. Büyük bir tutku ile beklenilirse, zaman geçtikçe beklenilen günün yaklaştığı sanılır. Bir yıl mı geçti? Daha iyi denilir, hazırlanacak zamana ihtiyacı vardı. iki yıl mı geçti? Gelmesi yakın…’’
Doğunun limanları
"Geceleri gökkuşağına boyamak mıdır suçum?
herkes bağırırken şiirler okumak mı?
susmak mı sözün bittiği yerde? kusmak mı sindirebildiklerinizi?
apansız uykum kaçıyor kaç gece, bu da mı aleyhime kanıt?
sondan saymaya başladım adları-böyle hoşuma gidiyor-
beğenmeseler de seviyorum ellerimi,
hep olmayacak düşler görüyorum, yenileceğim kavgalara giriyorum durmadan.
itiraf ediyorum…

silin adımı listenizden, yokum; aslında bir oyun olan kavgalarınızda ve aslı bir kavga olan oyunlarınızda. kirli sevinçlerinize ortak etmeyin beni. gözyaşlarınızı da paylaşmıyorum. yalan övgülerinize ihtiyacım yok.
gıyabımda kesinleşmiş hükümler verin.
bir sürgün nereye sürülebilir? gölgeler kelepçeye vurulur mu?
çekilin, yürümediğiniz yolları(mı) kirletmeyin.!"
fyodor mihailoviç dostoyevski - suç ve ceza

görsel
Soru işareti yeterince derine konmuyor, sen beni acitmaya devam ediyorsun.
... geri geldiğimde ışıklarınız yanmıştı. gölgeni gördüm, sarımsı perdenin tual gibi resmettiği o gölgeni. içimde taşan coşkun derenin kuruduğu an, yanına ilişen kapkara gölgeyi gördüğüm an oldu. yağmur o sırada mı yağmaya başlamıştı yoksa kalp atışımın sesinden duyamamış mıydım.

a. dumas, sordum sarı çiçeğe.
‘’Aylarca sessiz kalırım, neredeyse konuşmayı unutacak kadar…’’
"bir kapı önünde"..
"nefret ettiğim bir şey daha varsa, o da insanların kendinizi berbat hissettiğinizi bildikleri halde neşeyle hatrınızı sorup, 'iyiyim' demenizi beklemeleridir."

(bkz: sylvia plath)
(bkz: sırça fanus)
supheci yapisi ikna olmaya elverisli degildir. onun gibi adamlar annelerinden bile suphe ederler. cunku onlarinda bir zamanlar on dort yasinda ve bakire olduklarini bilirler.
görsel
“son sözler yeterince konuşmamış aptallar içindir.” - karl marx
Ben sende güneşi bulmaya gelmişim, mum ışığına minnet eder miyim hiç.
''beni vapura bindirecek misin?'' diye sordun___ '' evet canım, her şeyi birlikte yapacağız'' dedim ben de___

oysa ne sen 'vapura binebilecek' haldeydin, ne de ben seni herhangi bir şeye 'bindirecek' halde__ uzaktan 'haberleşmek' dışında, hiç bir şey yapamıyorduk birlikte__ nerede kalmıştı ki, ' herşey' i yapmak...

gene de:

bekleyecektim,

bekleyecektin,

bekleyecektik...

oruç aruoba, ile
görsel

Bir kadının kanamadan gollenen ruhu gibi,

Karanlıkta ve görünmeyen,

Kimselere soyleyemedigi özlemi gibi

Sevişirken uyanması gibi

Miril mırıl sesler geliyor oksarken,
bir gün mutlu olacağım, ben buna inanıyorum.

mutluluk derken sıfır sorun bir hayattan

bahsetmiyorum...
ama o sorunların yanında bir şeyler de güzel

olacak biliyorum.

can sıkan şeyler yine olacak ama,

geçip gitmeyi,

boş vermeyi,

gülüp geçmeyi,

önemsememeyi ya da açık konuşmak gerekirse

siktir etmeyi, elbette öğreneceğim... en azından

böyle ümit ediyorum...

cihad kök
tuzu uzatır mısın hayat
görsel
"Halbuki benim bu konuya ilişkin olarak susacak çok şeyim var."
görsel
görsel
Yaz bana.
icimde benden habersiz ve şıpıtısını bile duymadığım bir nehrin varlığını fark ettim.
Bu nehir sevginle, varliginla, senin nehrinle buluşup akmak istiyor.