bugün

charlie chaplin

travmatik, yoksulluklar içinde, ıslah evlerinde geçen bir çocukluğu vardır komedinin kitabını yazmış olan chaplin'in. küçük yaşta, yeri geldiğinde çöp toplamak zorunda bile kalır, fukaralıktan. gençliğinde sahne sanatçısı olan annesi, ciddi psikolojik bunalımlarından ölene dek kurtulamaz. babası ise, chaplin daha çok küçük bir yaştayken ailesini terk edip gitmiştir. the kid filminde, bu trajik çocukluk dönemine birçok göndermede bulunur.

sessiz filmlerindeki başarısıyla ve kendi icadı 'serseri' tiplemesiyle özellikle 1930'ların dünya genelinde en sevilen ve tanınan insanı haline gelir. ilk sesli uzun metraj filmi, the great dictator olur. bu filmde, mizahın erişilemeyen gücünü kullanarak belki de o dönemlerde -ki ikinci dünya savaşının bütün hızıyla devam ettiği 1940'ta çekmiştir bu filmi- adolf hitler'e kimselerin kolay kolay cesaret edemeyeceği kadar ağır eleştirilerde bulunmuştur. sessiz film çekme tutkusunu ya da ilkesini de bu filmde konuşulması gerektiğini düşündüğü için bozmuştur.

senatör mccarthy döneminde başlatılan komünist avı* yıllarında kendisine yahudi ve komünist yaftalarının yapıştırılması üzerine , tüm sinema kariyerinin başladığı ve ününe kavuştuğu yer olan amerika'dan arkasına bile bakmadan çekip gitmiştir.

sinemanın yedinci sanat sıfatını layıkıyla hak etmesinde, sinema tarihindeki en önemli yerlerden birine sahip olan chaplin'in büyük katkısı vardır.