gercekten boyumdan buyuk kisisel dertlerim var. ama aliskinim. girgir samataya vurup atlatiyorum.
ama dunyada olup bitene cok uzuluyorum lan! yemende acliktan olen cocuklara uzuluyorum, afganistan da okula gidemeyen kizlara uzuluyorum, rusya ya ukrayna ya iran a israil e gazze ye pakistan a hindistan a uzuluyorum, nijeryada fakirlikten cok hirsizlik oldugundan her yerde buyuk kilitli parmakliklar olmasina uzuluyorum, cesitli yerlerde patlayan bombalara uzuluyorum, onca insanin sefaletine-cehaletine-caresizligine-yaralanmasina ve vefatina uzuluyorum.
cok aci var, dayanamiyorum.
ağlayınca burnundan sümük çıkması ve daha sonra ise kuruyup tüm solunum sistemini durdururcasına burnu tıkaması çok manidardır. sanki yaratıcı beğenmiyorsan yaşama diyormuş gibi bir düzenek kurmuş mübarek.
bir durum. üzülmek de bir duygu. üzülünce neden denir. sevince çok sevindim ne güzel denir. samimi mi değil mi bilmiyorum ama işte. üzülünce üzüldüğünle kalıyorsun aslında.
hayatın bizlere bahşettiği kaçınılmaz bir şeydir. baktığında ne çok üzülecek şey var etrafta, istenen ve göze alınabilen birçok şeye üzülebilir insan ama önce görmesi gerekiyor. ben mesela at gözlüklerimi takıyorum sırf görmeyeyim diye.
biz insanlar için bir duygu. kimi hayvanlarında depresyonel duruma girildiği bile söyleniyor. biz insanlar için olağan bir duygu olduğunu üzülürken düşünemiyoruz maalesef. bu da işin bir başka boyutu.