Bugün senin doğum günün. Günler öncesinden aklıma gelmişti aslında, ama bugün nedense unuttum. Son birkaç saat kala hatırladım anca.
Bugün senin doğum günün ama ben kendimden bahsedeceğim maalesef.
Yerini sevmeyen çiçekler gibiyim aynı, nasıl ki günden güne boynu bükülür, solar, en sonunda geriye sadece cansız renksiz bir kuru dal kalır, işte benden geriye sadece o kuru dal kaldı.
Kimse çöpe de atmıyor, su verseler hiçbir şeyin düzeleceği yok.
Kocaman, çıplak dağa bakan mutsuz bir pencerede, yoğurt kabına dikili kuru bir dal.
Kayınvalidem yine beni uyuz etti. Gorumcem ikizleriyle geldi. Sürekli oğlumu azarlıyorlar. Üstelik oğlumun bugün doğum günü. Lafa söze gelince en sevdikleri benim oğlum. Hediye bilgisayar aldılar hatta sagolsunlar ama oğluma çocuk bakıcısıymış gibi davranıyorlar. Öyle yapma,böyle yapma... yok çekil çocuk nefes alamayacak! Bir şey söylesem kavgaya kadar gidecek. Zor tutuyorum kendimi. Çok zor!
Çalıştığım birimin yöneticisiyle başlarda çok iyi anlaşıyorduk. Sonraları yavşamaya başladı. Nişanlı birde hayvan herif. Şeytan diyor kıza göster şunun gerçek yüzünü. Adam gibi adam çıkmayacak mı karşıma ya!
Artık gerçekten sevmek ve sevilmenin verdiği dinginliği yaşamak istiyorum.
O kadar sıkıldım ki kendimi saçma sapan kuruntuların içinde bulmaktan, ıssızlıktan, çiçek açmayı unutmuş kurak bir toprak olmaktan...
Geçenlerde yapay zeka teknolojisi ile Atatürk'e çok sevdiği "fikrimin ince gülü" şarkısı söyletilmiş. (Fesli meczup'a izmir Marşı ve Celal Şengör'e ilahi söyletilmesi gibi) Bu tür şeyler birçok insan tarafından tehlikeli görülmüyor olsa bile bana göre oldukça tehlikeli ve önü alınamaz. Neden mi? Yapay zeka ile Lozan Antlaşmasının bize dayatıldığı ve gizli maddelerinin olduğu da ilerde Atatürk düşmanları tarafından kendisine söyletilirse sosyal medyada bu tür şeyleri yayıp da cahil cühela avam tabakasına inandırabilirler. Geçmiş, yapay zeka teknolojisiyle beraber yeniden kurgulanabilir, tahrif edilip çarpıtılabilir. Kurgu ürünü malzemeler tarihsel gerçeklik olarak millete pazarlanabilir. Sakın bana "inanmazlar, abartma o kadar" demeyin. millet sosyal medyada nelere inanıyor bunlara mı inanmayacak. Gelecek beni fazlasıyla ürkütüyor. Hatta bırakın tarihi gerçeklerin çarpıtılmasını, elalem bu teknolojiyi kullanarak dolandırıcılıkta ve siyasi anlamda dezenformasyonda çığır bile açabilir, evet.
Milliyetçi olabilmek için illaki Andımız'ı kaldıran, göğsünü gere gere "Türk'üm" diyemeyen, Yahudi Madalyalı BOP'çu ile yol yürüyeni mi desteklemek gerek?
Alkolik olanlara hiç anlam veremez mal falan derdim. Adamlar haklıymış aq. Moralim bozuktu evde 3 votka çaktım kendime geldim. Büyük konuşursan böyle sikerler işte. Büyük konuşmayın kimseyi de yaşadığı şeyi bilmeden eleştirmeyin.
Bugün yine yemek yedikten sonra istifra etme olayım başladı. Bir süredir yoktu. Aslında içten içe evet kilo almam diye minik bir mutluluk var içimde fakat halsiz ve genel olarak iyi hissetmiyorum.
Neyse biraz cilt bakımı belki modumu yerine getirirshdh.
''cins cins “ahbes”in çocukları
mutlak fikire düşman
kiminde fikirsiz bez parçası bayrak
kiminin gırtlak hela arası
gerçeğinin alt yapısı
çağdaş medeniyete doğru
kimi diskotek yollarından
nerde o dağ gibi insanlar
nasıl doğdu bu fareler.''
Pek söndüm bu aralar söylemek o kadar da bişey yok.
öylece çöktüm.
2023 ün boşa harcanan ağustos günleri gibi geliyor.
2020 de daha rahattım bu konuda.
Sorun ne acaba.
Bir yazar değilim ancak kendi hayatımı yazıp çiziyorum. Keşkelerim var. Yazdıklarımı tamamen silmek yerine yalnızca üstünü karalamak gibi bir hata içerisindeyim.
Aslında bir değil de, bir olsun.
Zaten büyük, tek olsun.