yaşar kemal

entry441 galeri39
    413.
  1. 412.
  2. yaşar kemalin yazarlık yönünü değil de sosyal yaşantısından bahsetmek istiyorum biraz.
    yaşar, doğan bir bebeğin uzun ömürlü olmasını dilemek için koydukları bir isimmiş.
    kemal ise kemâle ermek en yüksek değer, olgunlaşmak gibi anlamlar çıkıyor. şimdi yaşar kemale bakıyorum her ikisini de başarmış lakin yaralar alarak başarmış. 4 yaşında tek gözünü kaybetmesi hayatın sillesi ile tanıştığı ilk an. bir çocuk için çok zor dönem. aradan çok zaman geçmiyor babasının evlatlık aldığı bir tarafından öldürülmesine şahit oluyor. 12 yaşına kadar kekeme bir hayat. hayali bile korkunç olan bir durumu yaşamak çok zor. şahsen benim götüm yemezdi böyle bir yükü kaldırmayı. dirayetli adammış vesselam.

    17 yaşında siyasetle ilgilenmeye başlamış. sosyalist kişiliğini ölene kadar korumuş. 1950'de komünizm propagandası yaptığı iddiası ile adana kozan cezaevine hapis etmişler. 1961 yıl sonrası (bkz: tip) partisine katılmış. 8 yıl kadar yöneticilik yapmış.

    ince memed kitabından dolayı yaşar kemal'e best seller(çok satanlar)ödülünü verdiler. yaşar kemal best seller ne demek diye sormadığı kişi kalmamış *

    (bkz: ara güler) çok yakın dostu imiş. siyasi görüşleri farklı olsa da 10 numara 5 yıldız sohbetleri var. hatta birbirilerine ''ulan'' diye hitap etmeleri nedendir bilmem ama çok hoşuma gitti. ara güler, yaşar kemalin masasının üstünde tolstoy'un kitabını görünce ''komünistler piçtir'' dediğinde yaşar kemalin yüzü düşse de bu duruma yanıt vermemesi olgunluğun vücut bulmuş hali idi.

    yıl olmuş 2020. eski fotoğraflarına bakıyorum arnavut kaldırımının üstünde çekilmiş filinta gibi yakışıklı adam. sohbetlerini dinliyorum. içi boş olmayan yığınla kelime. dönemine göre kullandığın dil, kurduğun cümleler çağ ötesi. çok büyük adamdın. saygı ve özlemle cumhuriyetten 26 gün büyük olan adam.

    cumhuriyet dedim de. yaşar kemal cumhuriyette 12 yıl yazarlık yapmıştır. hapishaneye girdikten sonra hakkında '' vatan haini'' diye başlık atmışlar. yaşar kemalin bu olay kanına dokunur ve onlara şöyle der; ben sanatımla daima var olacağım, sizler eli kanlı kalemler köşeleriniz gittikçe yok olacaksınız.

    dediği de olmuştur. yaşar kemal daima var olacak..
    0 ...
  3. 411.
  4. Türk edebiyatının en güzel şiirlerinden birine sahip olan yazar.

    akşam olur mahpushane kitlenir
    kimi kağıt oynar, kimi bitlenir
    kiminin temyizden evrakı gelir
    düştüm bir ormana yol belli değil
    yatarım yatarım gün belli değil

    mahpushane içinde üç ağaç incir
    kolumda kelepçe boynumda zincir
    zincir sallandıkça her yanım sancır
    düştüm bir ormana yol belli değil
    yatarım yatarım gün belli değil.
    2 ...
  5. 410.
  6. ortalık yavaş yavaş aydınlanıyordu. daha güneş görünmemişti. ama, karşı dağın doruğuna gün vurmuştu. doruk ışık içinde, dağın geriye kalan yerleriyse karanlıktı. doruktan, gün yavaş yavaş aşağılara indi. biraz sonra da karşıki sırtın arkasından güneş çıktı.
    ince memed 1, sayfa: 131, yaşar kemal.
    2 ...
  7. 409.
  8. bir tarafından renkler uydurmakta usta olan şahıs.

    deniz arı mavisi arı kırmızısında morun en yeşilinde karınca yeşilinde menevişlenerek birden aklaşarak balkıyordu

    gibi saçma sapan anlamsız gerçekten uzak doğadan alakasız betimlemelerin sahıbı.
    0 ...
  9. 408.
  10. “insan, düşleri öldüğü gün ölür..”
    0 ...
  11. 406.
  12. "...işte bunu yapmamalı. insanlarla oynamamalı. Bir yerleri var, bir ince yerleri, işte oraya değmemeli..."

    (ince Memed - Yaşar Kemal)
    4 ...
  13. 405.
  14. ROZA

    Yoldular, soydular, kırıştılar
    insanı insanla yıktılar
    Aşna fişne iskandiller ağında
    Bıçkınları puluçlarla oydular

    Adındır, dudağımda asırlık
    Esrarına amade yalım
    Adındır, terk etmez, sıddık
    Vurur yumruğunu
    Sadrıma sadrıma
    Hücremin başkenti suskunluğun

    Gözlerin, yalın kılınç
    Gözlerin ıssız, kallavi
    Bir benim şimdi
    Firari sensizliğin belasında
    Bir benim tütsülü
    Voltalı ahrazlığa

    Şimdi yürek yorgun
    Virane, ıssız
    Ansızın yaşlanmış bir gecede
    Yaşlanmış canına kadar
    Orostopolluk
    Sırtlanca, sefil
    Yığınların tenhasında savrulmuş
    Yırtılmış bir hecede
    Kursağıma avazın gelmiş

    Sevmişem, şahidim dağlar
    Sevmişem Allah’ına kadar
    Ölünceye dek değil
    Ölümden sonra da
    Yeşerinceye değin
    Tutuşan ellerimiz
    Seni yangın bağrımın
    Avlusuna gömmüşem

    BEJNA

    Gözlerin savruk bozkırlar
    Gözlerin hoyrat
    Ceylansı, afacan
    Sevimli taraçalar koylarda
    Kalyonlar kanyonlarda
    Herkesten sakladığım
    Künyeni sayıklar
    Gözlerin, gözlerin jiyan

    Perçemin pençeler canı
    Perçemin perva
    Vahim, amansız
    Çitlembikler taç olmuş saçlarına
    Cimcime sekseklerin
    Otağıma volkandır

    Fezan; behişt, benefşe
    Fezan saflık, insaniyet
    Sen bana gürül gürül memleket
    Ben sana hep gurbet kalmışım

    Biz bizde Diyarbekir
    Biz bizken masumiyet
    Biz bizsizsek esaret
    Bir gün sen de anlarsın
    O gün sen de ağlarsın

    Rengin nasıl da ateş Bejna
    Teninde nehirler ve başaklar
    Gülüşün nasıl da mermi
    Nasıl da hançer bakışın

    Vefakâr boranlara
    Harfsiz vasiyetimdir
    Kurutunca yokluğun
    Beni simana gömsünler

    SEVDE

    Çifte dikiş gider sabanlar
    Fersiz toprağın koynu
    Fersiz, yetim, analar
    Kuş uçan, kervan geçen
    Bostanlar ölgün şimdi
    Ölgün Dicle denizi

    Ve çakırkeyif buğdaylar
    Kahyalar körkandil çeper
    Mösyölerde bir kültür
    Nankör çıyanlık
    Kepenekler mahzun
    Bağlamalar öksüz
    Kalleşlik mazinin töresine
    Şimdi âdet diye bellenen
    Hicapsız ikirciklik

    Heybesiz bulvarlarda
    Cartalı haybeciler salınır
    Dümenci dubaralar
    Ertekeden nümayiş
    imam kayığındayız sürgit
    Façalar çiğnedik muttasıl
    Erce, âdil, hilesiz
    Bundandır kavlimizden kaçışı
    Geçmişi tam kınalı
    Piyazcı sendikalar
    Kaparoz puştlarının

    Çifte dikiş gider sabanlar
    Cana bir çınar gerek
    Yüreğin, yüreğin gibi serin
    Derin kuyular içim
    Mars olmuş, dumanaltı
    Kaybolmuşam, gel artık
    Karışsın közlerimiz
    Karışsın yeşil…

    HiVDA

    Kül yutmaz kevaşeler hanında
    Hancıyı vurmuş gibi yürek
    Şimdi unutulmuş bir marştadır
    Mavzerlerde mermiler hazan
    Bir umuttur alnımızın çatında

    Sevdalanmış sedanda salıncaklar
    Ay ışığı kokar derin kuyuların
    Gül Hivda… Gülşen Hivda…
    Sen bende hür, ben sende parya
    Ve keşmekeş; yaralar yaralarda

    Babaçkolar rıhtımında bir mavi rüzgar
    Aparıyor gönlünü çılgın enginlere
    Bozuk çalsa da bozum havamız leyley
    Çarkına tükürmüşüz bir kere
    Kayarto kopillerin, dalkavuk hırboların
    Ne çiçektir biliriz
    Kokoz kokorozlar da

    Vardakostalar zamazingo
    Voliyi vurmuş godoş hırtapozlar kanişi
    Hey gidi erlik hey şimdi şinanay
    Zartayı çekmiş yiğitler
    Mıshıtçı gebeşlerin melun insicamında
    Sigortası atmış janti yürekler
    Bilenmiş zırzoplara
    Puskun, kıvam bekler

    Ranzam, zulam, soluk resmin
    Saplanır soluğuma
    Can Hivda… Canan Hivda…
    işte böyle yazıyorum canına
    Hatıran mermidir damarımda
    Dışarda çılgın bir bahar
    içerde hep kış mevsimi

    LEYLAN

    Ilgım ılgım açar yediverenler
    Ambarlarda yeşerir hamal fidan
    Görsen her biri bir filinta
    Pahabiçilemezdir burada alınteri
    Helal ekmeğin verdiği memnuniyet
    Emeğin kitabı, işhanlarında yazılır
    Komşuluk destandır antik katlarda
    Seni namusluca sevmeyi
    ilkin buralarda öğrendim
    Şırfıntılar sokağında tütün emekçisi
    Avuçlar bilirim, ihtiyar, nasırlı
    Memleketim gibi ak alınları vardır

    Sen hep o küçeden gelirdin canıma
    Eserdi terütaze hivbanu nefesin
    Arzuhalcim, kadife karanfilim
    Daya endamını santimantal bağrıma
    Daya da dinle, çaylardan su içer gibi
    Can feryad, can figan, can yangın yeri
    Bayramlar, matemlere sapmış
    Namlu yürek, aşka, sevdaya kıvrılmış
    Nasıl, nasıl sevmişem bir sevebilsen
    Anlarsın zehir zıkkım geceleri
    Anlarsın, netameli oyundur, heba
    Vurulur denizin, ırmaklarınca

    Kaç dağdır aşılmaz olumuş içim
    için için tüter kuyumda bir yara
    Birden hüzünlenir bütün avlular
    Cümle vadilerde zılgıtın kopar
    Derin mutsuzluğun türküsüdür
    Eser, eser korkunç albenin
    Çekilir sürgüler demir koyaklara
    Çekilir hayalimden asi bakışın
    Gömülürüm kendime bir başına
    Tek başına hırgür sensizliğim
    Leylanım, nupelda pervinim

    Bilal YAVUZ Şiirleri
    0 ...
  15. 404.
  16. https://galeri.uludagsozluk.com/r/2018265/+
    ırgatım, asil ruhlu şafak seherim.. kimler yeryüzünde en büyük acıları yarattı ki sen düşlerimde sabah ezanı oldun. kapasın gözlerini cellad ve nam salsın dörtbir tarafa ölmez ve nicedir ölünmez bu sevdaların en yücelerinde. ellerimde mürekkep kokusu kalmış ve başucumda ince memed'im. toroslardan kaçtık ve çukurovanın bataklığında seyre durduk. susma memed'im. susma..
    3 ...
  17. 404.
  18. bir ortadirek yazmış, dağlara aşık eder.
    2 ...
  19. 403.
  20. Türk edebiyatında Doğayı bu kadar iyi anlayan bir yazar daha gelmeyecektir. Doğayı anlatmaz resmen ona aşkını ilan eder.
    2 ...
  21. 402.
  22. hayatı alman konsolosluğunda geçmiş kürt yazar . sürekli sübvanse edilir .

    pompalanır . destek bittiği anda unutulur .

    kürt meselesi konusunda batılıların bayağı işine yaradı .
    1 ...
  23. 401.
  24. sırf kürt diye yılmaz güney magandası ile ve musa anter provakatörüyle bir tutulmanası gereken edebiyat piri.

    şu bile saygı duyma nedenidir kendisine.
    (bkz: ince memed)

    mekanı cennet olsun.
    5 ...
  25. 400.
  26. bizim lisedeki hocalardan biri (sayısal hocası) uluslararası çapta sürekli türkiyeyi ve tarihini kötüleyip karalayıp sövdüğü için nobele aday gösterildiğini fakat ileri yaşından ötürü orhan pamuk ile ikisi arasında seçim yapılmak durumunda kalınarak orhan pamukun tercih edildiğini söylemişti.

    fakat ben kendisinin asla nifak ve düşmanlık eken bir kimse olduğunu düşünmüyorum. aksine birleştirici.
    5 ...
  27. 399.
  28. Aslen Van kökenli olup
    Osmaniye doğmuş yazar
    1922 yılında doğmuştur
    Eserlerinde Çukurova ve çevresini
    işlemiştir en bilinen eserleri ise:
    ince memed
    Ağrı dağı efsanesi
    Yer Demir Gök Bakır.
    0 ...
  29. 399.
  30. 398.
  31. 397.
  32. “Dünyaya gelmişim ya, şu güzelim gökyüzünü, yıldızları, ayı, dağların yamacına vuran gün ışığını görmüşüm ya, insanoğlunun tadına varmışım ya, Seher vakti, traktörümle sürdüğüm topraktan çıkan kokuyu koklamışım ya... işte insanlığın aradığı ölümsüzlük otu bu değil mi?”
    4 ...
  33. 396.
  34. serüvene ortadirek ile başladım, ardından yer demir gök bakır, en sonunda ölmez otu. okurken her kelimesinde hayatın özünü yakalıyorsun. türk yazarların hepsinin kitaplarını okumadım ama okuduklarım arasında en iyisi oldu gözümde.

    nasıl bir kalemsin ki topraktaki karıncadan göğün yedi kat üstünde uçan kartala kadar her şeyi en ince ayrıntısına kadar betimliyorsun? nasıl bir kalemsin ki insanı en doğal haliyle olağanüstüleştirebiliyorsun? nasıl bir kalemsin ki öldükten sonra bile hala yazıyor gibisin? usta bir kalemsin vesselam.
    0 ...
  35. 395.
  36. Hiçbir zaman, hiçbir insanın unutamayacağı bir güzellik var, o da bir insanın bir insandan gördüğü yürekten bir sevgidir.

    Yaşar Kemal.
    17 ...
  37. 394.
  38. sarı sıcak öyküsünü okuduğum hiç de zevk almadığım fakir edebiyatının duayeni yazar. Duygulanmak yerine kahkahalarla okudum kitabı yalan yok.
    1 ...
  39. 391.
  40. Çok tuhaf bir hayat hikayesi olan yazardır
    çocukları hep ölen bi aileye doğup, yasadıgı için kurban kesilen ve o sırada bir aksilik çıkıp bir gözü kör kalan yazardır.
    Belki adı öyle bi aileye geldiği için yasardir.
    2 ...
  41. 390.
  42. 389.
  43. O iyi insanlar o güzel atlara binip gittiler. Demirin tuncuna,insanın p*ç*ne kaldık.
    Yaşar kemal
    0 ...
  44. 388.
© 2025 uludağ sözlük