türban denilen şey, bildiğiniz sarıktan başka bir şey değildir aslında, sihler* tarafından kullanılır. yabancı dillerde de turban* budur. bizim ülkemizi ele alırsak, başörtünün modern hali diyebiliriz. başörtüyle türban arasında * en büyük fark bağlama şekillerindedir. başörtü normal bir şekilde kafaya bağlanır, kafayı şekil itibariyle olduğu gibi belli eder. türbanda ise, saçlar genelde arkaya doğru oldukça çıkık bir şekilde toplanır ve maalesef alienvari bir görüntü oluşturur. aklıma gelen diğer bir fark; başörtü genelde daha sadedir, cafcaflı değildir. türban konusunda, ne yazık ki, bunun aksi geçerli; oldukça cırtlak renklere sahip ve gösterişlidir. *başörtünün amacının dikkat çekmeyi önlemek olduğunu varsayarsak, türbanın oldukça yanlış bir uygulama olduğunu söyleyebiliriz.
belirtmekte fayda var; ben burada "başörtü böyle olmalı, türban olmamalı" diye bir dayatma amacı gütmüyorum, tamamen şahsi fikirlerimdir. yazdıklarımın yanlış olduğunu düşünenler, benimle irtibata geçip, güzel bir dille anlatırlarsa hataları memnun olacağım. eksi oyu verip de öyle bırakmayın, anlatın.
bayanların mahrem yerlerini örttükleri bir çeşit giyisidir. tesettürün tamamlayıcısıdır. siyasi simge mi değil mi konusuna gelince, kazak bir siyasi simgeyse türbanda öyledir. türbanı kur'an da adı adına aramakta ilginç bir yaklaşımdır. sonucta örtülmesi gereken, mahrem yerler açıkça belirtilmiştir. buraları neyle kaparırsanız kapatın, bu kişilerin tasarrufuna kalmıştır. tabiki insanların inançlarını yargılamakta kimsenin hakkı değildir ama eğer birisi ben müslümanım diyorsa bu kişinin tesettürden rahatsız olması beni derin düşüncelere ötelemektedir.
zamanında sözlükte üniversitelerde türbanın yasak olması gerektiğine dair bir şeyler yazmıştım.
sonra birden uyandım. okulda bir kız, boynunda haç kolyesi var. o takıyor. kimse bir şey demiyor. ''biz ne yapıyoruz'' dedim kendime. ''laikliği böyle mi koruyoruz? laiklik bu kadar kolay elden gidebilir mi?''
''siyasi simge'', ''laikliğin gereği'' falan filan. o kız içeri perukla giriyor ve diyor ki;''bana bunu komikliği yaptıran laiklik demek ki kötü bir şey''. insanları baştan kaybediyoruz. daha sonra düşünüyoruz; ''insanlar neden akp'ye oy veriyor? neden cemaatler dolup taşıyor? neden atatürk'ü kimse sevmiyor?'' sizin yüzünüzden birileri atatürk ilkelerinden biri olan laikliği kafasına peruk taktıran diktacı güç olarak görüyor.
akp'ye oy vermiyor, verdirtiyorsunuz. akp kazanmıyor, kazandırıyorsunuz.
başörtüsüyle karıştırılmaması gereken bir eşarp bağlama türüdür. saçların tamamının kapatılması esas alınır. genellikle anneanne ve babannelerimizin uygulamadığı yöntemdir. onlar genellikle saçlarını başörtüsüyle, saçlarının ön kısmı görünür şekilde kapatırlar. köylerimizde de bu şekilde kullanılmaktadır eşarp. ama modadan mıdır, aile baskısından mıdır yoksa insanların saçlarını hiç göstermeyip bazılarının tamamen dini sebeplerle kapanmasından mıdır bilinmez. çok değişkendir. modadan kapananlar genellikle daracık bir şekilde vücudunun bütün hatlarının görünebileceği hatta eteklerinin kısa olup tek kapalılıklarının başlarında olmasıyle bilinirler ve bu durum türbanın bir moda haline gelmesi demektir.
inanan anlar türbanın ne demek oldugunu.ama başını kapatıp yüzüne 10 kilo makyajı sürüp sokakta kırıta kırıta yürüyene sormayın lütfen türbanı.yada anası babası kocası tarafından zorla kapatılmışa da sormayın türbanı.
türbanından dolayı üniversiteye gidemeyen kıza sorun
türbanından dolayı işe alınmayan kıza sorun
türbanından dolayı senin beyninde kapalı sözlerine magruz kalan kıza sorun...
kadını estetik ve hoş gösteren bir örtü. genelde islam ile bağdaştırılır. fakat alakası din ile değil coğrafya iledir. yine de kimse bundan çıkar sağlamak için türban takıyorsun diye dinsizsin, dincisin, dini alet ediyorsun sen yobaz! diyemez. kişi örtünmeyi istediği gibi algılayabilir.
ister simge olsun, ister bez parcasi olsun, ister önemsiz bir nesne olsun. ne olursa olsun dileyenin diledigi yerde takmasinin özgür olmasi gereken.
ayrica varsayalimki bu bir inanc örtüsü olsun ve fakirlik ve issizlik varken üniversitelere türbanla girmek isteyenlerin tek sorunu türban olsun, sunu iyi bilmek gerekir, inancindan ötürü bu yasagin kaldirilmasini isteyenlere issizligi ve fakirligi anlatamazsiniz, cünkü inanc her seyin üstündedir bu insanlar icin.
1980 darbesinden sonra hortlatılan,amacından saptırılan,kadınların tek özgürlüğüymüş gibi gösterilmeye çalışılan örtüdür. tabi ki 18 yaşını geçmiş bir kızın kıyafetine karışamaz hiçkimse de o yaşına gelmeden öncede bu kız gidip yalvarmadı herhalde annesine babasına ben türban takmak istiyorum diye. biz daha en başından bi şekilde kız çocukları üzerinde kendi egemenliğimizi kurmaya, bir şekilde onları kontrol altına almaya çalışıyoruz. bu genç kızların üniversiteye girmesine gelince, girseler kıyamet mi kopar; hayır. başında türbanı olmayan ama beyni kömürleşmiş, yobaz bi dolu erkek öğrenci var üniversitelerde.
bazılarına göre sadece fransa'dan özenilerek takılan bir aksesuar *.aksesuarsa bırakın arkadaşım isteyen istediği gibi taksın, onunla okusun çalışabilsin.
siyasi sebepten çok 2 çekinceden dolayı yasaklandığını düşündüğüm obje:
1) türbanı serbest bıratığınızda, özellikle muhafazakar illerde yaşayan başı açık kızları ve kadınları kapatma baskısına karşı korumada yaşanabilecek sıkıntı. türban serbest olduğunda, başı kapalılar o illerde erkeklerle bir olup başı açıklara kapanma baskısı yapabilirler.
2) üniversitelerdeki sınavlarda kopya çekmeleri ve lys gibi sınavlarda başkasının yerine sınava girmeleri artıracağı sıkıntısı. hadi cep telefonunu kapattırdın diyelim, eşarpla saçın arasına rahatlıkla kopya yerleştirebilirsiniz ki bu yasak kalktığında kimlik ve kopya kontrolü için başı açtıramazsınız. bu nedenle normalde başı açık birçok kız, kopya çekmek için sınavlara başı kapalı girebilir.
türbanın serbest olmasına karşı değilim. ancak yukarıdaki 2 çekince de son derece mantıklı. hele 12 eylül'den itibaren uygulanan türk-islam senteziyle halkımızda muhafazakarlaşma eğilimi arttıktan sonra. ayrıca türban dinin emri değildir. bunu savunanların öne sürdükleri nur suresi 31. ayetinde başın kapatılması değil, diz üstünden göğüse kadarki kısımla kol altlarını göstermeyecek giysilerin giyilmesi emredilmiştir. son olarak söyleyeceğim şu: türban sorununu çözmek için 12 eylül'le hesaplaşmak şarttır.
aslında başörtüsüdür.birileri onu siyasi simge yapmak adına bu isimle anmayı tercih ederler.bu ismi uyduranda yine onlardır.başörtülü insanların yüksek makamlarda sosyal hayatın tam ortasında olmasına tahammül edemediklerinden olsa gerek bu şekilde hezeyan içinde olurlar.yani bir nevi kuyruk acısı gibi birşeydir.
-sen geldin ve benim tahtımı salladın.
özetle:fosilleşmiş , tahammülsüz ötekileştiren anti demokrat biçare zavallı zihniyetin ta kendisidir.
türban ve başörtüsü aynı amaçla takılmaktadır. herhangi bir sembol veya hurafe değildir. dini islam olan her bayanın takmakla yükümlü kılınması kuranı kerimde belirtilmiştir.
bizim kültürümüzde olmayan şey. aslında türban gerçekten türkiye'de hiç yokmuş zamanında. yanlış hatırlamıyorsam soner yalçın'dan okumuştum galiba; bir ingiliz casus ülkemize gizlice getirmiş bu türbanı. o zamana kadar ülkemizde kimse türban takmıyormuş. bu ingiliz casus ülkemizi karıştırmak için türbanı başımıza bela atmiş. o getirdikten sonra kadınlar türban takmaya başlamışlar.zaten bu batı bize hiç hayırlı şeyler getirmedi ki.
gereksiz yere tartışma konusu olan, ülkenin gündemini boşa oyalamış, arap bezi .
hayır ne diyor bunu savunanlar türban kamu alanına girmeli. daha sonra millet meydana doluşup yeşil sancak açıyor, şeriat isteriz diyor, zorla girecek diyor. bu dinsizliktir diyor.
iyi de şeriatla yönetilen yerlerde kadının çalışması ve okuması yasak. yani bu ülke şeriatla yönetilse bile-ki hiçbir zaman olmayacak bu- bayanların hiçbiri okuyamacak, çalışamayacak. değişen birşey olmadığı gibi günümüzde perukla veya başka bir şekilde üniversiteye girelebiliyor.
hal böyle iken bir takım avenenin konuyu çarpıtıp bunu dinsizlik olarak yorması son derece saçmalık ve büyük bir çelişkidir.
'Mümin kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. (Yüz ve el gibi) görünen kısımlar müstesna, zînet (yer)lerini göstermesinler. Başörtülerini ta yakalarının üzerine kadar salsınlar. Zinetlerini, kocalarından, yahut babalarından, yahut, kocalarının babalarından yahut oğullarından, yahut üvey oğullarından, yahut erkek kardeşlerinden, yahut erkek kardeşlerinin oğullarından, yahut kız kardeşlerinin oğullarından, yahut müslüman kadınlardan, yahut sahip oldukları kölelerden, yahut erkekliği kalmamış hizmetçilerden, yahut da henüz kadınların mahrem yerlerine vakıf olmayan erkek çocuklardan başkalarına göstermesinler. Gizledikleri zinetler bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar. Ey müminler, hep birlikte tövbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz!'
bir not, 1400 yıldır kadınlar başını örtüyordu da niye bugün yok deniliyor? işlerine gelmediği için mi? yoksa tahtlarından olmak istemedikleri için mi?
ve başörtüsü ya da türban yok diyenlere, o örnek aldığınız lider; başörtülü hanımlara başörtü dağıttı ve merkezine kabul ederek arma taktı. neden acaba? oya mı ihtiyacı oldu. vah vah, çok yazık.