Bir bardağa denizin yerleşmesi mümkün olmadığı gibi, sınırlı olan insan aklının da sonsuzu kavraması mümkün değildir. Şu var ki, insan sonsuzu anlamasa bile onun varlığını bilebilir. Bilmek, inanmak başka, anlamak daha başkadır.
Kendimize şu soruyu soralım: Senin anlayamadığın sadece sonsuzluk mu? Yer çekimini anlayabiliyor musun? Güneşin, gezegenlerini nasıl çekip çevirdiğini kavrayabiliyor musun? Ruhun, aklın, hayalin, hafızanın mahiyetlerini bilebiliyor musun? Elma ağacının içindeki o manevi fabrikayı izah edebilmiş misin? Yumurta nasıl oluyor da, uçan bir kuş oluyor? Nutfe dokuz ay sonra nasıl ağlıyor, görüyor, işitiyor?
Bu alemde insanın göremedikleri gördüklerinden, anlayamadıkları anladıklarından, bilmedikleri bildiklerinden çok fazladır.
Nedendir bilmem benim için sonsuzluk hep karanlıkla özdeşleşmiştir.
ne olduğunun bile farkına varamayacağın sonsuzluğun karanlıkla özdeşleşmesi nedendir bilmem.
Zamanın ve mekanın ötesinde bir kavramdır. Sonsuzluk, insanın anlamaya çalışırken kaybolduğu, düşüncelerinin sınırlarını zorladığı bir derinliktir. Ne geçmişi ne de geleceği tanır.
düzlem üzerinde yaşayan tek boyutlu ve iki boyutlu varlıkların,
üç boyutlu uzaya ve ötesine yükselerek,
içinde bulundukları alemi keşfe çıktıkları flatland mevzuyu baştan beri yanlış anladığımızı çok güzel bir dille izah ediyor: https://youtu.be/fjEB_HDSIHI?t=10
0+ pozitif tam sayılar, kalanlı kesirli sayılar kümelerini düşünün. hepsini bir şekilde saymak için formül geliştirebilirsiniz. 0, 1, 2, 3, 4... n. x+1, x+2, x+3... x+n....
1/2, 1/3, 1/4, 1/5.....
fakat iş irrasyonel sayılar kümesine geldiğinizde,
bu kümeyi saymak adına bir metot bulamıyorsunuz.
dolayısıyla bu küme özünde tıpkı doğal sayılar, tam sayılar, rasyonel sayılar kümesi gibi sonsuz olsa bile,
sonsuzluğun da kendi içinde sayılamaz sonsuzluk gibi kategorilere ayrıştığını keşfediyorsunuz!
belirsiz boşluğun kendisi bile belirsiz boşluk değil ki!
ben c++ ve sfml kullanarak,
3 boyutlu uzayı yaratan bitişik her küpün kenarını 1 piksellik beyaz çizgilerle tanımladığımda,
karşıma son derece tanımlı,
belirli,
dolu bir yapı çıkıyor.
uzay kavramının kendisi bile boş değil anlayacağınız.
// Ana program fonksiyonu
int main() {
// Grafik penceresini oluşturur
sf::RenderWindow pencere(sf::VideoMode(PENCERE_GENISLIGI, PENCERE_YUKSEKLIGI), "3B Kup Izgarasi");
pencere.setFramerateLimit(60); // Çizim hızını saniyede 60 kare ile sınırlar
// Çizgileri saklamak için vertex dizisi
sf::VertexArray cizgiler(sf::Lines, 0);
// 10x10x10 küp ızgarasını oluştur
for (int x = 0; x < IZGARA_BOYUTU; ++x) {
for (int y = 0; y < IZGARA_BOYUTU; ++y) {
for (int z = 0; z < IZGARA_BOYUTU; ++z) {
// Küpün başlangıç koordinatlarını hesaplar
float konumX = x * KUP_BOYUTU;
float konumY = y * KUP_BOYUTU;
float konumZ = z * KUP_BOYUTU;
// Küpün köşe noktalarını alır
auto koseler = kup_koseleri_al(konumX, konumY, konumZ, KUP_BOYUTU);
// Küpün kenarlarını çizer
kup_kenarlari_ekle(cizgiler, koseler);
}
}
}
// Pencere açık olduğu sürece çalışır
while (pencere.isOpen()) {
sf::Event olay;
// Olayları işler (örneğin, pencereyi kapatma)
while (pencere.pollEvent(olay)) {
if (olay.type == sf::Event::Closed)
pencere.close();
}
// Pencereyi siyah renkle temizler
pencere.clear(sf::Color::Black);
// Tüm küp kenarlarını çizer
pencere.draw(cizgiler);