tartışma seviyelerine, yaklaşımlarına bakıyorum tam bir cehalet seviyesinde asıl tartışılması gereken konuyu kimse dile getirmiyor.
düşünsenize... bilgi teknolojileri ve iletişim kurumu başkanının, başkan yardımcısının, yök daire başkanının, 14 üniversitenin öğrenci işleri daire başkanları ve bu 14 üniversite daire başkanlığında çalışan personelinin e-imzaları kopyalanıyor ve kullanılıyor.
bu kurumlar ülkenin gücünü, insanların kalitesini ve geleceğini şekillendiren kurumlardır.
bilgi teknolojisi ve iletişim, yök, üniversiteler inanın tbmm, cumhurbaşkanlığı ve bakanlıklardan daha önemli kurumlardır.
örn: benim gibi cahili milletvekili seçer meclise sokarsınız, cumhurbaşkanı seçer saraya koyarsınız, bakan olarak atayabilirsiniz ama yukarıda ki bilgi teknolojisi ve iletişim, yök, üniversiteler vb gibi yerlere koyamazsınız.
yasama ve yürütmede şu şöyle olsun diyebilir ülke ve insan kalitenizi belirlersiniz ama ülke ve insanın kaliteli olmasını sağlayamazsınız. bunu bilgi teknolojisi ve iletişim, yök, üniversiteler vb kurumlar yapar. liyakat bunun için önemlidir.
ortalama bir zekası olan insan için bu yaşadıklarımız korkunç ötesi olup ürpermemiz, uykularımızın kaçmasına neden olacak bir vaka.
şu olay, eğitim kalitesinin zaten çöktüğünün ispatı. toplumsal güvensizlik tavan ama kimsenin skinde değil. uluslar arası itibar kaybından bahsetmiyorum bile ki zaten sanılanın aksine her ortamın şamar oğlanıyız.
e bunu gören nitelikli akademisyen ve öğrenci zaten yurt dışına kaçacağından, beyin göçü hayatın rutini olur. kurumlar çöker dicem ama zaten ahlaki olarak daha ne kadar çöksün amk.
ve elbette adalete olan güven sıfırı geçip eksilere doğru yol alıyor.
Sonuçta batı ülkeleri türk yeşil pasaortunu da tanımayacak, serbest geçiş haklarını kaldıracak, çünkü sahtekarlık çok arttı, gerçekle yalan birbirine karıştı.
ekranlarda, haberlerde, sosyal platformlar-paylaşımlarda tartışma seviyelerine, konuya yaklaşımlarına bakıyorum da tam bir cehalet seviyesinde olup asıl tartışılması gereken konuyu kimse dile getirmiyor.
bu sahtecilik olayı özelinde "olabilir, bu iletişim bilişim çağında ister bireysel, ister kurumsal olsun %100 güvenli bir sistem, bir işleyiş, bir koruma mümkün değil." diyebiliriz. bunu bilmeyecek kadar aptal, kör ve cahil değiliz.
yenilenen her teknoloji, yenilenen her gelişim, yazılım, program aslında yeni sorunlar (örn; açıklar) yaratıp var olan sorunun üzerine biner. aslında teknik olarak yenilemek yenilenen teknoloji yeni sorunları da yaratmak olur.
konu aslında bilgi teknolojileri ve iletişim kurumu başkanının, başkan yardımcısının, yök daire başkanının, 14 üniversitenin öğrenci işleri daire başkanları ve bu 14 üniversite daire başkanlığında çalışan personelinin e-imzaları kopyalanıyor ve kullanılıyor olması.
bu olabilir...
itiraflardan görüyoruz, elde edilen bu materyaller 7 yıldır kullanılıyormuş.
bu olamaz...
kimse sorumlulukları gereği merak edip "benim elektronik imzam nerelerde kullanılmış-kullanılıyor?" diye merak etmez mi?
hadi merak etmedi, bu olabilir...
bu mevkilerde görev yapan insanların ve bu kurumların bir sızıntıya karşı, bu kurumlarda görev yapanların ya da kurum dışından birinin departmanlarda görevli insanların yetkilerini sahtecilikle suistimal etme ihtimaline karşı bir kontrol mekanizması kurulamaz mıydı?
bu olabilirdi.
kurumlar arası iletişim, koordinasyonda, örn; yök bir atama-onay için kişinin yeterliliğinde ilgili kurumun sorumlusunun imzası, imzalı bir belgesi yerine kurumun bilgi bankasında-arşivinde bulunan bilgileri de işleyecek bir checklist güvenlik programı olmalı.
örneklemek gerekirse nasıl ki maximum kartınızla büfeden bir çikolata aldınız kart ile ödeme yaptınız tam ayrılacakken sigara da almak istediniz, dönüp aynı yerden bir de sigara alıp ödeme yaptığınız sistem üst üste yapılan ikinci alışverişin size ait olup bilginiz dahilinde olup olmadığını soran sms ile sizi uyarıyorsa...
kurumlar arasında koordinasyon ve iletişimde kurulacak bir checklist sistemiyle kullanılan e-imzanın, evrakın sahte olup olmadığı, geçerli-geçersiz olduğu kurumların bilgi bankası-arşivlerinin de sistem içinde onaya dahil edilmesiyle ortaya çıkacağından sistem kabul-ret eder.
ölmüş olan bir avukatın diplomasıyla işlem-sahtecilik yapmak için devletin sistemine girişte işlem yapılacak kişinin ölmüş olması nedeniyle kişi hakkında yapılacak değişikliklere sistem izin vermemeli.
hadi tüm bunlar olabilir, ne de olsa burası türkiye diyelim.
diyelim de...
ya kardeşim! tüm bu rezilliklerin ortaya çıkmasında neden sahte diploma alamadım dolandırıldım diye yapılan ihbar olması.
ihbar olmasa diploma teslim edilse bu rezalet sürecekmiş. zaten 7 yıldır sınav sonucu, puan, atama, diloma işini yapıyorlarmış.
her sistemin açığı olur, sistemin sağlıklı verimli işler olması açıkların kontrollerle belirlenip doğacak zararların önlenmesiyle sistem işler olur.
sistemde bu açık varmış, insanlar böyle atamada, sınavlarda, diplomada sahtecilik yapmış, başkalarının hakkını yemiş, bunu ortaya çıkardık durumu yok ki...
cumhurbaşkanının ve mit başkanının kimlik fotokopileri, vatandaşlık numaraları, kimlik bilgileri ortaya saçıldı.
100 milyonu geçkin ölüsü dirisi insanımızın kimlik bilgileri internette satışa çıktı. biz bunu haber yapanı, insanları uyaranları tutukladık, haspe attık, gözaltına aldık, mahkemelerde süründürdük.
bu ülkede herkes her şeyde yetkili ama bir tane sorumlu yok.
başka ülkede olsa...
arkadaşlar konuyu fetö metö pkk vs kıl tüy diye tartışmayalım.
konuyu sistemin yeterli-yetersiz olması, iyi-kötü diye de tartışmayalım.
bir şirket veya devlette bilgi teknolojilerinde olan ekibiniz bilişim iletişimde dünya'nın önde gelen mit, stanford, berkeley, tum, oxford, snu vb üniversitelerini yüksek derecelerle bitirmiş bir ekibiniz olsa bile ilkokul eğitimi olan biri veya bilgisarayda oyun oynarken hile yapmak isteyen bir çocuk bile istemeden sizin en güvenilir firewall (güvenlik duvarınızı) aşabilir.
şirketlerin, devletlerin yaşadığı böyle sayısız örnekler vardır.
çok büyük tanzim edilemeyecek zarar, örn; teknoloji casusluğu, haksız rekabet için bilgi hırsızlığı, kişisel bilgilerin satılması, terör ve kara para aklama yanı sıra şirket hisselerinin borsa spekülasyonu, sistemin çökmesi vb durum olmazsa bu sızıntılar pek ifşa edilmez.
zaten bunu yapanların (hack) %80 kesimi de ceza alsa bile bir pişmanlık ve dava sürecinde yaşananlar ile toplum ve bilgi güvenliği için yapacağı katkılar işbirliği karşılığında örn; apple hacklenmiş ise apple da işe alınır veya yeni bir yazılım programda danışmanlık vb hizmeti karşılığında para, şartlı tahliye vb imkanlardan faydalanır.
güvenlik sistemi artık bilgi teknolojilerinde çok katmanlı olarak uygulanıyor.
sisteme girişte her gün yeni bir şifre koysanız bile, biyolojik iz (parmak, yüz, göz) biyometrik girişi kullansanız, çoklu doğrulama kodlarınız olsa bile sistem izinsiz giriş uyarısı verebiliyor.
şöyle ki...
bir şirketin veya kamu-özel bir kurumun yöneticisini kaçırdınız, alıkoydunuz.
ya da bir şirketin kurumun çalışanı idarecisi evinde yokken evine girdiniz ve bilgisarayı açık, giriş şifreleri kodları "unutmayım" diye not alınmış, önünüzde yazılı olsa bile...
bu kişinin kişisel bilgisayarı ve tableti, telefonundan sisteme giriş yapmaya kalksanız, gerekli tüm aşamaları doğru olarak yapsanız bile yine sistem sizi kabul etmeyebiliyor.
yapay zeka ile sistem artık kurumda görevli kişinin programını işleyebiliyor, elektronik izinizi sürebiliyor, sizi takip ediyor. arabanız, cep telefonunuz, tabletiniz, bilgisayarınız, kredi kartınız vb.
siz kaçırıldığınız veya alıkoyulduğunuz bir durumda sistem sizin o saatte orada olmamanız gerektiğini biliyor.
örn; siz tatilde veya başka yerdeyken evinizde olan bilgisayardan sisteme girilmesine izin vermiyor. gsm takibinde bulunduğunuz yerle bağlantı yapılan ip adresi örtüşmüyorsa sistem sizi kabul etmiyor.
kaçırılma alıkoyma durumunda sisteme biyometrik izle girmeye kalksanız bile geriye doğru yapılan taramada bir program değişikliği bildirilmemiş ise veya bildirilmiş ise ve bu program şirket kurum faaliyet görev plan dahilinde değilse, siz görevlendirilmemişseniz o bölgede-yerde olmamanız gerekiyorsa sistem sizi kabul etmiyor.
böyle sayısız nice yeni güvenlik önlemleri, programlar-yazılımlar var.
unutulmasın ki tüm bu sistemi işler ve güvenilir yapan yazılım, program, donanım değil.
sistemi işler yapan insandır.
insanda olan sorumluluk duygusu sistemin sigortası - anti virüsüdür.
depremde ölen insanlar, otelde yanıp ölen insanlar, her sene yanan ormanlar ve bu ormanlarda yangında ölen insanlar hayvanlar ağaçlar için bir tane sorumlu insanın olmayışı gibi.
sorumsuz insanların elinde sistem "yetkili benim" diye sistemsizlik, din "yetkili benim, bu sevap bu günah" diyenler yüzünden dinsizlik, ahlak "benim kararım-tercihim" diye ahlaksızlık olur.
o kadar okul okuyorsun ediyorsun ve diyelim ki kpss ales ıvır zıvır bir ton sınav çalışıyorsun. bir bakıyorsun karşında hile hurda ile hakkı olmadan memur olmuş bir ton annesi serbest meslek bağkur emeklisinin çocuklarını görüyorsun. kaldı ki bu e-5 mahsulleri da sana gişelerde orada burada surat yapıyor, suratını ekşitiyor sanki kendisi bir haltmış gibi, sanki bunların parasını sen ödemiyormuşsun gibi.
bunlar daha yakalananları. Yakalanmayanları ile bu sayı binlercedir tahminen...
hiç şaşırmıyorum böyle şeylere,devir kıyak zamanı,yüksek mektepte eğitim öğrenim görmüş,çalışmış,uğraşmış,başarmış bireylerin pabucu her zaman dama atılıyor,nerede beş para etmez,işe yaramaz,cibiliyetsiz biri var o ödüllendiriliyor,yazık bu şahısların elinde yetişecek olan talebelere.
Ülkede ne sahte değil ki ... Sahte diploma isyenler bile zamanında çalınmış sorularla oraya gelmediler mi ... Arifi RTE ye gösteren zihniyetin çamur, ahlakinın manukyan temsili olan başı örtülü ama zihni kapalı olan asalak ve bok depoları ...