Rüyalar geleceğin aynasıdırlar... Rüyama gelince rüyamda koyu ceviz renginde bir masa,kalın ayaklı bir masa gördüm.içerisi oldukça havasızdı..Çevresinde de tam üç adet sandalye gördüm. Sandalyeler bayağı güzeldi onlar da ceviz rengindeydi. Bir de küçük bir pazar yeri gördüm.Pazar sepetleri küçük karelerden kuruluydu...Üstlerinde ise beyaz, göze hoş gelen bir örtü vardı... Kesinlikle büyük bir ülke değildi...Güneşi güzel görünen bir yerdi. Havası nasıl desem bulutlu ama bulutları yan yana değildi. Ayrı ayrı dizilmislerdi sanki gökte... Pazar deseni bana ilginç gelmişti çünkü burada öyle bir desen yok..Çok güzel bir yerdi kendi üstümdekileri ise göremedim. Fakat oldukça özgürdüm evet. Bir de beyazdan uçuşan bezler vardı. Açıkçası her yer beyazdı. Güneşi ise çok güzeldi. Toprağı açık kavuni sanki kumsal rengini andıran bir toprak gibiydi... Toprağı ince ve rengi kavun gibiydi. Sanki yavru pembesi gibiydi. Rengi oydu...
Bunun bir de rüya içinde rüya türü vardır. Muhtemelen beyin bu katmanda daha hızlı çalışır. Çünkü normal rüyada 5 dk'da saatlerce rüya görmüş gibi hissederiz. Rüya içinde rüyada ise 5 dk'da haftalar sürmüş gibi hissederiz. (Kaynak= Ben böyle hissetmiştim.)
benim için anlamsızlıklar diyarıdır, olağan şeylerin gerçekleştiği rüya görmem hiç. hoşuma da giden bir durum bu çünkü absürtlük bana her zaman komik gelmiştir. kahkahalarla uyandığım olur bu yüzden.
Rüya görmekten hiç hoşlanmıyorum. Hep sevdiğim insanları çok kötü görüyorum. Bıraktığı etkiyi değiştirmek için kendimin yönlendirebileceği tek kanal olan hayal kurmak zorunda kalıyorum.
Hayal kurmaktan da nefret ettik.Sevdiğim insanların hiçbirini görmek de istediğimden emin değilim artık. Kafamı sürekli meşgul ediyorlar. Saçma saçma bir sürü yük hissediyorum omuzlarımda.
Uykunun kapısında nöbet tutan bekçiye benzetir freud rüyayı.
Amacı arzu giderimi olan rüyanın bazı durumlarda rahatsızlık verip uykuyu sonlandırmasını da bekçinin hırsızları kovalarken çıkardığı gürültüye benzetir.
Saçma, korkunç ya da komik her ne şekilde görülürse görülsün, her rüya bir arzu tatminine dayanır ve mutlak bir anlamı vardır.
yerde cenin buluyorum.cenin ama daha kesesinin icinde premature seklinde rengi de cok kotuydu.
keseyi yirtip nefes almasini sagliyordum.hareket ediyordu.
hofff neyime gerekse dusmus anasi bile fark etmemis ben niye kurcaliyorsam.
psikolojim bozuldu o ruyadan sonra.yere bakmadan yuruyorum.
etkisii çok acayip olan uykuda görülen ya da dalıp gidince mecazi anlamda kullanılan durum. normalde gerçek hayatta gördüğünüz yer ile yine aynı yeri rüyada görünce rüyadaki atmosferi yeri sanki başka bir yermiş gibi geliyor.
Entrylerime bakınca 2 buçuk 3 saaat uyumuşum. Bilinçaltım hayatımdaki her korkumla yüzleştiğim bi senaryo hazırlamış, film gibiydi sonda eğlenceli müzik bile çaldı amk.
ilahi bir sınavdır, siz rüyanızda bir mekanda bulunur ve o mekanı hiç yadırgamazsınız, oysa gerçekte ilk defa gittiğiniz ama size çok tanıdık gelen bir yerdir. Size daha önce var olan bir yer gibi gösterilir, siz rüyanızda yaşadığınız zamanı hayret ederek karşılamazsınız, oysa bu rüyayı ilk defa görüyor olmanıza rağmen o mekanın eskiden beri var olan sahibi gibi davranırsınız..
Örnek verelim;
Bir araba kullanıyorsunuz, bu arabada nereden geldi benim böyle bir arabam yoktu demezsiniz, bir evde yaşıyorsunuz veya bir mekanda kendinizi gördünüz, o mekanı sorgulamazsınız “burası neresi” demezsiniz. Bu rüya’da var olan yer ve mekanları kabul edersiniz.. ta ki uyanana kadar. Rüyada’ki sınav burada başlıyor, Dünya’ya döndüğünüz zaman saniyeler içerisinde rüyalar hafızanızdan silinmeye başlar, bunda büyük hikmetler vardır, size sadece lazım olanlar hatırlatılır.. Bu demek oluyor ki büyük kısmı şeytani olan rüyaların lazım olmayanları size hatırlatılmaz ve bu çok kısa zamanda olur, saniyeler içerisinde görüp uyanırsınız, gördüğünüz rüyalar eğer 7 ile 10 saniyeden fazla sürecek olursa fiziksel olarak direniş gösterirsiniz, vücudunuz buna pek tahammül edemez, uyanamaz sanız kabus görmeye başlarsınız, işte burada sizin kısa sürede gördüklerinizin dışında birde size çok uzun zamanda gösterilenler devreye girer, kısa sürede gösterilen rüyalar ilahi, işaret ve uyarı dolu simgesel rüyalardır, lakin bu rüyadan uyanamaz sanız uzun süren ve şeytani rüyalar devreye girer. Genelde uyanamama durumu aşırı yemek yiyerek yatanlarda, sol tarafına yatarak uyuyanlarda, mesanesi dolu yatanlarda, kıbleye ayak uzatanlar, birde vücudu üşüyenler, üzeri açık kalan veya öfkeli düşünceler ile uyuya kalanlarda olur.
Rüyalar Birer imtihan Sahasıdır
Gerçek hayattaki niyetleriniz rüyadaki ile kesinlikle aynıdır, ilahi veya şeytani rüyalarınızda ne yapıyorsanız Dünya üzerindeki davranış biçiminiz hiç farklı olmaz. Rüyalarda yüksekten atlamak istemezsiniz, rüyaları kontrol etmek bir yetenektir ve bu ergenlik dönemlerinde kısa süreli olarak gerçekleşir. Bu insana verilmiş küçük rüya hediyesidir, bir süre sonra bu yetenekler kaybolur. ilerleyen yaşlarda daha mantıklı davranışlar göstermeye başlarsınız.
Rüyanızda Hiç Olmadık Bir Davranışta Bulundunuz!
Örnek verelim; eşinizi aldattınız, cinsiyetiniz önemli değil, bu size üzüntü veriyor ve uyanıyorsanız hatta sizi pişmanlığa sevk ediyorsa buna sevinin. Bu durum size acı verdi ve uyanınca gerçek olmadığına sevindiniz. Bu bir sınavdı, teyit alındı .. peki neyden teyit alındı dersiniz.. hemen bilinen bir örnek daha verip size neler olduğunu açıklayayım.
Diyelim ki sigarayı bıraktınız;
Bir : Allah rızası için tövbe ettim bıraktım.
iki : Sağlığım için bıraktım
Sağlık için bırakılmış sigara rüyanızda, sigara içerken kendinizi görmenize neden olur, lezzet alabilirsiniz bu durumdan.
peki Allah rızası için bırakılmış olursa rüyanızda sigara içerken kendinizi görseniz bu duruma nasıl cevap verirsiniz.. Korku, endişe, mutluluk, lezzet, ne dersiniz.. ilk aklınıza ne gelirse niyetiniz orada ortaya çıkar, siz bu sigarayı Allah rızası için mi bıraktınız yoksa diliniz mi böyle söylüyor. işte bunun sınavını yaşıyorsunuz bu rüyada.
Allah’a verdiğiniz söz üzerine, korku, endişe, pişmanlık duyuyorsanız Allah rızası için bırakmışsınız demektir. Bu konuda sınavı geçersiniz ve yıllarca içtiğiniz her nefes sigaranın günahları sevaba döndürülür.
Aynı durum diğer günahlar içinde geçerlidir, alkol, zina, hırsızlık, küfür etmek ve bir çok günah için rüyalarınız sizi dener, test eder ve bir not alırsınız, lakin sizin günahlarınız tövbe etmeniz halinde sevaba çevrilecektir. Niyetleri has olanlar içindir bu durum. Ancak bunun ne derece samimi olduğunu test etmek yüce yaratıcının sanatı ile mümkündür. işte sizin her gün sorguya çekildiğiniz bu rüyalar’da arayıp bulmanız gereken hikmetler bunlardır. Gördüklerinizi yorumlayıp Dünyevi işler ile menfaat aramak değildir.
Üç şey vardır hakkında konuşulurken “doğru, samimi, ciddi” olmalıdır, bunların ilki “kader” diğeri “yıldızlar” bir diğeri ise “rüyalar”.
Rüyalar sizi genelde zina ile ilgili dener, hiç zina yapmamış bir insanı da dener, elinde “fırsatı olduğu” zaman ne yapardı diyerek dener.
Rüyada kötülüklerden kaçmak, korkmak, çekinmek kötü işler yapmaktan kendini alıkoymak insanın Dünya üzerinde nasıl bir yaşam ile meşgul olduğunun teyididir.
Yazılı olan kaderimizde günah işlememek yoktur, iyi ile kötüyü ayırt etmek ile ilgili bazı konularda hayvanlara verilmiş olan doğuştan gelen içgüdü ile yaratılmadık.
Meleklere verilen irade ile yaratılmadık, onlar var oluşlarından yok olacakları zaman kadar mutlaka ibadet için yaratılmışlardır ve onlara ibadet etmek ağır gelmez.
insanların fıtratında yaratıcı Allah’ın ( C.C ) verdiği ve bu neden ile yaratılmışların en üstünü diye isimlendirdiği insanoğlu iyi ile kötüyü ayırt edebilmesi kendi iradesine bırakılmıştır. Biz adına kader diyerek yaşadıklarımızı Allah’ın yazgısına bağlayamayız, bize yollar verilmiştir, kaderinizde evlenmek var ise evet o evlilik olacaktır buna hiç bir şey engel olamaz, ama kader size iki tane yol verir, bir tanesi “hayırlı” bir tanesi “hayırsız” olan yoldur. işte o yolların birisi ilahi diğeri şeytanidir, burada işlerimizi neden acele yapmamamız gerektiği ile ilgili bir ipucu da çıkıyor. Acele edilen her yol size hata yaptırabilir, oysa Müslüman acele etmez ama Müslüman miskin de değildir. Acele etmek ile ilgili söylenen işin acele bir an evvel bitmesi değil, düşünmeden plansız yapılmasıdır. Oysa zaman olarak bir süre belirtilmemiştir, evliliğin 18 yaşında olanı daha hayırlı 28 yaşında olanı daha hayırsız olabilirdi, veya 18 yaşında olanı daha hayırsız olup 28 yaşında olanı hayırlı olabilirdi. Seçme hakkımızın olduğunu H.Z. Ömer’in ( R.A ) şu sözü ile hatırlayabiliriz.
“Sakın oturduğunuz yerde Allah’ım rızkımı ver deyip durmayın biliyorsunuz ki gökten ne altın yağar ne gümüş “
Siz dua ettiniz elinizi açtınız Allah’tan dilediniz, gökten ne gümüş yağar ne altın. Şimdi gidin rızkınızı arayın. Dua edip harekete geçmelisiniz. işte bu bizim kaderimize nasıl yön verdiğimizi gösterir.
Şeytanın en büyük oyunu kadercilik tir.
Kaderim böyleymiş, kader diyelim, kaderimde yazılıymış.. elbette böyle kaderimizde yazılı olanın dışında bir şey yaşamıyoruz fakat unutmayalım ki hala anlayamadığımız bir durum var, kaderimizi biz kendimiz çiziyoruz, kimse sizin namazı terk edip adına kader demenize izin vermez, ancak bunu şeytan yapar. Öyle ki şeytan bile bu durumdan sıyrılıp tövbe edecekken siz nefsiniz ile baş başa kalacaksınız. Bu durumun suçlusu, ona belli bir vakte kadar süre verilen şeytan olmayacak. Yaratılmış her varlığın görevi olduğu gibi onunda beli bir zamana kadar yapacak görevleri var, vesvese vermek. Bizim bu durumlara irade, akıl, sabır ile mantıklı gelen hangisi ise onunla hayatımızı icra etmemiz gerekir. Bu icranın sonunda ne kadar doğru iş yaptığımız sorgulanacaktır.
Rüyalar gizli kamera kayıtlarımızı tutuyor.
Rüyalarda görünen ve hatırlanan her şeyden ders çıkartabiliriz, bir konu hakkında Dünya üzerinde tövbesini yaptığımız hemen hemen her şey rüyamızda karşımıza çıkar, biz bilimde buna bilinç arkası veya bilinç ardı etmek diyoruz. Bilinç ardı edilip önemsenmeyen veya ertelenen veya gözardı edilen her durum rüyamızda karşımıza çıkabilir. Sigarayı bırakmak, içki veya daha kötü bir alışkanlığı bırakmak onu bilinçaltına atmak unutmaya çalışmak rüyada karşımıza bu neden ile çıkar. Teyit isteyecek ve kameraya kaydedecektir. Sigarayı gördüğün gibi eline alıp yaktın mı ? içtin mi, nefes nefes çekip sigaraya mı doydun, yoksa Dünya’da yaptığı tövbeye uygun olarak bu sigarayı içmiş olsan bile sana rüyanda bu durum pişmanlık verdi mi. içmiş olmanız içeceğiniz anlamına gelmez, sizin iradeniz dışında sigara size rüyanızda içirilir
( alkol, zina gibi ) sonrada ne hissettiğinizi gerek rüyada gerek uyandıktan sonra size hatırlatılır ve hisleriniz duygularınız sorgulanır. Yıllar yılı yapılmış günahların olduğu gibi sevaba çevrilmesi de öyle kolay değil, sizi seven bir yaratıcınız olduğunuzu unutmayın, onun sanatına bizim aklımız ermez, kendinizi fazla zorlamayın, bilim derken şunu da unutmayın ki “hiç bir şey sebepsiz yaratılmamıştır” teslim olun ve unutmayın .. Zor olan cehennem, cennet değil.
Şüphesiz en doğrusunu Allah ( C.C ) bilir.
neredeyse her uyuduğumda rüya görürüm. o kadar değişik rüyalar ki bunlar. keşke benim için yorumlayan biri olsa. internetten tabirlere falan da bakıyorum bazen orada bile bulamıyorum. mesela dün rüyam da topluluğun mezarlığa yürüdüğünü gördüm. ama mezarlığın ters istikametinde. benim gibi değişik rüyalar gören eminim ki yoktur.
korkutucu ve bir o kadar anlamlı bir rüya gördüm. pek fazla birşey hatırlamıyorum. hatırlayabildiğim kadarı ile eksiksiz anlatmaya çalışacağım.
düz tabirle, annem akıl sağlığını kaybediyordu. benim için o kadar korkutucu birşeydi ki bu. bu kısmı tam olarak hatırlamıyorum ama, hatırladığım şeyler;
biz parktayken, annemin ortalık yere ayakta işemesi (saçma gelebilir ama bir kadının ayakta işemesi, onun ruh sağlığının bozuk olduğunu gösterir)
tüm rehberini bir anda aramaya çalışması ( devamlı duraksamadan takıntılı bir şekilde)
apma sapma hareketler (şakacıktan değil, ciddi anlamda ruhsal bozukluk)
ve tuhaf bir biçimde sürekli 13 mayıs'ı tekrarlaması.
herşeyi geçtim, bu 13 mayıs kafamı acayip kurcalıyor. bu tarihin kesinlikle bir anlamı var bundan eminim. ve çaresizce 13 mayısı beklemek zorundayım. umarım kötü birşey olmaz.
bu olaydan sonra istanbul'a gidiyorum işte. istanbul'un merkez yerinde değildim bu arada. sanırım silivri'de biryerdeydim. (silivri ne ayak lan derseniz, entrynin ilerleyen kısımlarında anlarsınız) çok tuhaf bir şekilde eskişehir'e eve dönmeye çalışıyorum. gelmeyi başardın, niye şehvetle eve dönmek istersin? hem de istanbul'u bu kadar severken.
kendi imkânlarımla bir kaç kez istanbul'dan çıkıp eve gitmeyi denedim, fakat olmadı. ya yolum denizle bitiyordu, ya da çıkmaz sokak. bu ikisi çıkmama izin vermiyordu.(garip garip tünellerden de geçtiğimi hatırlıyorum) sonra bir abi dedi ki; şu tramvay seni istanbul'un çıkış kapısına götürür. ona bin ve git dedi. bindim, tramvaydayken bir kız, bana tiksinç gözlerle baktı. sanırım maske falan giymediğimden dolayı idi. çünkü tramvayda herkes maske giymişti. bilmiyorum. tramvaydan indim. (bir kaç kişi indik) dağlık bir bölgeydi, fakat her tarafı denizlerle çevriliydi. yani sadece yol olan kara parçası vardı, ama dibimiz denizdi. orada tek gördüğüm şey, deniz kenarında bulunan silivri vapur tabelasıydı. (silivri yazısını tabelanın üstünde net bir şekilde gördüm, o yüzden yanlış olma ihtimali sıfır) insanlarla o bahsettiğim yoldan devam ederken, annem aklıma geldi. acaba ne yaptı bu kadın falan filan. arayayım derken uyandım.
size belki de saçma gelecek, ama bana çok anlam ifade ediyor. istanbul'a duyduğum büyük ilgiyi bir kenara bırakırsak, annemin o halleri belkide ömrüm boyunca aklımdan çıkmayacak. (rüya da olsa) 13 mayıs beni çok korkutuyor. ne yapmalıyım, okumaya zahmet edenler bana mesaj olarak dönebilir mi? ben de şuan psikolojikman iyi değilim. hayatımda gördüğüm en anlamlı rüyalardan biriydi.
Rüya, uykunun genel ve karakteristik özelliklerinden biri olup, uykunun hızlı göz hareketi adlı evreleriyle yakından ilişkili bulunan, görsel ve işitsel algı ve duygulardır.