bugün

andrei tarkovsky'nin 1986 yılında, ölmeden önce çekip bitirdiği son filmi. türkçe'de kurban anlamına gelir. tarkovsky filmi aynı zamanda tedavi gördüğü yer de olan isveç'te çekmiştir.

düzelti: imla.
çağdaş rus sinemasının en önemli yönetmenlerinden biri olan andrei tarkovsky`in kanserden ölmek üzere olduğu son günlerde isveç'de çektiği filmdir.

sinemanın mistik ozanı ve çağdaş rus sinemasının kuşkusuz en büyük yönetmeni TARKOVSKY, offret'ı isveç'te, kanserden ölmek üzere olduğunu bildiği günlerde çekti. oğlu andriyoşa'ya 'umut ve inançla' ithaf ettiği bu son filmi, yönetmenin bir bakıma da vasiyetiydi. Yüzeyde göründüğünden çok daha derin ve karmaşık olan bu öyküde TARKOVSKY'nin karamsarlığı doruğa çıkmıştır. Filmde üslup yönünden, ingmar bergman'ın son dönem çalışmalarını andıran pek çok unsur bulunmaktadır. Dekorlar soğuk, ışıklandırma ise geri plandaki nesnelerin önünde ve parlaktır; dinsel metaforlar da çok fazladır. TARKOVSKY, BERGMAN'ın sürekli çalıştığı usta görüntü yönetmeni sven nykvist'in mükemmel görüntülerinin de yardımıyla, insanlığın gittikçe makineleştiği, teknolojik gelişmelerle iyice kapana kıstırıldığı günümüzde, sürekli bir nükleer savaş tehdidinin gölgesinde nasıl çıkmaza doğru sürüklendiğimizi gösterir. Bu gidişe karşı koymanın da ancak inançla mümkün olabileceğini vurgular.

özellikle filmin en etkileyici bölümlerinden biri olan "Alexandre'ın Tanrı'ya yakarışı" [http://www.youtube.com/watch?v=f4z8Y-NpW1c ] insanı derin düşüncelere sevk ettirir. izlenmelidir.
insanın dünya ve yaşam dengesindeki yerini sorgulayan bir tarkovsky başyapıtı. insanlığın kurtuluşu için kendini feda eden başrol, isa'nın ademoğlunun günahları için kurban olmasına benzer.
insanlığa ağıt niteliği taşıyan tarkovskyin en iyi filmi.Güzel bach eseri için;
http://www.youtube.com/watch?v=X_tXqQlFdcQ
#25259436

hoşbulduk demek istediğim yazar, dostum. ben buralarda yeniyim ama kendisi bir süredir yazmakta zaten.
Sinema üstadı yazar arkadaşımdır. Adamın isi gücü yok bütün gün evde film kasıyor. Takdir ediyorum.

Ayrıca tarkovsky'nin bir filmidir efendim.
https://youtu.be/hvda7vGTcZM

Muazzam bir açılış müziği var.
Bach-erbarme dich.
“Teknik ilerleme dediğimiz şeyin bize getirdiği tek şey konfor oldu. Bir tür hayat standardı.
Ve bir de gücü korumak için gereken şiddet araçları. Vahşiler gibiyiz!
Mikroskobu, cop gibi kullanıyoruz.
Hayır, yanlış. Vahşiler maneviyata daha çok önem veriyor!
Önemli fennî bir buluş mu yaptık, onu hemen kötülüğe âlet ederiz.
Hayat standardına gelince, bir zamanlar bilge bir kişi, gerekli olmayan şey günahtır demişti.
Ve eğer bu doğruysa, medeniyetimiz baştan aşağıya günah üzerine kurulmuş demektir.”

Kurban, Tarkovsky.
1986 yapımı bir andrei tarkovsky filmi. Film, insanlığı kurtarmak için kendinden vazgeçen bir adamı(alexander) konu alır. Bu anlamda alexander karakteri kierkegaard’ın korku ve titreme kitabındaki ibrahim’i ile benzerlik taşıyor.

Filmde bir nükleer savaş çıkar ve her şeyin yok olup gideceğinin farkında olan alexander ölümden kurtulabilmek dahası sevdiklerini kurtarabilmek için her yolu denemeye hazırdır. Tanrıya yakarır. Aslında tüm bunlar gerçek mi yoksa kahramanın kafasında yaşadıkları mı bilinmez.

--spoiler--
Sahip olduğum her şeyi sana vereceğim. Çok sevdiğim ailemi vereceğim. Evimi yıkacağım. Küçük Adam’dan vazgeçeceğim. Dilsiz olacağım. Bir daha kimseyle konuşmayacağım. Beni hayata bağlayan her şeyden vazgeçmeye razıyım. Yeter ki sen, her şeyi eskisi gibi yap. Bu sabah ve dün nasılsa öyle yap. Beni hasta eden bu ölümcül hayvani duygudan kurtulmama yardım et. Evet, her şeyim senindir! Tanrım! Bana yardım et! Söz verdiğim her şeyi yapacağım.
--spoiler--

Filmde pek çok sorgulama ve gönderme var fakat heidegger ve özellikle nietzsche üzerinden varoluşçulukla inanç kavramının girdiği çatışmayı, insanın dünyadaki varlığına dair fikirlerini apaçık görmek mümkün. Hatta filmdeki pek çok diyalog felsefi düzeyde bir sorgulama şeklindedir. Film, varoluşsal problemler üzerinden ilerler (klasik tarkovski). Biliyorsunuz tarkovsky filmleriyle felsefe yapan bir sinema filozofudur da aynı zamanda.

--spoiler--
Bazen kendi kendime şöyle derim: Eğer biz de her gün tam aynı saatte bir ayin yapar gibi belirli bir davranışı hiç değiştirmeden sistemli olarak yinelersek dünya çok farklı olur. Bir şeyler değişirdi. Değişmesi gerekirdi.
--spoiler--

Kuruyan o ağacın yeniden yeşermesi gibi, insanlık da yeniden can bulacaktı.

görsel
Tarkovsky, filmi kendi oğluna adamıştır.

“Umut ve inançla”
iyilik nedir sorusunu akla getiren.
ve iqsu yüksek insanları iyi olmaya inandırandır.
Burada filmi izleyen bir 5 kişi falan var herhalde zira şuraya o kadar yazdık kimse de açıp okumamış, olmaz olsun böyle sözlük.*