yüksek lisansını sylvia plath üzerine yapıyor,ve onun yolunda 29 yaşında, dünyanın neresinden dönülse kardır diyerek evinin penceresinden kendini bırakıyor. bir ara da ece ayhan ile gönül ilişkileri olmuş.
hasta bir çocuğum ben. Oyuncağı panik olan sayın yalnızlık kendi kendine nasıl da eğlenir.Niye izin vermiyorsun yoluna kuş konmasına
niye izin vermiyorum yoluma kuş konmasına niye kimseler izin vermez yollarıma kuş konmasına?
"Öyle güzelsin ki kuş koysunlar yoluna" bir çocuk demiş.
olacak, bitecek, yaşanmışlığını anlatan şöyle bir şiiri vardır.
"çok yalnızım, mutsuzum
göründüğüm gibi değilim aslında
karanlıklarda kaybolmuşum
bir ışık arıyorum, bir umut arıyorum uzun zamandır
aradıkça batıyorum karanlık kuyulara
kimse duymuyor çığlıklarımı
duyan aldırış etmiyor çekip kurtarmak istemiyor
bense insanların bu ilgisizliği karşısında ilgiye susamışım
umidimi yitirmişim
biliyorum bir gün dayanamayacak küçük kalbim
arkamı dönüp inandığım ve güvendiğim herşeye
veda edeceğim. "
daktiloya çekilmiş şiirler'ini okursanız şayet bir gün, yalnızlığı bile ne kadar zarif işlediğini,
ne kadar ağır yaşadığını,
ve bu yalnızlıktan kimseyi suçlu bulmayışının izlerini görebilirsiniz.
kendi yalnızlığından daha derin bir kuytu, daha derin bir karanlık bulamadığı için ölüm'ü tercih etmiştir..
her intiharı şahsımca bir vazgeçiş olarak, biraz acziyet olarak değerlendirsem de, en bariz biçimde daha iyiye yöneliş olarak değerlendiriyorum onun vakasında.
keşke gitmeseydi, keşke daha derin yalnızlıklar bıraksaydı, o cam kırıkları keşke bize de batsaydı onunla birlikte, ama maalesef.
her ölüm üzücüdür belki, ancak onunkisi daha çok içimizde bir yalnızlık yıkıntısı olarak kalacak sanırım.
1987’deki intiharından iki yıl önce boğaziçi üniversitesi'nde bitirme tezi olarak yazdığı, "sylvia plath’in şairliğinin intiharı bağlamında analizi" başlıklı yazısında:
"umarım böylesine emsalsiz ve belirgin bir konuda, şiirlerini ölüm kavramını derinden algılayarak yazmış ve intiharında da sanatındaki kadar başarılı olmuş bir kadının analizini yapabilme konusunda başarısız olmam" demiştir.
umarım biz de seni anlayabilme konusunda başarısız olmayız.
"...Bu dünyayı başka bir hayatın bekleme salonu ya da vakit geçirme yeri olarak görüyordu. Dönüp baktığımda bir acı da buluyorum Nilgün’ün yüzünde. O zamanlar görememişim. bugün ortaya çıkıyor.”
"Bir karga bir kediyi öldüresiye bir oyuna davet ediyordu.
Hep böyle mi bu?
Bir şeyden kaçıyorum bir şeyden, kendimi bulamıyorum;
dönüp gelip kendime yerleşemiyorum,
kendimi bir yer edinemiyorum,
kendime bir yer..
Kafatasımın içini, bir küçük huzur adına aynalarla kaplattım,
ölü ben'im kendini izlesin her yandan;
o tuhaf sır içinden.."
Bir karga bir kediyi öldüresiye bir oyuna davet ediyordu. Hep böyle mi bu?
Bir şeyden kaçıyorum bir şeyden, kendimi bulamıyorum dönüp gelip kendime yerleşemiyorum, kendimi bir yer edinemiyorum, kendime bir yer.
Kafatasımın içini, bir küçük huzur adına aynalarla kaplattım,
ölü benim kendini izlesin her yandan, o tuhaf sır içinden.
Paniğini kukla yapmış hasta bir çocuğum ben.
Oyuncağı panik olan sayın yalnızlık kendi kendine nasıl da eğlenir?
Niye izin vermiyorsun yoluna kuş konmasına?
Niye izin vermiyorum yoluma kuş konmasına?
Niye kimseler izin vermez yollarıma kuş konmasına?
"Öyle güzelsin ki kuş koysunlar yoluna" bir çocuk demiş...
bu gün dünyadan ayrılışının yıl dönümüdür. şiirler içinde uyu güzel insan.
Çok yalnızım, mutsuzum
Göründüğüm gibi değilim aslında
Karanlıklarda kaybolmuşum
Bir ışık arıyorum, bir umut arıyorum uzun zamandır
Aradıkça batıyorum karanlık kuyulara
Kimse duymuyor çığlıklarımı
Duyan aldırış etmiyor çekip kurtarmak istemiyor
Bense insanların bu ilgisizliği karşısında ilgiye susamışım
Ümidimi yitirmişim
Biliyorum bir gün dayanamayacak küçük kalbim
Arkamı dönüp inandığım ve güvendiğim her şeye
Veda edeceğim.
"Kimdi o kedi, zamanın
eşyayı örseleyen korkusunda
eğerek kuşları yemlerine,
bana ve suçlarıma dolanan?
Gök kaçınca üzerimizden ve
yıldız dengi çözüldüğünde
neydi yaklaşan
yanan yatağından aslanlar geçirmiş
ve gömütünün kapağı hep açık olana?
Yedi tül ardında yazgı uşağı,
görüldüğünde tek boyutlu düzlüktür o
ve bağlanmıştır körler
örümcek salyası kablolarla birbirine
sevişirken,
iskeletin sevincini aklın yangınına
döndüren, fil kuyruğu gerdanlıklarla.
Yine de, zaman kedisi
pençesi ensemde, üzünç kemiğimden
çekerken beni kendi göğüne,
bir kahkaha bölüyor dokusunu
düşler marketinin,
uyanıyorum küstah sözcüklerle:
Ey, iki adımlık yerküre
senin bütün arka bahçelerini
gördüm ben!"