bir keresinde avcılar zincirlikuyu hattında yine her zamanki gibi kalabalık bir ortamda bindik metrobüse. arkalardan bir koku geliyordu en başta çözemedik ama sonradan anlaşıldı ki bu koku önlerden sağ taraftaki tekli koltukta kendi başına sızmış kirli mi kirli bir abimizden geliyodu herkes klasik bir şekilde eline geçirdiği peçete çabut ne varsa irenmeye başladı bu abimizden ama gerçekten çok ama çok ağır bir kokuydu . sokakta yaşıyordu belli ki bu abiyi daha sonraları da gördüm duraklarda falan yine sızmış bir şekilde .
farklı bir ulaşım sistemidir, bakış açısına göre anlamı değişir, "şaşı bak şaşır"dır bir nevi.
bunu şöyle yorumluyorum ben:
modern dünyadan bakarsan değişiktir, fotoğraflıktır, ibretliktir.
geri kalmış ülkelerden bakarsan moderndir, candır, bu kadar kısa sürede yapılmış, bu kadar kısa ulaşım süresi kıl yün.
türkiye'den bakarsan... eee, bakmayacaksın. iteceksin rakibini, devireceksin. evrimin bir halkasıdır sadece.
not: gönderme ettim ama kime? en güzel birisine.
şuna ettim:
"Bana yukarıdan bakarsanız aptalın tekini görürsünüz. Bana aşağıdan bakarsanız tanrıyı görürsünüz. Bana tam karşıdan bakarsanız, kendinizi görürsünüz." - Charles Manson
zaman kavraminin olmadigi ulasim araci sanki farkli bir boyutta geciyor bu saatte resmen oturacak yer yok . bu kadar insan gecenin 3unde hangi amaca hizmet ediyoruz bilmiyorum tek bildigim ortak noktamizin metrobus oldugu.
zaman kavraminin olmadigi ulasim araci sanki farkli bir boyutta geciyor bu saatte resmen oturacak yer yok . bu kadar insan gecenin 3unde hangi amaca hizmet ediyoruz bilmiyorum tek bildigim ortak noktamizin metrobus oldugu.
günlük sporunuzu yapabileceğiniz ve size stratejik düşünme, mesafe ayarlama, kıvraklık gibi özellikler katan toplu taşıma aracı. hergün iki doz alırım, favori hattım 34c'dir
ulaşım süresini oldukça kısaltan ancak insanın da yaşam süresini bir o kadar kısaltan bir ulaşım aracı. normal şartlarda 2 saatlik bir yolu 45 dakikaya düşürmesi mutluluk verici. ancak çok yoğun kalabalık ve konforsuz taşımacılık insanı kendinden soğutuyor açıkçası. hijyenik olmaması da cabası.
insanlara insanlığını unutturan, oturmak için birbirlerini öldürebileceklerini gösteren ulaşım aracı.
sırf psikolojik araştırma yapmak için içine binmek yeterli.
abi günün her saati o kalabalık, o hayvanlık, o koltuğa saldırma, başkasının oturacağı yere binbir kurnazlıkla oturan insanın sinsi ifadesi, yeri kaptıranın annesi ölmüşçesine üzüntüsü hayalkırıklığı, o itişmeler kakışmalar, şaka mısınız siz ya?
bi gün o insanlar gibi binerken hayvanlaşamadığım için öleceğim sanırım.
sanki beş dakika bekleseler ne olacak? ya da ayakta gitseler? insanlığını kaybetmek yarım saat götünü o koltuğa koymak kadar ucuz mu yani? yazık.
bugün gece saat 00.30 sıralarında zincirlikuyu tarafından gelirken küçükmece düzlüğünde fena bir kaza yapmıştır. e5 te karşı taraftan gelen bir opel corsa süratle ışık direğine çarpmış, ardından çelik halatları parçalayarak anca durabilmiştir. perti çıkmıştır tabii aracın. metrobüste ciddi sarsıntı yaratmış tekerleği patlamıştır. umarım kimseye bir şey olmamıştır.
normal şartlarda yer altından geçmesi planlanmış ve bu konuda japonların (yani bu işi yapan elemanların) baskı yaptığı fekat güzel boşbakanımızın seçimlere yetişmesi için üstten yaptırdığı ulaşım aracı.