kıtalar arası yolculuk yapmanıza olanak sağlayan, arada bir arızalanması nedeniyle kendine ait yolda uzun metrobüs kuyrukları oluşturan/insanları bir duraktan diğerine yürütmek zorunda bırakan, sık sık insanlar arasında ortaya çıkan kavgalara tanıklık eden, koltuk kapma savaşı nedeniyle insanların kendilerini 1. dünya savaşı'nda sanmalarına neden olan, her daim doluluk oranı yüksek olan ve genellikle kapasite fazlası yolcu ile ulaşım yapmaya çalışan bir sistemdir.
metrobüsten bildiriyorum;
söğütlüçeşme'den yeni hareket ettik. hava ve zemin yolculuk için mukemmel !!! yazın sıcak, kışın soguk olan klasik bir metröbüs yolculuğu.. binerken biraz itiş kakış yaşamadık değil. fikirtepe'yi yeni geçmiştik ki ilk omuz darbesini almam supriz olarak yorumlandı arkadaşlarla. çünkü biz ilk darbeyi uzunçayır'da bekliyorduk. kuponu ilk maçtan yatan iddaasever gibi yıktı bu durum beni. ama uzunçayır'a geldiğimizde şöförün sert bir fren darbesiyle yaşlı bir teyze yerde buldu kendini. ama yolcular bu pozisyona devam dedi ve yaşlı teyzenin üstüne basa basa ilerlediler. adamın biri altunizade durağında metrobüsten inmeye çalışırken yavaş hareket ederek vakit geçirmekle suçlandı ve söförün hışmına ugrayarak kapıların aniden kapanmasına sebep oldu. bu durum içeri binen anne ve tam binerken kapanan kapı yüzünden durakta kalan çoçuğu için kısa bir şok etkisi yarattı. herşeye rağmen metrobüstte yaşanan metrobüstte kalır mantığı ile zincirlikuyu durağının o keskin virajını 100 km hız ile alan şöför herkesin kucaklaşmasını sağladı ve bir yolculuk daha sona erdi sayın istanbullular..
Metro denildiği an içimde fırtınalar kopuyor Küfürler uçuşuyor.Sebebi Ankara/keçiören Metro çalışmasıdır 10 yıldır yapılacak inşallah sefa süremedik hep cefa hep cefa.
artık ankara'da da var olan taşıma sistemi (güya). Yol kenarlarında en sağ şerit sarı renklerle boyalı ise hemen o şeriti boşaltın, yeni metrobüs hattıymış bu yol. Ben bir tek konya yolu gölbaşına 10 km kalınca gördüm başka var mı bilmem ama. Önümüzdeki günlerden sonra ceza yazmayada başlancakmış şeridi kullananlar için. Ankarada ikamet eden şöförlerin dikkat etmesi gerekir.
Gerçekleştirilen her 2 hareketten 1'inin özür dilemeyi gerektirecek şekilde olmasından ötürü, kimseden özür dilemediğim, dilenmesini de beklemediğim toplu taşımadır.
her gün yeni yeni hadiselerin ve kavgaların yaşandığı araç..
hadise dün yaşandı, 34a (cevizlibağ-söğütlüçeşme) metrobüsünde. yaklaşık 1 aydır kartal'dayım. kartal'da bir firmaya program yazıyorum. evet elim biraz ağır, yavaş yavaş, sindirerek yazıyorum. mutlu musunuz?
şu an donarak yazıyorum bu satırları. zira bir oto yedek parçacısının deposu elbette bir hangar büyüklüğünde ve elbette kutuplardan hallice bir soğukluktadır, hele de bu mevsimde. yavru kutup ayısının hikayesini bilirsiniz, işte o yavru benim şu an. donuyorum anasını satim! şimdiden aralarda yazacağım "brrr!!"lar için afınıza sığınıyorum.
sabahın köründe bu kadar insanı başka hiçbir güç bir araya getiremez. cevizlibağ metrobüs durağı mahşer yeri diye istimlak edilse, belediye duyuru yapsa, cehennem orada kurulsa, o yolcular gene gelir oraya. sabahın körü ve tıklım tıklım dolu. 3 metrobüs hattının buluştuğu tek yer orası. bir diğeri de zincirlikuyu. ama bu durağın tek farkı zincirlikuyu'ya nazaran küçük olması. haliyle istihab haddi aşılıyor çoğu zaman. kazalara davetiye çıkarılıyor. hele bir de üniversiteliler eklenince bu kalabalığa, o davetiye hemenceik gelsin de birkaçını alıp götürsün istiyorum. lan liseliler daha sevimli geliyor bana nedense. bunların alayı aptal sürüsü. ellerinde kitap yerine tablet pc, akıllı telefon filan var. kızlar genelde erkekleri, erkekler de düşüremedikleri kızları konuşup duruyor. bir de bunlar ülkenin geleceği olacak değil mi? komikti evet..
işte bütün bu ahval ve şerait içerisinde her gün seyahat ediyorum metrobüslerde. dün sabah da aynı duygularla bindik birine. çok sessizdi ortam. içimden geçirdim "lan niye bu kadar sessiz bu araç?" diye. çünkü kulaklığı çıkardım, çalınan şarkıyı o şekilde bile duyuyordum. o derece sessizdi. derkeeen!!... bağıran bir adam keşfettim. bir nevi allah diyen aslan, üzerinde allah yazan bir domates, o da olmadı çölde bir vaha gibiydi o ses. irkildik tabi haliyle..
- terbiyesiz adam, ölür müsün şu tarafa geçsen! sabah sabah bütün enerjimi aldın ya!! (enerji ney laan!)
karşıdaki adam gayet naif. onun sükuneti beni derinden etkiledi. gayet de haklıydı sanki.
- bak arkadaşım, bağırarak konuşmak çözüm değil. insan gibi rica etsen geçerim tabi. ama bu şekilde konuştuğun için geçmiyorum..
vay vay vay.. hem istanbul'da, hem metrobüste, hem de bir insan.. bu üç sıfat ile "kibar bir rica" fiilini hiç yakıştıramadım. metrobüse binen insan binerken insanlığını bırakmıştır çünkü. metrobüse binen insan ormanda 10 zebra kuvvetindedir.
tartışma daha da alevlenmektedir. fakat şu bir gerçek ki dostlar, eğer sessiz bir ortamda ilk bağıran ya da sesini yükselten kişi siz iseniz, o an yandınız demektir. çünkü o ses daha da yükselecektir, herkesin bakışları eşliğinde. tabi öyle de oldu. bağıran adam, daha kuvvetli bağırmaya, sakin olan adam ise daha da sakin olmaya devam etti. arkalardan bir kadın sesi:
- beyefendi sabahtan beri bağırıyorsunuz, yeter artık, rahatsız oluyorussss!!
- sen karışma, işine bak sen!
bir başka dayı müdahil olur:
- yeter lan sabah sabah, getirtme beni oraya, yoksa gömerim seni. memnun değilsen taksiye bin lan!
- çok zenginsen sen bin!
- ben şikayetçi değilim. sen şikayetçisin. kes sesini.
sonra bir diğeri, bir diğeri derken adam tek kişi kaldı. çok üzüldüm la, içim parçalandı yeminle. peki ben ne yaptım biliyor musunuz?
müziğin sesini biraz daha açıp gülmeye devam ettim n'apıcam. bir de lafa mı girecektim. oldu; dayak yiyeyim bir de sabah sabah..
otomatik olarak anons yapan hanım kızımız da akp'li olacak ki, avcılar ile beylikdüzü arasında bulunan "mustafa kemal paşa" durağını "ambarlı" olarak anons ediyor.
atam'ın adını dahi zikredemeyecek kadar korktuğunu düşündüm biranda.
tide: eksileyen arkadaşın yarasına bastık galiba. kusura bakma kardeş, bilseydim öyle düşündüğünü başka yerlerine basardık.
bu sistem yok iken millet ne ile seyahat ediyordu ulan dedirten sistemdir. bir ay içerisinde milyonlarca insan taşıyan, istanbul'un ulaşımının önemli bir kısmını sağlayan ve istanbul trafiğini önemli derecede rahatlatan sistem. talebin fazla hatta müthiş derecede çok olmasından dolayı yolcuların şikayetlerine ve homurdanmalarına maruz kalmaktadır bu sistem aynı zamanda.
bir de şöyle düşünün oğlum, 17 milyonluk şehir amk, adamlar ne yapsın? istersen helikopterle taşı, bu sefer gökyüzü yetmez amk!
önce tanıyamadık... sonra yusuf yusuf yanaştık hepimiz serap gördüğümüzü sanıyorduk... hayır bu gerçekti... aman tanrım metrobüste boş koltuk gördük... evet evet boş koltuk... hepimiz etrafımıza baktık acaba yaşlı var mı diye... yoktu... yaklaşık bu tanıma aşamasında 5 dk geçmişti... hiçbirimiz oturmuyorduk... bize göre değildi bu... çok tuhaf hala boştu! alışkın değildik çünkü oturamazdık... kimse oturmuyordu! boş koltuk seni özlemişiz seyrin bile güzel bir istanbul manzarası kadar! güneş tutulması gibi bir olaysın 30 yılda bir görmek nasip olur seni... sevgiler... yine gel...
beylikdüzüne uzatılma süreci tam bir skandal olan, çok tercih edilen bir garip ara çözüm diyebileceğimiz, ağırlığı mercedeslerden oluşan otobüslü ulaşım sistemidir. garipliklerini teker teker sıralayalım...
a) bu ulaşım sistemi, bunu yapanlara " bak nefis hizmet" vesilesi ile seçim kazandırmıştır.
b) seçimi kazananlar verdikleri sözler nedeni ile gaza gelmişler ve dördüncü etabı istanbul' un en batısı olan kalabalık yerleşim yerlerinden beylikdüzü ne ulaştırmaya karar vermişlerdir. o kadar gaza gelmişlerdir ki 3 ayda biticek denmiş 13 km yol 1,5 yılda zar zor bitmiştir. (bkz: kervan yolda düzülür mantığı)
c) millet mega yapılar, mega yıkımlar falan derken milyon tl ler harcanıp kurulan köprüler, " aaa yanlış yapmışız" denilip yıkılmış ve tek bir dandik köprü yıkılırken bir işçi hayatını kaybetmiştir. avcılarda 35 milyon tl harcanıp kapatılan alt geçitten bahsetmiyorum bile...
d) ilk kurulduğunda tanesi 750 bin euro dan hollanda' dan otobüs ithal edilmiş, "yaww yapmayın bu otobüsler bu hatta uygun değil" diyen iett müdürü görevinden olmuş, nitekim adamın haklılığı araçlar alındıktan sonra ortaya çıkmış ve aletler sıkça bozularak yokuşları çıkamayarak, bu kadar insan yükünü kaldıramayarak yeni skandallara imza atılmıştır.
e) beylikdüzü hattı açıldıktan sonra günde 1 mio kişi taşımayı hedefleyen iett yeni otobüs alımı yapmadan aynı otobüs sayısı ile insanları taşımaya kalkınca her gün kavga dövüş çıkar olmuştur. insanlar balık istifi bile değil tanımlayamayacağım bir şekilde taşınmaya başlamış ara duraklardan bu otobüslere binmek ikansız hale gelmiştir.
f ) yeni etapta beylikdüzü ne deneme seferi 1 hafta sürecek denmiş ancak aradan haftalar geçmesine rağmen " şöförler yeni hatta alışacaklar, bekliyoruz" açıklaması ile bir şok daha yaşanmasına neden olmuştur.
g) dümdüz bir yolda 8 tane hat oluşturacak kadar creative olan iett işletmeleri tüyap' an kaldırdığı aracı zincirlikuyu ya 12 durak kala aktarma yaptırmış, bunun nedenini soran bana "yaw abi wallaha otobüs yetişmiyor" diyerekten dünyadaki hiç bir matematiğe uymayan bir açıklama yapmıştır. zira otobüs o durağa kadar full çakılı gelmekte herkes gereken anma işlemlerini yaparak diğer otobüse 12 durak için geçmektedir.
h) " illada avcılarda aktarma yapmam lazım" diyen işletmeci zilyon tl harcayarak avcılara alt geçitler kurmuştur. ne olurdu yani tüyaptan kalksa da sen bu kadar parayı harcamasaydın... zaten bu aktarma mantığı bir türlü anlayamadım... cevizlibağ' da da aktarma yapmalıyım diyen işletmeci e5 den de şeritler çalmıştır. halbuki mis gibi zincilikuyu vardır ve fiziksel olarak da uygundur...
ı) durak isimleri de bir acayiptir. zira mesala yılların bizimkent durağı cumhuriyet olmuştur. hadımköy ile hiç alakası olmayan beykent/beko durağı hadımköy olmuştur. hadi cumhuriyet durağını anladık da hadımmköy nedir yaw... adam hiç bilmese ve hadımköy durağında inse tamamen başka yere geldiğini bir süre anlamayacaktır.
i) duraklar arasında bir tutarlılık yoktur. en yoğun duraklarda ne asansör ne de yürüyen merdiven vardır. yeni yapılan duraklar ise daha geniştir. bunlar nispeten daha az yoğun iken eski duraklar için muhtemelen ( bir kaç istasyon hariç ) yenileme çalışması yapılmamaktadır..
j) otobübüslerin klimaları yetmediği için yazın ter üstüne ter, koku üstüne koku salan insanlar içerisinde yolculuk edilmektedir.
k) insanların binmek için müthiş stratejiler geliştirdiği hatta oturmak için harikalar yarattığı bir ulaşım sistemidir.
bütün bunların yanında hızlı ulaşım sağlamakta olduğu ve geçtiği yerlerin emlak fiyatarını arttırdığı için bir kesim tarafından sevilmektedir. tecrübe edilmesini rica ederiz.