bugün

insanlığın bu aşağılandığı tablo. bağnazlığın gelebileceği son safha.
iktidar yalakası omurgasız gazetelerden başka şey okumaktan aciz papağan yazarların gerçeği buğulaştırdığı tipik bir gerçek, birbirimizden doğruları sakınacak değiliz.

lafı çok uzatmadan sadede gelelim.

söz konusu haber şu,

(img:#301327)

gazete dünyasının lağım kanalı olan akit gazetesi iki gün önce madımak otelinde ölenlerin kurşunlandığını iddia etmişti. daha sonra aynı fotoğrafın orijinali ortaya çıktığında görüldü ki, kan gibi görünen şey, aslında kızın saç örgüsüymüş!

akit gazetesi'nin özellikle kullandığı ve at gözlüklü ama kuş beyinli yazarların buraya koyduğu fotoğrafı "sesini yitiren şehir sivas" adında belgesel kitabı yayımlayan mehmet özer çekmiş. şöyle diyor kendileri;

--spoiler--
"fotoğraflar C. murat özcan ve ali eke yılmaz'a aittir. yani bunlar yeni bulunan fotoğraflar değil*. gazete en iyi bildiği işi yapmaya, yalan söylemeye devam ediyor. genç kız diye bahsedilen belkıs çakır'dır. sol göğüs bölgesindeki tişörtündeki delk ve kan izi dediği belkıs'ın saç örgüsüdür. varın siz bu ramazanda bu müslümanların büyük yalanı neden yazdıklarını düşünün."
--spoiler--

işiniz gücünüz yalan. genç kızın fotoğraflarını buraya koymaya gönlüm el vermedi. isteyen google'dan "kurşun değil saç örgüsü" diye aratıp bulabilir.

ölülere bile saygınız yok sizin. soysuzlar.
onlarca aydın insanımızın deyim yerindeyse katledildiği sivasta bir otel.
ıspanak yemeğine benzeyen fakat ıspanaktan katbe kat lezzetli olan yemek.
sarmısaklı yoğurt eşliğinde muhteşem olur. tabi madımağın içinde pastırma da olmalıdır.
bir ağıttır.. kalpte bir sızıdır.. gözdeki o süzülemeyen, sel olamayan yaştır.. acıdır, karanlıktır, susuzluktur, nefessiz kalmaktır.. yalanlardır, bilumum şovlardır.. yaradır, güneş yanığıdır.. yaz'dır.. kış'tır.. sevinçtir, hayattır.. ölümdür, sonsuzluktur..
(bkz: yananlardan mısın yakanlardan mı) bak abicim, kardeşim, arkadaşım.. daha 3 yaşında bir çocuktum.. aradan 20 yıl geçti ve hala haklı bir neden bulabilmeyi bile düşünecek kadar anlam veremiyorum.. tüm bu, yobaz yaftalarını ve aydın düşmanlığını da bir kenara bıraktım. belki de binlerce kişi bir otelde 37 kişiyi sıkıştırıp yakmak, geçtim bu ülkeyi, ne insanlığa ne mertliğe ne de kendini adamışlığa sığar.. bir karıncanın bile canını haksız yere almaya karşı olan din, 37 insanı yakmayı emretmez..

bak şimdi bunu okuyan güzel kardeşim, eğer bunu destekliyorsan bir defa daha düşün.. kendine sor; şiddeti kimler istiyor? haklı da olsa bir insanın canını başka bir insan alabilir mi? eli sopalı, meşaleli insanlar gerçekten haklı mı? ne için bu katliam? allah bu kadar aciz mi ki kulundan öç beklesin? inancı ve ya tercihlerini çevrede görmek bu kadar mı rahatsız edici? ben ne yapıyorum? ve daha da önemlisi; ben kimim ve yaşamım kime fayda sağlıyor?

eğer haklıysam(ve belki de haksız) sakin ve barışçıl savaşmayı, mücadele etmeyi tercih ediyorum. karşıysam sana eğer, bu karşılığım senin varoluşuna değil, varoluşuma müdahele etmeye çalışmanadır..
https://pbs-0.twimg.com/media/BOL4p0HCYAAgN4Y.jpg
yemeği çok leziz olur ancak oteli de bir o kadar insanın içini sızlatır. *
önünde "kahrolsun laiklik, şeriat isterik, grrrrrr vawwwwwawawawawaw" diye havlanılan yerdir. aziz nesini yakmak için başlatılmıştır, ama aleviler ölmüş, lütfi kaleli ile ağır yaralanarak kurtulmuşlardır(aziz nesin). kanımca şöyle bir diyalog oluştu olaydan sonra:

"sevgili cemaat! bildiğiniz üzere aziz nesini öldürmeye gittiğimizde... orada aziz nesin kaçmayı başardı. yine geberemedi gavat.

-siiivas azize mezar olacak!

olmadı lan işte. ama duruuuun. esas müjdemi isterim:oradaki 33 alevi yanarak gebermiş. dini sapıklar geberdi. sevinin lan!

-hülölöööööğğğğğğğ!

amaaaa... bu ülküde 2 mücahit yoldaşımız şehit düşmüşlerdir

-yuuuuuuuhhhhh! fiyuuuuufffff

olsun, amacımız ölmedi, ama yine de bir şeyler öldürdük. yaşasın şeriat! görüşmek üzere yeni gebertmelerde!"

tabi süleyman demirel sağcısı dokunmazsa onlara böyle rahat nutuk atarlar. korkaklar. ekseriyetin arkasına saklananlar!
bi porsiyonuna 40 lira vermistim. degdi ama azizim. (bkz: 10 numara 5 yıldız)
çemen veya sucuk ile pişirilen enfes lezzet.
döne döne semaha duranlar tutuştu önce
sonra türküler sonra da şiir
çığlıksız düştü türkülerin yanıbaşına
sivas sivas!
yiğitlik midir emanet cana kıymak?
yiğitlik midir bir tutam ışığı kör bıçakla güneşten koparıp karanlığa kurban etmek?
söyle hangi kitapta vardır elleri kolları bağlıyı yakmak?
hala yanmaktadır...
ışid teröristlerini aratmayacak içimizdeki canilerin, insanları tekbirlerle diri diri yaktığı otelin adı.
unut-madimak-limda.
ateşi hiç bir zaman sönmeyecek olan katliamdır. o pis ağızlarına allah'ın adını anarak, insanları diri diri yakan yobaz soyları, içimizde yaşamaktadırlar.
adaletin bu mu t.c?
pir sultan abdal şenlikleri sırasında gerici zihniyetin 33 canı yaktıkları otel.
hümoşlar doluşun......

madımak önemli azizim siktir edin doğu türkistanda olanları.

daha burdan sonra hepimiz ermeniyiz hırantız diye bağırıcaz.

kerkükte biraz sıkıntılı ama.. amaaaan boşver biji apoo ya katılalım.

hümanistiz ya biz marjinaliz hadi tweetler atalım bu ülkede aydınları yakıyorlar sakın düşünmeyin bu ülkede özgürlik yok diye.

ulan çok merak ediyorum böyle takılan insanlardan kaç tanesinin başbağlar katliamından haberi var ve aynı şekilde protesto ediyo.
sivas ve alevi kelimeleri her geçtiğinde insan olanı ve vicdanı olanı allak bullak etmesi gereken olayın yaşandığı mekan olan otelin adı. insanları diri diri yakma olayı toplumumuzda nasıl mümkün olmuştur diye her sorduğumuzda verilecek cevapta kendimizden de bir parça sorumluluk bulmamız gerekir. açıkçası bu olayın mümkün olmuş olmasını hala kabul etmemeliyiz ve bu olayın meydana gelmiş olmasına inanmamalıyız. daha açık söylersek, meydana gelmiş olan olay, inanılmaması gereken ve mümkün olmaması gereken bir olaydır.

insan bir düşündüğünde bu olay meydana geldiyse daha ne olaylar meydana gelmez ki diyor. insan, kendisinden olmayanı, farklı düşüneni yakabilir mi. yakmıştır, yok etmiştir. bu durumu anlatacak sözcük yoktur çünkü dilin durduğu sözcüklerin anlatmaktan uzaklaştığı yerdir burası. bu vicdansızlığın nasıl yapıldığını düşünürken insanın dünya, yaşantımız ve toplulumuz hakkında kötümser olmaması imkansızdır. bu olayın kıyamete kadar örtülmesi, küçümsenmesi de mümkün değildir.

bu gibi olayların bir daha yaşanmasının önüne geçmek için bu olayın hiçbir zaman gündemden düşmemesi gerekir. olayın unutulması aynısının tekrarlayacağının işareti olarak kabul edilmelidir. "olduysa oldu ne yapalım artık hayat devam ediyor" türünden laflar kötü niyetle söylenmiş olmasa bile bilmeden olayı örtbas etmeye ve gelecekte de aynısının yaşanmasına çanak tutmaktadır. madımakta diri diri yakmaya, bu katliama seyirci kalmamak, her gün bu yakma olayını canlı tutmak ve her gün acısını hissetmekle mümkün olur.

farklı gibi görünmekle beraber gezi eylemleri sırasında ortaya çıkan palacılar, özgürlüklerini kullanmak isteyenlere karşı onları linç etmekle, yok etmekle tehdit edenler madımak katliamının devamı olarak görülmelidir. kendi özgürlüğünü yaşamak isteyen ve hiç kimseye zarar vermeyen insanları kesmekle tehdit eden palacıların vicdan sahibi olduklarını söylemek imkansızdır.

ali ismail korkmaz'ı ve başka gençleri döverek öldüren, altına aldıkları masum gençleri sopalarla, levyelerle ve palalarla öldüren vicdansızlık madımak'ın devamıdır. kendinden farklı olanın yaşamasını kabul edemeyen kimseler, madımakta yaktıkları gibi masum gençleri yok etmekten haz almaktadır.

sadece türkiye'de değil ortadoğu'nun ve islam ülkelerinin çoğunda meydana gelen olaylar vicdanın ve aklın nasıl dumur olduğunu açıkça göstermektedir. inançlı olduğunu iddia eden bir kesimden insanlar, yine inançlı olduğunu iddia eden diğer bir kesimden insanları öldürmekte acımadan onların kafalarını koparmaktadır. islam ülkelerindeki bu vahşet ve çıldırmışlık hali dünyanın dikkatini çekmekte ve islamın şiddet dini olarak lanse etmektedir.

bazı kimseler ise islama yönelik batılıların bir önyargısı olduğunu oysa islamın barış dini olduğunu ileri sürmektedirler. ancak, batılılar elbette kendilerinin müslüman olduğunu iddia edenlere bakacaklar yoksa uzaya bakarak islam hakkında karar vermeleri doğru değildir. hem islamın barış dini olduğunu söyleyeceksin hem de ortalık kan gölünden geçilmeyecek. bu kimseye inandırıcı olmaz ve de olmamaktadır.

madımaktaki diri diri yakmaların tekrar yaşanmaması için kendimizi,değerlerimizi, vicdanımızı gözden geçirmeliyiz. bunun için de kendimiz gibi düşünmeyene hayat hakkı tanımayan dünya görüşümüzden ve anlayışımızdan vazgeçmeliyiz.
(bkz: ateş bulunduğunda alternatif türk replikleri)
+ ateş bulundu necati.
- yürüyün madımak'a.

ironisi yapılmış insanı üzen yer.
Polygonaceae familyasından, yenebilen, otsu bitki.
"Din" denen şeyin ne kadar tehlikeli olabileceğinin acı örneğidir.
http://www.bobiler.org/monte/madimak--174645
Tarihimizdeki önemli ayıplardan biri olan Madımak katliamını sosyal medyadaki önemli gün ve haftalar kapsamında telin edenlerin çoğunluğunun içten içe "e canım orası zaten yobaz bir yer. böyle olacağı belliydi. ne gerek vardı oraya gidip de böyle bir toplantı yapmaya. arandılar yani" dediğini hissediyorum.
Gerçi ben bu ülkedeki tüm "çağdaş ve özgürlükçü" ve kendini dünya standartlarında birey sayan "ayh bu ülkede yaşanmaz artık"çı insanların bugün darbe olsa yarın "ama orduya da başka çare bırakmadılar" demeye başlayacağını da hissediyorum.
Çok hissi bir insanım galiba lan ben.