bugün

madımak

sivas ve alevi kelimeleri her geçtiğinde insan olanı ve vicdanı olanı allak bullak etmesi gereken olayın yaşandığı mekan olan otelin adı. insanları diri diri yakma olayı toplumumuzda nasıl mümkün olmuştur diye her sorduğumuzda verilecek cevapta kendimizden de bir parça sorumluluk bulmamız gerekir. açıkçası bu olayın mümkün olmuş olmasını hala kabul etmemeliyiz ve bu olayın meydana gelmiş olmasına inanmamalıyız. daha açık söylersek, meydana gelmiş olan olay, inanılmaması gereken ve mümkün olmaması gereken bir olaydır.

insan bir düşündüğünde bu olay meydana geldiyse daha ne olaylar meydana gelmez ki diyor. insan, kendisinden olmayanı, farklı düşüneni yakabilir mi. yakmıştır, yok etmiştir. bu durumu anlatacak sözcük yoktur çünkü dilin durduğu sözcüklerin anlatmaktan uzaklaştığı yerdir burası. bu vicdansızlığın nasıl yapıldığını düşünürken insanın dünya, yaşantımız ve toplulumuz hakkında kötümser olmaması imkansızdır. bu olayın kıyamete kadar örtülmesi, küçümsenmesi de mümkün değildir.

bu gibi olayların bir daha yaşanmasının önüne geçmek için bu olayın hiçbir zaman gündemden düşmemesi gerekir. olayın unutulması aynısının tekrarlayacağının işareti olarak kabul edilmelidir. "olduysa oldu ne yapalım artık hayat devam ediyor" türünden laflar kötü niyetle söylenmiş olmasa bile bilmeden olayı örtbas etmeye ve gelecekte de aynısının yaşanmasına çanak tutmaktadır. madımakta diri diri yakmaya, bu katliama seyirci kalmamak, her gün bu yakma olayını canlı tutmak ve her gün acısını hissetmekle mümkün olur.

farklı gibi görünmekle beraber gezi eylemleri sırasında ortaya çıkan palacılar, özgürlüklerini kullanmak isteyenlere karşı onları linç etmekle, yok etmekle tehdit edenler madımak katliamının devamı olarak görülmelidir. kendi özgürlüğünü yaşamak isteyen ve hiç kimseye zarar vermeyen insanları kesmekle tehdit eden palacıların vicdan sahibi olduklarını söylemek imkansızdır.

ali ismail korkmaz'ı ve başka gençleri döverek öldüren, altına aldıkları masum gençleri sopalarla, levyelerle ve palalarla öldüren vicdansızlık madımak'ın devamıdır. kendinden farklı olanın yaşamasını kabul edemeyen kimseler, madımakta yaktıkları gibi masum gençleri yok etmekten haz almaktadır.

sadece türkiye'de değil ortadoğu'nun ve islam ülkelerinin çoğunda meydana gelen olaylar vicdanın ve aklın nasıl dumur olduğunu açıkça göstermektedir. inançlı olduğunu iddia eden bir kesimden insanlar, yine inançlı olduğunu iddia eden diğer bir kesimden insanları öldürmekte acımadan onların kafalarını koparmaktadır. islam ülkelerindeki bu vahşet ve çıldırmışlık hali dünyanın dikkatini çekmekte ve islamın şiddet dini olarak lanse etmektedir.

bazı kimseler ise islama yönelik batılıların bir önyargısı olduğunu oysa islamın barış dini olduğunu ileri sürmektedirler. ancak, batılılar elbette kendilerinin müslüman olduğunu iddia edenlere bakacaklar yoksa uzaya bakarak islam hakkında karar vermeleri doğru değildir. hem islamın barış dini olduğunu söyleyeceksin hem de ortalık kan gölünden geçilmeyecek. bu kimseye inandırıcı olmaz ve de olmamaktadır.

madımaktaki diri diri yakmaların tekrar yaşanmaması için kendimizi,değerlerimizi, vicdanımızı gözden geçirmeliyiz. bunun için de kendimiz gibi düşünmeyene hayat hakkı tanımayan dünya görüşümüzden ve anlayışımızdan vazgeçmeliyiz.