eski bölümlerini arada bi izliyorum da orjinal leyla'nın olduğu ilk sezonda bambaşkaymış. konular tam oturmuş, karakterler tam. leyla'dan sonrakilerde hep bi konusuzluk var gibi.
Kabataş Erkek lisesi mezunu tıp doktoru Osman Tuğlu'nun minyatür kompozisyonlar eşliğinde yeniden ölümsüzleştirdiği, güncele taşıdığı edebi miras ki şair fuzuli'nin divan edebiyatı şaheseridir.
dünya tatlısı bir diziydi. Diğer dizilerdeki klişe hikayelerle karşılaşmaktan bıkan bir kesime ilaç gibi gelmiş, hala kendini özletendir.
Sürekli diziden sahneler hatırlanır, tekrar tekrar bıkmadan aynı sahneler izlenir.
''O gemi bir gün gelecek.'' gibi umut dolu bir cümleyi aklımıza kazıyandır.
Popüler olan her şeye bok atma gereksinimi duyanlar, bu diziye bok atmasın. Rica ediyorum.
Güldüren; güldürdükten hemen sonra düşündüren esprileri içinde barındıran,
Hayattan izler taşıyan,
Sıradışı bir kurguya sahip olan,
Tek oturuşta bile izleyeni kendine çeken,
Bir dizi bu.
Bu özellikleri; tek bir dizide bulabiliyorsam, iyi bir dizi seyrediyorumdur.
Ayrıca, tüm bölümlerini eksiksiz izleyebildiğim tek türk dizisi olur kendileri.
Neyse.
Bir dizi.
Bitmeseydi iyiydi dizisi.
Şimdi oturmuş; ismail abi'nin beklediği gemi gibi, böyle bir dizinin gelmesini bekliyorum.
Sonuç hüsran.