gene bir haksızlığa uğrayan şehir.
yav beyler türkiye ortalamasında ne kadar aşırı dinci varsa konyada da o kadar var. ne eksik ne fazla.
bir istanbullu olarak orada yaşadık ta ondan bu haksız imaja karşı çıkıyorum.
sanki benzer gösteriler istanbul da olmadı.
buranın akdeniz sınırlarına düşen ilçeleri var.
tez ayrılmalı. *
akdeniz derken, ısparta'nın ilçeleri gibi düşünün.
beyşehir, seydişehir başta olmak üzere Bozkır, Taşkent, Hadim, Derebucak, Yalıhüyük ve Ahırlı ilçeleri akdeniz bölgesine düşmekte.
197.204 kişilik bir nüfusu olan bölge. 8 ilçenin toplam nüfusu 200 bin etmiyor çünkü nüfusu 100 bini aşan tek ilçe yok yörede.
konya'ya beyşehir 90, seydişehir 107 km uzaklıkta.
bir istanbullu olarak, şehir yaşamı ne demek burada öğrendim. valla bak.
şehir nedir. kolaylıktır di mi?
istediğin yere kolay ulaşmaktır. gece ufak tefek eğlencelerden sonra eve otobüsle dönebilmektir.
rahat havadar binalar demektir.
kırtasiyesinden tut, hastanesine kadar her şeyin en fazla 40-45 dakika yakınında olmak demektir.
eve kız arkadaşlarınla rahat rahat girip çıkmak demektir.
bahçedir, parktır.
yemektir. kafedir ne bileyim her şeye yakın olmak demektir.
minibüste oturarak gitmek demektir.
ben 80 lerin istanbul unda bunlardan pek haberdar değildim.
sonra konya ya gittim.
lan baktım ara durakta bile otobüsün kaçta geleceği yazıyor ve inanır mısın, otobüs o saatte geliyor.
istanbul da o yıllarda etilerden mecidiyeköy e gece vakti yürüdüğümü bilirim.
yeminle hala özlüyorum. ha istanbul da da şans eseri o tarz bi muhitte yaşıyorum ama malum istanbul un geneli öyle değil.
şimdi istanbulda da ara duraklarda otobüs saatleri yazıyor ama ben seksen doksanlardan bahsediyorum.
uzak olmasa orada da bi ev kiralayıp ilkbahar ve yazın bir kısmında orada akalacağım ama uzak. aslında hızlı tren var hem de bana yakın yerden geçiyor ama tembelim birazda.
seni seviyorum konya. bana çok şey verdin. zaman sana da çok şeyler versin.
buğday kokunu, dünyanın en sarı renkli güneş ışığını, şiveni her şeyini çok özledim lan.
not: beyler yobaz mobaz diyenlere bakmayın. yobazlık seviyesi türkiye ile aynı. ne daha fazla ne daha az.
iddia ediyorum dünyanın en pırıl güneş ışınlarını görebileceğiniz şehir.
bazen öyle olur ki göğünün masmaviliği, güneşinin pırıl pırıllığı lan bu ne güzellik dedirtir.
bunun en önemli sebebi nemin çok düşük olmasıdır.
nisan sonundan haziran sonuna kadar şahane bir iklimi vardır.
güneşe maviliğe sakinliğe doyarsınız.
hatta yazları evet yazları bile şahanedir.
gündüzleri sıcak olsa da çarpmaz. geceleri genellikle battaniyesiz yatamazsınız.
yazın, yazlık bir sinemada film izlerken donmaktan son anda kurtulmuştum.
boyle bir luks nerede bulunabilir.
bir canlıyı acı çeke çeke öldürmek nedir lan? sizin hiç vicdanınız yok mu ? insanlıktan nasibinizi almadınız mı lan? ya hadi hepsini geçtim dininiz imanınız yokmuydu lan sizin. #konyadakatliamvar
Bir kere gittim. Ramazan'ın ilk günüydü. Her yer kapalıdır, aç kalıcam diye düşündüm. Ama Alaaddin tepesinin çevresindeki sokaktaki tüm kafeler, restaurantlar açık ve doluydu. istanbul'da daha çok kapalı kadın görüyorum. Ayrıca çok güzel ve modern bir şehir.
Nem oranı az şehir düz bisiklet için harika yolları var her yer park bahçe doğru semtte otururursanız huzurlu bir şekilde yaşarsınız beklentilere bağlı güzelliği olan bir şehir bana göre.