intihar kişinin yaşamına son vermesi demek olup çok kötü bir eylemdir. bu başlığı okuyunca yine korkmaya, gerilmeye başladım. ölünce dünyaya gelinmiyor ve çok tehlikeli, riskli bir iştir.
başlığı ben uyandırdım yazım neden silik yedi anlamadım. kısaca kişinin en doğal hakkıdır dedim. intiharı tasvip etmiyorum ama kimse bu dünyaya kendi isteğiyle gelmedi ve bu dünyanın zorluklarına hayatının sonuna kadar katlanmak zorunda değildir. ama tabi ki kolay bir eylem değildir. geride bıraktıkların var. vs.
Bazen düşünüyorum. Ve yapacak olsam önceki günü, haftası çok güzel geçerdi. Her zaman gerektiği kadar umursamaz olurdum muhtemelen ilk defa. Neşeli olurdum. işte bir şeye karar vermişim, bitiyor yakında gibi. Mesela çevremdekilerin önemli günlerinden önce yapmam. O günlerde de eğlenirim gerçekten. Ancak gece öyle olmaz. Gece ölmekten korkarım. Ayrıca bunun çözüm olmadığını bildiğimden, hep kendimi tutarım. Çözüm değil çünkü. Eğer geride kalanları cezalandırmak istiyorsan sana bir iyi bir kötü haberim var. iyi haber, o senin çevrenin bokluğu. Çevreni değiştir, kendini yok etmek yerine. Kötü haber, o çevre üzülür; ama mecburen, istese de istemese de devam eder. Dünya durmaz. Dizilerde intihar edenleri düşün. Sonraki bölümde yok olurlar. Hayat devam eder. Muhtemelen gerçekte de öyle olur. Boşa yok etme kendini. Ayrıca düşünürsün ya, ne derdi vardı da intihar etti, keşke onu tanıyor olsam bunu anlar ve engellerdim diye. O yazık etmiş kişilerden olma eğer bunu yapmayı düşünüyorsan.
Eğer cezalandırma falan değil, gerçekten defolup gitmek istiyorsan buradan, eninde sonunda gideceksin zaten. Kal ve etrafına anlam kat. istersen etrafını salla, kendine kat. Eğer inançlıysan, bunun sadece çatlamış dudağını yalamak gibi olacağını bil. Geçeceğini sanırsın ama daha kötü olur.
Ben işte bir gün o çatlamış dudağı yalamaktan korkuyorum. Kimi zaman dayanılmaz bir istek duyuyorum. Ayrıca, ne kadar bensiz daha iyi olacağını bilsem de, birilerinin üzerinde travmatik etki bırakmaktan korkuyorum. Çünkü bensiz daha iyi olacağını bilmiyor. Bunu yapmaya hakkım yok.
Ve hepsinden önemlisi, bütün bu bataklığın içinde güvendiğim tek varlık, kayıtsız şartsız güvendiğim tek varlığın rızasından çıkmak beni hiçbir iyi yere ulaştırmaz. O beni hiç beklemediğim anlarda kurtardı. Bundan da kurtarır.
intihar eden insanların intiharlarından önceki son haftalarını özellikle de intiharlarından önceki son geceyi nasıl geçirdiklerini, o sırada nasıl bir ruhsal yapıda olduklarını her zaman çok merak etmişimdir.
yaşamaya gücün kalmamış, kararı vermişsin artık. son saatlerin.. acaba o son saatlerinde neleri düşünüyorlardı ? çocukluk anılarını mı ? son kereliğine lisedeki aşkını mı aklına getirdi ? intiharından sonra annesinin-babasının nasıl yıkılacağını mı düşündü ? ölü bir şekilde kanepe üzerinde yatarken evin diğer bireyinin seni salonda ölü olarak görünce vereceği tepkiyi mi ?
belkide az da olsa içinde inanç vardır. cehennem de yanacağını mı ? çok merak etmişimdir hep. o son saatleri, intihardan önceki son yarım saati...
bazen bir orman yangını başlar içinizde,
yandıkça yanar küle döner, kendiliğinden sönüverir. yatışırsınız.
tekrardan nefes almaya başlarsınız.
ölüm arzusu her zaman insanı canından etmez.
sizi büyüten, ıslah eden, hatta içinizdeki intihar ateşini tamamen söndürebilen bir yönü de vardır....
ne kadar dayandığınızla ilgilidir bu. dayanıklıysanız bu boyuta geçebilirsiniz.
tabi her intihar ani alınan bir kararın neticesinde gerçekleşmez.
bazı intiharlar çok farklıdır. duyguların fazla karışmadığı bir kararla da gerçekleştirilir.
ayrıca, intiharın zayıflık olduğunu iddia etmek çok da doğru değildir. zira her intiharın sebebi aynı değildir... intihar eden kişinin dünyasına girmeden, sıkıntısını, sorununu veyahut düşüncesini bilmeden gelişi güzel, genelleyici yorumlar yapmak ahmaklara yakışır. insanlar bilmedikleri ve belki de hiç bilemeyecekleri, kıyısından köşesinden bile geçmedikleri meseleler hakkında çok rahatça konuşabiliyorlar.
Yanmaktan vesaire korktuğu için intihar edemeyen ve Don Richie’nin evinin yanından geçen insanları intihardan vazgeçirdiği için ödüller aldığı iki mevcut kısım vardır intihar olayında.
neden doğru ve yanlışımız doğa oluyor. Neden atalarımız mücadeleyi seçti ve üredi diye bu normal kabul ediliyor. Atalarımızda intihar edenler hiç yoktur diyebilir miyiz? Bu kesin mi? Bir şeylere mantıklı cevap vermek için doğa dayandırmasını sevmiyorum. Doğamız böyle, evrim bu süreçte ilerlediği için bu davranış, bu evrime uygun değil o zaman anormal... gen havuzumuz çok şeyi etkiliyor evet ama asla tümünü değil.
Doğa ile arana mesafe koy. Özgür olmak için bu gereklidir diyor rousseau. Bunu düşüncemize de uygulamalıyız. Asıl Bu türden bir determinist görüş insanı intihara yaklaştırır.
Önceden çok acılı insanın kendi varlığına son verebilmesini çok cesaret verici ve gerekli bulurdum. insan hep acıdan kaçıp mutluluğu arzuluyorsa ve hiç olmamak en acısızlıksa bunun için mutluluk feda edilebilirdi. Hatta intihar karşıtı söylevlerde bulunanların yaşamamak, yarına uyanmak istememek, umutsuzluk ve beklentisizlik türevleri duyguları yaşamadığından bunları söylediğini düşünürdüm. Çoğunluğu da aynen böyle. Fakat bir şeyin tümüyle ve sonsuza dek kötü gitmesi imkansız. Bir şeyler iyileşebiliyor. Belki yanlış bakıyor, Olumsuza fazla odaklanıyoruzdur.
Bir şeyler iyileşebilir hem de hiç beklemediğiniz kadar kısa bir sürede. Her şeyin her zaman kötü gitme ihtimali yok, mutlaka sizi mutlu edecek motiveler var. Sırf bu küçük motiveler ve sonsuz kötü ihtimalinin imkansızlığı bile yaşama direnmeye yeter.
William james, intihar üzerinden özgürlüğü temellendirmiştir. insan özgür bir varlıktır, özgür olduğunu intihar hakkı olduğundan anlayabiliriz. Bir insan kendisini öldürme gücüne sahipse ama bunu bile isteye yapmıyorsa (özgür bir tercihte bulunuyor) o zaman özgür bir varlıktır. (doğada determinizm yoktur sonucuna ulaşır elbette bu bilimsel sonuç, (james bunu savundu mu bilmiyorum ama dini sonuç ise, Tanrı insanın hayatına müdahale etmez, onu özgür bir varlık olarak yaratmıştır)
David Hume'un savunduğu ve desteklediği görüştür. Yahu diyor Hume, bir insan hayattan bıktıysa ve hayatını sonlandırmak istiyorsa neden bu onun hakkı sayılmasın ki???
Not: Elbette bütün aydınlanma filozofları gibi hıristiyanlıkla mücadele etmek için bu görüşü savunmuştur. Hıristiyanlıkta intihar eden doğrudan cehenneme gider inancı vardır. (islam'da da öyle) Hume'un yaşadığı dönemde intihar edenlerin cesetlerine çok kötü davranılıyormuş. Yol kenarlarına atılıyor, kafası kesiliyor, ibretlik olsun diye kazığa oturtulup meydanlarda sergileniyormuş. Belkide bir filozof olarak cesede bile olsa insanlık dışı bu muameleye karşı çıkmak için yazdı.
Not 2: Filozoflar intiharı 'doğal hak' olarak savunup destekleyince toplumda intihar vakaları artmış.
Not 3: Ben Hume'un görüşüne itiraz eden bir yazı yazacağım, intiharın bir hak değil 'hastalık' olduğuna dair. insan yaşama içgüdüsüyle doğar, evrimsel süreçte bunun üzerine kuruludur zaten. O nedenle insanın kendisini öldürmeyi istemesi 'doğal' değil 'anormal' bir durumdur. Hume gibi bilimi savunan bir filozofun bunu hak görmesi şaşırtıcı gerçekten. Makalesinin her noktası tutarsızlıklarla dolu. hepsini ortaya çıkarıcam efem.