iman, bildirilen altı esasa inanmak ve Allahü teâlâ tarafından bildirilen, Muhammed aleyhisselamın Allahü teâlâ tarafından getirdiği emir ve yasakların hepsine inanmak ve inandığını dil ile söylemek demektir.
inanmak. itikad. Hakkı kabul, tasdik ve iz'ân etmek. islâmiyeti kabul edip amel etmek. Dini bütün hakikatleri kabul edip gereğini yerine getirmek.
Çok dikkatli olma.
inanma.
inanma.
inanmak. "Allahü teâlâdan başka mâbud, ilâh olmadığına, Muhammed aleyhisselâmın O'nun kulu ve Resûlü olduğuna" ve O'nun Allahü teâlâdan getirdiklerine kalb ile inanıp dil ile söylemek.
inanma. (Arapça)
iman etmek: inanmak. (Arapça)
filistinde ki direnişi ve orada, hayata ve ölüme dair bakış açılarını kavramak açısından meraklısına 2 örnektir.
insan... erkek ve kadın...
imanın vücut bulmuş haline 2 örnek.
biz neredeyiz, onlar nerede. ve bu iman denen olgu'nun neresindeyiz!
herkesin kantarı belinde.
çok uzatmaya gerek yok, 2 görüntü hakikati ortaya koyuyor vesselam.
kainat, yani her şey allah'ın mutlak hükümranlığı altında disipline edilmektedir. iman, bu askeri durumu anlamaktır. dolayısıyla kötüler kadar soytarılar da müminler için imtihandırlar.
bütün kainat sen allah'a, meleklere, peygamberlere, ahirete, kuranı kerim'e ve kaza ve kadere iman edesin diye var. eğer bunlara iman etmezsen bütün kainat sana azap etmek için var.