devletin şahsına vermiş olduğu beylik silahının-tabancasının ne anlama geldiğini, ne zaman ve nasıl ve de nerede, en son kime karşı kullanılacağını bilmeyen türk silahlı kuvvetleri komutanı olan general.
şu an bir hukuk devletinde tüm rütbeleri sökülmüş ve ordudan atılmış olması gerekirdi ya da genelkurmay başkanlığı binasının avlusunda bir anma büstü olup bir yola veya köprüye ya da bir stadyuma adı verilmiş olması lazımdı.
bırakın devlet, istihbaratlar, raporlarlar, silahlı kuvvetler komutanı, emir komutada en üstte olması, yetki ve salahiyet tartışmaları konularını...
sıradan bir holding-şirket yönetiminin başında yönetici olsa ve şirketin bu kadar maddi manevi zarara uğraması, borsada hisse kaybına, üretim, pazarlama, satış, finansman açısından telafisi zor bir duruma şirketin gelmesinde "bilmiyordum" gerekçesini sunsa tazminatsız olarak iş akdinin sonlanması yanında bankacılık, sermaye piyasası vb kurullara mahkemelere hesap verir olurdu.
Türk askerlik dili neredeyse tamamen Arapça üzerine kuruludur. Taarruz, hudut, nizamiyye,, içtima falan. Türk askerlik dilindeki tek türkce Sözcük yemek duasındaki tanrıydı. Onu da kaldırıp allah yapmıştır. Türk Dili ve kimligi ile sıkıntısı olan biridir.
Hulusi Akar, 1952 doğumlu Türk bir asker olup eski savunma bakanıdır ve 29. genelkurmay başkanıdır. Hulusi Akar, 2003'te Irak'ta Türk askerinin kafasına çuval geçiren Raymond Thomas Odierno adlı Amerikalı yavşak bir orgeneralin elinden ödül alan ve aynı zamanda ekibi Fetocu çıkan hainin tekidir. Seri paşaymış, Zort. Bu sahtekarın gerçek yüzünü, emekli albay Orkun Özeller ifşa etti.
Hulusi Akar değil miydi, Irak'ta terör örgütü PKK'yi sanki bir devletmiş olarak tanıyan ve o sıkandal görüşmede hewallerin sözde Kürdistan paçavrasına karşılık Türk bayrağını getirmeyen? https://galeri.uludagsozluk.com/r/2438501/+ https://galeri.uludagsozluk.com/r/2438502/+ https://galeri.uludagsozluk.com/r/2438503/+ https://galeri.uludagsozluk.com/r/2438504/+
bu şahsın değil idarenin sorunudur. 60 gün içinde işlem yapılmadıysa geriye dönük işlem yapılamaz. idarenin hatasından dolayı vatandaşın hakkı geri alınamaz.
buna idari istikrar ilkesi denir. Olayı şudur; bir başvuru, ihale vs gibi durumlarda bunun asgari şartlarında eksiklik var ise ve bu durum idarenin gözünden kaçmış ise, bu idarenin sorumluluğudur, lehine hak sağlayan kişi bundan sorumlu tutulup kazanımları geri alınamaz. Danıştay'ın yerleşik görüşüdür. ne kadar mantıklı değil mi?
ama sanki bir olay vardı üzerinden neredeyse yarı ömür kadar zaman geçen orada bu ilkenin esamesi okunmamıştı, sahi neydi o olay ya?
abd’de biyoloji okurken türkiye’ye yatay geçiş yapıyor. türkiye’ye geçişi tıp olarak yapılıyor.
bu usulsüzlük 11 yıl sonra tespit edilince yök ne diyor biliyor musunuz?
bu şahsın değil idarenin sorunudur. 60 gün içinde işlem yapılmadıysa geriye dönük işlem yapılamaz. idarenin hatasından dolayı vatandaşın hakkı geri alınamaz.
Sonra israil gelir düşmanının telsizisini, çağrı cihazını patlatarak düşmanını yok eder. Senin sadece dinle yetiştirdiğin çocuk israil'e ancak beddua eder.
Adam gibi adam, o belindeki delikli demiri ya kendini almaya gelenlere sıkar ya da kendi şakağına dayar, tetiğe basardı. Devlet süs diye mi verdi o silahı? Askerliğin yüz karasıdır. Net.